Dracula: Başlangıç / Dracula Untold (2014)

Dracula Untold (2014)

İrlandalı yazar Bram Stoker’ın, Kazıklı Voyvoda ismiyle tanıdığımız Wallachia (Eflak) beyliğinin prensi III. Vlad’ın (nam-ı diğer Vlad Tepeş) hikayesinden yola çıkarak 1890’lı yıllarda yazdığı Dracula romanı, vampir edebiyatının en büyük klasiği sayılmakla birlikte birçok kez beyazperdeye de aktarılmıştı. Francis Ford Coppola’nın 1992 yapımı filmi mesela, hem romana en çok sadık kalan hem de dünyada en meşhur olan uyarlamadır. Şimdi ise son yılların vazgeçilmez Hollywood fikriyle efsanenin köküne dönüş yapıyoruz. İlk uzun metrajına imza atan genç yönetmen Gary Shore, Stoker’ın romanı yazmasını sağlayan tarihi olaylara odaklanarak farklı bir bakış açısıyla Dracula’nın daha önce anlatılmamış hikayesini sunuyor.

Dracula: Başlangıç, bugüne

kadar kan emici, kötücül bir canavar olarak tanıdığımız Dracula’nın (Vlad Tepeş’in) geçmişine giderek onun aslında iyi bir kahraman olduğunu göstermek niyetinde. Bunun için de bir parça tarihten yararlanmayı seçiyor. Osmanlılara yenik düşen babası tarafından çaresizce devşirme çocukların yanına verilen ve orada müthiş bir askeri eğitimden geçerek güçlü bir savaşçı olan Vlad, binlerce düşmanını kazığa geçirerek işkenceyle öldürdüğü için Kazıklı Voyvoda lakabını almış ve ardından III. Vlad ismiyle Eflak beyliğinin başına geçmiş. Film, bu ön tarih bilgisini kısaca tazeleyip hemen Vlad’ın, güzel eşi ve çocuğuyla huzurlu yaşamını perdeye getiriyor. Vlad, en sonunda sükuneti bulmuşken II. Mehmed’in (Fatih Sultan Mehmed) yeniçeriye katmak için kendi oğlu dahil bin erkek çocuk isteğini reddedince boyunu aşan bir savaşa girişmek zorunda kalıyor. Artık tek çaresi Broken Tooth dağında daha önce karşılaştığı ve canını zar zor kurtardığı iblisle işbirliği yaparak ölümsüz bir vampire dönüşmek…

Bu hikayede Dracula, ailesini ve halkını korumak adına büyük fedakârlıkta bulunan barışçıl bir prens ve iyilik dolu bir baba olarak resmediliyor. Fatih Sultan Mehmed ise acımasız, zorba bir kötü adam olarak çiziliyor. Tabii böylece diğer Türkler de barbar, zalim ve kibirli düşmanlar oluyorlar. Buradan, senarist ikilisi Burk Sharpless ile Matt Sazama’nın biraz ırkçı bir tavır takındıkları ve tarihi yalan yanlış yorumladıklarına dair tartışmalar doğuyor. Üstelik film boyunca daima Osmanlılar yerine Türkler denmesi de bu durumu körüklüyor. Bir bölümde Dracula’nın koskoca Fatih Sultan Mehmed’e söylediği “seni tarih kitaplarından sileceğim” gibisinden bir cümle de son noktayı koyuyor. Haliyle tüm bu zırvalamalar, az çok tarihi okumuş izleyicileri kızdırıyor. Fakat neticede karşımızdakinin fantastik sinema olduğunu unutmamak gerekiyor. Filmin tarihsel gerçekleri çarpıtmasının, ciddiye alınacak en ufak bir yanı olmayan vampir efsanesine dayanan bir fantezinin içinde pek bir önemi kalmıyor.
Öte yandan hikaye, mağdur ve dışlanmış bir kahramanın hikayesi -öyle ki, sevdiklerini korumak uğuruna herkesin nefret edeceği bir mahlukata dönüşecek kadar özverili bir kahraman. Lakin işin içine kaçınılmaz Hollywood klişeleri dahil olunca hikaye sadeleşirken kahramanın karakteri de derinleşemiyor. Yine de Galli oyuncu Luke Evans elinden geleni yapıyor ve Dracula gibi bir yaratığı sevdirmeyi başarıyor. Başta tuhaf gelmiyor değil, romantik, sevgi dolu, yakışıklı, kahraman bir Dracula ama süre ilerledikçe alışmak o kadar da zor olmuyor. Elbette bunda Fatih Sultan Mehmed’i, Dracula’nın canavar yanını kamufle edecek kadar büyük bir kötü adama çevirmeyi başaran Dominic Cooper’ın oyunculuğu da etkili. Bu arada kadronun kalanı da hiç fena değil. Evans’a eşlik eden Sarah Gadon güzelliğiyle dikkatleri üzerine çekerken usta İngiliz aktör Charles Dance da renk katıyor.

Dracula: Başlangıç / Dracula Untold

Vizyon Tarihi: 03 Ekim 2014
Yapımı: 2014 – ABD
Tür: Aksiyon, Fantastik, Gerilim
Süre: 92 Dak.
Yönetmen: Gary Shore
Oyuncular: Luke Evans, Dominic Cooper, Charlie Cox, Sarah Gadon, Noah Huntley
Senaryo: Matt Sazama, Burk Sharpless
Yapımcı: Michael De Luca, Joseph M. Caracciolo Jr.

Son Sözler

66% EH İŞTE
İlk uzun metrajına imza atan Gary Shore, Dracula’nın kökenine inerek Stoker’ın efsaneyi yaratmasını sağlayan tarihi olayları ele alıyor ve bugüne kadar kötücül bir canavar olarak tanıdığımız Dracula’yı kahramanlaştırıyor. Hikayede Dracula yani Kazıklı Voyvoda, ailesini ve halkını korumak için her türlü fedakarlığı yapacak bir kahraman, Fatih Sultan Mehmed ise zalim bir kötü adam olarak resmediliyor. Tarihi gerçekleri çarpıttığı için yağacak tepkilere karşı bunun bir fanteziden ibaret olduğunu unutmamak gerekiyor. Türklerin olduğundan daha barbar gösterilmesini kafaya takmayıp milliyetçi bir düşünceyle filmi izlemezseniz gayet keyif alabilirsiniz. Tabii yine de sonuna kadar dayanmak için türü sevmek şart.
Exit mobile version