Yazı:Salih Ertuğrul
Bir Apple Store mağazasına gittiğinizde, çalışanların yaka kartlarında “Hayatı Zenginleştirmek” yazar. Bu kelimenin taşıdığı anlam oldukça önemlidir. Hayatın her alanında bir yöneticinin ya da bir çalışanın kendine destur olarak alacağı türden bir kelimedir. Bir yönetici olarak çalışanın hayatını zenginleştirdiğinizde, yaptığı işine tam olarak kendini verecek ve bunun sonucunda da müşteriye daha iyi hizmet sunacaktır. Müşteriye iyi hizmet daha fazla kazan anlamına gelir. Çalışanın hayatını zenginleştiğinde, müşterinin hayatını da zenginleştirmek için bir adım atılmış olur. Çalışan, müşterinin hayatını zenginleştirdiğinde, müşterilerde alışverişle, başkalarına sizi tavsiye ederek sizi ödüllendirecektir.
Bir Apple mağazasına gittiğinizde, deneyimlediğiniz konuların başında, çalışanların ha bire size bir şey satmaya çalışmamalarıdır. Öncelikle sizinle ilişkiler kurarak, hayatınızı iyileştirmeye çalışmaya odaklanırlar. Apple çalışanlarının müşterilere bu şekilde yaklaşmalarındaki neden Steve Jobs’un vizyonunda saklıydı.
Vizyon sahibi olmak, başkalarının göremediği şeyleri görebilmektir. Vizyonun ne kadar önemli olduğunu göstermek için bir örnek verecek olursak; 1979 yılında Steve Jobs, Xerox’un Pola Alto’daki araştırma merkezini ziyaret eder. Bu ziyarette bir kullanıcının bir fare ile basit bir ekrandaki renkli ikonları hareket ettirerek bilgisayar ile iletişime geçtiğini görür. Bu ziyarette Steve Jobs ilk kez bir grafik kullanıcı ara yüzünü görüyordu. Jobs, o zamanki teknolojinin, bilgisayarları insanların evlerine sokabilecek potansiyele sahip olduğunu fark etmişti. Xerox o zaman tamamen yeni bir fotokopi makinesi yapmaya odaklanmış, bilgisayar teknolojisindeki potansiyeli pas geçmişti. İki insan aynı görüş açısı ile olaylara farklı gözle bakıp, farklı vizyonlar ile farklı sonuçlara ulaşabilmişlerdi.
Apple’ın eski çalışanlarından birisi, Apple’ın ilk mağazasını açtığında tek bir analizcinin bile Apple’ın başarılı olacağını düşünmediğini söylüyordu. Şirketin “Hayatı Zenginleştirmek” gibi bir vizyonu vardır ve arkasında Steve Jobs’un vizyonu geliyordur. Steve Jobs insanların mağazalardan sadece bir bilgisayar almak istemediklerini, aynı zamanda o bilgisayar ile neler yapabileceklerini de öğrenmek istediklerini düşünüyordu. Jobs aynı zamanda insanların mağazalardan ellerinde sadece bir kutu ile değil, hayallerini gerçekleştirmelerine yardımcı olacak bir cihazla çıkmak istediklerini görmüştü.
Steve Jobs’a göre yaratıcılık, farklı şeylerin arasında bağlantı kurmaktı. Farklı alanlardaki fikir ve uygulamaları birleştirip, kendi şirketinde uyguladığında, yaratıcılığın ortaya çıkacağını düşünmüştü.
Steve Jobs, Four Season otellerindeki müşteri memnuniyetini ayrıntılı şekilde incelemiş, Four Season perakendeci olsaydı ne olur diye kendine sorarak, oradan aldığı ilham ile mağazalarını planlamış.
Apple eski çalışanlarından Ron Johnson, Apple’ın müşterilerinin cüzdanları yerine kalplerine dokunmak istediğinden bahsetmiş. Bu fikir bile firmanın vizyonu hakkında bilgi vermektedir. Tam anlamı ile müşterinin kalbine dokunup, hayatını zenginleştirmek amaçlanmıştır.
Apple hayatı zenginleştirmek için mağazalarında çalıştırdığı kişileri seçerken çok az bilgiye daha çok kişiliğe önem verir.
Steve Jobs, insanların kendilerine gösterilinceye kadar tam olarak ne istediklerini bilmediklerini düşünürdü. Jobs, insanların e-postalarına bakmayı, fotoğraflarını daha sonra görmeyi, internette dolaşmayı ve araştırma yapmak için, kolay ve taşınabilir bir cihazı istediklerine inanıyordu. iPad ilk kez piyasaya sürüldüğünde bu fikrinin doğru olduğunu kanıtlamış oldu.
Apple, insanların kalplerine dokunacak, hayatlarını zenginleştirecek müşteri temsilcilerini ararken aynı zamanda, Steve Jobs’a bile karşı çıkabilecek insanları arar. Firma, çalışanların düşüncelerini söyleyecek kadar cesur olmaları gerektiğini düşünür.
Apple’da müşteri temsilcisi seçilirken teknik bilgi ön planda değildir, azim ve kişilik özelliklerine göre tercih yapılır.
Apple’ın eski satış müdürü olan Ron Johnson, müşterilerin cüzdanları ile değil, kalpleriyle ilgilenen kişilerle çalışmak istediklerinden bahsetmiştir.
Son olarak, ister perakende sektörü isterse de hizmet sektörü olsun, kazancın ötesinde bir miras bırakılmak isteniyorsa; müşterilerinizi, çalışanlarınızı, büyüttüğünüz şirketinizi önemseyin. Yaptığınız işler ile dokunduğunuz hayatları zenginleştirecek bir miras bırakın.
Bu yazı, Macline dergisinin, Haziran sayısından alınmıştır.
Salih Ertuğrul
Hacettepe Üni. Fizik Mühendisliği mezunu, halen Sistem Yöneticiliği yapan yazar, bir bilgi işlem biriminde olması gereken donanım ve yazılımların yönetimi konusunda uzmanlığa sahip. IT Sektöründe yaklaşık 21 yıllık deneyim, aynı zamanda bilişim ve teknoloji danışmanlığı. Bilişim ve Teknoloji konularında günün gelişen haberlerini paylaştığı @salihertugrul Twitter profilinin sahibi. Yeni teknolojiler, Bilişim, Sosyal Medya konularında makaleler yazmakta.
Twitter: @salihertugrul
Yorum Yap