Yazıyı kim buldu sorusunun yanıtı milattan önceye uzanıyor. Küresel çapta okuryazarlık oranı 80’in üzerine çıktı. Okuma yazma bilmeyen ve toplumla iç içe bir hayat yaşayan kişilerin büyük bir kısmı, yazı dilinin varlığından haberdardır.
Yazının olmadığı bir dünya düşünmek bu nedenle çok zor hâle geldi. Bu yazıyı okuyorsanız muhtemelen siz de yazı dili kullanmayan bir toplumda yaşamanın hayalini kuramıyorsunuzdur. Oysaki yazının bulunduğu toplumda da yazı dili yoktu. Peki, böyle bir toplumda yazı nasıl ve neden icat edildi?
İşte bu yazıda tam olarak bu noktalara değineceğiz. Dilerseniz basit sorularla başlayalım.
Yazıyı Kim Buldu?
Yazı, Sümerler tarafından bulunmuştur. Birçok insan, yazının kim tarafından bulunduğu sorusuna doğrudan Sümerler cevabını verir. Bu yanlış değildir ama hikâye sadece Sümerlerden de ibaret değildir. Yazı en az üç icat aşamasından geçti.
Bunlardan ilki, Sümer çivi yazısıydı ki bu da milattan önce yaklaşık 3500 yılına kadar uzanıyor. Daha sonra Çince harfler icat edildi. Bu da milattan önce 1200 yılına dayanıyor. Son olarak Maya yazısı ortaya çıktı. Tarihe dönüp baktığımızda ise o günden bugüne gelen tek yazı kültürünün Çin yazısı olduğunu görüyoruz.
Aşamalardan bahsettiğimiz cümleye geri dönelim. Altı çizili olan kelimeleri görüyor musunuz? En az üç aşamadan geçtiğini belirttik. Bundan çok daha fazlası da olabilir çünkü yazı dili kültürü, üzerine sürekli bir şeyler konularak geliştirilen bir kültürdür.
Bizim sadece üç tanesini bilmemizin sebebi, arkeolojik bulguların sınırlı olmasıdır. Arkeolojik çalışmalarla ulaşabildiğimiz sadece üç yazı dili bulunuyor.
Yazı Neden Bulundu?
Yazı, kayıt tutma aracı olarak icat edilmiştir. Yazının bulunduğu dönemde giderek daha fazla devlet ve imparatorluk kurulmuş ve yönetimler kayıt tutma gibi sorunlar karşısında etkili çözüm yolları geliştirmek istemiştir. Ne kadar ekilmeye uygun arazi bulunuyor? Toprakları korumak için orduda kaç askerin olması gerekiyor?
Bu tür hesaplamalar için daha pratik yöntemlere ihtiyaç duyulmuştur. Buradan da anlaşılacağı üzere yazının bulunmasının sebebi, zannedilenin aksine yaşananların ve döneme damga vuran icatları geliştiren mucitlerin hikâyelerini gelecek nesillere aktarma isteğinden ötürü bulunan bir icat değildir.
O dönemde sözlü ve yazılı dil arasında pek bir ilişki yoktu. Bizim şu an kullandığımız yazı dili o dönemde sayısal kayıtlar tutmak için kullanılıyordu. Bunu günümüzle örneklendirmemiz gerekirse o dönemde yaşamış insanların bir tür elektronik tabloya ihtiyacı vardı. Bu ihtiyacı da bizim artık geleneksel yöntem olarak nitelendirdiğimiz bir yöntemle karşıladılar.