Google’ın arama algoritması, web sitelerinden hangilerinin ön sırada hangilerinin arama sonuçlarında bile gösterilmeyeceğini belirler ancak web sayfalarının arama motorunun sonuçlarında tam olarak nasıl sıralandığı uzun zamandır gizemini koruyordu.
Binlerce sayfalık belgenin sızdırılması ile arama motorunun nasıl çalıştığına dair önemli bilgiler ortaya çıktı. Google, şu ana kadar belgelerin gerçek mi yoksa sahte mi olduğu ile ilgili herhangi bir açıklamada bulunmadı.
Google’ın Arama Algoritması Belgelerinin Sızdırıldığı Doğru mu?
The Verge tarafından aktarılan bilgilere göre belgenin içeriği oldukça karmaşık ve anlamak için teknik bilgi gerektiriyor. Bununla birlikte, sızıntının içeriğini inceledikten sonra Gogole’ın arama sıralarında nelere dikkat ettiği ile ilgili verdiği bilgilerin doğru ya da yanlış olduğu gibi kesin bir yargıda bulunmak mümkün değil.
Algoritma ile ilgili belgelerin sızdırıldığı iddiası henüz doğrulanmadı, dolayısıyla şu anlık kesin ifade kullanılamıyor.
Sızıntı, Googleın web sitelerinden ve arama yapanlardan hangi verileri topladığını özetliyor. SEO Uzmanı Mike King ve Rand Fishkin’e göre belgelerdeki bazı bilgiler, Google’ın kamuoyuna yaptığı açıklamalarla çelişki oluşturuyor gibi görünüyor.
King, yalan söylemenin sert bir ifade olacağını ama kullanabilecek en doğru sözün bu olduğunu ifade etti.
Google, Arama Motoru İçin Chrome Verileri Kullanıyor mu?
Google temsilcileri, daha önce web sayfalarını sıralamak için Chrome verilerinin kullanılmadığını birçok kez yineledi ancak web sitelerinin arama sonuçlarında nasıl görüneceği ile ilgili bölümlerde Chrome’dan özellikle bahsediliyor.
King, Google’ın bir sayfadan yazar verilerini nasıl topladığını ve yazar olup olmadığına dair bir bölümün olduğunu da sözlerine ekledi.
King ile paylaşılan belgelerin bir kısmında söz konusu kısmın esas olarak haber içerikleri ile ilgili olduğu fakat diğer içerik türlerini de kapsadığı ifade edildi. Google temsilcileri, daha önce yazar bölümünü sıralamaları etkilemesi endişesinden ötürü değil, kullanıcılar için yapması gerektiğini öne sürmüştü.