Fotoğrafta renklerin önemi ile ilgili detaylara gelin bu yazıda birlikte göz atalım. Hangi ortamda olursa olsun elde ettiğimiz renkler fotoğraflarımızın gücünü yansıtır. İster bir oda ortamında ister bir dağın zirvesinde ister su altında… Renkler, atmosferi değiştirir, fotoğrafa dikkati çeker. Hele su altında fotoğraf çekiyorsak bu gezegenin bilinmeyen yüzünün büyüleyici görüntüsüne tanık oluruz. Ancak fizik kuralları bu renkleri bizden saklar. Su, derinlik arttıkça beyaz ışığı oluşturan renkleri sıcaktan soğuğa doğru gittikçe emer, yok eder ve elimizde mavinin tonları kalır. O nedenle biz su altına “Mavi Dünya” deriz. O da güneşli günde pırıl pırıl bir su şartlarında dalınıyorsa mümkündür. Eğer güneşin kendini göstermediği bir güne denk gelmişsek, mavi renk yerini gri bir suya bırakır. Daha da derinlere indikçe gece karanlığına bürünen ışıksız bir ortam ile karşılaşılır.
Su altı fotoğrafçılarının tüm çabası da derinlik arttıkça bu kaybolan renkleri yeniden ortaya çıkarmak. Bunu sağlayan yeterli ekipmanlar her zaman fotoğrafçının kullanımına hazırdır zaten. Özellikle gün ışığını sağlayan flaşlar su altı dünyasının emilmiş renklerini orijinal tonlarıyla geri getirmek öncelikli amaçtır. Fotoğrafçının tercihine göre sıcak veya soğuk renklerin oluşturduğu su altı fotoğrafları bu flaşların gücü sayesinde bize ulaşabilir. O nedenle su altı fotoğrafçıları için yapay ışık kullanmak su altında fotoğraf çekmenin olmazsa olmazıdır. Ancak fotoğrafçılar için bu şartlar da yeterli olmayabilir veya fotoğrafçı bunu yeterli görmeyebilir. Renklere biraz daha hükmetmek isteyebilirler, fotoğrafa farklı renk yorumu katmak isteyebilirler. Bunun yolu da amaçladıkları farklı fotoğraflar için renkleri su üstünden yanlarında beraberlerinde getirmektir! Özellikle flaşlara uyarlanan renk filtreleri ile birden fazla flaş aynı anda kombine kullanılır. Su altının orijinal renklerinin yanında kullanılan bu renk yaratıcıları ile farklı güçte, farklı görüntüde fotoğraflar elde etmek mümkün olacaktır. Bir başka değişle fotoğrafçılar fotoğraflarını deklanşöre basarken boyamış olurlar.
Zıt Renklerle Gelen Kontrast
Bu şekildeki benzeri çalışmalar ile su altı canlı yaşamının tüm ihtişamını ışık ve farklı rengi bir araya getirerek fotoğraflarına yorum katabilirler. Renkler kombine edildiğinde fotoğraflar daha da ilginç hale gelir. Benzer tonlardan oluşan bir kadraj gözlerimizi dinlendirip ve bir huzur duygusu yaratabilir. Ancak zıt renkler, görsel kontrastı ve görüntünün etkisini artırır. Bu nedenle kırmızılar, turuncular, sarılar, pembeler ve morlar gibi karşıt sıcak renkleri ön planlan çektiğimizde soğuk renklere karşın gerçekten çarpıcı fotoğraflar elde edilebilir. Hiç yardımcı filtre kullanılmasa bile örneğin sarı bir anemon balığı kırmızı gövdeli bir deniz anemonunun önünde fotoğraflandığında son derece göz alıcı bir fotoğraf elde edilir. Bu nedenle, sualtı fotoğrafçılığındaki en temel eğilimlerden biri kadrajda kırmızı rengin biraz baskın katkı sağlamasına çalışmaktır. Eğer kırmızının bu gücünü ortamdan elde etme imkanını bulamazsak, o zaman renklerin kontrolünü ele alıp kadraja istediğimiz renkleri hâkim kılmaya çalışırız. Bunun için de malzeme setlerimiz içine katacağımız bolca aksesuar ve renk filtreleri kullanıma hazır tutulur.
Özellikle lenslerdeki filtreler su altı fotoğrafçılığı için yeni malzemeler değildir. Ancak, dijital fotoğraf teknolojisi ile özellikle flaş kullanılmadığı durumlarda denizin mavisinde renk yakalamak için kırmızı filtreler olarak da adlandırılan su altı filtreleri kullanılır oldu.
