Apple’ın iPad’i bundan yaklaşık 8 yıl önce tanıtıldığında kimse böylesine büyük bir etki bırakacağını bilmiyordu. Onunla birlikte bilgisayarlardan edindiğimiz düşünme şekli adeta erozyona uğradı. iPad’den önce de tabletler vardı ama hiçbiri dünyayı onun gibi etkileyemedi. Ekrana dokunmak, çimdirme, kaydırma gibi hareketlerle ekrana hükmetmek günümüzde adeta bir tür refleks. Dokunmatik ekranlarla birlikte sanal objelere direkt dokunulur hale gelindi ve bu, 2D ekran yoluyla 3D ekranın temel görsel ortamının sunulması anlamına da geliyordu.
Gelecekte de tabletlerle haşır neşir olmayı sürdüreceğiz. Ancak değişecek, farklı şekillerde, hayret uyandırıcı formlarda insanoğlunun hizmetinde olacaklar. Peki geleceğe yönelmişken aklınıza tablet bilgisayarlara ilişkin en çok hangi soru geliyor? Pilinin nasıl olacağı mı, yoksa tasarımları mı? Muhtemelen bunlar da akıllardaki sorular ama en çok merak edilen konulardan biri hüç şüphesiz ekranlarının nasıl olacağı… Buraya dikkat! Dokunmatik ekran demiyorum…
Bilinenin dışına merhaba!
Yakın geleceğe dair göstergeler günümüzdeki metodolojilerinden oldukça farklı… Örneğin yüksek duyarlılığa sahip duyularımızı daha gelişmiş şekilde kullanabilmek için yeni nesil ekranlar, 2D-flat yani düz ekran yapısında olmayacaklar, bunun yerine yeniden kişiselleştirilebilir ve yapılandırılabilir forma sahip olacaklar. Yüzey şekilleri değişecek olan ekranlardaki içerikler, yalnızca dokunma duyusuyla değil diğer duyularımızla da etkileşim kurabilecekler.
Geleceğin 3D’si
Dinamik fiziksel geometrilerin değişmesi bizim bilgisayarla olan etkileşimimizi değiştirecek. Ekrandaki fiziksel yapıyla birlikte pikseller düz ekran yüzeyinin üzerinde yer alarak özellikle mimari gibi alanlarda farklı uygulamaların gelişmesine olacak sağlayacak. Tasarım ve fotoğrafçılık gibi alanlarda 3 boyutlu modelleme ve yaratımlama gibi konularda gelişmeler sağlanacak. Bu ekranlar fiziksel gerçekliğe sahip eğlence uygulamaları ve engelli insanlar için daha ulaşılabilir bilgisayarların önünü açacak. Bu şekilde cihazların şekilleri ve fonksiyonları ciddi bir değişime uğrayacak.
Tabletler(aynı zamanda akıllı telefonlar); TV ve diğer cihazlar için birer uzaktan kumanda, oyun konsolları için kontrol ünitesi ve yine uygun cihazlar için yapılandırılabilir bir arayüz haline gelebilecek. Uygulamalar yalnızca ekranın grafik tarafını değil aynı zamanda fiziksel özelliklerini de değiştirilebilecek.
Su keseciğine sahip ekran!
Bu konuştuğumuz teknolojiler aslında çok uzakta değil. Tactus Technology şirketinin Phorm isimli cihazı yeni nesil bir klavye sunuyor, dokunmatik ekranda bulunan minik kesecikler bir sıvıyla dolarak fiziksel bir klavyeye dönüşebiliyor. Ayrıca diğer tarafta kullanıcı etkileşimini artıran fiziksel gelişimler sağlanıyor.
Bu öngörüler dışında ekranların şekillerinin ve işlevlerinin değişmesi elektronik ve mekanik bilgi gerektiriyor. Bu gelişmeler sağlanırken farklı etkiletişim şekillerinin özellikle prototip tasarımlar konusunda direkt insan etkileşimindeki önemi fazla, ancak şekilleri değişen ekranlarla ilgili deneyimlerin gelişmesi için biraz da tekniğin dışına çıkılması gerekiyor.
Koordinatlar ve tekniğin tamamen dışı
Örneğin ShapeClip herhangi bir ekranı 3D yüzeye dönüştürebiliyor, ekrandan gelen ışığı farklı koordinatla hareket ettirerek üzerindeki boşluğu kullanabiliyor. Yazılımcılar ShapeClip ile Z, X ve Y koordinatlarını kullanarak dinamik ve fiziksel bir içerik oluşturulabiliyor.
ShapeClip, taşınabilir, boyutlandırılabilir yapıda ve ekran yüzeyi istenildiği gibi ayarlanabiliyor. Ayrıca bunlar üzerinde hata toleransı da sağlanıyor. Kullanıcıların herhangi bir elektronik veya programlama bilmelerine de gerek kalmıyor, görüntü editörleri istedikleri gibi sunum ve hareketli görüntüler tasarlayabiliyorlar. Bu temelde geleceğe yönelik işaretler arasında.
Sonuç
iPad’in tanıtımı 2012’de gerçekleşti. Steve Jobs’un ellerinde yükselen yeni bir Apple şaheseri şeklinde yorumlanan tablet, ekosistem yaratırken mobil teknolojilere dair günümüz ‘büyük ekranlı akıllı telefon’ deneyimine de ilk göz kırpışı temsil etti. 2010’lu yılların önemli bir kısmında akıllı telefon mu iPad mi sorunsalı yaşandı zira. 2018 ise ilk kez iPad’dekine yakın büyüklükte ekranlara sahne olurken Apple da boş durmadı ve ‘daha büyük’ ve ‘Pro’ tabletler sundu.
Gelecekte neler olacak sorusu ise aşağı yukarı şekilleniyor, muhtemelen 2020’li yılların ilk yarısından itibaren daha fütüristik tablet formlarına merhaba diyeceğiz…
iPad, cihazlara yaklaşımımızı tuş yerine ekranı kullanmamızı tetikleyerek değiştirdi. Yeni nesil ekranlarsa bundan çok daha fazlası. Önümüzdeki dönemde dinamik, yeniden yapılandırılabilir ekranlarla tanışacağız. Şu ana kadar hissettiklerimizden(görüp dokunduklarımızdan) çok daha fazlasını bize yaşatabilecek yepyeni bir ekran deneyimi bizi bekliyor.
ShapeClip
ShapeClip herhangi bir ekranı 3D yüzeye dönüştürebiliyor, ekrandan gelen ışığı farklı koordinatla hareket ettirerek üzerindeki boşluğu kullanabiliyor. Yazılımcılar ShapeClip ile Z, X ve Y koordinatlarını kullanarak dinamik ve fiziksel bir içerik oluşturulabiliyor.
Klavyeye dönüşen kesecikler
Tactus Technology şirketinin Phorm isimli cihazı yeni nesil bir klavye sunuyor, dokunmatik ekranda bulunan minik kesecikler bir sıvıyla dolarak fiziksel bir klavyeye dönüşebiliyor.
Gelecek ‘çok iyi’ gelecek…
Tabletler ve akıllı telefonlar; TV ve diğer cihazlar için birer uzaktan kumanda, oyun konsolları için kontrol ünitesi ve yine uygun cihazlar için yapılandırılabilir bir arayüz haline gelebilecek. Geleceğin tablet ekranları fiziksel gerçekliğe sahip eğlence uygulamaları ve engelli insanlar için daha ulaşılabilir bilgisayarların da önünü açacak. Bu şekilde cihazların şekilleri ve fonksiyonları ciddi değişime uğrayacak.