Canon EOS R6 Mark II incelememiz ile karşınızdayız. Canon, Cameraprism web sitesinde Eylül 2022’de yayınlanan bir rapora göre küresel olarak satışlarda en yakın rakibinin iki katından daha fazla pazar payına sahip bir üretici. Canon 1937’de kurulan bir şirket olarak 20. yüzyıl boyunca bir dizi kilometre taşına imzasını kazıdı. Kameralara bir mikro-bilgisayar ekleyen, göz kontrollü AF’li kamera ve görüntü stabilize edilmiş bir lens üreten ve piyasaya süren ilk şirket Canon oldu ve endüstri bu gelişmeleri takip etti.
DSLR (Digital Single Lens Reflex) kameralarıyla başlangıç seviyesinden, profesyonel kullanıcılara değin geniş bir segmentte Pazar lideri olan Canon, aynasız teknolojisine geçme sürecinde bazı rakiplerinin geride kaldı. Bu konuda eleştirilmesine karşın, ilk full frame kamerası olan EOS R ve RF mount sistem ile 2018 yılında sektöre merhaba dedi ve hızla aynasız segmentini genişletmeye başladı.
Geçtiğimiz günlerde aynasız APS-C ürünleri olan EOS R10 ve EOS R7’yi deneyimlemiş ve izlenimlerimi siz Photoline okurlarıyla paylaşmıştım. Nitekim artık full frame R serisinde ikinci nesil ürünler ile pazarda yerini alan Canon’dan EOS R6 Mark II gelince çok heyecanlandığımı itiraf etmeliyim.
Geliştirilmiş 24,2 Full Frame Sensor
Canon EOS R6 Mark II, full frame 24,2 MP bir sensore sahip hibrit bir kamera olarak karşımıza çıkıyor. Hibrit olarak tanımlamamdaki önemli nedenlerden biri hem fotoğraf hem de video kamera olarak önemli özellikleri bünyesinde barındırıyor olması.
R6 II’nin en önemli yeni özelliği, selefi R6’daki 20MP’den yeni, geliştirilmiş bir 24.2MP full frame sensore sahip olması. Çok küçük bir çözünürlük farkı gibi görünse de R6 II’nin piyasadaki birçok popüler kameranın çözünürlüğünden uzak kalmamasına neden olan bir gelişme olarak düşünülebilir. EOS gövdeleri için tipik olduğu üzere, yeni sensor de Canon tarafından tasarlanmış ve üretilmiş. Bununla birlikte, Canon’un mevcut amiral gemisi R3’teki sensorle aynı boyut ve çözünürlükte olmasına rağmen ne BSI ne de istifli bir sensor olmadığını belirteyim. Ancak elektronik deklanşör ile selefi R6’nın iki katı, yani 40 fps’ye kadar seri çekim hızı sunması dengeleri değiştiren bir özellik. Tabii bu hızı tamamlayan kararlı AF özelliği, yapay zekâ destekli nesne tanımlama ve takip özellikleri de cabası…
Canon tarafından yapılan açıklamaya göre, R6 II, AF algoritmalarına daha fazla makine öğrenimi içeriyor ve bu teknolojinin bir kısmını da amiral gemisi EOS R3’ten devralıyor (ancak R3’ün göz kontrollü AF sisteminden değil). R6 II, R6’da bulunan ‘insan’ ve ‘hayvan’ seçeneklerinin ötesine geçerek yeni konu izleme modları ekliyor. Artık motor sporları, otomobiller, motosikletler, uçaklar (helikopterler dahil) ve trenler için optimize edilmiş bir ‘araç’ seçeneği var. Hayvan takibi sayesinde artık atlar (ve safariye gidenler için elbette zebralar) için destek içeriyor ve kamera hem gözü hem de kafayı tanıyacak şekilde ayarlanabiliyor. Yine insan fotoğrafı çekerken, artık sağ veya sol göze veya size en en yakın gözü otomatik olarak seçebiliyorsunuz. Ayrıca her iki göz arasında manuel olarak ileri geri geçiş yapmak için özel bir düğme ayarlamak da mümkün. Bununla birlikte, en yararlı olan gelişmelerden biri de konu tanıma ve izleme için yeni bir ‘otomatik’ modun yer alması… Konu modunuzu önceden seçmek yerine, otomatik olarak konuya özgü tüm modları birleştirebiliyor ve algılanan konuya göre en iyi algoritmayı uygulayabiliyorsunuz. Bu, karışık nesnelerin fotoğrafını çekerken çekim iş akışını önemli ölçüde basitleştirebilen bir özellik.
