Yazı: Erdem Aydın
instagram.com/erdemydn
Fotoğraf oldu olası hep bir başkası için çekilmiştir. Anlatabilmenin ve “Ben bunu gördüm!” diyebilmenin öznel bir yolu olmuştur. Fotoğrafçının sahip olduğu paylaşımcı erdemlerden midir yoksa özel bir şeye ulaşabilmenin insan ruhunda ortaya çıkardığı egosantrik sonuçlarından mıdır bilinmez ancak fotoğrafların aileden veya arkadaşlardan birkaç kişiye gösterilmesiyle nedense hiç yetinilmez. Sergilerle, fotoğraf sunumlarıyla hatta mümkünse basılı materyallerle hep daha fazla insana gösterme, daha geniş kitlelere ulaşabilme ihtiyacı hisseder fotoğrafçı. Dönemler değişir, yöntemler değişir ama bu ihtiyaç hiç değişmez!
Takipçi ‘kasmak’
Sosyal medya hesapları, takipçi ‘kasmak’, hayran kitleleri oluşturmak vb. Günümüzün ‘fotoğrafçı’ diline karışan bu terimlerin altında da aynı ihtiyacın olduğunu inkar etmemek lazım. Çektiğimiz her fotoğrafı sosyal medya hesabımızdan paylaşarak söylemeye çalıştığımız söz yine çok tanıdık: “Ben bunu gördüm!”. İlk bakışta zararsız gelebilir fakat çok tehlikeli bir cümle ile karşı karşıya olduğumuzu ancak paylaştığımız sıradan bir fotoğrafın beklediğimiz kadar ‘like’ almadığını gördüğümüz zaman anlayabiliyoruz. Çünkü çok sıradan bir şey görmüşüzdür. Bildiğiniz tüm fotoğrafik bilgileri tek bir fotoğrafa yığmış olsanız da gördüğünüz şey artık sıradansa, ünlü veya güzel değilse, üzgünüm, hayran kitlenizin size arkanızı dönmesi an meselesi. Ve fotoğrafın paylaşıldığı platformdan silinmesi işte bile değildir.
Konser fotoğrafçılığı özelinde, bu pratiklerle işe başlayanların aklından geçen ilk fikir genelde ünlü biriyle çalışıp kısa yoldan üne kavuşmak oluyor. İyi fotoğraf çekmek, yaratıcı fikirler ortaya çıkarmak veya kalıcı olmak için gereken zamanı harcamak yerine bu fikirle yola başlamanın altında tahmin edersiniz ki yine aynı duygu var. Yolun başındaki kişi, etrafına biraz bakmaya çalıştığında TV kanallarında, dergilerde ve tabi ki sosyal medya platformlarında gördüğü fotoğrafçıların hep tanıdık yüzlerle, ünlü insanlarla çalıştığını görünce farklı bir şey düşünmesi doğal olarak mümkün değil. Fakat genelde sanatın her dalında, özelde de konser fotoğrafçılığında olduğu gibi işlerin her anlamda bir birikim ve farklı ilişkiler gerektirdiğini unutmamak lazım.
Ünlü çek ünlü ol
Konser fotoğrafçılığına yeni başlayan birinin zaten kurulu olan bir ilişkiler ağına dahil olması çok kolay olmayacaktır. Sahne işi şansa bırakılamayacak kadar önemli bir iştir. Beklenmedik bir değişiklik büyük sorunlara sebep olabileceği için özellikle önemli konserler söz konusuysa ekip mümkün olduğunca değişiklik yapılmadan kurulur. Işık operatöründen yemek şirketine kadar kadar tüm işler daha önce çalışılan ekibe emanet edilir. Fotoğrafçı da bu ekibin önemli bir parçasıdır ve yeni bir fotoğrafçıyla çalışmak her zaman risktir. Bu şartlarda konser günü geldiğinde bir maceraya girmek yerine konser alanında her zaman çalışılan fotoğrafçının olduğunu görmek hiç şaşırtıcı olmayacaktır. Dolayısıyla tüm çabayı zaten topluma mal olmuş ve alışkanlıkları olan müzisyenle/grupla çalışmaya harcamak yerine yeni yetenekleri keşfetmeye açık olmak gerekir. Kısacası ‘ünlü çek, ünlü ol’ daha güzel ama daha yorucu bir yaklaşımdır. Ve çoğu zaman boşa kürek çektiğinizi anlamadan devam ederseniz.
Doğru ilişkiler, sabırlı olmak ve iyi bir yol arkadaşlığı gerektirir. Adımları büyük atmak yerine küçük adımlarla ama dikkatli şekilde ilerlemek yere daha sağlam basmanıza ve kalıcı olmanızı sağlar. Kariyerinin zirvesinde ve kendi sistemini kurmuş müzisyenlerle çalışmaya çabalamak yerine yeni filizlenen genç müzisyenlerle birlikte büyümeyi önemseyin. Daha yolun başında kurulan ilişkiler bir konser fotoğrafçısına uzun vadede daha yararlı olacaktır. Müzik festivallerini, müzik yarışmalarını, alternatif müzik çalan mekanları takip etmek ve müzik platformlarını kullanmak bu yeni müzisyenleri ulaşmakta size kolaylık sağlayacaktır. Yolun daha başında olan müzisyenlere destek olmak, gerekirse ücretsiz fotoğraf çekmek, onların önemli anlarında yanlarında olmak bu ilişkilerin sağlamlaşmasına, uzun yıllar sürecek bir bağın kurulmasına yardımcı olacaktır. Mütevazi konserlerinde, mini turnelerinde aralarında olun. Böylece sahnede herkesin gördüğünden farklı anlara ortak olmanızı sağlayacak ayrıcalıklara sahip olun.
Konser fotoğrafçılığına yeni başlayan veya başlamaya niyeti olan arkadaşlara tavsiyem aceleden uzak durmalarıdır. Fotoğrafçılığınızı geliştirirken bir taraftan da iletişim kanallarınız her zaman açık tutmaya gayret gösterin. Nicelik yerine niteliği önemseyin ve kaliteli insanlarla ilişkiler kurmaya gayret gösterin. Sabırlı olun ‘Ben bunu gördüm!’ diyebileceğiniz hikayeler size özel olsun.