Her mevsim, doğayı sanki yeniden biçimlendirir; hepsi birbirinden farklı imkânlar ve güzellikler sunarlar. Doğa fotoğrafçıları da mevsimleri önemli bir fırsat olarak görürler ve her birinin kendisine has estetik yapılarını kalıcı görüntülere dönüştürürler. Mevsimler arası geçişler birbirinden harika manzara fotoğrafları ortaya koyar.
Bunlar özellikle manzara fotoğrafçıları için harika ve dramatik sahneler anlamına gelir. Her mevsimin başlangıcı, ortası ve sonunun kendine has doğal olayları ile bu olaylar sonunda oluşan farklı görünüşleri vardır. Bu farklı sahnelerin çekim teknikleri de farklılıklar gösterir. Ayrıca her mevsimde güneşin (ışığın) konumu değişiktir. Özellikle ışığın daha yatay olduğu sonbahar, kış ve ilkbahar aylarında çekilen doğa manzaraları daha etkileyicidir ve bu aylarda gün boyu fotoğraf çekilebilir.
Mevsimlere Göre Manzara Fotoğrafları Nasıl Değişiyor?
Aşağıda -Türkiye’nin dünya üzerindeki konumuna göre- mevsimlerde ne gibi değişiklikler olduğu ve bu değişikliklerin manzaraları nasıl etkilediği anlatılmaya çalışılmıştır.
Sonbahar Manzaraları
Sonbaharda doğa, öbür mevsimlerle kıyaslanamayacak biçimde görkemli bir yapıya bürünür. Çoğu sarı olmak üzere; turuncu, kırmızı, kahverengi gibi pek çok rengin ve değişik tonlarının bir arada bulunduğu tek mevsimdir sonbahar. Renkler usta bir sanatkârın elinden çıkmış nadide eserler gibi gözü yormayan güzelliktedir.
Özellikle kırsal bölgelerde sarıdan kızıl kahverengine kadar oluşan renk çeşitliliği, sonbaharı fotoğrafçıların dört gözle beklediği mevsim haline getirir. Renk parıltısı içindeki yamaçlar, karışık ormanlar, yaprakları kısmen dökülmüş ağaçlar, orman altlarındaki çalılar, özellikle sarı orman güllerinin kızarmış yaprakları ve kahverengi eğrelti otlarının oluşturduğu manzaralar en çok çekilen görüntülerdir.
Ayrıca meşe palamudu, kuşburnu, alıç ve ardıç gibi canlı renklere sahip yabani meyvelerle mantarlar da sonbaharda fotoğrafı çekilebilecek pek çok ilginç varlıklardandır.
Sadece bu mevsimde yakalanabilecek ağaçlardan düşmekte olan (uçuşan) yaprakların hareketli görüntüleri yanında yerlere dökülmüş yaprakların oluşturduğu etkileyici görüntüler ile suların üzerine düşen yaprakların görüntüleri veya yere dökülmüş yaprakların tek renk doku fotoğrafları da fotoğraflamaya değer sahnelerdir.
Özellikle ters ışıkta çekilen yaprak fotoğrafları -yaprağın ışık geçirgenliği sayesinde- işini iyi yapan bir ustanın elinden çıkmış vitrayları anımsatır. Çevresi sonbahar renklerine bürünmüş ağaçlarla, ormanlarla çevrili akarsular ve göllerde oluşan renkli yansımalar da kaçırılmaması gereken görüntülerdir.
Bilindiği gibi sonbahar zaman zaman sağanak yağışlar ile sis ve pusun oluştuğu bir mevsimdir. Doğa fotoğrafçıları için bu şartların bazı avantaj ve dezavantajları vardır.
Sağanak yağmurlardan sonra renkler daha doygun hale gelirken sis ve buğunun oluşturduğu beyaz ve/veya gri fonlar sade manzara fotoğrafları çekme avantajı sağlar.
Dezavantajları ise yapraklar, kayalar, ağaç gövdeleri vb. ıslak olur; ıslak nesneler ışığı yansıtarak fotoğrafta ışık patlamalarına sebep olabilirler. Işık yansımalarını ortadan kaldırarak renk doygunluğunu artırmak ve gerekiyorsa pusu azaltmak için polarize filtre kullanmak gerekir.
Sis fotoğrafı çekerken ışık ölçümünün doğru yapılması gerekir; noktasal veya merkez ağırlıklı ölçüm sistemi kullanılarak elde edilen değere +1 durak kadar poz telafisi yapılmalıdır. Aksi takdirde, yani poz telafisi yapmadan çekim yapılırsa, fotoğrafın koyu çıkma ihtimali yüksektir. Sis çekimlerinde netleme elle yapılmalıdır.
Bir başka sorun da bu büyüleyici mevsimle ilgili -daha önce görülmemiş- bir iş çıkarmak oldukça zordur. Çünkü her doğa fotoğrafçısının arşivinde mutlaka çok sayıda sonbahar fotoğrafı vardır. Başka bir deyişle sonbahar fotoğrafları klişeleşmiş konulardandır.
