Su manzaraları özellikle manzara fotoğrafçılığına yoğunlaşanların ilgi odağıdır. Su, çok yönlü bir fotoğraf konusudur; akarsular, şelaleler, göller ve deniz kıyıları manzara fotoğrafçıları için önemli kaynaklardır.
Kıvrılarak akan nehirlerin, taşlardan seken suların, çağıldayarak yarları aşan şelalelerin, kayaları döven veya kumlara serilen dalgaların, kıyılarındaki zengin bitki örtüsüyle göllerin manzara fotoğraflarına kattıkları büyüleyici etkiyi, çoğu fotoğrafçı göz ardı edemez.
En çok ilgi çeken su fotoğrafları akarsu, şelâle, deniz / dalga, göl ve yansıma manzaralarıdır. Bu tür manzaralar çekebilmek için sabah erken kalkmayı, nehirlerin veya şelalelerin olduğu orman içlerine dalmayı, deniz ve göl kıyılarına doğru uzanmayı, sakin havalarda yansımaları kovalamayı göze alabilmek gerekir.
Su Manzaraları Çekerken Nelere Dikkat Edilmeli?
Doğa fotoğrafçılığının önemli ilkelerinden biridir; rutine alışmak yok, usanmak / üşenmek yok, yorulmak yok… Marc Riboud boşa söylememiş: “İyi bir fotograhçının dayanıklı ayakkabılarının olması şart” diye. Fotoğrafçılıkta genel bir kuraldır; fotoğraf çekeceğiniz yere en az yarım saat önceden gitmelisiniz. Orada zaman geçirmek, ışık durumunu, hangi yönden fotoğraf çekilebileceğini incelemek yararlı olur. Su manzarası fotoğraflarında da bu kurala uymak gerekir.
Akarsu ve Şelale Manzaraları
Suyun doğa ile bütünlüğünü anlatan en güzel doğa fotoğrafları, akarsu ve şelale manzaralarıdır. Bu nedenle akarsu ve şelale fotoğrafları suların bol olduğu zamanlarda, örneğin sonbahar yağmurlarından sonra veya karların erimesiyle suların çoğaldığı ilkbahar ayları ile yaz başında çekilmelidir. Akarsu manzaraları ya kayalardan seken suları çekmekle ya da hafif meyilli veya düz ve genişçe bir alanda sakin sakin akan suları çekmekle elde elde edilebilir. Yağmurdan hemen sonra sular bulanık / çamur renginde olur; bu renkliliği de değerlendirmek gerekir.
Kompozisyonu oluştururken ışığın yönü, akarsu kenarındaki ağaçları veya çimenleri dikkate almak gerekir. Ayrıca küçük dereler ile büyük nehirler arasındaki hareket farklılıkları da çekimlerinizi etkiler. Akarsuyun hareketini ipeksi bir görünümde vermek istiyorsanız, perde hızını birkaç saniye olacak şekilde ayarlamalısınız.
Şelale fotoğrafı çekerken yapılacak ilk iş ıslanmamak için gerekli tedbirleri -çizme giyme, makineyi koruma, kurulama bezi / kâğıdı bulundurma gibi- almaktır. İkinci olarak da fotoğrafın çekileceği yönün ve çekim açısının belirlenmesi gerekir. Şelaleler çoğunlukla ulaşılması zor yerlerdedir ve o yere tek bir yolla ulaşılır. Dolayısıyla herkes aynı yönden fotoğraf çeker. Hem tekrara düşmemek hem de daha ilginç fotoğraflar çekebilmek için -gerekirse suya da girerek- farklı / yeni bakış açıları seçilmelidir. Şelale fotoğrafı çekilecek hava şartları da iyi değerlendirilmelidir.
Güneşli günlerde doğrudan gelen güçlü ışık yüksek kontrast oluşturur bu da su yüzeyinde parlamalara neden olur. Böyle durumlarda polarize filtre kullanmak gerekir. En iyi şelale fotoğrafları bulutlu, kapalı veya yağmurlu günlerde çekilir. Çünkü böyle hava şartlarında bulutlar dev bir yayıcı (difüzer) görevi görür, bu nedenle de ışık yumuşak ve kontrast düşük olur. Açık havalarda ışığın / güneşin doğrudan şelaleye vurmadığı saatler de iyi çekim yapma imkânı verir.
Şelale ve akarsu çekimlerinde önemli olan suyu dondurmak veya bulanıklaştırmak değil, bu işlemi doğru olarak yapabilmektir.
Şelale fotoğrafı çekimlerinde önemli bir husus da objektif seçimidir. Eğer şelalenin yakın çevresiyle birlikte genel bir görüntüsü alınmak isteniyorsa -20-35mm veya 24-70mm gibi- geniş açı bir objektif kullanılmalıdır. Sadece şelale görüntülenmek isteniyorsa veya şelaleye yaklaşılamadığı için uzaktan çekim yapmak zorunluluğu varsa 70-200mm veya 75-300mm gibi orta seviye bir telezoom objektif tercih edilebilir.
