Adobe firması 2017’den beri bir çoğumuzun kafasını karıştıran Lightroom uygulamasının iki farklı sürümünü kullanıcılarla paylaştı. Bununla birlikte bugün birçok kullanıcı bu iki sürümün gerçekte ne anlama geldiği konusunda halen tam emin değil.
Verdiğim her seminer de başımıza en çok gelen sorun bu iki sürümün kafaları karıştırıyor olması.
Bu yazı ile iki sürümü birbirinden ayıran noktalara hızlıca bir göz atalım. Bu, fotoğraf işleme ve iş akışınız için hangisinin doğru seçim olduğuna karar vermenize yardımcı olacaktır.
Öncelikle bu karışıklıklara sebebiyet veren ana unsurun Adobe firmasının iki sürüme de bir türlü doğru adlandırmayı yapamamış olduğunu söylemem lazım. Zaman içerisinde gerçekten o kadar çok isimleri değiştirdiler ki hangi uygulama masaüstü hangisi mobil emin olamadık.
Klasik hepimizin bildiği Lightroom artan versiyon numaraları ile 2017 yılına kadar geldi. 2017’de mobile ve bulut tabanlı diğer sürüm Lightroom paketine dahil edilince, klasik ana sürüm “Lightroom Classic CC” yeni mobil sürüm “Lightroom CC” olarak adlandırıldılar. Daha sonra gelen güncellemeler ile klasik sürümün adı “Lightroom Classic” mobil sürümün adı “Lightroom” haline geldi.
Bu noktada özellikle çok uzun süre sadece “Lightroom” kelimesi ile ifade edilen ana sürüm ile mobil sürüm karıştırılmaya başladı. Özellikle yeni birçok kullanıcı ana klasik sürüm diye “Lightroom” sürümünü indirip kullanmaya başladı.
Adobe en baştan ana sürüme “Lightroom”, mobil sürüme “Lightroom Mobile” diyebilmiş olsa bu karışıklıkların hiçbiri muhtemelen yaşanmayacaktı.
Peki bu iki sürüme ne ihtiyaç var, nasıl çalışıyorlar ve hangisini neye göre tercih edip kullanacağız.
Öncelikle hangi sürümü seçerseniz seçin, programı kullanmak için bir Adobe Creative Cloud aboneliğine ihtiyacınız olacak. Lightroom mobile için ayrıca fotoğraflarınızı depolamak için bulut alanı satın almanız gerekir.
Lightroom Uygulamaları Arasındaki İlk ve En Önemli Ana Fark “Depolama”
Ana sürüm Lightroom Classic’in masaüstü tabanlı dahili hard disk kullanan bir uygulama olması ve mobil sürüm Lightroom’un bir bulut tabanlı uygulama paketi olmasıdır. İki sürümün karıştırılmasının bir sebebi de mobil sürüm Lightroom’un masaüstü bilgisayara da kurulabiliyor olmasıdır. Ben masaüstü bilgisayarımda sadece klasik sürümü yükleyerek çalışıyorum. Mobil sürümü sadece tabletimde kullanıyorum.
Yukarıda dediğimiz gibi Lightroom, görüntülerinizi bulutta saklar. Tüm bağlı cihazlarınızdan tam çözünürlüklü görüntülerinize her zaman erişebilirsiniz ve bunlar her zaman yedeklenir. Hareket halindeyken fotoğraflarınızı düzenli olarak hızlı bir şekilde düzenlemeniz ve paylaşmanız gerekiyorsa, bu mükemmel bir seçenek olacaktır. Lightroom Classic’de ise fotoğraflarınız yerel sürücülerinizde ve cihazlarınızda depolanır.
Fotoğraflar için İş Akışı
Lightroom’da fotoğraflarınızı içe aktarma ve düzenleme büyük ölçüde basitleştirildi. Lightroom Classic sürümüne göre daha sade bir ara yüze sahiptir.
Tüm fotoğraflarınız, kolaylıkla görünür ve sıralanabilir hale gelecektir. Mobil sürümde fotoğraflarınız önce yerel cihazınıza indirilir. Bu, tablet veya cep telefonunuzda olabilir. Siz düzenlemelerinizi yapıp bitirdikten sonra dilediğiniz zaman buluta senkronize edebilirsiniz. Unutmayın biten ve/veya yarım kalan tüm işlerinizi mutlaka bulut sistemine senkronize etmeyi unutmayın. Sonuçta cihazınız içerisinde oluşabilecek en ufak bir hatada düzenlemelerinizin hepsi yok olacaktır.
Lightroom Classic sürümü, mobil sürüme göre daha karmaşık bir Kataloglar ve Koleksiyonlar sistemi kullanır. Mobile sürüme göre daha fazla seçenek ve modüle sahiptir. Bunlar Kitap, slayt gösterisi, baskı ve web çıktısı modülleridir. Classic’te fotoğraf düzenlemeyi tamamladığınızda,
fotoğraflarınızı dışa aktarmak için size daha fazla seçenek ve esneklik sunar. Bu arada Classic sürümünün katalog ve koleksiyonları dışarı aktarılarak diğer cihazlarla paylaşılabilir.
Fotoğrafları Düzenleme
Uygulama, başlarda Classic sürüme göre fotoğraf düzenleme konusunda biraz gerilerde iken gelen bir dizi güncellemeyle düzenleme araçlarını önemli ölçüde geliştirdi. Artık genel hatları ile iki sürüm arasında düzenlemeler konusunda büyük bir fark yoktur.
Uygulama mobil düzenlemeleri yenileyerek, tüm standart araçları. Renk ayarları, ton curve, color Grading, bölgesel müdahale araçları, fırça, efekt, gürültü azaltma, kırpma vb.
Adobe firmasının uygulama preset’lerini (ön ayarlarını) her iki programda da kullanabilirsiniz.
Lightroom Uygulamasıyla Fotoğrafları Sınıflandırma
Fotoğrafları sıralama, tag verme, derecelendirme ve işaretleme zamanı geldiğinde her iki programda kolaylıkla bu işlemleri yapmanızı sağlayacaktır. Özellikle daha önceki yazılarımda da altını çizdiğim yapay zekadan yararlanan uygulama için bunları gerçekleştirmek çok büyük bir kolaylık ve avantajdır.
Bu önemli avantaj sayesinde binlerce fotoğrafınızın içerisinden aradığınız fotoğrafı bir saniye içerisinde bulabilmenizi sağlayacaktır.
İki sürüm üzerine başlıca farkları yazdıktan sonra kendi tercihimi yaparak yazıya son veriyim.
Genel hatları ile tüm fotoğraf düzenlemelerimi Classic üzerinden yapıyorum. Mobil versiyon ile daha çok sosyal medyada ve/veya bir arkadaş grubunda paylaşacağım fotoğrafları hızlıca işleyip paylaşıyorum. Bu konuda uygulamanın mobil versiyonu gerçekten hem çok hızlı, hem de profesyonel bir performans ortaya koyuyor.
Yorum Yap