Sokak fotoğrafçıları için ikonik şehirlerden biri olan New York, dinamik yaşamı ve kozmopolit yapısı ile fotoğrafçılara ilham veren zengin unsurlara sahip. Birçok efsanevi sokak fotoğrafçısına da ev sahipliği yapan New York, dünyada Tokyo’dan sonra en fazla sokak fotoğrafçısının olduğu şehir.
Bu yazımda fotoğrafçılık adına çok güzel deneyimler edindiğim New York’a yer vermek ve deneyimlerimi fotoğraflarımdan bir seçki ile paylaşmak istedim. Fotojenik unsurların zenginliği ile bolca ürettiğim fotoğraflarımı seçerken çok zorlandım. Tavsiye edebileceğim yerler de çok olunca hepsini bir yazıya sığdıramayacağıma karar verip yazımı iki bölüme ayırdım. İkinci bölümü ilerdeki bir sayıya ayırdım.
Önceki yazımda yer verdiğim Berlin kadar olmasa da New York da günlük yaşantısına ve sokaklarına aşina olduğum bir şehir. Ama buna rağmen New York’u da yine Niko Guido ve Fotoğraf Gezginleri ile birlikte ziyaret etmeyi tercih ettim. Gelişim ve üretkenliği olumlu yönde etkileyen böyle bir grupla seyahat etmeniz çok faydalı olacaktır.
Yine önce şehri tanımanızı tavsiye edeceğim. Fakat şehir önünüze sürekli güzel fotoğraflar çekme fırsatı verdiği için kameranız her zaman elinizde ve hazır bir şekilde bulunsun. Tabi yine fotoğraf makineniz ne kadar küçük ve sessiz bir makine olursa insanlara yaklaşmanız ve fotoğraf çekerken onları ürkütmemeniz o kadar kolay olacaktır.
Avrupa şehirlerine göre daha fazla insan çeşitliliğine sahip New York’da insanlar daha bireysel ve rekabetçi yapıya sahipler ve yoğun bir çalışma temposu içindeler. Dolayısıyla daha stresli bir modda sahip lokal insanlar fotoğrafçılara agresif tepkiler verebiliyorlar. Bu yüzden insanlara karşı pozitif yaklaşımınızı ve gülümsemenizi hiç esirgemeyin.
Şehre sürekli bir koşuşturma ve hareket hakimken, neyse ki her yerde karşınıza çıkan park ve bahçelerinde soluklanan ve sosyalleşen insanları görebilirsiniz.
Fotoğraf açısından şehrin bir diğer güzelliği ise senenin her zamanı fotoğraf vermesi. New York’a uygun zaman ve bilet bulduğunuz her zaman gidilebilir. Şehirde etkinlik, gösteri ve yürüyüşler de hiç eksik olmuyor. Seyahat zamanınıza göre takip etmenizi tavsiye ederim. Çok renkli etkinliklere denk gelebilirsiniz.
Şehrin her sokağı, meydanı ve parkı fotoğraf verme açısından zengin. Ama yine de bazı yerler fotoğrafik açıdan özellikle ziyaret edilip vakit geçirilmesi gereken yerler. Sizler için bunları özetlemek isterim.
Central Park ve Times Square’den bahsetmeye gerek yok diye düşünüyorum. Bu çok bilinen iki yere fotoğraf için de elbet uğranması gerekiyor. Yine de Central Park’da güzel fotoğraflar yakaladığım Bethesda Terrace’ı tavsiye etmeden edemeyeceğim. Güneşli bir günde ışık-gölge ve siluet fotoğrafları da çekmek mümkün olabilen teras yoğun bir turist ziyareti alıyor.
Grand Central Terminal
1913 yılında Art Deco tarzında inşa edilen dünyanın en işlek tren istasyonlarından biri olan terminal binasının özellikle ana salonunda fotoğraf yakalamak için vakit geçirebilirsiniz. Gün içi pencerelerinden gelen ışıklardan faydalanabilir, merdivenlerinden yukarıdan bir bakış yakalayabilir, tripot veya parmaklıklar ile makinenizi sabitleyerek uzun enstantane çalışabilirsiniz. İnsanların akışı uzun enstantanede güzel etkiler yaratacaktır.
New York Public Library
Neoklasik tarzda inşa edilen ve 53 milyondan fazla kitap ve belgeye sahip halk kütüphanesi tarihi ve mimari açıdan önemli olan bina fotoğraf için de güzel ortamlar sunuyor.
Bryant Park
New York Halk Kütüphanesi’nin yanında yer alan bu 40 dönümlük park, fotoğraf çekimlerinize mola verip dinlenmek için de ideal. Aynı zamanda Grand Central ve Times Meydanı’na da oldukça yakın olan park, kış aylarında buz pateni pistine, yaz aylarında ise açık hava sinemasına sahip oluyor ve her daim bolca fotoğraf veriyor.
Union Square
Midtown bölgesinde, bir tarafının satranç oynayanlar ve masalarıyla işgal edilmiş olan meydan oldukça yoğun bir merkez. Koşuşturmanın en fazla hissedildiği meydan ve tren istasyonunda birçok farklı portre fotoğrafı çekebilirsiniz.
Finans Bölgesi
Takım elbiseli finansçılardan çok daha fazla turistin akın ettiği bölgede kalabalıkta çalışmak zor olsa da zengin-fakir, marjinal giyimli-takım elbiseli gibi birçok kontrast fotoğrafı yakalayabilirsiniz. Aynı zamanda yansıma fotoğrafları da çoğu plazanın camları yardımıyla çekilebilir ve zıtlıklar üst üste getirilebilir.
Washington Square Park
New York Üniversitesi’nin yanında yer aldığı için gençlerin buluşma yeri olan park, her daim müzisyenler, dansçılar, gösteri yapanlarla birlikte hareketli bir kalabalığa ev sahipliği yapıyor. Çok çeşitli insan portreleri ve an fotoğraflarının yakalanabileceği bir merkez.
New York hakkındaki yazımın ikinci bölümünde daha başka birçok önemli bölge ve merkeze yer verip fotoğraflarımın devamını paylaşacağım. Fakat üst üste New York hakkında yazmak yerine birkaç sayı arada başka konulara değinmeyi düşünüyorum. Bir sonraki sayıda görüşmek dileğiyle hoşça kalın.
Yorum Yap