Doğa fotoğrafçılığı için ilk başta bilinmesi gereken iki temel kural vardır: Birincisi, doğa fotoğrafçısı olabilmek için, fotoğraf ve doğa konusundaki bilgi ve beceri birikimi yanında düşünsel bir donanıma da sahip olmak gerekir. Düşünsel donanım, fotoğrafçının kendi doğa fotoğrafçılığı tarzını oluşturmasını sağlar. İkincisi ise tıpkı insanların fotoğraf çektirirken poz verdikleri gibi; doğa da poz verdiğinde (üstü başı, ışığı, bakış açısı vb. düzgün olduğunda) yani fotoğrafı çekilecek sahne, fotoğraf çektirmeye, hazır olduğunda deklanşöre basılmalıdır.
Bu genel ve temel ilkeler yanında doğa fotoğrafçılığı için bilmesi, uyması ve uygulaması gereken bazı bilgiler ile davranışları şöyle sıralayabiliriz:
Konu Belirlemek ve Fotoğrafı Görmek / Keşfetmek
Fotoğraf çekmek için ilham gelmesini beklemeye veya güzel bir nesne aramaya gerek yoktur. Fotoğrafçılıkta en basit, en küçük, sıradan denilecek şeyler bile harika bir konu olabilir. İyi bir fotoğrafçı, çekmeye karar verdiği konunun güzelini bulabilmek için değil, güzel bir fotoğraf çekebilmek için çaba harcamalıdır.
Fotoğrafçılıkta öncelikle konu belirlenmelidir. Konuyu belirlerken verilecek mesajın ve çekim tarzının da düşünülmesi gerekir. “Neyin fotoğrafı, niçin ve nasıl çekilmeli?” sorusu cevaplandırılmalıdır. Çünkü neyin fotoğrafının çekildiği kadar niçin ve nasıl çekildiği de önemlidir. Buna göre; manzara fotoğrafı mı, kuş fotoğrafı mı, kelebek fotoğrafı mı, çiçek fotoğrafı mı, cansız doğa mı çekilecek? Bunların varlıklarının veya belli zamanlardaki durumlarının belgelenmesi mi amaçlanıyor? Bunların çekim aşamasından önce tasarlanması, düşünülmesi, kararlaştırılması gerekir. Doğaya fotoğraf çekmek için çıkıldığında da buna göre konuların aranması, bulunması, görülmesi, keşfedilmesi için çaba harcanmalıdır.
Fotoğraf eğitimlerinde genellikle tekniklerden, araçlardan veya fotoğrafın estetik görünümünden söz edilirken fotoğrafın konusuna fazla yer verilmez. Oysa fotoğrafçı bir konu seçici olmalıdır; öncelikle neyi ve niçin çekeceğinin kararını verebilmelidir. Çünkü fotoğrafçı, fotoğraflarını izleyicileriyle paylaşırken onları niçin çektiğini, ilgi, beğeni ve görme amacını aktarmak durumundadır. Bu nedenle, konu seçimine ilk görsel algı veya etki ile değil yoğun bir ilgi, merak, araştırma ve inceleme sonucunda karar verilmelidir. Bu izleyiciye saygının da bir ifadesidir.
Doğada dikkatle bakılmadan önünden, yanından geçilip gidilen çok nesne vardır. Ağaçlar, kayalar, taşlar, çiçekler, böcekler, sulak alanlar vb… Uzaktan bakılınca dikkat çekmiyor olabilirler. Oysa daha ilgi ile merakla, hevesle yaklaşılsa, rastgele değil ustaca bakılsa, incelense buralarda nice güzel görüntüler elde edilecek konuların olduğu görülebilir. Onun için bakılan bir yerde ilk görünenlerden daha fazlasının olabileceği unutulmamalı, kaçırılan bir şeylerin olup olmadığı iyi araştırılmalıdır. Fotoğrafçının bakan değil, gören bir kişi olması gerektiği söylenir. Bir göz doğru görmesini bilirse her şey ilginç olabilir. Burada esas ilginç olan fotoğrafçının nasıl gördüğüdür.
Tüm bu söylenenlerden fotoğrafçının gözünün hiç durmadan taraması, tartması, değerlendirmesi gerektiği; temel aracının sadece makinesi değil, gözünün de önemli bir araç olduğu anlaşılıyor. Buna ek olarak, nesnelerle yakın ilişki kurarak baktığı her yerde güzel, farklı kareler arayan ve bulduğunda heyecanla deklanşöre basarken, fotoğrafına kattığı benliği ve duyguları da fotoğrafçının ana sermayesidir. Çünkü tutkuyla bağlanılan her iş gibi fotoğrafçılık da duygu, coşku, emek ve deneyim işidir. Bu nedenle doğa fotoğrafçısı çevresindeki olayları ve nesneleri hem tek tek hem de içinde bulundukları ortamla birlikte görebilmelidir. Fotoğrafı görebilmek için gözünü objektiften bakıyormuş gibi eğitmelidir.
