Dünyanın en çok sevilen film serilerinden biri olan Matrix ne anlatıyor? Filmleri izledikten sonra kafanızda çok sayıda soru işaretinin oluşması normaldir ama bunlardan kurtulmaya çok yakın olduğunuzu bilmelisiniz.
Bu yazıda film serisinde neler olduğunun yanı sıra Matrix felsefesini ele alarak olup bitenleri daha iyi anlamanıza yardımcı olacağız.
Matrix Ne Anlatıyor?
Devam filmleri Matrix serisine her ne kadar küçük sürprizler eklese de orijinal hikâye aslında o kadar da karmaşık değildir. Matrix, insanların gerçeklik olduğunu düşündüğü şeyken filmdeki gerçeklik ise herkesin içinde yaşadığı bir simülasyondur.
İnsanlık uzun zaman önce kendi yarattığı makinelerle girdiği savaşı kaybetmiştir. Makinelerin var olabilmesi için güneş enerjisine ihtiyacı vardır, enerjilerini kesmek için Güneş ortadan kaldırılmaya çalışılsa da bu insanlığı makinelerin esiri olmaktan kurtaramamıştır. Makineler, insanların yaşamını sürdürmesini sağlarken zihinlerini de Matrix’in içinde hapis tutmuştur.
1999 yılında gösterime giren ilk filmde izleyicilere arka plandaki gelişmelerin yüzeysel bir anlatımı veriliyor. Konu, The Animatrix izlendiğinde daha iyi anlaşılıyor.
İlk film, bilgisayar korsanlığı konusunda yetenekli olup görünüşte ise normal bir adam olan Thomas Anderson’ı (Neo) tanıtıyor. Neo, Matrix dünyasında siber suçlu olup gerçek dünyada ise makinelere karşı insan direnişinin üyeleri olan Trinity ve Morpheus ile karşılaşıyor.
Morpheus, Neo’ya onu Matrix’ten kurtaracak bir kırmızı hap öneriyor. Hapı almayı kabul edip gerçek dünyada geldikten sonra ise Morpheus onlara gerçekliğin doğasını açıklamaya başlıyor. Bu direnişin amacı, insanlığı Matrix’ten ve makinelerin boyunduruğundan kurtarmaktır. Bunu yapmak için Matrix’e geri dönebilir ve her şeyin bir simülasyondan ibaret olduğu bilgisini kullanarak programın kurallarını çiğneyebilirler.
Programın kurallarını çiğnemek, Neo’ya süper güçlü, hızlı ve çevik olma imkân tanır. Neo normalde Kung-Fu bilmemesine rağmen öğrenmiş gibi hareket edebilir.
Tabii ki Matrix’teyken son derece dikkatli olmaları gerekiyor çünkü onlar gibi anomalileri yakalamak için var olan ajanlar peşlerindedir. Ajan Smith de bunlardan biridir ama diğer ajanlardan daha farklıdır.
Bakıldığında amacı gerçek dünyadan gelenleri bulup yok etmek gibi görünebilir. Bu, onun programlanma amacıdır ama insanlaşan bir makine olduğundan sadece Neo’yu öldürmekle sınırlı kalmak istemiyor, bunun yanı sıra Matrix’i de tamamen çökertip bu dünyadan kurtulmayı hedefliyor.
Morpheus, Neo’nun seçilmiş kişi olduğuna inanır. O, kehaneti yerine getirerek Morpheus’un hayatını kurtarır ve Ajan Smith’i yener ki bu bir ilktir. Daha önce bir ajanla karşı karşıya gelip de hayatta kalan olmamıştır.
Matrix Felsefesi Nedir?
Serinin ilk ve açık ara en çok beğenilen filmi Matrix (1999), büyük ölçüde Platon’un mağara alegorisine dayanıyor.
Platon, mağara alegorisinde gerçek dünyanın bir yanılsama olduğu fikrini ele alıyor. İnsanların doğduğu andan itibaren tutsak tutulduğu bir mağara betimliyor. Bu kişiler öyle bir şekilde bağlanmıştır ki arkalarına ya da yanlarına değil, sadece önlerine bakabiliyorlar.
Önlerindeki duvarda insan, ağaç ve hayvan şeklinde gölgeler görüyorlar. Gördükleri tek şey bunlar olduğu için gerçek dünyayı da bunlardan ibaret zannediyorlar. Günün birinde mahkûmlardan biri zincirinden kurtulup kaçıyor.
Arkasına baktığında gerçek dünya olduğunu düşündüğü şeyin aslında basit bir gölge olduğunu keşfediyor. Daha sonra mağaradan tamamen kurtulup ilk kez gerçek dünyayı görmeye başlıyor. Güneşin parlak ışığı dolayısıyla gözlerini açmakta zorluk çekse de sonunda bunu başarıyor.
Hakikatin tamamen bilincinde olan mahkûm mağaraya geri dönüyor ve bildiklerini diğerlerine de açıklamaya çalışıyor.
Bu mahkûmun deneyimi, çok az insanın kendilerini görünürdeki dünyadan kurtardığı ve dünyayı gerçek anlamda algılamaya başladığı sürecin bir metaforudur.
Neo, ilk Matrix filminde gerçek dünyayı ilk kez gördüğünde bir tür mağaradan çıkarılmış oluyor. Gerçek olduğunu düşündüğü her şey tıpkı mağara duvarlarındaki gölgelerin gerçek dünyadaki şeylerin yalnızca kopyası olması gibi yalnızca bir yanılsamadır.
Platon, kendilerini özgürleştiren ve gerçekliğin farkında olmaya başlayanların geri dönüp başkalarına öğretme sorumluluğu olduğunu savunur. Bu Matrix filmleri için de geçerlidir. Neo, insanlığa farkındalık kazandırma görevini üstlenir.
Yorum Yap