İyi fotoğraf çekmenin yolu, doğru objektif seçiminde gizlidir. çok sayıda tür ve model arasından doğru seçimi yapmak için objektiflerin özelliklerini bilmek gerekir |
Objektifler fotoğraf zincirinin en önemli halkasıdır. Bunların resimleme başarısı, çekilen fotoğrafların niteliğini belirler. Bu dosyamızda önde gelen objektif türlerini ve doğru objektif seçimi için gerekli püf noktalarını bulacaksınız. Geniş açılı objektifler Bu değerler, tam (36x24mm) ebatlara göre hesaplanmıştır. Geniş açılı objektifler nesneleri, olduklarından daha büyük gösterirler. Böylece küçük bir oda, geniş bir salona dönüşebilir; yani, büyük bir derinlik etkinliği yaratılır. |
Balıkgözü objektifler Balıkgözü objektifler, yapılarına göre iki kümeye ayrılırlar: • Film (veya ışık algılayıcı) alanını tam olarak ışıklayamayan ve sonuçta dairesel bir resim oluşturan, çoğunlukla 8mm odak uzaklığındaki dairesel balıkgözü objektifler. • Tüm film alanını kapsayan ışıklamaları ve çoğunlukla 15–16mm odak uzaklıkları ile tam ebat balıkgözü objektifler. Aşırı boyutlarda bir uzam izlenimi yaratan balıkgözü objektifler, özel çekimlerde kullanılır. Tabii ki bu kullanımın, aşırı bozulmalar dikkate alınarak ve iyice düşünüldükten ve tasarlandıktan sonra gerçekleşmesi gerekir. Bu bozulmaları, RAW biçimi geliştirme yazılımları ile düzeltmek mümkündür. |
Geniş açılı ve optik kaydırmalı (Zoom) objektifler Optik kaydırmalı objektif AF Nikkor 12–24mm /1:4 DX, DSLR türü makinelerde kullanılması amacıyla, aşırı geniş açılı bir objektif olarak geliştirildi. Kesim etmeni hesaba katıldıktan sonra yarım ebatlı ışık algılayıcı kullanan DSLR makinelerde odak uzaklığı, 18–36 mm aralığında olmaktadır. Sayısal makineler için yapılandırılmış olan bu tür özel objektiflerden, daha küçük resim dairesi nedeni ile oluşan nitelik kayıpları yüzünden, film kullanan makinelerde sadece sınırlı olarak yararlanılabilmektedir. Daha karmaşık yapılarından dolayı ve kaydırma alanına göre değişen merceklerin bakışımsız dağılımı yüzünden, kenar alanlarda betimleme hataları oluşmaktadır |
Normal objektifler Normal objektifler, kendi görüş açımıza takriben eşit olan betim açısına sahiptirler. Odak uzaklıkları, yaklaşık olarak 35mm ile 80mm aralığındadır. Odak uzaklığı ne kadar kısa olursa, resim açısı o kadar büyük olur. Bu değerler, tam (36x24mm) ebatlara göre hesaplanmıştır. Daha küçük ışık algılayıcılar kullanan makinelerde ise odak uzaklığı ile ışık algılayıcının kesim etmenini çarpmanız gerekir. Normal objektifler, sakin ve dengeli resimler üretirler. Hafif dar açılı (tele) objektifler (ör: 85mm/1:1,8), yüz hatlarını çok kazanımlı tasvir edebildikleri için, portre çekimleri için tercih edilirler. Normal objektiflerin diğer bir üstünlüğü de, az ışıklı ortamlarda çekim yapabilmek için gerekli olan, yüksek ışıklılığı sağlayan alt yapıya sahip olmalarında yatmaktadır. örneğin 1:1,2 ışıklılığındaki bir normal objektifin fiyatı nispeten hesaplı