Doğa fotoğrafı doğa fotoğrafçılığı için görünen doğal güzelliği çekmek değil; saklı güzelliği, farklıyı yakalamaktır. Daha önce keşfedilmemişi keşfetmektir. Başka bir deyişle başkalarının göremediğini görmek, bulamadığını bulmak ve sahiplenmektir. Fotoğrafçı sadece bakış açısını değiştirerek de farklı düzenlemeler elde edebilir.
Coğrafyayı Tanımak, Hazırlık ve Plân Yapmak
Doğa fotoğrafçılığı için doğa fotoğrafı çekmek için gidilecek yerle / yerlerle ilgili olarak önceden keşifler veya araştırmalar yapmak; ışık durumu, bulunan varlıklar ve türler hakkında bilgi edinmek son derece yararlıdır. Örneğin gidilecek yerlerde sulak alanlar, ormanlar, çayırlar, dağlar, kıyı ve kumullar gibi değişik yaşam ortamlarından hangileri bulunmaktadır? Manzara fotoğrafı çekmek için gidilecekse, orayı güneş hangi saatler arasında nasıl aydınlatıyor? Çiçek, kelebek veya kuş fotoğrafı çekilecekse burada rastlanılabilecek çiçek, kelebek veya kuş türleri hangi mevsimlerde hangi yaşam ortamlarında, bulunabilir? O gün hava güneşli mi, kapalı mı olacak? Bu soruların cevapları bilinirse, rastlantısal olarak karşılaşılan konuların değil istenilen, düşünülen, tasarlanan, plânlanan konuların fotoğrafları çekilir.
Konu belirlendi, -örneğin konu sonbahar- öncelikle konu hakkındaki bilgiler veya bilinenler yeterli mi, öğrenilmesi gereken başka şeyler var mı? Bunlar araştırılır ve öğrenilir. Ne tür sonbahar görüntüleri çekmek isteniliyor; manzara mı, makro mu, yansıma mı? Sararmış ağaçlar mı, yere dökülmüş yapraklar mı veya yapraklar ağaçtan düşerken hareketi yakalamak mı yahut bunların hepsi mi? Buna göre objektif, filtre vb. malzemeler belirlenir. Konunun nerede çekileceğine karar verilir. Hatta çekilecek kareler tasarlanabilse daha da iyi olur. Yapılan bu hazırlık ve plân çalışması istenilen fotoğrafı elde etmeyi sağlar. (Doğa fotoğrafı gezileri ve plan yapılması, planın neleri içereceği gelecek yazıda anlatılacak). Böylece fotoğrafları izleyenlerin “şurası şöyle olmalıydı, farklı bir açıdan bakılmalıydı, burada şöyle bir şey bulunmalıydı” gibi eleştirilerine muhatap olunmaz. Çünkü fotoğrafçı, amacı doğrultusunda görüntülediği konunun seçimine özen göstermiş, hazırlık yapmış, ona beğeni ve sevgi ile yaklaşmış; çekimi için emek ve zaman harcamıştır.
Doğru Zamanda Doğru Yerde Olmak
Bazı fotoğraflar vardır; ilginç bir gökkuşağı, denizin veya dağların üstünü aydınlatan şimşek fotoğrafları… Çarşaf gibi bir gölde sarı yapraklı ağaçların yansıması… Bu anların nasıl yakalandığı ve bu fotoğrafların nasıl çekildiği merak edilir. Böyle fotoğrafları çekebilmek için doğru zamanda o yerde olmak gerekir.
Çekim öncesi çok yönlü bir hazırlık yapılmalı; gerektiğinde araştırarak konuyla, çevreyle ilgili bilgi toplamak, hava durumunu izlemek, plân yapmak ve en önemlisi sabırlı olmak gerekir. Örneğin sonbaharda büyüleyici renk cümbüşünü fotoğraflamak isteyenlerin, ekim ayının ikinci yarısı ile kasım ayının ilk yarısında, geniş yapraklı ormanların bol olduğu Karadeniz Bölgesi’nin kuzey yamaçları gibi yerlere gitmeleri gerekir. (Bazı yıllar hava şartlarına göre sararma zamanı değişiklik gösterebilir; bunlar takip edilmelidir). Coşkun akan beyaz köpüklü suları veya şelaleleri çekmek isteyenlerin mayıs ve haziran aylarının kaçırılmayacağını bilmeleri gerekir. Soğanlı bitkileri çekmek için mart ve nisan ayları; bozkırlardaki rengârenk çiçekleri çekmek için mayıs ve haziran ayının ilk yarısı İç Anadolu ve Doğu Anadolu bozkırlarını ziyaret etmek gerekir.
Kuş fotoğrafı çekmek için yoğun olarak kullanılan Hatay, Doğu Anadolu ve Çoruh Vadisi veya İstanbul Boğazı gibi yerlere göç zamanlarında (mart, nisan, mayıs aylarında güneyden kuzeye; eylül, ekim aylarında kuzeyden güneye) gitmek doğru olur. Kışlamak için ülkemizi tercih eden su kuşlarını fotoğraflamak için de Kızılırmak Deltası ile Gediz Deltası’na gitmek gerekir.