Bütün bu hazırlıklardan sonra yapılması gereken suyun hareketinin nasıl verileceğine karar vermektir. Suyun hareketi ya bulanıklaştırılarak ya da dondurularak verilir. En çok tercih edilen / çarpıcı şelale veya akarsu manzaraları suyun hareketinin gösterildiği fotoğraflardır.
Bu tür fotoğraflar, -ışık durumuna da dikkat edilerek- 1 saniye veya 2 saniye (en çok 5 saniye) uzun pozlama süresi kullanılarak elde edilebilir.
Uzun pozlama yapılırken mutlaka tripod kullanılmalıdır. Düşük ISO değeri ile f/11, f/16 gibi bir diyafram değeri seçilerek su dışındaki kayalıklar, yosun tutmuş taş veya ağaç vb. bitkiler gibi nesnelerin net çıkması, görüntünün keskin ve gerekli alan derinliğine sahip olması sağlanır. Ayrıca ıslak zeminlerdeki veya su yüzeyindeki parlamaları yok etmek ve ışık miktarını azaltmak için bir polarize filtre kullanılmalıdır. Polarize filtre manzaradaki renklerin -örneğin nehir kenarındaki bitkilerin- canlılığını artırır. Fazla ışıklı ortamlarda, ışığın azaltılması için, ND filtre (nötr yoğunluk filtresi) de kullanılabilir.
Su manzaralarında polarize ve ND filtre kullanılması fotoğrafların kalitesini de artırır. Bir de kullanacağınız filtrelerin kaliteli olması, etkili fotoğraflar çekmenizi sağlayacaktır. En iyi sonuca ulaşabilmek için deneme yanılma yapmayı da unutmayın. Akarsu ve şelale manzaralarını çekerken gökyüzünü kadrajınıza almayın. Bunu yapmakta bazen zorlansanız da yararınıza bir iş yaptığınızı göreceksiniz. Akarsu veya şelale çevresinde dolaşmak daha etkileyici fotoğraflara sahip olmanıza imkân verecektir.
Deniz ve Göl Manzaraları
Deniz kıyılarındaki dalgalar veya göl sularının hareketlerini uzun pozlama yöntemiyle çekerek; Kumsal / kayalar veya bitkiler arasında tülsü / buğulu görüntülerin olduğu, sıra dışı manzara fotoğrafları oluşturulabilir.
Kıyıdaki kayalara çarpan dalgaları ve sıçrayan suları yakalayabilmek için 1/1000 gibi yüksek enstantane hızı kullanmak gerekir. Yapmanız gereken tek şey, sabırlı ve istekli olmak. Deniz veya göl fotoğrafı çekmek için uzaklara gitmeye gerek yok; uçsuz bucaksız sahillerimiz ve irili ufaklı çok sayıda göllerimiz her mevsim ayrı güzellikleriyle sayısız fotoğraf fırsatları sunarlar. Bunları değerlendirmek sizin elinizde…
Sabahın erken saatleri ile akşamın gün batımından önceki saatleri, deniz kıyılarında çekim yapmak ve göl manzaraları çekmek için en uygun zamanlardır. Çünkü denizin / gölün ışığı yansıtması; ıslak / nemli kum ve kayaların gökyüzündeki renklerle boyanması fotoğrafa ayrı bir görsel zenginlik katar. Ancak bu sıra dışı ışık kısa sürede kaybolur; bunun için elden geldiğince hızlı hareket edilmeli, çabuk ve çok fotoğraf çekilmelidir.
Bu saatlerde çekilen fotoğraflar uzun pozlama gerektirir (mutlaka üçayak kullanılmalı), poz ölçümü orta tondaki bir yerden veya gri kart kullanılarak yapılmalıdır. Aynı sahneyi yavaş bir örtücü hızıyla, arkasından da hızlı bir örtücü hızı ile çekerek farklı kontrastlıklarda ve farklı görünümlerde fotoğraflar elde etmek mümkündür. Deniz dalgalarını düşük enstantane ile çekerek (bunun için güneşli bir günde ND filtre kullanmak gerekir) kıyılarda buğulu imiş gibi görüntüler elde etmek mümkündür.
En güzel deniz kıyısı manzaralarından birisi de, denizin dalgalı olduğu bir günde güneş battıktan sonra -ışığın kırmızıdan maviye dönmeye başladığı saatlerde- kayalıklı bir kıyıda çekilen fotoğraflardır. 20 veya 30 saniye gibi düşük bir örtücü hızının sağlayacağı uzun zaman süresince kayalara çarpan dalgalar fotoğrafı puslu bir görüntü haline getirecektir. Bu ipeksi görüntü arasındaki net kayalar hem netlikleriyle hem de renkleriyle iyi bir kontrast oluştururlar.
Kullanılacak ekipmanlar arasında 15-20 mm (tam kare makineler için 16-35mm) geniş açı bir objektif; perspektifi uzatır ve alan derinliği geniştir. İkinci olarak 18-50mm (tam kare makiler için 24- 70mm) standart bir objektif; genel sahil çekimleri için uygundur.
