IoT, “Nesnelerin İnterneti”nin kısaltmasıdır ve fiziksel nesnelerin (örneğin, cihazlar, araçlar, ev eşyaları vb.) internet üzerinden birbirleriyle iletişim kurabilmesini sağlayan bir teknoloji ve kavramdır. İnternet bağlantısına sahip olan bu nesneler, veri toplama, paylaşma ve işleme yetenekleri sayesinde çeşitli uygulamalarda kullanılabilirler.
Pazar koşullarının değişkenliği, global ekonomik sistem ve rekabet, tarım ve hayvancılığın önemini her geçen gün daha da artırıyor. Küresel ısınma gibi ciddi etkileri ile şimdiden öne çıkan sorunlarla birlikte yakın gelecekte tarım ve hayvancılık nasıl olacak sorusu merak uyandırıyor.
Son araştırmalara göre küresel nüfusun yüzde 16-18’inin istihdam noktasını meydana getiriyor tarım. Kentsel bölgeler durmaksızın serpilirken birim tarımsal alanda alınabilecek en yüksek verim ise kuşku yok ki bu kapsamdaki karlılığın en değerli faktörü. Zira tarım yalnızca beslenmede değil, ihracat yoluyla ülke ekonomisine katkıdan çeşitli sektörlere sağladığı hammaddelere kadar geniş ölçekte bir değer. Ayrıca biyolojik çeşitlilik ve ekolojik dengeye katkı unsurları dahil vazgeçilmez. Peki bu kadar değerli bir konuda gelecekte dünyayı neler bekliyor, günümüzde hangi adımlar atılıyor?
Bu sorunun başlıca yanıtı şüphesiz teknolojik adımlar. Tarım, teknoloji etkisi ile yapıcı değişimlerden geçerken dijital dönüşüm birlikteliği çarpıcı bir dönüşüme kaynak oluşturuyor. Sensörler sayesinde tarımsal alanlardan elde edilen verim artarken drone’lar başlıca data toplama ve sulama, ilaçlama gibi özellikleri sayesinde tarımda başlıca inovasyon unsurlarından biri konumuna yükseliyor.
Tarım Dostu Drone’lar
Drone’lar ‘hassas tarım’ açısından kritik öneme sahip. Çünkü insanların erişim sağlayamayacağı noktalara gidip çeşitli sorunlara çözüm oluşturuyorlar. Sulama, ilaçlama, haşere kontrolü gibi temel gereksinimleri uzaktan algılama yaparak gideriyor, böylelikle tarımsal faaliyetlerin daha etkin şekilde gerçekleştirilmesine katkı sağlıyorlar.
Türkiye’nin de aralarında bulunduğu birçok ülkede, ERP’den depo yönetimine kadar geniş bir çerçevedeki teknolojik adımlar, tarımsal verimliliğin esasını meydana getiriyor.
Verimlilik için…
Giderek daha geniş hayvancılık sahalarında kullanılan inovatif teknolojiler, hiç şüphesiz; bölgesel ve ülkesel rekabette önde olmak veya tam tersi geride kalmanın kilit unsuru. Çiftlik hayvanlarına dair kritik önem taşıyan veriler toplayan akıllı tasmaların yanı sıra GPS ve RFID gibi teknolojiler, hayvancılıktaki verimliliğin artırılmasına etki ediyor.
Toprağın nem durumu, sıcaklık ve yağışla birlikte tarımsal faaliyetlerin en önemli konu başlıklarından. İşte bu noktada geliştirilen nesnelerin interneti esaslı sensörler sayesinde topraktaki nem yüksek doğrulukla ölçümlenebiliyor. Ayrıca yaprak nemlilik sensörleri ile bir başka kritik datanın anbean takibi mümkün oluyor. Sıcaklığın ölçümü gibi farklı datalara odaklı sensörlerle birleşince yüksek verimliliğe dayalı tarım için tüm gereklilikler kullanılmış oluyor.
Her geçen gün daha fazla tarım alanında kullanılan nesnelerin interneti teknolojisinden yararlanan bu sensör sistemleri, iş gücü, su ve güneş/elektrik enerjisinden tasarrufu mümkün kılıyor.
Mobilite, Akıllı Otomasyon ve Akıllı Tasma Kullanımı
Sensörlerden toplanan verilerin akıllı telefonlardaki mobil uygulamalarla izlenebilmesi, tarımda bir diğer ön plandaki kolaylık. Üstelik Türkiye’nin bu alandaki ivmesi de dikkat çekiyor. Anlık müdahalelerin önünü açan yüksek standartlardaki mobilite faktörü, Türkiye’de Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı kaynaklı olanlar dahil; özel/kamusal uygulamalarla yaygınlaşıyor.
