VMware, müşterilerine çoklu bulut karmaşıklığını gideren çözümleriyle yardımcı olarak, dönemin kurumsal BT dünyasındaki en büyük sorunlardan biri olan bu konuda önemli bilgiler paylaşıyor. Şirket, bitirdiği mali yılının verilerini ve Türkiye’deki öncü şirketlerle yaptığı önemli gelişmeleri aktarıyor.
Öncü yenilikçi yazılım şirketi VMware, şirketlerin bulut içindeki yazılımı kullanarak inovasyonu hızlandırmak üzerine kurulu stratejilerine ilişkin gözlemlerini paylaşıyor. Bu yaklaşımı benimseyen yükselen şirketler birçok avantaja sahip olabilirler. Yalnızca yeni yükselenler değil, uzun süredir faaliyet gösteren köklü firmalar da bu alana yatırım yapıyor. Ancak, birçoğu yeterince hızlı ilerlemediklerini düşünüyor.
Sorunları ortadan kaldırmak isteyen şirketler, hızlı ilerleyememelerinin nedenlerini ele alarak ekiplerinin günümüzün karmaşık çoklu bulut dünyasında bile çalışabilmesini sağlayan “bulutu akıllı kullanan” bir mimari oluşturarak başarabiliyorlar. Bulutu akıllı kullanan yaklaşım için, farklı türde bulutlarda tutarlı, güvenli ve maliyet açısından verimli bir işletim modeli çalıştırmak oldukça önemlidir.
VMware Türkiye Ülke Müdürü Murat Mediçeler, konuyla ilgili görüşlerini şu şekilde aktardı: “Makine öğrenimi teknolojisini kullanarak şirketlerine önemli içgörüler sağlayabilir, otomasyonu daha üst seviyelere taşıyabilir ve çalışanların verimliliğini artırabilir. Ancak şirketlerin bu avantajları gerçeğe dönüştürme süresini uzatan bazı faktörler bulunmaktadır. Bunlardan ilki, dünya genelinde gözlemlenen yazılım geliştirme ve bulut operasyonları gibi birçok kritik alandaki beceri eksikliğidir. İkincisi, modernleştirilmesi ve buluta taşınması zor olan mevcut uygulamaların ağırlığıdır. Üçüncüsü ise uygulamaların çoklu bulutta çalıştırılması ve korunmasının parçalı yapısıdır. Yaz aylarında gerçekleştirdiğimiz bir ankete göre, dünya genelinde 5.000’den fazla şirketin yüzde 20’si, çoklu bulutun stratejik faydalarının artan maliyetler ve siber güvenlik zafiyetleri gibi zorluklarını geride bıraktığı noktaya ulaşmayı başarmıştır. Başka bir deyişle, her beş şirketten sadece biri kendisini ‘bulutu akıllı kullanabilen’ olarak tanımlayabiliyor.”
Bulutu Akıllı Kullanma Konsepti, Çoklu Bulutun Karmaşıklığına Yardımcı Oluyor
Son birkaç yılda şirketler, çoklu bulut ortamlarının kurumsal süreçlerine sağladığı faydaları kabul etmektedir. Dijital dönüşüm çalışmaları da son yıllarda, genel bulutun şirketlere ihtiyaç duydukları alanlarda ölçeklenme, esneklik ve özgürlük sağlama konularında hız kazanmıştır.
VMware, şirketlerin çoklu bulut yolculuklarında nerede olduklarını anlamak için EMEA‘daki yaklaşık 3.000 kurumsal ve BT karar vericisiyle bir anket düzenlemiştir. Araştırmanın öne çıkan bulgularından biri, beş şirketten birinin çoklu bulutta zirve noktasına ulaşmasıdır. VMware, diğer önemli bulguları aşağıda sıralamaktadır:
Çoklu Bulut Bir Tercih Değil, Bir Şart Haline Geldi
Ankete katılan şirketlerin büyük çoğunluğu (%95), çoklu bulut yaklaşımının kurumsal başarılarında kritik bir rol oynadığını belirtmektedir ve neredeyse yarısı (%48), çoklu bulut yaklaşımını benimsemeyen şirketlerin başarısızlıkla karşılaşacağını düşünmektedir. Çoklu bulutu benimseyen şirketler, finansal faydalarını da almaya başlamışlardır. Ankete katılanların %90’ı, çoklu bulutun gelirlerinde olumlu bir etkiye sahip olduğunu ve %89’u da kârlılık oranlarında benzer bir olumlu etki gözlemlediklerini belirtmektedir.
