We Can Do It ne demek sorusu özellikle son birkaç yıldır epey kişi tarafından cevap aranan soruların başında geliyor. Bunun en önemli nedenlerinden biri ise üzerinde bu sözün yer aldığı eserin sık görülmeye başlanmasıdır.
Siz de eğer eserin arkasında nasıl bir hikâyenin olduğunu merak ediyorsanız bu konudaki soru işaretlerinizi gidereceğimizden emin olabilirsiniz.
We Can Do It Ne Demek?
We Can Do It sözü, Rosie the Riveter eserinde yer alan bir sözdür. “Yapabiliriz” anlamına gelir. II. Dünya Savaşı’ndan bugüne süregelen, cinsiyet eşitliği kapsamında bir sembol olarak kabul edilen bir eserdir.
II. Dünya Savaşı sırasında birçok ülkenin toplumsal dinamikleri değişmek zorunda kaldı. Erkeklerin askere alınması ve savaşa katılmak zorunda kalması ile iş gücü açısından önemli bir kayıp yaşandı. Bu işleri kimin üstleneceği sorunu kendini olayların başından itibaren kendini hissettirmesiyle birlikte bir çözüm arandı.
O dönemde kadınlar hâlâ ev işleri ile ilgileniyordu. Kadınların erkeklerin yaptığı işleri yapması alışılmadık bir durumdu. Öte yandan savaşa gitmesi gereken erkeklerin yarattığı boşluğun doldurulması da gerekiyordu. Bu doğrultuda kadınların daha önce asla yapmadığı işleri yapabilmesi için sosyal normların yeniden gözden geçirilmesine ihtiyaç duyuluyordu.
Amerika Birleşik Devletleri, o dönemde bazı kadınları iş gücüne katılmaya ikna etmek zorunda kaldı. Bu çabalar, Rosie the Riveter eseri de dahil olmak üzere birçok propaganda sayesinde amacına ulaştı.
Rosie the Riveter, 1942’de J. Howard Miller tarafından yapıldı. Hiçbir zaman dünya çapında ikonik bir eser hâline gelmesi hedeflenmiyordu. Rosie the Riveter, ortaya çıkışından yıllar sonra ise cinsiyet eşitliğinin sembolü hâline geldi.
1940’larda feminist propagandanın asıl amacı, toplumsal cinsiyet rollerini uzun vadede değiştirmek değildi. Kadınların savaş devam ederken iş gücüne kazandırılması ve erkekler döndükten sonra geri eski işlerine dönmesi bekleniyordu fakat bu eser, seneler sonra önemli bir feminist sembolü oldu.
Peki, II. Dünya Savaşı sırasında bu tür propagandalar yapılmasaydı yine de bir şekilde bu tür eserler ortaya çıkar mıydı veya bunlar bir şekilde ortaya çıksa bile dünya genelinde bu kadar etkili olur muydu? Elbette tartışılabilir.