Manzara Çekmenin Püf Noktaları 

Yazan: Cem Kıvırcık 
Instagram/Facebook/Twitter: @cemkivircik 

 

Havalar çok güzel, aşılamanın yoğun bir şekilde sürmesiyle pandeminin etkileri de azalmış görünüyor. Üstelik bir süredir sokağa çıkma ve seyahat yasakları da kaldırılmış durumda…Herkes kendini doğanın kucağına atıyor. Kimileri daha serin olduğu için yaylalara, yüksek yerlere, orman içlerine doğru çıkıyor. Kimileri de denizde serinlemeyi, akşam suyun üzerinde gün batımını izlemeyi tercih ediyor. Şu bir gerçek ki, hepimiz doğayı ve doğanın bizlere sunduklarını seviyoruz. Özellikle de karşımıza çıkan manzaraları izlemeyi… Ancak, günümüzde sadece izlemekle de kalmıyoruz. Hemen cebimizdeki telefonu çıkartıp bir de fotoğrafını çekiyoruz. Ayrıca sosyal medyada paylaşarak dostlarımızın ve bizi takip edenlerin de aynı güzelliklere şahit olmasını istiyoruz. 

vivo V21

Manzara fotoğrafları çekmek çok kolay gibi görünür… Zaten doğa her şeyi yapmıştır… Gün batımında denizin üzerinde duran bir sandalı çekmek ne kadar zor olabilir ki?.. Telefonu doğrultur ve deklanşöre basarsınız. Günümüzde akıllı telefonlar teknolojileriyle işimizi kolaylaştırmış olsalar da manzara fotoğrafları çekerken dikkat etmeniz gereken birkaç basit püf noktasıyla sosyal medya hesabınızı coşturabilirsiniz. 

 


İlginizi Çekebilir: Fotoğrafta Hareketi Nasıl Yakalarız?


 

Daha önceki sayılarımızdan birinde manzara konusuna değinmiş ve özellikle yatay/dikey, yapay zeka desteği ile bulutlar, tripod kullanma, altın saatler, vs. gibi dikkat edilmesi gerekenlerden söz etmiştik. Geçen bu süre zarfında siz okurlarımızdan gelen istek üzerine şimdi bu konuların üzerine bir tık daha “master” hissedebileceğiniz püf noktalarından söz edeceğiz. 

 

1 – Alan derinliği 

Manzara fotoğrafı çekerken, en çok dikkat etmeniz konulardan bir tanesi derinlik hissi yaratmaktır. Aslında bir fotoğraf makinesi ile çekim yapıldığında alan derinliğinde tüm unsurların odakta olabilmesi için f/16-f/22 aralığında küçük bir diyafram kullanılır. Böylelikle tüm nesneler ön planda ve arka planda keskin tutulur. Bu arada objektife daha az ışık gireceğinden, küçük bir diyafram kullanırken kameranızı bir tripod üzerine yerleştirin (bu, kamera sarsıntısını ortadan kaldırır). Ancak, elinizde akıllı bir telefon varsa durum biraz farklıdır. Genellikle kameradaki yapay zeka devreye girerek, sizin yerinize tüm fotoğraf ayarlarını yapar.

Mesela bulutlu bir gökyüzü varsa, ekranda “gökyüzü”, “bulut” gibi mesajlar görebilirsiniz. Ya da bir gün batımındaysanız telefonunuz “gün batımı” diyerek size ne çektiğinizi bildiğini anlatır. Yapay zeka çok yardımcı olsa da zaman zaman telefonu manuel ayarlamak gerekebilir. Bu nedenle dizginleri ele alarak diyaframı biraz kısmak ve f değerini 11’den yukarıda tutmak işinizi kolaylaştıracaktır… Ve tabii telefonu sarsılmadan sabit tutacak bir tripod harika olur. Ama bu konuda akıllı telefonların kamera sistemlerinde bulunan OIS (Optical Image Stabilizer – Optik İmaj Sabitleyici) özelliği müthiş iş çıkartıyor ve eliniz ne kadar titrerse titresin, net ve keskin fotoğraflar çekmenizi sağlıyor. 

