Yapay zeka, toplumun en zorlu sorunlarından bazılarını çözmemize ve herkes için daha güvenli, daha sağlıklı ve daha zengin bir dünya yaratmamıza yardımcı olabilir. Daha önce sağlık ve tarım alanlarındaki heyecan verici olasılıkları defalarca paylaşılmıştı. Ancak bu alandaki olanakların eğitim ve yetenek geliştirmekten daha ilginç veya daha önemli olmayabilir.
Yapay zeka, kişiselleştirilmiş öğrenmeden, eğitim yöntem ve materyallerinin öğrencilerin bireysel ihtiyaçlarına uyarlanmasına; öğretmenleri, sınavları değerlendirmenin zorluğundan kurtararak otomatik sınıflandırma yapmalarını, böylece öğrencilerle çalışmak için daha fazla zamanları olmasına kadar şaşırtıcı etkiler ile gerçekten dönüşümsel olacak.
Tüm bunların yanı sıra yapay zeka, öğrencilerin bilgiyi nasıl bulup onlarla etkileşime geçmesini değiştiren akıllı sistemlerden; eğitim çıktılarını ve erişilebilirliği geliştirme fırsatları için ilginç olacaktır.
Dünyanın dört bir yanında, eğitimcilerin farklı kültürlerden çok dilli konuşan ve çok çeşitli öğrenci gruplarını öğrettiği birçok sınıf var. Örneğin, Lübnan’daki Dhour Shweir Devlet Ortaokulu’nu ele alalım. Öğrenciler ve eğitimciler arasındaki akademik etkileşimi, gerçek zamanlı çeviri sağlayan OneNote ve Microsoft Teams gibi uygulamalarla, farklı dilleri konuşan öğrencilerin birbirleriyle iletişim kurması sağlanıyor. Bu araçlar sadece daha iyi iş birliği ve üretkenliği arttırmayı teşvik etmekle kalmıyor, aynı zamanda öğrenciler ve öğretmenleri arasındaki etkileşimi arttırıyor.
Ayrıca, Avustralyalı Profesör David Kellermann, üniversite öğrencileri için nasıl eşsiz bir öğrenme deneyimi yarattığını gösterdiğinde, çok fazla takımın bunu yapabileceğini gördük. Profesör Kellermann; öğrencilerin sorgularını kendi başına bir Power BI panosunda yanıtlayabilecek bir soru botu gösterdi. Bu, öğrencilerin sınav cevaplarının akranlarına göre nasıl olduğunu gösteriyor ve önceki performansa dayalı olarak gelecekteki testler için kişiselleştirilmiş çalışma paketlerinin oluşturulmasına yardımcı oluyor.
Yakın zamanda İngiltere’de Staffordshire Üniversitesi tarafından başlatılan yeni bir dijital asistan da ilgimizi çekti. Beacon adı verilen akıllı asistan, birçok öğrencinin üniversitedeki ilk yılında yaşadıkları stresi ve kaygıyı hafifletmek için tasarlanmış. Microsoft Azure bulut bilişim platformuna barındırılan Beacon, İngiltere’nin önde gelen dijital teknolojiler kurumlarından biri olan Staffordshire’daki öğrencilerin cep telefonlarını, bilgi almak veya yardım aramak için bir öğretim görevlisi ile konuşmak veya üniversite personelinin bir üyesini aramaktan daha çok yararlı hele getiriyor.
Akıllı asistan Beacon öğrencilerin sorularını yanıtlıyor, ilgi duyabilecekleri aktiviteler öneriyor, ruh hallerini kontrol ediyor ve derslerinde onlara destek oluyor. Dijital asistan, bir öğrencinin sorun yaşadığını gösteren işaretler tespit ederse, yardım edebilecek bir üniversite personeline uyarı gönderebiliyor. Bu uygulama her öğrencinin üniversite hayatına nasıl uyum sağladığını ve ihtiyaç duyanlara hızlı bir şekilde ekstra destek sağlamak için bir fikir vererek, okuldan ayrılma oranını azaltacağı ve öğrencilerin gelişmesine yardımcı olacağı umudunu arttırıyor.
