Amerikan girişimi Savor, atmosferdeki karbondioksiti kullanarak tereyağı benzeri bir ürün geliştirdi.
Kimyasal Süreçle Üretilen Çevre Dostu Tereyağı
Savor’un geliştirdiği ürün, geleneksel tereyağı üretiminden farklı olarak tamamen kimyasal bir süreçle elde ediliyor. Şirketin teknoloji direktörü Kathleen Alexander, “Bizim özel sürecimizde biyoloji yer almıyor” açıklamasını yapıyor.
Fischer-Tropsch Sentezi: Karbondioksitten Yağa
Girişim, Fischer-Tropsch sentezi adı verilen bir petrokimya sürecini kullanarak karbondioksit, metan ve kömürü hidrokarbonlara dönüştürüyor. Bu hidrokarbonlar daha sonra oksijen eklenerek yağ asitlerine ve yağa dönüştürülüyor.
Lezzet ve Doku Nasıl Sağlanıyor?
Elde edilen yağ, su, emülgatör ve biberiye yağı ile karıştırılarak tereyağı benzeri bir ürün ortaya çıkarılıyor. Biberiye yağı, karışıma “çimensi” bir tat vererek gerçek tereyağına yakın bir lezzet profili oluşturuyor. Bu yöntem, atmosferden yakalanan karbonu kullanarak ve yenilenebilir enerji kaynaklarıyla çalıştırılarak, insanlığın adeta fosil yakıt sorununu “yiyerek” çözmesine olanak tanıyor.
Geleceğin Tarımı: Sentetik Gıdalar
Savor’un bilim insanları, bu tür süreçlerin tarımı kökten değiştirebileceğini öne sürüyor. Stanford Üniversitesi’nden Steven Davis, “Palm yağı ve soya fasulyesi gibi sera gazı yoğun yağ ürünlerini sentezleyerek, gıda tedarikimiz için ihtiyaç duyduğumuz arazi miktarını önemli ölçüde azaltabiliriz” diyor.
Acil Durumlarda Gıda Güvenliği
Araştırmacılar, küresel gıda kıtlığı durumunda bu yüksek kalorili sentetik yağların bizi uzun süre besleyebileceğini belirtiyor. Alexander, “Bir acil durum olsaydı, bu yöntem tüm gezegeni çok uzun süre besleyebilirdi” ifadesini kullanıyor.
Zorluklar ve Gelecek Beklentileri
Savor’un tereyağı, laboratuvarda üretilen etler gibi sentetik gıdaların karşılaştığı zorlukları aşmak zorunda. Yüksek üretim maliyetleri ve tüketicilerin kabulü başlıca engeller arasında. Ancak şirket, gerçek tereyağının maliyetiyle rekabet edebileceğini iddia ediyor.
Sizce sentetik gıdalar gelecekte sofralarımızda daha fazla yer alacak mı? Bu tür yenilikçi çözümler iklim değişikliğiyle mücadelede ne kadar etkili olabilir? Düşüncelerinizi yorumlarda paylaşın!
Yorum Yap