Üçüncü olarak da 55-200 (tam kare makineler için 70-300mm) bir objektif; sahnenin uzak noktalarına yaklaşabilmek ve burun veya azgın dalgalar için idealdir. Ayrıca Tripod, polarize ve ND filtreyi de unutmayın. Aksesuar olarak uzaktan kumanda, makine için su geçirmez bir kılıf, kurulama / temizleme bezi ve fener bulundurulabilir.
Popüler bir teknik olan uzun pozlama tekniği, sıradan sahneleri sıra dışı görüntülere dönüştüren güçlü bir tekniktir. Günümüzde hemen herkesin uyguladığı bu teknik, doğru ortamlarda doğru sahnelere kullanıldığında harika sonuçlar verir.
Suda Yansıma Manzaraları
Yansıma fotoğrafları ile çoğu zaman ilginç görüntüler oluşturabilir. Yansıma fotoğrafları dingin sularda yani liman, koy, göl ve düz arazide akan nehirlerin sularında görülebilen ve az rastlanan doğal bir olaydır. Bu nedenle sulardaki yansımalar fotoğraf çeken herkesin ilgisini çekmiştir.
Yansıma fotoğrafları, rüzgâr olmayan ve yumuşak ışıklı, açık havalarda yani suların sakin / kıpırtısız olduğu zamanlarda -örneğin sabahın erken saatleri ile akşam öncesi saatlerde çekilebilir.
Sabahın erken bir saatinde kalkabilirseniz, bir de yakınınızda bir göl varsa mükemmel yansıma fotoğrafları elde edebilirsiniz.
Eğer küçük bir rüzgârla karşılaşırsanız hevesinizi kırılmasın; çünkü göl yüzeyindeki küçük dalgaları olumlu yönünden ele alabilirsiniz. Eğrilerden oluşan yansımalar veya başka şekillerde soyut his yaratacak fotoğraflar oluşturabilirsiniz. Deniz ve göllerdeki en iyi yansımalardan biri de kuşların oluşturduğu yansımalardır. Ama bunun için -öncelikle- hiç rüzgâr olmamalıdır; muhteşem bir ışık olmalıdır.
Bu ışığı yakalayabilmek ve bakış açınızı belirlemek için aynı yere birkaç kere gitmek gerekebilir. Yansıma görüntüleri çekilirken çerçeveye hem ağaç, kaya, tepe vb. hem de yansımaları alınacağı gibi sadece yansımalar da alınabilir. Ancak dikkat edilmesi gereken husus, yansımanın kesilmemesidir. Nesnelerin asıllarının görüntüsü kesilebilir, hatta çerçeve dışında bırakılabilir; ama sudaki yansımanın tamamı çerçeveye alınmalıdır.
Başka bir husus da, ağaç yansımalarında karışık görüntülerden kaçınarak, daha az sayıda dalların görüntülenmesi ile sade ve grafik özelliği güçlü fotoğraflar oluşturulmalıdır. Geniş bir diyafram değeri ile odak noktasını yansımanın üzerine konumlandırarak, sahnenin geriye kalan öbür kısımlarını bulanıklaştırmak da mümkündür.
Kısık diyafram kullanılarak da çekim yapılabilir; o zaman fotoğrafın her tarafı net çıkar. Suda yansıma fotoğrafı çekerken farklı yöntemler denemek ilginç fotoğraflar elde etmenizi sağlar. Örneğin yağmurlu bir hava sonunda oluşacak su birikintileri de yansıma fotoğrafı çekmek için iyi fırsatlar sunar.
Yansımaları yaratıcı bir şekilde kullanarak daha estetik fotoğraflar oluşturulabilir. Örneğin renk doygunluğunu artırmak veya sudaki parlamaları azaltmak / yok etmek için polarize filtre kullanılabilir ama çok dikkatli olunmalı; yansımaları yok etmemelidir. Konuyu öne çıkarabilmek için ND filtre de kullanılabilir.
Yansıma fotoğraflarında yansıma daha koyudur. Çünkü yansıma üzerindeki ışık, görüntünün aslındakinden yaklaşık bir stop kadar azdır. Bunun için ışık ölçümü yansımadan yapılmalı ki yansıma karanlık kalmasın. Yansıma fotoğrafları dar açı ile çekilmelidir; bunun için de makineyi yansımanın oluştuğu yüzeye yakın konumlandırmak gerekir. Yansıma fotoğrafı çekerken makinenin hareketsiz olması gerekir; bunun için de mutlaka tripod kullanılmalıdır.
Yansıma fotoğrafları daha çok geniş diyafram (küçük f değeri) değerleri ile elle odaklama yapılarak ve farklı perspektifler kullanılarak çekilmelidir. Her şeyden önce -çokça dile getirdiğimiz- farklı / taze bir bakış açısı kullanmalısınız.
Not: Su kenarları -ıslak ve yosunlu olduğundan- kaygan ortamlardır. Her an düşme veya ıslanma riski taşırlar. Bu nedenle fotoğrafçı önce kendisini sonra da makine vb. araçlarını korunmak için gerekli tedbirleri almalı ve dikkatli davranmalıdır.
Yazı: Hasan Atabaş
Yorum Yap