olmasına rağmen; aynı ışıklılık değerindeki bir 28mm veya 85mm objektif için, çok daha yüksek fiyatlar söz konusu olmaktadır. Böylece, çok az ışıklı ortamlarda bile, heyecanlı ve gerilimli çekimler yapmak mümkün olmaktadır. Canon tarafından kısa bir zaman öncesine kadar sunulan 50mm/1:1,0 değerlerindeki normal objektif, hiç şüphesiz ki, ışıklılık yarışının doruk noktasını oluşturmaktaydı. Ancak, bunun ötesi de var: ünlü yönetmen Stanley Kubrick tarafından 1975 yılında çekilen “Barry Lyndon” filminde kullanılan 1:0,7 ışıklılık değerindeki objektif, sinema camiasında bir efsane olarak anlatılmaktadır. Esasında Carl Zeiss şirketi tarafından NASA uzay kurumu için üretilen bu muhteşem objektif vasıtası ile, 18. yüzyılda geçen filmin iç mekan sahnelerini, harici aydınlatmalar kullanmadan, yalnızca mum ışığında çekmek mümkün olmuştur. |
Optik kaydırmalı (Zoom) standart objektifler Optik kaydırma işlevli (‹ng. zoom=hızlı hareket sesi) standart objektifler, hafif geniş açı ile hafif dar açı aralığındaki alanı kapsarlar. Bu yüzden kullanım alanları çok geniştir ve en uygun seyahat objektifleri olarak kabul görürler. Ne yazık ki hesaplı modellerde, ışıklılık pek muhteşem değildir. Tabii ki optik kaydırma aralığının büyük olması birçok kolaylıklar sağlamaktadır ancak, objektif niteliğinin de aynı oranda azaldığını göz ardı etmemek gerekir. örneğin 28–70mm/1:2,8 düzeyindeki bir objektif ile 24–120/1:3,5–5,6 düzeyindeki bir objektifin betimleme karşılaştırması, açık ara ile birinci objektifin lehine sonuçlanır. Sonuç olarak optik kaydırma alanının geniş olması, optik nitelikten ödün verilmesini zorunlu kıldığı açıkça ortaya çıkmaktadır. |
Sabit odak uzaklığı mı? Optik kaydırmalı mı? Sabit odak uzaklığına sahip objektifler genellikle daha hafif, daha tıkız ve daha yüksek ışıklılık düzeyinde olurlar ve daha mütevazı yapılandırıldıkları için, daha az betimleme hataları içerirler. Optik kaydırmalı objektifler ise çok rahattırlar ve daha az yük taşınmasına vesile olurlar. Ancak, daha karmaşık bir yapıya sahip oldukları için, daha fazla betimleme hataları içermektedirler. Satın almadan önce, objektifleri denemeyi ve karşılaştırmayı ihmal etmeyiniz. örneğin başvuru kaynağı olarak aldığınız bir 50mm 1:1,4 objektif ile çektiğiniz portre resmini, satın almak istediğiniz objektifin çektiği portre resmi ile ve büyülterek karşılaştırınız. Böylece betimleme hataları, özellikle gözlerin etrafında kolayca teşhis edilebilir. Optik kaydırmalı odak uzaklıkları Kullanım alanları 24–120 mm/1:3,5–5,6 28–70/1:2,8 28–105 mm/1:3,5–4,5 28–200mm/1:3,5–4,5 |
[page)
Dar açılı (tele) objektifler Dar açılı objektifler sayesinde uzaklara (elence: tele = uzak) bakmamız mümkün olmaktadır. Bakış açısının dar olmasından ötürü resimler yoğunlaştırılır ve uzam, sıklaştırılır. Böylece, farklı mesafede olan nesneler, görünürde, birbirlerine yaklaşırlar. Portre çekimlerinde ise yüz hatları, hafifçe yassılaştırılır.