 

2 – Geniş açı lens 

Daha fazla alanı görmenize ve fotoğraflamanıza olanak sağladığı için akıllı telefonlarda son dönemde çok geliştirilmiş olan geniş açı ve hatta ultra geniş açı özelliğini seçmeniz yerinde olacaktır. Her ne kadar imaj kalitesini yüksek tutan özellikler ana kamerada toplanmış olsa da, geniş açı manzara fotoğrafınızın etkisini görsel olarak arttıracaktır. Ancak, geniş açının kenarlarda vinyet etkisi denen bir kararma, ya da “distorsiyon” olarak anılan bozulmalar, görüntü eğrilikleri de yapabileceğini iyi hesap edin. Perspektif bozulmalarına dikkat ederseniz, muhteşem manzara fotoğraflarına imza atabilirsiniz. Bu arada manzara fotoğraflarında akıllı telefonların zum lenslerini kullanmanızı önermiyorum. Optik zumdan sonra dijital zum “suluboya etkisi” denilen soruna yol açabiliyor…

 

3 – Ufuk çizgisi 

Amatör bir manzara fotoğrafçısını ele veren ilk hata ufuk çizgisinin bir tarafa doğru eğik olmasıdır. Belki başka fotoğraflarda ufuk çizgisi çok önemli bir sorun gibi görünmese de manzara fotoğrafçılığında doğrusal bir ufuk çizgisi olması şarttır. Zaman zaman, özellikle dikey çekimlerde ufuk çizgisinin eğik olduğu manzara fotoğraflarıyla karşılaşıyorum. Arkadaşlar, öyle manzara fotoğrafı olmaz, şimdiden söyleyeyim. Bu konuda sorun yaşıyorsanız, telefonunuzun (grid) ızgara çizgilerini kullanın, size kılavuzluk edecektir.

Hazır ızgara çizgisi demişken “üçler” kuralını da hatırlatmak isterim. Genellikle manzara fotoğrafı çekerken gördüğümüz nesneleri ve ufuk çizgisini ortaya koyarız. Mesela, kız kulesi çekerken, kuleyi tam ortaya alırız. Bunda bir sorun yoktur, simetri göze hoş gelir. Ancak ufuk çizgisini de ortalamak yerine denizin, ya da gökyüzünün lehine olacak şekilde 2/3’lük alanı ayırmak manzara fotoğrafının görsel etkisini artıracaktır. Diyelim ki, gökyüzünde harika bulutlar var. Bence ufuk çizgisini ızgara kılavuzundaki 1/3’lük noktadan başlatarak, 2/3’lük bölümü gökyüzüne ayırın. Diyelim, etkileyici bulutlar yok ama denizde ön planda güzel bir sandal duruyor. O zaman 2/3’lük payın hakkı denizin ve o sandalın olacaktır. 

 

4 – Doğru saatleri seçmek 

Fotoğraf jargonunda “altın saatler” denen saatler var. Güneş ışınlarının yatay olarak gelmeye başladığı sabah ve akşam saatleri manzara fotoğraflarında nesnelerin üzerindeki detayı artırıyor. Böylece daha göz hoş bir görüntü sunacaktır. Güneşin tepede olduğu saatler gerek renklerin canlılığı gerekse keskinlik ve detaylar açısından sizi zorlayacaktır. Bir de güneşin batmaya yüz tuttuğu ve alacakaranlığın başladığı “mavi saatler”e dikkat edin. İşte tam da o an gece fotoğrafları için en ideal zamandır. Şehrin, ya da fotoğrafını çekmek istediğiniz nesnenin aydınlatmaları devreye girmiş ve ışıldamaya başlamıştır. Özellikle “gece” modunu ortalık çok da kararmadan tam bu noktada kullanabilirsiniz. Böylece çok başarılı fotoğraflara imza atabilirsiniz. 

 

Exit mobile version