Teknoloji ve zekâ konusu ilk olarak 1950’lerde ortaya çıktı. Günümüzde ‘yapay zeka’ şeklinde adından her geçen gün daha fazla söz ettiren teknoloji, belli bir öğrenme ve mantık sistemine dayandırılmış, sonuca ulaşma yeteneği olan yazılımlar şeklinde özetlenir. Bu yazılımlar; çip seti, grafik işlemcisi gibi teknoloji birimleri ile birlikte oluşturulmuş donanımlarla birlikte ‘komut alıp uygulama’ kapsamlarının ötesine geçerek ‘öğrenme ve daha önce yapılmayan bir şeyi yapma’ özellikleri kazanır.
Bilim ve teknolojinin yapay zekâ yönü, geliştirme aşaması devam eden bir olgu. Çalışmaların çeşitli aşamaları var ve geliştirme sürecindeki teorik amaç insanoğlunun hayatını kolaylaştırmak, verimlilikte artış ve zamansal anlamda hız.
Halihazırda çeşitli şekillerde kullanımda olan yapay zeka teknolojisi ile yazılımların problem çözebilir, mantık kurabilir, plan yapar, karmaşık düşünceleri anlar, soyut olarak düşünür, deneyimlerden ders çıkarır hale getirilmesi için çalışmalarını sürdüren birçok şirket/kurum/kuruluş var. Örneğin Google, kendi sürücüsüz aracını geliştiriyor, bu sayede yol durumu, trafik, hava koşulları gibi verilerin derlenip yazılımla birleştirilmesi ile seyahat sürelerinin daha kısa ve ‘otomatik’ hale getirilmesi amaçlanıyor. Yakın gelecekte sürücü koltuğunda oturup e-kitap okuyan, eve gelindiğinde ise bildirim alan insana dair senaryo çok uzakta değil. Peki yapay zekanın geleceği hangi sürprizlerle karşımıza çıkacak?
Ulaşım
Temelde çoğu uçakta pilotlar, sadece iniş ve kalkış zamanlarında kontrolü ele alıyor, bunun dışındaki süreci, ‘otomatik pilot’ yönetiyor. Otomobil, kamyon, gemi, tren, vb. araçları kapsayan taşımacılık sisteminin bilgisayarlarla, ‘otomatik pilot’ sistemininin gelişmiş safhalarıyla donatılacağı zamanlar yaklaşıyor.
Yaşam alanları
Ev otomasyonu, yapay zekanın belki de en çok hissedilen etki sahasını oluşturuyor. Akıllı ev asistanları, bu yöndeki çalışmaların önemli bir safhası durumunda. Gelecekte evlerin tamamen ‘akıllı’ bir hal alacağına kesin gözüyle bakılıyor.
Endüstride yapay zeka
Bir Endüstri 4.0 konusu olarak fabrika içerisindeki makinelerin birbirleriyle iletişimde olması, bilgi vermesi, ürünlerin kim tarafından ve ne zaman üretildiğinin bildirimi, karanlıkta dahi çalışmanın devamı gibi faktörlerin hepsi yapay zeka ile ilişkili teknolojilerin sonucu. Bu alandaki yatırımların ve beraberindeki gelişimin birçok yönden devam ettiğini görmek mümkün. Gelecekte fabrikaların tamamen insansız ve gece-gündüz çalışır durumda olması yönünde ciddi beklentiler var.
Lojistik
Makine öğrenimi ile edinilen bilgilerle yazılan algoritmalar, ürün taşıyan aracın konumunu, hızını ve dolayısıyla verimliliğini belirlemede etkin rol üstleniyor. Bu kapsamdaki gelişmelerin lojistik sektörüne olumlu yansımaları kaydedilecek.
Sağlık sektörü
Sağlık sektörü, yapay zekanın bir diğer odak noktası. Bu alanda robotik operasyonların, gelecekte başarı oranı çok daha yüksek ameliyatları beraberinde getirebileceği konuşuluyor. İlginç bir diğer bilgi olarak yapay zeka üzerine çalışan bilim insanları, 20 yıl içerisinde günümüzün yaygın hastalıklarının çoğunun çaresinin bulacağını düşünüyor.
Yapay Zeka eğitim sektörünü nasıl dönüştürecek?
Yapay zeka, toplumun en zorlu sorunlarından bazılarını çözmemize ve herkes için daha güvenli, daha sağlıklı ve daha zengin bir dünya yaratmamıza yardımcı olabilir. Daha önce sağlık ve tarım alanlarındaki heyecan verici olasılıkları defalarca paylaşılmıştı. Ancak bu alandaki olanakların eğitim ve yetenek geliştirmekten daha ilginç veya daha önemli olmayabilir. Yapay zeka, kişiselleştirilmiş öğrenmeden, eğitim yöntem ve materyallerinin öğrencilerin bireysel ihtiyaçlarına uyarlanmasına; öğretmenleri, sınavları değerlendirmenin zorluğundan kurtararak otomatik sınıflandırma yapmalarını, böylece öğrencilerle çalışmak için daha fazla zamanları olmasına kadar şaşırtıcı etkiler ile gerçekten dönüşümsel olacak.
