Yapay zekâ teknolojisi son yıllarda hızla gelişirken, artık insan sesine neredeyse birebir benzeyen yapay sesler üretiliyor. Bilim insanlarına göre, sıradan dinleyiciler gerçek ve yapay sesler arasındaki farkı anlayamıyor. Bu durum, hem güvenlik sistemleri hem de bilgi kirliliği açısından yeni bir dönemin kapısını aralıyor.
Gerçek Ses mi, Yapay Zekâ mı?
Londra Queen Mary Üniversitesi’nden araştırmacılar, insan ve yapay zekâ tarafından üretilmiş 80 ses örneğini dinletip katılımcılardan hangisinin gerçek olduğunu tahmin etmelerini istedi. Sonuçlar şaşırtıcıydı: Katılımcıların büyük bölümü, yapay zekâ ile üretilen sesleri gerçek insan sesi sanarak yanıldı. Özellikle “derin sahte” olarak bilinen, gerçek insan seslerinden klonlanan örnekler, neredeyse tamamen inandırıcı bulundu.

Araştırma ekibinin lideri Nadine Lavan, “Artık her yerde yapay zekâ sesleriyle karşılaşıyoruz. Ancak bu sesler artık sadece mekanik değil, son derece doğal ve insansı tonda geliyor,” ifadelerini kullandı. Lavan’a göre, bu gelişme ses tanıma güvenliğini tehdit ediyor; çünkü kötü niyetli kişiler birinin sesini kolaylıkla taklit edebiliyor.
Geçmişte bu tür saldırılara maruz kalan örnekler de mevcut. 2024’te ABD’de bir dolandırıcı, bir annenin kızının sesini taklit ederek 15.000 dolar koparmayı başarmıştı. Benzer şekilde, Avustralya’da bir politikacının sesi kullanılarak sahte yatırım reklamları yapılmıştı. Bu olaylar, yapay zekânın suç dünyasında nasıl tehlikeli bir araca dönüşebileceğini gösteriyor.
Uzmanlar, bu teknolojinin yalnızca birkaç dakikalık ses kaydıyla gerçekçi kopyalar üretebildiğini belirtiyor. Üstelik bu işlem için yüksek maliyetli yazılımlar ya da uzmanlık da gerekmiyor. Ancak aynı teknoloji, engelli bireyler için kişisel ses üretimi, eğitimde sesli anlatımlar veya iletişimde erişilebilirlik gibi faydalı alanlarda da kullanılabiliyor. Yapay zekâ sesleri artık hem fırsat hem de tehdit olarak görülüyor. Bilim insanları, bu alandaki etik kuralların bir an önce belirlenmesi gerektiği konusunda hemfikir.