Eğitim okul veya üniversite ile bitmiyor. Günümüz dünyasında, hepimiz çalışma dünyası geliştikçe öğrenmeye ve yeniden beceri kazanmaya hazır olmak zorundayız.
Geleneksel eğitim kurumları dışında yapay zeka, insanlara yeniden araştırma yapma veya yeni beceriler edinme konusunda yardımcı olabilir. Örneğin Microsoft’un, toplumun en acil sosyal, kültürel ve çevresel zorluklarına yenilikçi çözümler bulma konusunda kararlı olan sosyal girişimcileri destekleyen küresel bir organizasyon olan Ashoka’nın ortaklığı ile bu mümkün.
Sosyal ve çevresel sorunların üstesinden gelmek için bulut bilişim ve yapay zekanın gücünden yararlanan bir girişim ekosistemini desteklemek için tasarlanmış bir program olan Ashoka, Microsoft’un dünya çapındaki “İyi Girişimler İçin Teknolojiler” konsepti içerisinde yer alıyor.
Microsoft, teknolojiye, yapay zeka ve bulut uzmanlığına erişim sağlıyor ve girişimcilere akıllı, veri odaklı çözümler oluşturma, pazarlara bağlanma ve daha pek çok konuda yardımcı olabilecek mentorlar sunuyor.
Fransa ve Hindistan’da ilk Microsoft-Ashoka Hızlandırıcılarının açılışı gerçekleşti. Programın ilk katılımcıları arasında, mültecilere ve sığınmacılara kendilerine ev sahipliği yapan ülkelerdeki insanlarla, hizmetlerle ve ekonomik fırsatlarla bağlantı kurmalarında yardımcı olan bir kuruluş olan “Singa” yer alıyor. Ayrıca sağlık sistemlerini iyileştirmek ve kaliteli sağlık hizmetlerine erişimi genişletmek için çalışan “Ipso Health” ile çatışma bölgelerinde ve doğal afetlerden etkilenen alanlarda bilgi kaynaklarına erişim sağlayan ve kütüphaneler kuran “Sınırsız Kütüphaneler” organizasyonları yer alıyor.
Bu yeni ortaklıkta en çok sevdiğimiz şeylerden birisi, Ashoka’nın gençlere yönelik programlara odaklanması ve yeni nesil genç girişimcilere ileri teknolojiyi uygulamak ve sosyal yenilik için ihtiyaç duydukları becerileri, bilgiyi ve güveni kazanmalarından kaynaklanan değeri anlamaları. Gençlik Girişimleri programı sayesinde Ashoka, dünya çapında 500 binden fazla gençle çalıştı.
Öğrendiğimiz en önemli şeylerden biri, dünyanın parlak fikirleri olan ve daha iyi bir dünya yaratmak için derin bir arzusu olan yetenekli genç insanlarla dolu olması. Fakat genellikle yetenek eğitimine, teknolojiye veya gerçekten başarılı olmak için ihtiyaç duydukları kritik rehberliği sağlayabilecek danışmanlara hem okulda hem de işte ulaşamıyorlar.
Bugün Staffordshire Üniversitesi’nin Beacon dijital asistanı ve programları gibi Yapay Zeka tabanlı hizmetler; gençlere, ilerlemelerini sağlamak için onları hazırlamak ve ihtiyaç duydukları desteği almak için fırsatlar sağlıyor. Yapay zeka gibi teknolojiler olumlu bir etkiye sahip olmak için yeni yollar yaratmaktadır.
Hepimizin gelişmesi ve daha iyi bir dünya yaratması için açtığı kapılar, muhtemelen dijital devrimin en ilham verici ve ümit verici yanı.
Yapay zeka, insanlara yeniden araştırma yapma veya yeni beceriler edinme konusunda yardımcı olabilir.
Yorum Yap