Koronavirüs Sonrasında Apple’da Üretim ve Tedarik Sistemi Değişecek mi?

Her teknoloji ürününü bir üretim süreci var. Bu aslında evinizde yemek pişirmeniz ya da LEGO ile birşeyler yapmanız gibi. Parçalar tedarik ediliyor ve bir araya getiriliyor. Üretim sürecinin sancılı olmaması için mühendislik devreye giriyor ve her aşama birer sistematik haline getiriliyor. Özellikle akıllı telefon, akıllı saat gibi çok daha modüler teknoloji ürünlerinde el-göz koordinasyonunun daha önemli olduğu görülüyor.

Günümüzde üretilen birçok Apple teknoloji ürününde insan gücü kullanılıyor. Otomat bir üretim süreci söz konusu değil; fabrikalarda yan yana çalışan insanlar, çeşitli parçaları bir araya getirerek sürecin sonraki aşamasına geçişi sağlıyorlar. Üretimin birçok aşamasında da genel kontroller uygulanıyor ve olası insan hatası faktörlerinin önüne geçilmesi sağlanıyor.

Üretimin aksamaması için hijyen, güvenlik, konsantrasyon için beslenme, dinlenme araları ve diğer tamamlayıcılar devreye giriyor. Apple üretim zincirinin büyük kısmı Çin’de tedarikçi firmalar tarafından sağlanıyor. Foxconn, bu alanda Apple’ın çok sayıda teknoloji ürününün ortaya çıktığı büyük bir güç. Şirketin başka teknoloji markaları için de üretim aşamalarının önemli kısmını sağladığı görülüyor.

Apple için üretim yapan Foxconn’da çalışma koşulları, çalışma saatleri ve elde edilen sonuçlar verimliliğe dair göstergeler sergiliyorlar. Apple ürünleri, dünyanın hemen her ülkesinde satılıyor ve ürünlerdeki üretim bazlı hataların oranı çok düşük. Hatta Apple, müşteri memnuniyetine yönelik araştırmalarda çok başarılı sonuçlar elde ediyor. Bu noktada üretim safhalarının doğru şekilde kurgulandığı görülüyor. Peki Apple adına üretim gerçekleştirilen bir birimde örnek bir çalışma günü nasıl geçiyor?

Apple iPhone 11 modelinin üretim bandı ele alındığında, bir çalışan kişi ilk olarak güvenlik ve hijyen öncelikli bir giysi giyiyor. Lenslerin cihazın içine takılmasını gerçekleştiren bir işçiyi ele alalım. İlk olarak temizlik ve hijyen koşulları sağlanıyor. Parmakların ucuna lastik kılıflar takılıyor, eldivenin zorunlu olduğu kısımlar olduğu gibi zorunlu olmadığı üretim bantları da var. Bu noktada elle gerçekleştirilecek işlemler için hareketi zorlayacak bir durum söz konusu olmuyor.

Çalışan kişi bunların yanı sıra kafasında bir şapka takıyor. Bu sayede saçların cihazın içine düşmesinin önüne geçiliyor. Bu da bir ön hazırlık yani. Elbette daha sonra gerçekleştirilen kontrollerde, herhangi bir sorun görüldüğünde gideriliyor. Ciddi bir kontrol süreci var. Üretim bandında oturarak çalışan işçi, öne gelen cihazların içine parçaları yerleştiriyor, takıyor. Ardından da sonraki aşamaya geçilmesini sağlıyor. Bu noktada oturma düzenini biraz daha açalım; genellikle yan yana oturuluyor ve sırtın yaslanması gibi konforu artıran bir etmenin uygulanmadığı görülüyor. Çalışanlar hafif eğilerek çalışıyorlar ve genellikle sırtları boşta kalıyor. Bunun ilk bakışta rahatsızlık verici göründüğü bir gerçek, ancak çalışanlar bu çalışma konumuna alışkın görünüyorlar.

Donanım ve yazılım tabanında çalışmalar sürdürülüyor. Parçalar takılıyor, bir nevi montaj süreci gerçekleştiriliyor. Üretim aşamasında paketleme öncesinde gerçekleştirilen son kontrollerle birlikte süreç, fabrikasyon alanında tamamlanıyor. Daha önce de belirttiğimiz gibi çalışma sürecinde kontroller büyük önem taşıyor. Bir iPad, üretim bandından paketleme safhasına kadar yoğun şekilde gözle kontrol ediliyor, elle hemen her yeri çevrilerek, hafif bastırılarak kontrol ediliyor…

Sonraki aşama ürünlerin ülkelere gönderilmesi. Bu alanda Apple adına ciddi bir ekip çalışıyor ve birçok ülkede cihazların yeterli miktarda gönderimi sağlanıyor. Tedarik için planlamalarda Apple adına süreç biraz ilginç. Her piyasaya çıktığında kısa süre içinde on milyonlarca satan iPhone modelleri, belirlenen pilot ülkelerde satışa çıktıktan bir süre sonra başka ülkelere kademe kademe iletiliyor.

Apple’ın mobil ve bilgisayar segmentleri gibi çok sayıda ürününde Türkiye’nin 2 ya da 3 nolu tedarik sıralamasında olduğu görülüyor. Örneğin Apple Watch için Türkiye’nin ‘Apple Store ve diğer yetkili satış noktalarında satılmak üzere’ dağıtım gerçekleştirilecek 3. parti ülkeler arasında olduğu görülüyor. Öncelikli ülkeler ve daha az öncelikli ülkeler olduğu için zaman zaman ürün sorunları baş gösterebiliyor. Bu duruma Apple Watch’ın bazı ülkelerde hızlıca tükenmesi ve ardından da müşteriye ulaşan akıllı saatlerin 2-3 haftaya varan süreler boyunca durması gösterilebilir. Peki Koronavirüs ile birlikte Apple adına üretim ve tedarik bandında değişikliğe gidilmesi gündemde mi? Bu noktada yapılan ilk açıklamalar teknoloji şirketinin sisteminde yeni bir kurgulama yoluna gitmediği yönünde. Zira milyarlarca dolarlık bir sistemin aralıksız 10 yılı aşkın süredir değişmeden işlediği görülüyor.

Diğer yandan Apple’ın Çin’deki üretimini daha düşük seviyede gerçekleştirmedi gündeme gelebilir. Analistlerin bu yöndeki beklentileri önümüzdeki iPhone modelleri başta olmak üzere Apple’ın her zamankinden daha az akıllı telefon üretip satışa sunacağı yönünde. Elbette bu durumun koronavirüs ile daralan ekonomilere yönelik beklentiyle doğrudan ilgisi var.

Sonuç itibarıyla dünyanın en büyük teknoloji şirketi olan Apple, koronavirüs sürecinde yaşadığı kayıpların devamında normalleşme yaşanacağına inanıyor ve bu nedenle de tüm sistemi eksenine bağlı bir çıkarım olarak herhangi bir değişikliğe gitmeyecek. Elbette sürprizlerle olabilir. Gelişmeleri izlemeye devam edeceğiz…


 

Exit mobile version