|
Bu nedenle 80 ile 150mm odak uzaklığı aralığındaki objektifler, portre objektifleri olarak adlandırılır. Bu değerler, tam (36x24mm) ebatlara göre hesaplanmıştır. Daha küçük ışık algılayıcılar kullanan makinelerde ise odak uzaklığı ile ışık algılayıcının kesim etmenini çarpmanız gerekir. Dar açı alanında kesim etmeni faydalıdır. örneğin 300mm odak uzaklığındaki dar açılı bir objektifi, yarım ebat kullanan makinenin 1,5 etmeni ile çarptığınızda, ışıklılık seviyesi yüksek olan bir 450mm objektif elde edersiniz. Odak uzaklığı Resim açısı 80mm 28 Derece 105mm 23 Derece 135mm 18 Derece 200mm 12 Derece 300mm 8 Derece 400mm 6 Derece 600mm 4 Derece 1200mm 2 Derece |
Portre objektifleri Kesim etmeninden ötürü birçok D-SLR türü makinede, 50mm odak uzaklığındaki bir objektifi bile, portre objektifi olarak kullanabilirsiniz. Ancak, ışıklılık değeri yüksek olan 85mm/1:1,4 gibi objektifler, daha iyidir. 1,5 kesim etmeni ile, 130mm odak uzaklığında hafif dar açılı bir objektif elde edersiniz. çok dar açılı objektifler Dar açılı ve optik kaydırmalı (zoom) objektifler Odak uzaklığı Işıklama süresi Optik kaydırmalı odak uzaklıkları Kullanım alanları 70–200 mm/1:2,8 VR Işıklılığı yüksek, resim sabitleme sistemine sahip ve 3 kat yakınlaştırma yapabilen tümel optik kaydırmalı bir objektif 70–300 mm/1:4,5–5,6 80–400mm/1:4,5–5,6 VR 200–400 mm / 1:4 VR |
özel objektifler Pek çok objektif üreticisi, sıra dışı çekim durumları için bazı özel objektifler sunarlar. Aşağıda, bu objektifler ele alınmaktadır: Düşey çevrinme (Tilt) ve kaydırmalı (Shift) objektifler Düşey çevrinme ve kaydırmalı objektifler, olağanüstü büyüklükte bir resim dairesi çapına sahip olan özel yapılı objektiflerdir. Mekanik yapıları gereği optik eksenleri hem koşut olarak kaydırılabilmekte (kaydırma) hem de eğdirilebilmektedirler (düşey çevrinme). Işığın düştüğü alanı değiştirebilme ve eğilebilme imkânları sayesinde bu tür objektifler, alışılagelmiş objektiflerin kullanım alanlarının dışına çıkarlar. |
Keskinlik düzeyinin yer durumunu değiştirebilme imkanı ve perspektifsel (derinliğe bakış) verim sayesinde, sadece körüklü teknik makineler ile gerçekleştirilmeleri olası özel çekim yöntemleri ve görsel etkinlikler mümkün olmaktadır.
önceki bölümde tanıştığımız Scheimpflug bozulmasında objektif, resim düzeyine göre dikey konumdan devrilir; böylece keskinlik düzeyinin ışığın düştüğü alana (ışık algılayıcıya) paralel olması yerine dönmüş olması elde edilir. Bu sayede, verev olarak arka arkaya durmalarına rağmen, iki nesnenin keskin olarak betimlenmesi sağlanır. Kaydırmalı objektifler, özellikle mimari fotoğrafçılıkta kullanılır. Objektifin, resim düzeyine koşut olarak kaydırılması sayesinde düşen hatlar etkisinin (aşağıdan çekilen binalarda oranların çok fazla küçülmesi; yani binanın, arkaya doğru devrilecekmiş gibi durma etkisi) bastırılması mümkün olur. El ile netleştirme ve resim teşekkülü için makinenin doğru olarak hizaya getirilmesinde, kafesli bir ayar camı çok faydalı olur. Resim işlem yazılımında kaydırma etkisinin serbest dönüştürme emri ile benzetimi yapılabilir ancak çevrinme işlevi, yani keskinlik düzeyinin yer durumunu değiştirmek, sadece buna uygun olan objektifler ile mümkündür. |