Bu yüzden, duyuları en çok harekete geçiren ve tutkuların doyasıya yaşanabileceği bir mevsim olan sonbaharın şimdiye kadar çekilmiş olan fotoğraflarına hangi yeniliklerin katılabileceği üzerinde kafa yormak gerekir.
Örneğin geniş manzaranın tamamı yerine, sahnenin belirli ayrıntılarına -yakın çekimlere, içsel manzaralara- odaklanmak, farklı bakış açıları ile denemeler yaparak yeni kadraj düzenlemeleri (başka bir deyişle yeni kompozisyon denemeleri) yapmak için çaba gösterilebilir.
Sonbahar fotoğraf çekmek için mükemmel bir mevsimdir. Ancak anlatılan güzelliklerin fotoğraflarını çekebilmek için 2-3 hafta gibi bir süre vardır. Bu nedenle zamanı iyi değerlendirmek, başka bir deyişle doğru zamanda doğru yerde olmak gerekir.
Sonbahar manzaraları için tercih edilen geniş yapraklı ağaçlardan oluşan ormanlar daha çok Karadeniz Bölgesi’nde bulunur. Ülkemizde yaprakların renk değişimi genellikle ekim ayının ortalarında yükseklerde başlar, kasım ayının ortalarında deniz seviyesinde biter. (Bazı yıllar sonbaharın sıcak geçmesi, ani don gibi hava şartlarının değişmesi yanında bölge ve yüksekliğe de bağlı olarak iki hafta kadar önce ve sonra da olabilir).
Genellikle kasım ayının ilk haftası sonbahar renklerinin canlılıklarının zirvede olduğu zamandır. En iyi sonbahar renkleri 500 m ile 1200 m arasındaki yüksekliklerde oluşur. Sonbaharda günlerin oldukça uzun olmasına rağmen, ışığın kalitesi yüksektir, neredeyse kusursuz ışık şartlarının oluştuğu görülür. Güneşli berrak günler, en güzel sonbahar manzaralarının çekilebileceği anlardır. Ancak gökyüzünün kapalı ve düz bir grilikte olduğu zamanlarda gökyüzünü çerçeveye almamak doğru bir tercih olur.
Sonbaharda geniş manzara fotoğraflarının yanı sıra içsel manzara, yakın plân ve makro çekimler de yapılabilir. Göl yüzeyinde veya akarsu kenarlarında biriken yapraklar ile ışık geçirme özelliği olan yaprakların ters ışıktaki toplu görüntüleri içsel manzara için elverişli konulardır. Yaprakların üzerindeki su damlacıkları, renkleri, detayları, örümcek ağları, böcekler, kurumuş çiçekler gibi çok çeşitli sahneler bulunabilir. Orman altı bitki dokusunun arasında ve ağaç gövdelerinde mantarlara ve likenlere rastlanılabilir. Bunlar da aranan, uygun / elverişli yakın plân ve makro fotoğraf konularıdır.
Kış Manzaraları
Kış, sunduğu değişik yapısı ile sade ve dramatik görüntüler oluşturulabilecek bir mevsimdir. Manzara fotoğrafçıları için -görsel açıdan- değerlendirilmesi gereken iyi bir fırsattır. Özellikle yeni yağmış karla kaplı kırsal alanlarda yakalanan görüntüler, ender rastlanılabilecek pek çok manzara fotoğrafından daha güzeldir.
Kırağı ile kaplı arazilerde, yapraksız dalları bembeyaz çiçeklerle dolmuşçasına görkemli veya gökyüzüne uzanan bir heykel gibi karla yüklü ağaçlar, basit kompozisyonlar içinde bile, güçlü etkiler bırakan fotoğraflara dönüşür. Karlı dağlar da başka mevsimlerde olduklarından daha etkileyici olabilirler.
Kış mevsiminin soğuk ve kar yağışlı havası dışarı çıkmak için caydırıcı olabilir. Ancak gün daha ışımadan, sabahın ayazında yollara düşerek karlı ortamlarda gün doğumunu izleyemeyen fotoğrafçılar bu mevsimin tadına varamazlar. Erken saatlerde taze kar, kırağı ve sis fotoğraflamaya değer güzel görüntüler oluştururlar; saatler ilerleyip sıcaklık arttıkça bu güzel görüntüler bozulmaya / yok olmaya başlar.
Sabah erken saatlerde fotoğraf çekimine çıkmanın bir avantajı da o saatlerde etrafta kimseciklerin olmaması nedeniyle, sakince çekim yapma imkânı vermesidir. Birkaç kare fotoğraf için de olsa, dondurucu soğuğa aldırmadan, sıcacık evden çıkma cesaretini gösterebilmek gerekir. Çünkü karlar erimeye yüz tutunca ve hevesle beklenilen kar çamura bulanmaya başlayınca o birkaç kare fotoğrafı yakalama fırsatı çoktan kaçmış olur.