Tüm bunların yanı sıra yapay zeka, öğrencilerin bilgiyi nasıl bulup onlarla etkileşime geçmesini değiştiren akıllı sistemlerden; eğitim çıktılarını ve erişilebilirliği geliştirme fırsatları için ilginç olacaktır. Dünyanın dört bir yanında, eğitimcilerin farklı kültürlerden çok dilli konuşan ve çok çeşitli öğrenci gruplarını öğrettiği birçok sınıf var. Örneğin, Lübnan’daki Dhour Shweir Devlet Ortaokulu’nu ele alalım. Öğrenciler ve eğitimciler arasındaki akademik etkileşimi, gerçek zamanlı çeviri sağlayan OneNote ve Microsoft Teams gibi uygulamalarla, farklı dilleri konuşan öğrencilerin birbirleriyle iletişim kurması sağlanıyor. Bu araçlar sadece daha iyi iş birliği ve üretkenliği arttırmayı teşvik etmekle kalmıyor, aynı zamanda öğrenciler ve öğretmenleri arasındaki etkileşimi arttırıyor.
Akıllı asistan Beacon öğrencilerin sorularını yanıtlıyor, ilgi duyabilecekleri aktiviteler öneriyor, ruh hallerini kontrol ediyor ve derslerinde onlara destek oluyor. Dijital asistan, bir öğrencinin sorun yaşadığını gösteren işaretler tespit ederse, yardım edebilecek bir üniversite personeline uyarı gönderebiliyor. Bu uygulama her öğrencinin üniversite hayatına nasıl uyum sağladığını ve ihtiyaç duyanlara hızlı bir şekilde ekstra destek sağlamak için bir fikir vererek, okuldan ayrılma oranını azaltacağı ve öğrencilerin gelişmesine yardımcı olacağı umudunu arttırıyor. Hepimizin gelişmesi ve daha iyi bir dünya yaratması için açtığı kapılar, muhtemelen dijital devrimin en ilham verici ve ümit verici yanı.
Siber güvenlik
Geçtiğimiz yıl reklam araçlarında, medya ve sosyal medyada ‘siber güvenlikte yapay zekanın rolü’ üzerine yayımlanan içerik miktarı büyük oranda arttı. Konuyu mercek altına almayı kararlaştıran küresel antivirüs yazılım kuruluşu ESET; ABD, İngiltere ve Almanya’da bilişim sektöründen 900 karar vericiyle yapay zeka (AI-Artificial Intelligence) ve makine öğrenimi (ML-Machine Learning) etrafında gelişen yoğun ilgiye yönelik görüş ve yaklaşımları öğrenmek amacıyla bir araştırma gerçekleştirdi.
Sonuçlar, ABD’deki karar vericilerin Avrupa’daki meslektaşlarına kıyasla bu teknolojileri siber güvenlik sorunlarını aşmak üzere her derde deva bir çözüm olarak gördüklerini ortaya koymaktadır (ABD %82, İngiltere %67, Almanya %66). Katılımcıların çoğu, AI ve ML teknolojilerinin, kuruluşlarına tehditleri daha hızlı tespit ederek tepki verme imkanı sağlayacağını (%79) ve kalifiye eleman ihtiyacının bir bölümünü karşılayacağını (%77) dile getirdi.
Zaman Tüneli
Google’ın yapay zeka alanındaki ünlü fütüristlerden Raymond Kurzweil, 2029’da insan zekasıyla yapay zekanın aynı ölçüde olacağını öngörüyor. Bu alanda, önde gelen bilim adamları üzerinde yapılan bir araştırmada ise iyimser yaklaşanlar 2022, kötümserler 2075 diyor.
“Yapay Zeka Nesli” projesi
Türkiye Cumhuriyeti Gençlik ve Spor Bakanlığı tarafından başlatılan ‘Yapay Zeka Nesli’ projesi, inovasyon uzmanlarının üniversite öğrencilerini yapay zeka çalışmaları hakkında verecekleri eğitimlerle bilgilendirmeleri ve bu alandaki projelerin teşvik edilmesi hedefleniyor. Proje kapsamında gençlere, robotik, yazılım ve inovasyon dersleri de veriliyor.
Yapay zekanın mesleklere etkisi olacak mı?
Öncelikle bu sorunun yanıtı tam olarak net değil. İki görüş var; iyimserlere göre insanoğlu, bundan önceki teknolojik gelişmelerde olduğu gibi ‘yine’ uyum sağlayacak. Günümüzde çalışabilecek nüfusun 3’te 2’si bir iş sahibi. Bu oran, 100 yıl önce 3’te 1 seviyesindeydi. Yani teknolojinin aralıksız geliştiği son 100 yıllık süreçte istihdam oranları azalmadı, bilakis 2 katına çıktı. Bununla birlikte bazı meslek dallarının, yapay zekâ alanındaki gelişmelerden negatif yönde etkileneceği öngörüsü de yüksek bir olasılık.
Yorum Yap