Teleconverter”lar Dar açı değiştirgeçleri(teleconverter) objektif olarak nitelendirilmezler. Objektif ile makine arasına takılan bu aygıtlar vasıtası ile odak uzaklığı, belirli bir çarpan değerinde uzatılır. Aynı zamanda, objektifin ışıklılığı da aynı çarpan oranında küçülür. Bu yüzden bu değiştirgeçler, özellikle ışıklılığı yüksek olan dar açılı objektifler için uygundurlar. D-SLR türü makinelerin çoğu odak uzaklıklarını diyafram kaybı olmadan uzattıkları için, dar açı değiştirgeçlerinin önemi azalmıştır. |
Yumuşak çizimli objektifler Yumuşak çizimli objektifler, küresel biçim sapmaları çok az dengelenmiş olan dar açılı portre objektifleridir. Böylece keskin olan öz görüntü, bulanık olan bir görüntü tarafından örtülür ve ortaya, okşama ile gerçeküstü aralığında bulunan bildik izlenimler çıkar. Bu tür objektiflerde, resmin ön ve arka görünümlerindeki bulanıklık derecesini yönetmek mümkündür. Dokuz adet diyafram yaprağı vasıtası ile, bulanıklık menzilinde ahenkli bir görünüm elde edilir. Yani bu objektifler, portre çekimleri için çok uygundurlar. Ancak, yumuşak çizim etkisinin resim işlem yazılımlarında da çok iyi nitelikte yapılabilmesinden ötürü, bu objektiflerin sayısal fotoğrafçılık çağında pek fazla önemleri kalmamıştır. |
Makro (büyültme) objektifler Yakını ayarlamak için tasarlanmış olan makro objektifler, böylece çok küçük nesnelerin resimlerinin çekilmesini mümkün kılarlar. ‹yi bir makro objektif, 1:1 betimleme ölçeği ile sonsuz aralığındaki keskinleştirme menziline sahiptir. çok geniş bir alan derinliği ile çalışan makro objektiflerin diyaframı, bu sebepten dolayı çok fazla kısılabilmektedir (32 veya 45 değerine kadar). Ancak, küçük diyafram açıklıklarında (makro objektiflerde 22 basamağından itibaren), kırınım etkisi nedeni ile bulanıklık tehlikesi artar. Makro objektiflerin büyültme çarpanı, küçük ebat (135) filmlerin tam boyutlarına göre ifade edilir. Daha küçük olan ışık algılayıcılarda ise etki, kesim etmeni ölçüsünde büyür. Tıkız sınıftaki birçok fotoğraf makinesi de konuya iyice yaklaşabilmekte, dolayısı ile makro çekimler yapabilmektedirler. |
Resim sabitleme yöntemleri Araba sürücüleri, yan taraftan gelen kuvvetli bir rüzgarda, arabanın rüzgarın estiği yöne doğru kaymasını dengelemek için direksiyonunun karşı tarafa doğru kırılması gerektiğini bilirler. Resim sabitleme yöntemleri de bu esasa göre işler: Rüzgarın yerini, makinenin sallanması alır. Bu yüzden, konunun ışık algılayıcıya düşen ışığı sallantılıdır ve çekim, silik veya bulanık olur. Resim sabitleme birimleri ise bu sallanmayı, merceklerin veya ışık algılayıcının karşı yöne doğru sallanmaları vasıtası ile dengelerler. Optik bir sabitleme düzeni, istenmeyen sallantıları küçük döner algılayıcılar vasıtası ile tanır. Böylece dengeli ve yavaş hareketlerde (örneğin kasıtlı yapılan temiz bir devinim hareketi) devreye girmez. Bu sayede açık olan resim sabitleme işlevinde bile, darbesiz devinimler mümkün olur. Elektronik olan bir resim sabitleme yöntemi ise hareketleri, çekilen motifin değişimlerine dayanarak tanır. Elektronik resim sabitleyici bu hareketi, ışık algılayıcı üstündeki resim kesitini kaydırarak dengelemeye çalışır. Bu tür sabitleyiciler için neredeyse her hareket, dengelenmesi gereken bir sallanma anlamına gelir. Bazı objektiflerde resim sabitleme işlevi açılıp, kapanabilmektedir. Bu tür donanımı olan objektifler ile, diğer objektiflere nazaran çok daha uzun ışıklama süreleri kullanılarak, elden çekimler yapılabilmektedir. Ancak, kullananların birleştiği ortak bir noktayı da göz ardı etmemek gerek: Bu karmaşık ve pahalı yapımın optik niteliği, benzer