Genel bulut kullanımı artmaktadır, ancak daha fazla her zaman daha iyi anlamına gelmemektedir. Günümüzde şirketler ortalama olarak 2,2 genel bulut kullanmaktadır ve önümüzdeki beş yıl içinde bu ortalamanın 2,8’e çıkması beklenmektedir. Ancak çoklu bulutun uygun sayısını bulmak da son derece önemlidir, çünkü birden fazla bulut ortamını yönetmek karmaşıklık getirebilir ve yönetilmez hale getirebilir.
Şirketler Çoklu Bulutun Potansiyelini Açığa Çıkartmanın Yollarını Arıyor
Çoklu bulutu kullanan şirketlerde görev alıp anketi cevaplayanların yüzde 89’u, kendi ortamlarıyla birlikte birden fazla genel bulutta çalışabilecek şekilde geliştirilen uygulamaları kullandıklarını söylüyor. Bu da uygulama geliştirme, DevOps ve/veya BT verimliliğini (yüzde 45) artırmalarını, yüzde 37’si de dayanıklılığını iyileştirmelerine katkı sağlıyor.
Şirketlerin dünyanın dört bir yanındaki müşterilerinden topladığı verilerin miktarı artıyor. Ulusal ve sektörel regülasyonlar da her geçen gün daha karmaşık hale geliyor. Bu da verilerin toplandığı ve saklandığı ülkedeki gizlilik yasalarına tabi olması anlamına gelen veri otonomluğunun önem sıralamasının üst kısımlarında yer almasına neden oluyor. Öyle ki ankete katılanların çok büyük çoğunluğu (yüzde 95) için bu önemli bir konu. Bu noktada çoklu bulut stratejileri şirketlerin bağımsız bulut sağlayıcılarıyla çalışmasına izin vererek, verileri olduğu yerde yönetmeyi ve korumayı kolaylaştırıyor.
Bulutu Akıllı Kullanan Firmalar Liderliği Üstleniyor
Tüm faydasına rağmen çoklu bulut yolculuğu genellikle birtakım güçlüklerle birlikte geliyor. Bunların arasında siber güvenlik riski, yüzde 35 ile çoklu bulutla bağlantılı bir numaralı engel olarak öne çıkıyor. Bulut sayısı arttıkça daha fazla ve farklı yeteneklere de ihtiyaç oluşuyor. Şirketlerin yüzde 33’ü çoklu bulut stratejisini başarıyla uygulayabilmenin önündeki en büyük engelin şirket içi yetenek eksikliği olduğunu belirtiyor. Öte yandan bulutu akıllı kullandığı kabul edilen ve oranı da yüzde 19’a denk gelen şirketler rekabette öne çıkarak bu sorunları ortadan kaldırıyor ve bu yolculukta ilerleyenlere de yol gösteriyor. Bulutu akıllı kullanan bu şirketler, her uygulama için genel, sınır veya özel bulut arasından en iyi bulutu seçme özgürlüğüne sahip oluyor. Tek bir bulut sağlayıcısına bir yıldan uzun süren kontratlarla bağlı kalmıyor, bunun sonucunda yüksek maliyetlerle karşılaşmıyor ve verilerini kontrol etmelerini sağlayacak güce sahip oluyor.
VMware Kıdemli İş Çözümleri Stratejisti Töre Duman, “Çoklu bulut, günümüzün BT sistemlerinde büyük öneme sahip. Ancak beraberinde birtakım karmaşıklıkları da getiriyor. Şirketlerin ihtiyaçlarını da bulutu proaktif olarak belirliyor ve akıllı kullanma konseptimiz ve otonom bulut gibi yaklaşımlarımızla karmaşıklarının giderilmesine yardımcı oluyoruz. Tüm dünyada benimsediğimiz bu gibi yaklaşımlarımız, elde ettiğimiz gelirlerimize de yansıyor ve Türkiye’de Turkcell ve Hepsiburada gibi öncü şirketlerle gerçekleştirdiğimiz projelerimize de yansıyor” diyor.