Tek başına beyaz dengesi her zaman istenilen sonuçları vermez. Bunun nedeni, kameranın veya bilgisayarın yazılımı ne kadar imkân sağlarsa sağlasın, fiziksel bir filtre sensörün daha dengeli bir fotoğraf elde etmesini sağlamasıdır. Kırmızı filtreler suyun ilk metrelerinde yok olmaya başlayan renklerin kaybolan kontrastını bir derece yakalamakta yararlıdır. Ancak asıl filtrelerin önemi flaşlara monte edilerek yaratıcı fotoğraf çekimi çalışmalarında ortaya çıkar.
Yaratıcı olarak, filtreler sürpriz sunan malzemelerdir. Denersiniz, çünkü flaşlardan farklı bir şekilde kadraja renk katarlar ve sonuçları fotoğrafçı da önceden tahmin edemeyebilir. Ancak filtrelerin flaşlarda kullanılması doğru koşullarda uygun olur. En iyi kullanım alanları mercan resifleri, batıklar, büyük hayvanlar, balık sürüleri, nispeten sığ sulardaki dalgıçlardır. Filtre kullanımında geniş açıda en iyi sonuç ilk 15 metrelere kadar alınır. En iyi renkler, güneş fotoğrafçının arkasında kalıp çekim yapıldığında ortaya çıkar. Ancak flaşlarda renkli filtre kullanımı yakın çekim ve makro fotoğrafçılıkta yaygın olarak kullanımı son yıllarda giderek yaygınlaşmaktadır. Deniz altının detaylarında saklı canlıları ve renkleri farklı renk katkılarıyla fotoğraflamak son derece çarpıcı ve farklı kareleri ortaya çıkarır. Birçok fotoğraf aynı su altı ortamında çekilir. Başlarda fotoğraflara konu olan canlılar ilk kez fotoğrafçının karşısına çıktığında çekim yapılmadan geçilmez. Öncelikli amaç o canlıyı doğal ortamında fotoğraflamak ve arşive katmaktır. Ancak aynı canlılara tekrar tekrar karşılaşıldığında fotoğrafçı kendini tekrar etmeye başlar.
Flaşlarda Filtre Kullanmak
İşte bu defalarca çekilen konulara heyecan katıp farklı fotoğraflar elde etmenin bir yolu da flaşlarda renkli filtre kullanarak farklı renk algısı yaratmaktır. Hedef, renkli ışıkla deneyler yapmak, bu bildik sahneleri ve yaratıkları dönüştürerek heyecan verici bir yoluna girmektir.
Flaşların su altında kullanımının amacı beyaz gün ışığını üretmektir. Ancak flaşlara renkli şeffaf plastik bir tabakalar (filtre) monte ederek bu kolayca değiştirilebilir. Turuncu, kırmızı, sarı, mor, magenta renkler özellikle yakın plan çekimlerde gerçekten farklı sonuçlar yaratır. Bu çekimlerde ana öğe su altı flaşlarıdır. Bu filtreler bazen sağda veya soldaki flaşlardan birine monte edilir. Bazen de her iki flaşa farklı filtre monte edilerek obje üzerinde renk karışımı sağlanır. Bu aşamada flaşları TTL modu yerine manuel olarak kontrol etmek doğru seçim olacaktır. Çünkü bu aşamada ışığa hükmetmek fotoğrafçının isteği doğrultusunda olmalıdır.
Su altı fotoğrafçılığı genç bir dal olarak görülebilir. Ancak dijital fotoğraf teknolojisiyle birlikte en fazla ivme kazanan fotoğraf dallardan biri de su altı fotoğrafçılığı oldu. Çünkü analog dönemde 36 pozluk bir film makarası ile sınırlı olan bir dalışta, dijital fotoğraf makinelerinden sonra yüzden fazla kare fotoğraf üretilebilir hale geldi. O nedenle su altı fotoğrafına ilgi duyanlar tekrar fotoğraflar üretmeye başladılar. Bu tür fotoğraflara bakanlar fotoğrafları kanıksadılar. Farklı fotoğraflar için çok farklı deniz ortamlarına ulaşmaya çalışarak bilinmeyenleri göz önüne amaç haline geldi. Aynı bölgelerde fotoğraf çekenler de su altında tüm renkleri ortaya çıkaran beyaz ışığa renk katarak gözler önüne farklı bir imaj sunmaya başladılar. Belli oldu ki, renk filtreleri önümüzdeki dönemlerde su altı fotoğrafçılarının en önemli aksesuarları arasında yer almaya devam edecek.
Yazı ve fotoğraflar: Ateş Evirgen