Doğa fotoğrafçılığı için geniş bir doğa ve coğrafya bilgisine sahip olmak gereklidir. Çekmek istedikleri konulara göre yer ve zaman araştırması yapmalıdırlar. Bazen de şansı fotoğrafçıya yardımcı olur; hiç düşünmediği veya düşünüp de bir türlü denk getiremediği konu karşısına çıkıverir. Veya bir konunun fotoğrafını çekerken o anda gelişen bir olay -örneğin çiçek fotoğrafı çekerken bir arının / kelebeğin çiçeğin üzerine konması- umulmaz görüntüleri yakalamaya vesile olur. Bunlar da, plânlanmadığı halde, doğru zamanda doğru yerde olmanın bir başka şeklidir.
Çekim Tekniklerini Bilmek ve Uygulamak
Fotoğraf çekerken makineyi program ayarında kullanmak, istenilen fotoğrafı çekmek için yeterli değildir. Işık ölçüm ayarları ile diyafram öncelikli veya enstantane öncelikli çekim tekniklerini bilmek gerekir. Örneğin doğada akarsu veya şelale gibi hareketli varlıkların, hareket hissini verecek çekimleri yavaş enstantane ile yapılmalıdır. Uçan, hızlı hareket eden böcek ve kelebekler ile rüzgarlı havalarda sallanan çiçekler veya çok hızlı koşan hayvanları dondurmak için hızlı enstantane ile çekim yapmak gerekir. Makineyi kasıtlı hareket ettirerek de izlenimci fotoğraflar elde edilir. Ayrıca alan derinliğinin geniş mi yoksa dar mı olacağını bilmek ve uygulayabilmek gerekir. Bunları ve öbür teknikler ile neyin nerede uygulanacağını bilmekte fayda vardır. Örneğin arka planda ilgiyi dağıtacak nesneler yerine düz zeminler (gökyüzü, deniz veya gölgelik alan gibi) kullanılmalıdır. Fotoğrafta yer alan diyagonal çizgilerin köşelere yakın yerlerden girmesinin daha anlamlı olacağını ve ana konunun kendisi ile ortak yönleri olan nesnelerle desteklenmesinin fotoğrafı daha ilginç hale getireceğini bilmek gerekir.
Yardımcı Araç ve Aksesuar Kullanma Alışkanlığı Edinmek
Fotoğraf makinesi ve objektifin kalitesi kadar yardımcı araç kullanmanın da fotoğrafın kalitesinde etkili olduğu unutulmamalıdır. Bunun için fotoğrafçılıkta tripod, filtre, güneşlik, yansıtıcı, uzaktan kumanda gibi yardımcı araçlar bir yük / fazlalık olarak değil, zorunluluk / ihtiyaç olarak kabul edilmelidir. Bu nedenle yardımcı araçları ve aksesuarları gerekli oldukları zamanlarda üşenmeden / yüksünmeden kullanmak, çekim sonrası fotoğrafları izlerken “keşke” demekten çok daha doğru bir davranıştır.
Örneğin netlik ve keskinlik sorunu olmayan fotoğraflar çekebilmek için, deklanşöre basma anında sarsıntı olmaması / makinenin hareket etmemesi gerekir. Bunun için makineyi düzgün ve sağlam tutmak, bir ağaç veya kaya gibi sağlam bir yere dayanmak, objektifin odak uzunluğuna yakın enstantane hızı kullanmak gibi önlemler alınabilir; ama yine de makinenin tam hareketsiz olması sağlanamaz. Makineyi hareketsiz hale getirmenin en kolay ve sağlıklı yolu dayanaklı / sağlam bir tripod ile uzaktan kumanda kullanmaktır. Bunun gibi hem objektifi korumak hem de gerektiğinde yansımaları azaltmak, gökyüzünün maviliğini veya renk doygunluğunu artırmak için bir polarize filtre objektifte takılı olmalıdır. Gerektiğinde ışığı kontrol edebilmek veya uzun pozlama yapabilmek için bir doğal yoğunluk filtresine ihtiyaç duyulabilir, bu filtre de fotoğrafçının çantasında bulunmalıdır.
Not Tutmak
Fotoğraf çekmek amacıyla doğaya çıkarken fotoğrafçının çantasında küçük bir not defteri bulundurmasında yarar vardır. Gidilecek yörenin yer ve yol bilgileri, kişilerin iletişim bilgileri (ad, adres ve telefon bilgileri önemli ve değerlidir), görülen veya karşılaşılan hayvan, bitki ve doğal oluşumlarla ilgili bilgiler vb. not edilmelidir. Ayrıca bu defterin; konu listesi yapmak, gerektiğinde fotoğrafların çekim bilgilerini yazmak, görülenlerin veya duyulanların çağrıştırdıklarını kaydetmek gibi işlevleri de vardır. Doğa fotoğrafı gezilerinde tutulan bu notlar, ileride, yeri geldiğinde -örneğin bir gezi yazısı ya da anıların yazılacağı zaman- çok işe yarayacaktır.