Akıllı Telefonlarda da Olan Seri Çekim Modu
RAW seri çekim modu, kameranın 40 fps çekim yeteneğinin üzerine bazı potansiyel olarak yararlı özellikleri katmanlayan yeni bir özellik ve sadece elektronik deklanşör ile çalışıyor. Çok sayıda RAW görüntü çektiğinizde, fotoğraf makinesi tüm fotoğrafları bir küme haline getiriyor ve oynatma modunda özel bir simgeye sahip tek bir küçük resim görüntüsü altında sunuyor. Daha sonra, birçok akıllı telefonda yer alan, seri çekim görüntüsüne göz atmanıza benzer şekilde, tek bir seri çekimden görüntü serisine göz atabilir ve kaydedilecek her diziden en iyi çekimleri seçebiliyorsunuz. Bu özelliği oldukça yararlı buldum. RAW seri çekim modu ayrıca isteğe bağlı bir ön çekim özelliği içeriyor. Etkinleştirildiğinde, deklanşöre yarım basıldığında fotoğraf makinesine kareleri arabelleğe almaya başlaması söylenir. Deklanşöre tamamen basıldığında ise, fotoğraf makinesi yarım saniyelik arabelleğe alınmış tıklama öncesi görüntüleri ve ardından seri çekimdeki diğer çekimleri yakalıyor.
Canon, hareketli nesne HDR adını verdiği yeni bir özellik eklemiş. Ancak bu özellikte RAW dosya üretemiyor ve JPEG ile sınırlı kalıyorsunuz. Ayrıca seri çekim hızından da fedakârlık etmek ve temel ISO değerini 800’e yükselmek zorunda kalıyorsunuz. HDR sevenler için hoş bir özellik ama fotoğrafların doygunluk değerlerinin abartılması herkesi mutlu etmiyor.
EOS R6 II, EOS gövdelerini kullananların aşina olduğu bir ergonomiye sahip. Gövdede biri deklanşör düğmesinin yanındaki işaret parmağı için, biri üst plakanın arkasındaki baş parmak için ve arka plakada Canon’un dijital öncesi günlerinden kalan bir kontrol kadranı olan büyük çark olmak üzere üç ana kadran bulunuyor. Kadranların tümü, istenildiği gibi özelleştirilebiliyor.
R6 II’nin gövdesi ve kontrol düzeni, selefi ile hemen hemen aynı. Aynı ergonomi, aynı kıvrımlar, aynı düğmelere (çoğunlukla), aynı boyutlara (138 x 98 x 88 mm ve 680 gr) sahip ve hatta R6 ile aynı batarya ile çalışıyor. R6 ve R6 II arasında en belirgin değişiklik, daha önce kameranın sol üst tarafında bulunan açma/kapama düğmesinin sağ üst tarafa taşınması. Sol üstte eski güç anahtarıyla neredeyse aynı görünen ve hissettiren özel bir fotoğraf/video düğmesi yer alıyor. R6’dan R6II’ye geçen kullanıcılar başlangıçta kamerayı açmak veya kapatmak yerine fotoğraf ve video arasında geçiş yapma karışıklığı yaşayabilirler. Bununla birlikte, alıştıktan sonra, güç düğmesinin yeni konumu, kamerayı almanıza ve sadece bir elinizle açmanıza izin verdiği için çok mantıklı. Fotoğraflar ve video arasında geçiş yapmak için özel bir kontrole sahip olmak da kullanışlı.
Benim Gözümden EOS R6 Mark II
Aynasız teknolojisini en başından beri çok yakından takip eden bir fotoğraf tutkunu olarak Canon’un ikinci nesil full frame ürünleriyle, bazı rakipleri ile arasındaki mesafeyi hızla kapattığına EOS R6II’yi kullanırken ikna oldum. Son günlerde yapay zekâ ve derin öğrenme gibi yaygın teknolojilerin kameralara uyarlandığı ve AF performansına doğrudan etkide bulunduğuna şahit oluyoruz. Canon da kendi ürettiği yeni sensore, bu yeni teknolojileri başarıyla entegre etmiş.
EOS R6II, birçok fotoğrafçılık janrında rahatça kullanılabilen bir tasarıma ve özelliklere sahip. Küçük ve hafif gövdesiyle özellikle sokak, seyahat fotoğrafçılığı için ideal. Birçok sokak fotoğrafçısının tercih ettiği “candid” tarzı fotoğrafları, insanları çok da fazla rahatsız etmeden ve dikkatleri üzerinize toplamadan çekebiliyorsunuz. Özellikle belden yapılan çekimlerde gelişmiş AF’nin, nesne tanıma ve takip özelliklerinin yararlarını görüyorsunuz. Batarya değişikliği olmamasına rağmen batarya ömründe ciddi bir değişiklik var. Sabahtan akşama kadar sokakta çekim yapmama rağmen eve boş batarya ile dönmedim.
Canon EOS R6 Mark II Özellikler
- 24.2MP CMOS sensör
- 12 fps mekanik deklanşör (40 fps elektronik deklanşör)
- 8,0 durak ile derecelendirilmiş dahili görüntü sabitleme
- 4K/60p video (6K’dan aşırı örneklenmiş)
- Uyumlu bir kaydedici ile 6K ProRes RAW video
- Ön çekim destekli RAW seri çekim modu
- Hareketli nesne HDR modu
- 120 fps’ye kadar yenileme yapabilen 3,68 M noktalı EVF (0,76x büyütme)
- 1,62 M noktalı, 3 inç arka dokunmatik ekran
- Çift UHS-II SD kart yuvası
- Şarj başına 580 çekim pil derecelendirmesi (CIPA)
Yazı ve fotoğraflar: Cem Kıvırcık