Geçmişten Günümüze Tuşlu Çalgılar

Tuşlu çalgıların evrimsel tarihinde derin bir yolculuğa çıkıyoruz…
 

Tuşlu çalgıların M.ö 200 yılına dayanan yaklaşık 2200 yıllık evrimsel bir tarihi olduğu biliniyor. Bu süre içerisinde gelişen teknolojiyle paralel olarak kendini yenilemiş ve sürekli olarak değişime ayak uydurmuş olan tuşlu çalgılar gerek geniş ses aralığı gerek ise hem akor hem de solonun aynı anda kullanılmasına izin veren tekniği ve yapısı gibi sebeplerden ötürü günümüz aranjörleri ve batılı klasik müzik bestecilerince yıllar yılı en çok tercih edilen çalgılar olmuştur.
 
melodika
 
Org (Erganun): Org ismi Latince organum kelimesinin kısaltılmasıdır. Tuşlu çalgıların atası olarak kabul edilir. İlk org, su gücüyle çalışmış M.ö(150-200) yılları arasında Ktesibios adında bir kişi tarafından Mısır’da icat edilmiştir. Müzik enstrümanları içinde en devasa boyutlara sahip olan orgtur. öyledir ki dev katedrallerin salonunda üç katlı bir bina büyüklüğünde orglara rastlamak mümkündür. Klasik batı müziğinde org için yazılmış eserler bulunur.

 
Church Organ (Klise Orgu): M.S 3. yüzyıldan sonra orglarda su basıncı yerine hava basıncı kullanılmaya başlandı. Bu dönemden sonra yapılan orglar zamanla gelişerek günümüzde kiliselerde kullanılan orglara dönüştü. Klise orgu Gospel müziğinin ana enstrümanı olarak da bilinir.

Hammond Organ: 20. Yüzyılın başlarında Laurens Hammond tarafından icat edilen ilk elektrikli orgtur. Analog devreleri olan ve lambalı bir enstrümandır ve teknik bakımdan günümüzdeki elektronik orglar ile ilgisi yoktur. Müzik otoritelerince 80’li yılların rock müzik sound”una yön veren enstrüman olduğu da söylenir.
 


 
Synthesizer (Sentezleyici): 1960’lı yılların başında Robert Moog tarafından üretilen tuşlu çalgıların kullanım alanını genişleten ve daha modern bir yapıya kavuşturan enstrümandır. Elektrik akımı ve frekans değerlerinin değiştirilmesiyle ses üretip sentezlenmesini sağlayan synthesizer”ın ortaya çıkmasında theremin isimli enstrüman ilham kaynağı olmuştur.

Günümüzde Analog Synthesizer, Dijital Synthesizer, Virtual Analog Synthesizer olmak üzere üç farklı yapıda bulunur. Elektronik müzik ve türevlerinde kullanımı yaygın olup,günümüzde R&B, Rock, Brit pop gibi tarzlarda da etkili olarak kullanıldığı görülür.

 
Workstation (İş İstasyonu): Synthesizer”ların dijital yapıda olanlarına ritm ve sequencer gibi özellikler eklenerek elde edilen klavyelere Workstation denilir. Geçmişten günümüze Aranjörlerin ve orkestra eşliğinde sahneye çıkan keyboard’çuların ( Elektronik devreleri olan tuşlu çalgılara genel olarak keyboard/klavye denilmektedir) en çok tercih ettikleri klavye türleri workstationlar”dır.

Bilinen ilk workstation 1980’li yılların sonunda üretilen KORG M1 olup, bu cihaz kimi aranjörler tarafından halen kullanılmaktadır.
 


 
Akordeon: 1822 tarihinde Christian Friedrich Ludwig Buschmann tarafından icat edilmiştir.
Körüğün harekete geçirilmesiyle oluşan hava akımının etkilediği serbest metallerin titreşmesiyle ses çıkartan çalgıdır. Kafkas müziğinin vazgeçilmez enstrümanı olan akordeonun çerkez kültüründe önemli bir yeri vardır.

Roland firmasının geçtiğimiz yıllarda piyasaya çıkarttığı elektronik akordeon ise devrim niteliğinde olup klasik akordeon görünümüne MIDI teknolojisi ve pil ile çalışabilme özelliği eklemiştir.

