Alibaba, Didi ve Tencent Para Cezalarına Çarptırılıyor! Çin’de Neler Oluyor?

Bir zamanlar ulusal bir gururla anılan Alibaba, Didi ve Tencent gibi şirketler para cezalarına çarptırılıyor ve yeni düzenlemelerle zincire vuruluyor. Çin’de parti sona erdi, Parti’nin iyiliği için…

Çin’de Alibaba gibi büyük markalar para cezalarına çarptırılıyor. Amerika Birleşik Devletleri, son zamanlarda kendi yerel teknoloji endüstrisine karşı temkinli davranan tek süper güç değil. Temmuz ayı sonlarında Çin Sanayi ve Bilgi Teknolojileri Bakanlığı, ülkedeki internet şirketlerini düzenlemek, “piyasa düzenini bozan, tüketici haklarına zarar veren veya veri güvenliğini tehdit eden” uygulamaları dizginlemek için 6 aylık bir kampanyaya başladığını duyurdu.

Ancak Washington’un, platformların tam olarak nasıl düzenlenmesi gerektiğine ilişkin dolambaçlı tartışmalarının aksine, Çin Komünist Partisi nefes kesici bir kararlılıkla hareket ediyor. ABD Stratejik ve Uluslararası Çalışmalar Merkezi’nde Çin uzmanı olan Scott Kennedy, Çin’in aksiyonlarına ilgili olarak “Bürokrasinin her unsuru artık partinin daha geniş misyonuna hizmet etmek için özel, yüksek teknolojili Çinli şirketleri diz çöktürmeye yöneliktir” ifadelerini kullanıyor.

Alibaba Kurucusu Tepki Dolu Konuşmasıyla Dikkat Çekti

Çin Devlet Başkanı Şi Cingpin’in hükümeti ile Çin teknoloji endüstrisi arasındaki sürtüşme, geçtiğimiz Ekim ayında Alibaba şirketinin kurucusu Jack Ma’nın aşırı düzenlemenin yeniliği baltalayabileceği konusunda uyardığı bir konuşmayla kamuoyuna yansımıştı. Kennedy, “Xi bunu, bu şirketlerin kimin patron olduğunu unuttuğunun bir işareti olarak gördü” diyor. Ma’nın konuşmasından kısa bir süre sonra, Alibaba şirketinin finans kolu Ant Group, ilk olarak FinTech şirketlerine yönelik yeni kurallara uymak için Şanghay ve Hong Kong’da planlanan halka arzı askıya aldı. Aralık ayında ise düzenleyiciler, Alibaba şirketine karşı bir antitröst soruşturması açarak şirketi 2,8 milyar dolar para cezasına çarptırdı.

Daha geniş bir baskının ipuçları bu yılın başlarında demlenmeye başladı. 30 Haziran’da araç paylaşım şirketi Didi Chuxing, New York Menkul Kıymetler Borsası’ndaki bir halka arzda 4.4 milyar dolar topladı (2014’te Alibaba şirketinden bu yana bir Çinli şirket için en büyük rakam), ancak bunun üzerine Çinli yetkililer iki gün sonra bir soruşturma başlattı. Düzenleyiciler, “kişisel bilgilerin toplanmasında ve kullanılmasında ciddi yasa ve yönetmeliklerin ihlal edildiğini” öne sürerek Didi’yi yerel uygulama mağazalarından çekti ve yeni kullanıcı kaydı almasını yasakladı.

Didi’nin düzenleyiciler tarafından halka arzını ertelemesi konusunda uyarıldığı ancak buna rağmen ilerlemeyi tercih ettiği bildiriliyor. Diğer Çinli devler ise mesajı almış gibi görünüyordu: Wall Street Journal’ın kaynaklarına göre ByteDance, düzenleyicilerle yaptığı toplantıların ardından denizaşırı halka arzını askıya aldı. Tencent ise Bakanlığın kampanyasını duyurmasının ertesi günü, Reuters’a, “ilgili tüm yasa ve düzenlemelere uyum sağlamak için” her yerde bulunan WeChat uygulamasında yeni Çin kayıtlarını askıya aldığını söyledi.