Akıllı otomasyon, tarımda verimliliğin bir diğer güçlü yönü. Kuyu, pompa ve depo sistemlerine ek olarak zirai don erken uyarı sistemleri, iklim kontrol sistemleri, sulama sistemleri, bahçe-sera otomasyonu, gübreleme otomasyonu gibi tercihler, tarımda verimlilik ve kalitenin boyutlarını belirleyici rol üstleniyor.
Hayvancılıkta akıllı tasma kullanımı artıyor. Son verilere göre akıllı tasmalar bir ineğin günlük geviş getirme oranlarını raporlamak suretiyle süt verimliliğine yaklaşık 5’te 1 oranında katkı sağlıyor.
“İyi Tarım”
Değeri bir çıktı olarak Türkiye’de iyi tarım yaygınlaşma eğiliminde. Aynı zamanda coğrafi işaretli tarım ve hayvancılık ürünlerinin (Malatya kayısısı, Diyarbakır karpuzu, Anamur muzu gibi) arttığına tanıklık ediyor. Ek olarak organik tarımın da yükselişi devam ediyor. Tüm bu ‘olumlu tabloya’ karşın nüfusa dair 2050 yılı 100 milyon beklentisi, teknolojik yatırımların ve inovasyon kültürünün aralıksız şekilde sürmesinin önemine işaret ediyor. Tarımda geleceğin teknolojideki anahtarı ise nesnelerin interneti teknolojisi. Daha bilinçli tarım için bu konudaki yatırımların devam etmesi ve elbette kapsamın genişlemesi sadece Türkiye için değil tüm dünya açısından çok değerli.
Endüstriyel Haberleşme Sistemleri ve 5G ile Esnek Üretim
Sanayicilerin üretim süreçlerinde endüstriyel haberleşme sistemlerini kurarak akıllı fabrikalara dönüşmeleri gerektiğini vurgulayan CLPA Türkiye Müdürü Tolga Bizel; “CLPA’nın en yeni teknolojisi olarak bu noktada devreye giren CC-Link IE TSN, Zaman Duyarlı Ağ (TSN-Time Sensitive Network) teknolojisinden yararlanan dünyanın ilk endüstriyel açık ağı olarak öne çıkıyor. Bu teknoloji sayesinde sahadaki üretim ekipmanlarının bağlantılarını konvansiyonel yöntemlere göre çok daha hızlı bir şekilde sağlamak ve rekabet gücünü artırarak öne geçmek mümkün. Aynı zamanda 5G teknolojileri de sanayi devriminin en yeni evresindeki bu dönüşüme katkı sağlayacak. Şu an mevcut olan 4G’ye göre 100 kat daha hızlı haberleşme teknolojisi sunan 5G, fabrikalardaki üretim mekanizmasına ekstra esneklik kazandıracak. Bu sayede kişiselleştirilmiş ve anlık kararlar karşısında hızlı aksiyon alabilen fabrikalar oluşturulabilecek. Üstelik 5G teknolojisi, üretim mekanizmasında önemli roller üstlenen robotların da esnekliğini maksimum seviyeye ulaştıracak” şeklinde konuştu.
Sanayi 4.0, Katma Değeri En Üst Seviyeye Taşıyacak
Dijital dönüşümün üretim sektörü için vazgeçilmez bir noktada olduğunu söyleyen Turkcell Endüstride Dijital Dönüşüm Çözümleri Yöneticisi İrem Ünal ise Türkiye’nin de bu noktada iyi bir ivme yakaladığını belirterek şu açıklamalarda bulundu: “Sanayi 4.0; IoT, siber fiziksel sistemler, robotlar, üç boyutlu yazıcılar gibi kavramlarla hem verinin toplandığı hem sistemlerin birbiriyle haberleştiği hem de bunların otonom bir şekilde yapılabildiği bir ekosistem yarattı. Önceki süreçte otomasyonda veri alışverişi yapılırken kablolu sistemler kullanılıyordu. Özellikle üretim sektöründe makine alt yapısının değişmesi gerekiyordu ve bu da ciddi bir operasyon yükü yaratıyordu. IoT ile artık tak-çalıştır sistemler devreye girdi ve sensörler makineye kolaylıkla adapte olabilir hale geldi. IoT ile toplanan veriler ise bulut sistemlerde depolanarak kolaylıkla saklanabiliyor. Sanayi 4.0, üretim sektörü için hayati olan tüm prosesleri içine alarak süreçleri optimize edebiliyor. Dolayısıyla katma değerin ve verimliliğin en üst düzeyde olması gereken günümüzde dijital dönüşüm zorunlu hale geliyor. Türkiye özelinde değerlendirdiğimizde ise ana sanayi kollarında Sanayi 4.0 ve dijital dönüşümün kapsamına giren konuların sektörlere başarıyla adapte olduğunu görüyoruz. Yan sanayiler de giderek bu ekosisteme dahil olurken orta ve küçük ölçekli firmalarda da konuyla ilgili çok büyük bir farkındalık oluşuyor.’’