Uzayda yaşayan zeki varlıklarla iletişim kurma hayali, insanoğlunun uzun zamandır peşinde koştuğu bir amaç. Ancak şimdiye kadar gerçekleşen ciddi arama çabalarına rağmen, uzaylı bir uygarlık ile temas kurulamadı. Bununla birlikte, uzayın büyüklüğü ve insanlığın henüz çok yeni olan arama çabaları göz önüne alındığında, yalnız olmadığımız sonucuna varmak için çok erken olduğu düşünülüyor.
Bu noktada, SETI (Search for Extraterrestrial Intelligence) ve METI (Messaging Extraterrestrial Intelligence) girişimlerini yeniden gözden geçirme zamanı geldi. METI’nin amacı, uzaylı uygarlıklarla iletişim kurmayı denemek. Ancak şimdiye kadar gönderilen mesajlar yanıtsız kaldı.
Astronomi alanında çalışan bilim insanları Franck Marchis ve Ignacio G. López-Francos, yapay zeka teknolojilerindeki son gelişmelerin, insanlığın uzaylı uygarlıklarla iletişim kurma yöntemini radikal bir şekilde değiştirebileceğini öne sürüyor. Araştırmacılar, yüksek kapasiteli dil modellerinin (LLM) uzaylı uygarlıklarla dolaylı olarak iletişim kurma imkanı sağlayabileceğini belirtiyor.
Marchis ve López-Francos’a göre, insanlığın özünü ve yaşadığımız dünyayı temsil eden iyi seçilmiş büyük bir dil modelinin uzaya gönderilmesi, uzaylı medeniyetlerin bizi öğrenmesi ve bizimle sohbet etmesi için fırsat yaratabilir. Böylece, uzay arasındaki büyük mesafelerin ve iletişimdeki zaman gecikmelerinin getirdiği engeller aşılabilir.
Tabii ki, bu fikir potansiyel riskleri de beraberinde getiriyor. Örneğin, dostça olmayan uzaylı uygarlıkların bu bilgileri kötüye kullanma ihtimali bulunuyor. Buna rağmen, Kepler ve TESS gibi uzay teleskoplarının keşifleri ışığında, Samanyolu Galaksisi’nde milyonlarca Dünya benzeri gezegen olduğu ve bunlardan bazılarının teknolojik uygarlıklara ev sahipliği yapması ihtimali göz önüne alındığında, bu fikrin değerlendirilmesi gerektiği savunuluyor.
Yayımlanan makalede, daha küçük ve açık kaynaklı LLM’lerin (large language model) kullanılması öneriliyor. Böylece, veri aktarımı sırasında hatalar oluşması riski azaltılabilir. Ayrıca, bu modellerin çok geniş bir içeriği barındırması ve hem yazılı hem de görsel-işitsel öğeler içermesi sayesinde, uzaylı uygarlıkların bizi daha iyi anlaması mümkün olabilir.
İletişim için kullanılacak teknolojiler konusunda da çeşitli öneriler sunuluyor. Radyo iletişimi ve lazer iletişimi gibi yöntemlerin avantaj ve dezavantajları tartışılıyor. Buna ek olarak, gezegenler arası ölçekte bile yüksek veri aktarım hızlarına ulaşmak için yeni teknolojilere ihtiyaç olduğu belirtiliyor.
Yazarlar, uzaylı uygarlıklarla dolaylı iletişim kurmanın insanlığın mirasını ve teknolojik varlığını geleceğe taşıma fırsatı sunduğunu vurguluyor. Böylece, insanlık yok olsa bile, gelecekteki zeki türler bizi keşfedebilir ve anlamlandırabilir.
Yorum Yap