Profesyonel fotoğraf çekmek zor değildir, sadece gözünüzü iyi eğitmenizi gerektiren bir süreçtir. Siz de bu makalede yer verilen ipuçlarını takip ederek zamanla gözünüzü eğitebilir, daha iyi fotoğraflar elde edebilirsiniz.
Ne de olsa fotoğraf makinesi, fotoğrafçı tarafından yaratıcı olarak kullanıldığında mekanik bir aletten bir sanat aracına dönüşebilen bir makinedir. Bunu gerçekleştiren asıl şey ise zihnin dünyayı görmesini sağlayıp onu başkalarıyla paylaşmaya yardımcı olan gözümüzdür. Gözümüz objektifimizle görüntüleri yakalayabilmemiz için ilham verip bizi harekete geçirir.
Fotoğrafçı özünde dünyayı nasıl gördüğünü yansıtarak zaman içerisindeki anları yakalar. Fotoğrafçılık açısından göze sahip olmak bir şeyleri benzersiz veya sanatsal bir şekilde görebilme becerisine sahip olmakla ilgilidir. Görme biçimi, fotoğraf çekimini de etkiler.
Aynı kamera ekipmanıyla bile kimse dünyayı sizin gibi görmez. Bu tamamen görme sanatı, çevreyi nasıl algıladığımız ve yaratıcı vizyonumuzla ilgilidir. Dünyayı görme şeklimiz, yaşam deneyimimiz tarafından geliştirilir.
Bir fotoğrafçıyı neyin iyi yaptığı düşünüldüğünde, zaman zaman iyi ve pahalı bir ekipman desteğinin önemi vurgulanabilir. Elbette, harika bir fotoğraf makinesi ve iyi bir objektif fotoğrafçılığımızı geliştirmemize yardımcı olabilir. Ama herhangi birine harika bir fotoğraf makinası verdiğimizde, bu onun çok güzel fotoğraflar üreteceği anlamına gelmez.
Fotoğrafçının gözü en önemli aracıdır ve yeni başlayan bir fotoğrafçıya verilebilecek en önemli tavsiye ‘gözünü eğit’ olmalıdır. Çünkü fotoğraf fotoğrafik gözün gelişmesiyle başlar. Bu etrafa bakınarak iyi bir fotoğraf için fırsatları görebilmek ve bu çekimi nasıl yapabileceğinizi bilmek anlamına gelir
Profesyonel Fotoğraf Çekmek İçin Gözü Eğitmenin Yolları
- Diyafram ve ISO değeri gibi ayarlar hakkında bilgi sahibi olun.
- Üçte bir kuralı, denge, netlik noktası gibi kompozisyon oluşturma tekniklerini kullanın.
- Ortamdaki ışık kaynağını kontrol etmeyi öğrenin.
- Altın saatlerde çekim yapmaya çalışın.
- Size ilham veren aktivitelerin peşinden gidin.
- Hata yapmaktan çekinmeyin.
Gözümüzü eğitmek tüm fotoğrafçılık hayatı boyunca üzerinde çalışılabilecek bir şeydir. Çevredeki fotoğrafik potansiyeli görmeyi öğrenmek iyi bir fotoğrafçı olmanın önemli bir parçasıdır.
Fotoğraf makinasını doğru kullanmak ve fotoğrafın teknik yönünü anlamak çok önemlidir. Ayarlar, diyaframın nasıl kullanacağı ve ortama bağlı olarak hangi ISO değerlerini kullanacağını öğrenmek gözümüzü eğitmenin ilk adımlarıdır. Muhteşem bir manzarayı gözümüzle görebiliriz ancak fotoğraf makinasıyla onu istediğimiz şekilde aktarabilmek teknik bilgi ve beceri gerektirir.
Fotoğrafçılığın teknik becerilerine hakim olmak, etkileyici fotoğraflar yaratmanın tek bileşeni değildir. İyi bir fotoğrafın, fotoğrafçının zihinde tasarlanan amacı ve benzersiz bir hikayesi vardır. Objenin temsil ettikleriyle, kişinin duyguları, düşünme tarzı ve sezgileri birleşerek kişiselleşir. Fotoğrafik gözümüz ortamı ve objeleri değerlendirerek hikayeyi iyi anlatabilecek bir kompozisyon oluşturmaya yardımcı olur.
Fotoğrafta ve her türlü sanatta en önemli unsurlardan biri kompozisyondur. Fotoğrafta kompozisyon, elemanların bir çerçeve içinde görsel olarak nasıl düzenlendiğini ifade eder.
Fotoğrafçılığın temellerini oluşturan, daha iyi görüntüler oluşturabilmek için kullanılabilecek üçte bir kuralı, denge, netlik noktası gibi birçok sanatsal kompozisyon ögeleri vardır. Bu ögeleri yaratıcılık katarak kullanabilecek şekilde gözümüzü eğitmek iyi bir bakış açısı sağlayacaktır.