Klavsen: Piyanonun atası olarak bilinmekle birlikte piyano ile tek benzer yanı iki enstrümanın da tuşlu çalgılar sınıfından olmasıdır. Analog mekanizmaları, çalış tekniği ve ses rengi olarak aralarında pek benzerlik bulunmaz. Piyanonun icadından önce batı müziği bestecilerinin kullandığı bir enstrüman olduğu bilinir. Hatta piyanonun icadından sonra da ilk 50 yıl süresince klavsen ile çalışmaya devam eden besteciler olmuştur.

 
Piyano:1700’lü yıllarda Bortolommeo Cristofori tarafından icat edilmiştir. Tuşlu çalgılar sınıfına dahil olmasının yanı sıra orgtan farkı çekiç mekanizmasıyla çalışan telli bir enstrüman olmasıdır. İlk adı piano e forte olan enstrüman klavsenin mekanizmasının değiştirilmesiyle ortaya çıkmıştır. Konsol Piyano, Grand Piyano, Dijital Piyano, Elektrikli Piyano gibi çeşitleri bulunmakla birlikte klasik batı müziği eserlerinde kullanılan en önemli çalgılardan bir tanesidir.

Rhodes Piyano: 1950’li yılların sonunda elektrikli piyano üreticisi Harold Rhodes ile Leo Fender bir araya gelerek Fender Rhodes Bas Piyano’yu ürettiler. Kendi halinde vintage bir tonu olan bu yeni elektrikli piyano modeli ikinci dünya savaşı sonrasında jazz ve pop müzikte sıkça kullanılmaya başlandı.
 


 
Dijital Piyano: Grand piyanonun dijital olanıdır. Elektrikli piyano ile karıştırılmamalıdır. Ses bankası, metronom, ritm, dijital nota ekranı olan modelleri de bulunur. Dijital piyanolar da elektrikli piyanolarda olduğu gibi kendilerine özgü ses üreteçleri bulunmadığından yalnızca bankalarında yüklü olan sample sesleri kullanmamıza olanak sağlar.

Keytar: İki enstrümanın sentezlenmesiyle oluşan tuşlu çalgılardır. Keyboard ve Guitar isimleri birleştirilip keytar ismi türetilmiştir. Genellikle sağ el ile klavye üzerinde solo atılırken sol el ile slide, modülasyon gibi ekstra özellikler kontrol edilir. Askısı bağlanıp elektro gitar gibi ayakta çalınması şart olmamakla birlikte temel özelliği ve ortaya çıkış amacı budur.

 
Genelde rock starların sahne şovuna katkı sağlaması amacıyla kullandıkları keytar son geliştirmelerin ardından tek başına albüm kaydedecek kadar donanımlı yapıya ve MIDI özelliklerine sahip bir enstrüman haline gelmiştir.

Vocoder: İnsan sesi simülasyonu yapması için telefon operatörlerinde kullanılmak üzere geliştirilen mekanizma KORG firması tarafından klavye eklenerek yeni bir tuşlu enstrümana dönüştürülmüş olup adına da vocoder denilmiştir. Elektronika,trip hop gibi tarzlarda kullanımı yaygın olan vocoder’lerin analog ve dijital olarak iki farklı modeli bulunsa da günümüzde daha çok dijital olanları kullanılmaktadır.
 


 
Melodika: 1950″li yılların başında Hohner tarafından icat edilen melodika İlkokul öğrencilerine temel müzik öğretimi verilmesi amacıyla yapılmış nefesli ve tuşlu bir çalgıdır.

ünlü jazz müzisyeni Phill Moore Jr.”ın 1969 yılında yayınladığı Right On albümünde melodikaya yer vermesi enstrümanın müzik çevrelerince tanınmasını ve kabul görmesini sağlamıştır. Tenor, alto, soprano, bas ve çift el melodika olmak üzere 5 farklı modeli bulunur.

MIDI klavye: Diğer tuşlu çalgılarda olduğu gibi kendine özgü sesi olmayan,taşıdığı MIDI sinyalleri ile bilgisayar yazılımı yada synthesizer modülünün içerisindeki ses bankalarını kullanarak müzik yapmamızı sağlayan enstrümandır. Aranje, kayıt, mix gibi işlemlerde sıkça kullanılmasının yanı sıra üst düzey ses kartları ile birlikte sahne performanslarında kullanımına da rastlayabilmekteyiz.

 

Exit mobile version