Kısıtlama, Başkan Xi’nin Çin yaşamının neredeyse her yönü üzerinde daha fazla otorite kurma hamlelerinin ortasında geliyor. Gözlemciler, bir dizi yeni yasayla yetkilendirilen hükümetin, pazar paylarını kötüye kullanmaya istekli hale gelen, büyük ölçüde düzenlenmemiş, çok büyük ve güçlü teknoloji şirketlerinin kontrolünü yeniden kazanmak istediğini söylüyor. Bununla birlikte Xi, ülkenin teknoloji sektörünü, devlet liderliğindeki kalkınmayı desteklemek için yeniden düzenliyor gibi görünüyor. Ayrıca giderek artan düşmanca bir uluslararası ortamda dış pazarlara ve yabancı düzenleyicilere maruz kalmanın çok riskli olduğuna dair artan bir korku da bulunuyor.

UC San Diego’daki 21st Century Çin Merkezi başkanı Susan Shirk, “Xi Jinping her zaman için kendisine, Komünist Parti’ye ve partinin ideolojisine duyulan siyasi sadakatten endişe ediyor” diyor. Xi’nin, Çin’in zengin, ünlü ve büyük veri depolarında oturan teknoloji devlerinin sadakatinden emin olamayacağnı da sözlerine ekliyor: “Bütün bu kaynaklarla ne yapacaklarını bilmemesi onu çok tedirgin ediyor. Bir noktada onları Xi Jinping’e ve hatta parti yönetimine karşı meydan okuma için kullanabilirler.”

Son aylarda para cezası ve incelemelerle karşı karşıya kalan tek bir internet devinin erişimini düşünün: Tencent‘in veri ekosistemi sosyal medyayı, oyunları, haritaları, mobil ödemeleri ve yatırımları kapsıyor; diğer birçok şirket ve hatta devlet kurumları kendi hizmetlerini WeChat’in bünyesinde barındırıyor. Hükümet bu tür bir imparatorluğa kıskançlıkla bakıyor. Atlantik Konseyi Jeoekonomi Merkezi’nde kıdemli bir araştırmacı olan Jeremy Mark konuyla ilgili olarak, “Kişisel veriler, kurumsal veriler, hükümet verileri – her şeye erişmek istiyorlar” ifadelerini kullanıyor. Pekin, tüm bu verileri kendi stratejik olarak önemli teknolojiler listesine eklemekten daha fazlasını istemez. Bunlar blokzinciri tabanlı finansal hizmetlerden tıbbi araştırmalara ve gözetim durumuna kadar her şeyi kapsıyor.

Didi İnsanların Kişisel Seyahat Hakkında Hassas Bilgilerini Elinde mi Tutuyor? 

Hükümetin medya organları ise bu şirketleri, biraz ironik bir şekilde, Büyük Birader gibi göstermekten geri durmuyorlar. Devlet destekli Global Times’ta 5 Temmuz’da yayınlanan bir yazı, Çin’deki araç paylaşım pazarının yüzde 80’ine sahip olan Didi’nin, insanların kişisel seyahat alışkanlıkları hakkında hassas bilgileri nasıl elinde tuttuğunu anlattı. Yazıda konuyla ilgili olarak “Kamuoyunun Didi’nin yıllar içinde topladığı kişisel bilgileri nasıl kullandığı konusunda bu kadar endişelenmesine şaşmamalı. Hiçbir internet devinin Çin halkı hakkında ülkeden daha fazla kişisel veriye sahip süper bir veri tabanı olmasına izin verilmiyor.” İfadeleri kullanılıyor. Çin sosyal medyasında Didi’nin kullanıcı verilerini ABD’li düzenleyicilere verdiğine dair söylentiler de yayıldı.