seviyede olan sabitleme yöntemsiz objektiflerden daha kötüdür. Bu konuda da her şeyin aynı paketin içinde yer alması, demek ki mümkün olmuyor. Bu yüzden optik niteliğin her şeyden önemli olduğunu düşünen bir fotoğrafçının, resim sabitleme sistemini bir kenara bırakıp sehpa ile çalışmaya devam etmesi çok doğal olsa gerek. Resim sabitleme düzenleri, özellikle uzun odak mesafeli olan dar açılı ve küçük diyafram açıklıklı objektiflerde faydalıdır. Böylece, az ışıklı ortamlarda konunun, elden çekilmesi mümkün olur. Resim işlem yazılımlarında düzeltilmesi mümkün olan çeşitli görüntüleme hatalarının aksine sallanmış çekimlerin düzeltilmesi mümkün olmaz. Bu yüzden kısa ışıklama süreleri, resim sabitleme düzenleri veya sehpa kullanım yöntemleri ile, istenmeyen sallanmalardan mutlaka kaçınınız. D-SLR türü makinelerin çoğu optik resim sabitleme yöntemleri kullanırlar. Ancak bu konuda, Sony ve Pentax gibi şirketler farklı bir yöntem uygulamaktadırlar: Bu markaların modellerinde resim sabitleme sistemi, objektif içinde değil makinenin gövdesinde bulunmaktadır. Böylece fotoğrafçı, resim sabitleme sisteminden faydalandığı halde ve yabancı markaların uyumlu objektifleri de dahil olmak üzere çok daha fazla sayıda objektifi kullanma imkanına sahip olur. Bu yöntemde algılayıcı sallanmanın şiddetini tanır ve makine, algılayıcıyı kaydırma yöntemi ile sallantıyı dengeler. Objektifin büyüklüğü ve betimleme niteliğini etkileyen resim sabitleme yöntemlerine karşın, bu yöntemde objektif etkilenmez. Pentax makinelerinde algılayıcının sallantıları, nispeten aşınmasız bir sistem olan manyetik yöntem ile yapılır. Ancak bu tür resim sabitleme sistemlerinin daha fazla güç gereksinimi bulunmakta; dolayısı ile piller daha çabuk tükenmektedir. Otomatik netleştirme düzenleri Makine gövdesinden, otomatik netleştirme kipini de ayarlamanız mümkündür. Bunun için bir adet el ile (M) ve iki adet otomatik (S=tekil, otomatik netleştirme ve C=sürekli, otomatik netleştirme) ayar bulunur. Böylece, toplam dört adet ayar birleşimi kullanabilirsiniz. Nispeten küçük bir faydası olan otomatik netleştirme kipindeki el ile müdahale imkanı karşılığında, ayar imkanları dört kat artmaktadır. Yani bu kadar çok yeni işlevin lütuf mu yoksa bela mı olduğu tartışılır! Zira her yeni işlev ile birlikte, hata yapma ihtimali de artar. Tam çekim ortasında konuya yoğunlaştığınızda, birdenbire otomatik netleştirme sistemi çalışmaz ise, nerelere bakmanız gerektiğini yukarıdaki tablodan öğrenebilirsiniz. Güncel fotoğrafçılık yaşamında, otomatik netleştirmeye el ile müdahale imkanının olmaması, ciddi bir eksiklik olur mu acaba? Bu yüzden, bu tür işlevleri bulunmadığı için daha kolay kullanılan eski objektifler ile çalışmayı seven fotoğrafçıların sayısı, hiç de az değildir. Kaza ile çevrilen ayar halkası, farkında olmadan keskinlik düzeyini de kaydırabilir ve makine, netleştirme alanında keskinlik oluşmadan da çekim yapabilir. Sonuç olarak otomatik netleştirme işlevli objektifler günümüzde ölçündürler ve özellikle gözlük takanlar için çok faydalıdırlar. Yalnızca netleştirme alanı keskin olduğunda çekim yapılabildiği için (S konumu=tekil otomatik netleştirme), netleştirmesi doğru yapılmış resimler için belirli bir güvence vardır. Objektif gövdesinde el ile veya otomatik netleştirme seçeneklerini sunan objektifler, sadece netlik düzeyinin hızlıca değiştirilmesi gerektiğinde faydalı olabilirler. |
Yorum Yap