Ülkemizde kış mevsimi ışık açısından da avantajlı bir mevsimdir. Gün doğumunun çok erken, gün batımının da çok geç olmaması, günün en güzel ışıklarını yakalamayı kolaylaştırır. Bu vakitlerin ışığı sihirli bir yapıya sahiptir, görüntülere hüzünlü bir mavilik katarak çarpıcı fotoğraflar oluştururlar. Güneş fazla yükselmediğinden, gün boyu yatay gelen kaliteli ve uygun ışık bulmak mümkündür.
Güneş yere yakın iken arkadan aydınlanan göz alıcı görüntüler yakalamak mümkündür. Ayrıca gökyüzünde oluşan görkemli bulutlar ile kar üzerinde uzanan uzun ve zayıf gölgeler, manzara fotoğraflarına derinlik katar. Siyah beyaz kış fotoğrafları da etkileyicidir. Kış, sade fotoğraflar elde etmek için en uygun mevsimdir.
Kışın çekilebilecek manzara fotoğraflarından biri de donmuş sular ve şelâlelerdir. Bir bölümü buzla kaplı akarsu ve göller ilginç fotoğraf fırsatları sunar. Şelâlenin bir kısmı hâlâ akıyorsa; 1/5, 1/2 gibi örtücü hızı kullanılarak buzla kontrast oluşturan fotoğraflar elde edilebilir; tamamı donmuşsa kar ve buz bir arada çekilmelidir.
Kar fotoğrafı çekmek keyiflidir fakat zorlukları da vardır. Bu zorlukların önemlilerinden biri pozlamayı doğru yapabilmektir. Makineler ne kadar gelişmiş olursa olsunlar, ölçüm sistemleri, geniş beyaz alanlar nedeniyle görüntüyü olduğundan daha parlak algılayarak yanılabilirler ve az pozlanmış gri kar fotoğrafları üretirler. Gri kar fotoğraflarını kar beyazı yapmak için; + yönde poz telafisi yapılması gerekir.
Örneğin bir fotoğraf çekilir, histogram ve LCD ekranda incelenir, istenilen düzeyde doğru poz değerleri ve kar beyazı renk yakalanamamışsa; 1/3 stopluk artışlarla +1 stopa kadar, açık / güneşli havalarda +2 stopa kadar poz düzeltmesi yani pozlama telafisi yapılmalıdır. Kar fotoğrafı çekerken bir şeye daha dikkat etmek gerekir; karın dokusunu ortaya çıkarmaya. Karlı ortamlar geniş beyaz alanlar değildir, kar taneciklerinin oluşturduğu bir doku vardır, o dokunun fotoğrafta görünmesi gerekir.
Kış mevsiminde güneşli mavi bir gökyüzü altında çekilmiş kar manzaraları oldukça ilgi çekicidir. Ancak, kompozisyonda ön plâna taş, kaya, su, çalı kümesi, kuş / hayvan ayak izleri vb. koyarak düz beyazlığı kırmak gerekir. Ayrıca kışın polarize filtre kullanılarak gökyüzünün daha mavi (çok koyuya kaçmadan), bulutların belirgin olması sağlanabilir, kontrastı arttırılabilir ve kar üzerindeki parıltılar yok edilebilir. Yıldız fotoğrafları da kış gecelerinde daha kolay çekilir; hem soğuk havada sensör az ısınır hem de kışın gökyüzünde yıldızlar daha çok ve ışıklıdır.
Yağmurlu ve soğuk kış günlerinde fotoğraf çekmek için dışarı çıkmak fotoğraf sevdalıları için bir engel değildir. Ancak mevsimin olası risklerine karşı gerekli önlemleri almak ihmal edilmemelidir. Kış mevsiminde pil ve bataryalar çalışmayabilir veya çabuk bitebilirler. Bu nedenle yedek bulundurmayı ve bunları vücuda yakın yerlerde -örneğin iç ceplerde- taşımayı alışkanlık haline getirmek gerekir. Ayrıca makinenin LCD ekranı aşırı soğukta çalışmayabilir, objektif buğulanabilir, hatta buzlanabilir; bu durumlarda telaşlanmadan çözülmelerini beklemek gerekir.
Kışın hava durumunu takip etmek, mevsime göre giyinmek, (sıcak tutan kıyafetler seçmeli; termal içlik, bere, eldivenler, atkı, hafif bir mont, su geçirmeyen botlar, pantolon ve tozluk) çorap vb. yedek giyecek bulundurmak ve fotoğraf gezilerine tek başına gitmemek de dikkat edilmesi gereken hususlardandır.
Hem sonbahar hem de kış fotoğrafçılığında -manzaralar yanında- içsel manzara ve yakın çekimler (makro) de denenmelidir. Böylece manzara fotoğraflarından aşağı kalmayacak güzellikte ve estetik yapıda görüntüler elde edilebilir.
Yorum Yap