Yakın zamana kadar Pekin’in özel sektöre bu kadar yoğun bir şekilde müdahale etmesi düşünülemezdi. Çin 2001’de Dünya Ticaret Örgütü’ne katıldığında, hakim görüş, daha çok Batılı kapitalist ülkelere benzeyeceği yönündeydi ve bir dereceye kadar bu gerçekleşti. Hükümet, Çinli teknoloji şirketlerini sermayeye, yeni yatırımcılara ve yeni teknolojiye erişim sağlamak için hisse senetlerini döviz borsalarında listelemeye teşvik etmişti.

Kennedy’ye göre Çinli yetkililer temelde bu projeden vazgeçtiler ve artık çoğunlukla dış ilişkilerde riskler ve güvenlik açıkları görüyorlar. Ülkenin özel sektörü ne kadar güçlü olursa olsun, Çin liderliği hâlâ sözde Marksist ve devletin ihtiyaçlarını serbest piyasanın dayatmalarının üzerine koymaya fazlasıyla istekli – özellikle de yıllardır bu ana zemin hazırlayan Xi’nin yönetiminde.

2015 yılında Ulusal Güvenlik Yasası’nın kabul edilmesinden bu yana Çin hükümeti siber uzay üzerindeki kontrolünü de artırıyor. Xi, 2016’da ve ardından yine 2018’de teknoloji sektörünü ulusal kalkınma hedefleriyle uyumlu hale getirmeye öncelik veren konuşmalar yapmıştı. Ardından, 2018 yılındaki bir hükümet yeniden yapılanması ülkenin düzenleyicilerini güçlendirdi ve onlara yeni kaynaklar verdi. 2020’de yayınlanan düzenlemeler, Çin şirketlerinin ulusal güvenlik adına siber güvenlik incelemesi yapılması çağrısında bulundu. Ve bu sonbaharda yürürlüğe giren iki yasa, teknoloji şirketlerinin veri toplama ve depolama şeklini hedef alıyor.

Amerika Çinli Şirketleri Uzaklaştırıyor

Pekin’in teknoloji endüstrisindeki tasmayı sıkılaştırması, Amerikalı yetkililerin Çinli şirketleri devlet piyasalarından uzaklaştırma hamleleri de dahil olmak üzere, Çin ile ABD arasındaki artan gerilimin ortasında geliyor. Geçtiğimiz yıl yürürlüğe giren bir ABD yasası, Çin yasalarına göre yasak olan denetimlerinin ABD düzenleyicileri tarafından gözden geçirilmesine izin vermezlerse, yabancı şirketlerin Amerikan borsalarından çıkarılmalarını şart koşuyor. Konuyla ilgili diğer ABD düzenlemeleri ise Çinli gözetim şirketlerine yatırım yapmayı ve mikroçip teknolojisinin Çin’e ihracatını hedefliyor.

Çin’in devlet güdümlü bir modele geçişinin riskleri var. Kennedy’ye göre Çin ekonomisinin en hareketli kısmı özel sektör. Devlet bürokratları, teknoloji şirketlerinin e-ticaret ve hizmetlerdeki inovasyonlarını hayal dahi edemezdi ve endüstriyi yakından yönetme dürtüsü bu ekonomik büyümeyi yavaşlatabilir.

Görünen o ki bu, hükümetin almaya istekli göründüğü bir kumar. Jeremy Mark, Çin’in liderlerinin, “gelecekteki bir yönetişim yapısını, çok daha kontrol edilebilir ve kontrollü bir geleceğin finansal sistemini şekillendirmek için fedakârlık yapmaya hazır “göründüğünü söylüyor.

“Xi’nin kendi hükümetini ve iktidar partisini Çin halkı üzerinde benzeri görülmemiş bir kontrol sağlamaya zorlamasının nedeni budur” diye de ekliyor. “Geçmişte vardı, ancak şu anda Çin’de var olan teknoloji, gözetim ve veri kırma araçlarıyla asla.” Bu oyununun sonunun en uç versiyonu hakkında bir fikir edinmek için Uygurlara sormanız yeterli.

Exit mobile version