Tüm sanatsal uğraşılar gibi, fotoğrafçılıkta da iyi olmak zaman alır. Bazı insanlar fotografik görmek konusunda doğuştan gelen bir yetenekle doğmuş olsa da, geri kalanların pratik yapması, öğrenmesi ve gelişmesi gerekir.Fotoğraf makinasıyla etkileşim kurmak, pozlamanın artılarını ve eksilerini öğrenmek, ışıklandırmayı denemek ve çevreyi keşfetmek için her gün biraz zaman ayırmak gerekir.
Bir fotoğrafçı olarak algıda seçici olabilir, çekim esnasında bir fotoğrafı oluşturan en iyi yönleri ayırt edebiliriz.
Fotoğrafik bir göz elde edebilmek ve dünyayı kendi eşsiz bakış açımızla görmeyi öğrenmek, elde etmeyi istediğimiz herhangi bir beceri gibi öğrenmeyi ve çok pratik yapmayı gerektirir. Bu şekilde ortamın ve objelerin görsel potansiyelini ve bunları izleyiciye kişisel bakış açımızla nasıl sunabileceğimizi daha net bir şekilde anlayabiliriz.
Çok fazla pratik yapmanın faydalarından biri, uzun vadede fotoğrafçının kişisel tarzını geliştirmeye başlamasına yardımcı olmasıdır. Tutarlı ve sabırlı bir şekilde denemeye devam edildiği sürece, içgüdülerimiz bizi kendi yolumuza götürecektir.
Fotoğrafa baktığınızda ilk fark edilen şey nedir? Dikkat neden o noktaya çekiliyor? Başka ilgi odakları var mı? Ortamda nasıl bir ışık var? Bu gibi soruların cevaplarını arayarak başka fotoğrafları incelemek, bir fotoğrafı nelerin iyi yaptığını öğrenmeye çalışırken çok yararlı olacaktır.
Kendi zamanlarında oldukça zor koşullarda çalışarak harika şeyler üreten eski fotoğrafçıların neler yaptıklarını incelemek bakış açımıza çok şeyler katabilir.
Aynı objeyi, farklı ışık koşullarında ve açılarda defalarca fotoğraflamak duyularımızı açmaya yardımcı olabilir. Bu en basit haliyle evimizin bir köşesindeki herhangi bir eşya bile olabilir. Böylece tanıdık olanı en alışılmadık biçimlerde görmeyi öğrenebiliriz.
Işığın ortamı nasıl etkilediğini anlamak fotoğrafik gözümüzü geliştirmenin en önemli unsurlarından biridir. Günün farklı saatlerinde ışığın nasıl değiştiğini, nereden geldiğini ve objeye nasıl düştüğünü gözlemleyerek başlayabiliriz. Başka nelerin aydınlatıldığını, nelerin gölgede kaldığını ve nerede konumlandığımızın bu durumları nasıl etkilediğini anlamaya çalışarak ışığın etkisini inceleyebiliriz.
İlham bazen yanı başımızdadır bazen de onu aramamız gerekir. Sonuçta insanlara ilham veren şey kişiden kişiye büyük ölçüde değişir. Örneğin sokaklar ilham veriyorsa sokaklarda dolaşabilir, çiçekler veya kuşlar ilgimizi çekiyorsa doğa gezilerine çıkabiliriz.
Manzaralar, portreler, belki de doğanın yakın çekimlerinde gördüğümüz küçük dünyaları keşfetmek heyecan veriyor olabilir. Gerçekten ilgimizi çeken şeyleri farkettiğimizde daha başarılı olabiliriz. Çünkü ilgi duyduğumuz alanlarda gözümüz daha seçicidir.
Objektif değiştirmek bir ortama farklı bir gözle bakabilmenin çok basit ve pratik bir yoludur. Farklı odak uzaklığındaki objektifler belirli bir görüntüde tamamen farklı bir vurgu yaratabilir. Ortamın çok farklı görüntülerini sunabilirler ve çok daha önemlisi, farklı bir kompozisyon oluşturmak istiyorsanız sizi gerçekten farklı düşünmeye zorlarlar.
Günümüzde kullandığımız dijital fotoğraf makinaları, bir fotoğrafçının gözünün eğitimi için çok daha önemlidir çünkü sonucu hemen görebiliriz. Karşılaştırmaları ne kadar sık yaparsak bizi aldığımız sonuçlara ulaştıran hangi güdülerin daha iyi olduğunu o kadar çabuk fark edebiliriz.
Fotoğrafları makinadan hemen silmeyip bilgisayar gibi daha büyük bir ekranda değerlendirdiğimizde farkları çok daha net görebiliriz. Sonuçta gözümüzü eğitmek için yapabileceğimiz en kolay şey fotoğraf makinamızı alarak hata yapma endişesi olmadan fotoğraf çekmektir.
Fotoğraf bir sanattır ve ilgimizi çeken şeyleri alarak onu kendi bakış açımızla bütünleştirerek dünyaya göstermek demektir. Profesyonel fotoğraf çekmek için çok uğraşmayın çünkü sadece etrafımızdaki şeyleri görmeye zaman ayırdığımızda gözlemden bir sanat oluşturmayı başarabiliriz.
Yazı: Özgür Semerci