Başarılı bir mali yılı geride bıraktıklarını söyleyen VMware Türkiye Ülke Müdürü Murat Mediçeler, konuyla ilgili şunları söyledi: “Geride bıraktığımız mali yılımızda küresel gelirlerimizi yüzde 4 artırarak 13,35 milyar dolara ulaştırdık. Abonelik, SaaS ve lisans gelirlerimizin toplamı da bir önceki mali yıla kıyasla yüzde 8 artarak 6,85 milyar dolara ulaştı. Genel olarak sonuçlardan çok memnunuz. Bu sonuçlar çoklu bulut hizmetlerimizle birlikte şirketlere akıllı bulut yaklaşımıyla yardımcı olma konusundaki yeteneğimizi de yansıtıyor. İlerleyen dönemlerde başarılarımızı çok daha yukarıya taşıyacağız ve müşterilerimizle daha da yakından çalışarak yolculuklarının her adımında yanlarında olmaya devam edeceğiz.”
VMware Sovereign Cloud Programına Türkiye’den Katılan İlk Bulut Sağlayıcısı Belli Oldu
Turkcell’in kurumlara tek noktadan uçtan uca teknolojik çözümler sunduğu Dijital İş Servisleri şirketi, regüle edilen sektörlerde otonom dijital altyapıları sunmayı hedefleyen bulut sağlayıcılarının bir araya geldiği VMware Sovereign Cloud programına katıldı. VMware Sovereign Cloud programı kapsamında finans, sağlık ve kamu gibi sektörlerde faaliyet gösteren kullanıcıların hassas ve regülasyonlara tabi iş yükleri, güvenli ve regülasyonlarla uyumlu bulut çözümlerinde barınacak.
VMware Türkiye Ülke Müdürü Murat Mediçeler, “Veri güvenliği olmadan verinin hakimiyetinden bahsetmek mümkün değil. Bunun için de bulut inovasyonundan taviz verilmemesi gerekiyor. Turkcell gibi VMware Sovereign Cloud programı katılımcıları, müşteri verilerinin değerinin açığa çıkma riskini azaltırken inovasyon yapmasına ve dijital dönüşümlerine devam etmesine yardımcı oluyor” dedi.
Hepsiburada Gizli Maliyetleri VMware ile Ortadan Kaldırdı
Son birkaç yılda büyük ölçüde vites artıran dijitalleşmeyle birlikte sanal sistemlerin sayıları da artık yüzler değil, binler seviyesine ulaşmış durumda. Fiziksel sunucular da yerini sanal sunuculara bırakıyor. Fiziksel sunucular, veri depolama üniteleri ve ağ ekipmanları yerini yeni nesil sanallaştırma sistemlerine bıraktı. Hepsiburada’yla gerçekleştirdiğimiz projelerimizde klasik mimarideki ürünlerin yerini yazılım tanımlı ve dağıtık mimarideki çözümler aldı. Devamında organize ettiğimiz eğitimlerle bu dönüşüm başarıyla tamamlandı.
Hepsiburada VMware ile gerçekleştirdiği proje sayesinde daha hesaplanabilir ve sürdürülebilir kapasite yönetimine sahip oldu ve bu sayede gizli maliyetleri en aza indiriyor. Sanallaştırma ve yazılım tanımlı ürünler için ilk yatırım maliyeti yüksek gibi gözükse de orta-uzun vadeli sahip olma maliyeti, azalan operasyonel maliyetler gibi faydalara da sahip oluyor.
VMware Hakkında
VMware, tüm uygulamalar için lider bir çoklu bulut hizmetleri sağlayıcısıdır ve kurumsal kontrol ile dijital inovasyonu mümkün kılmaktadır. Yeniliği hızlandırmak için güvenilir bir temel olan VMware yazılımı, işletmelere geleceği inşa etmek için ihtiyaç duydukları esnekliği ve seçeneği sunmaktadır. Merkezi Palo Alto, California’da bulunan VMware, 2030 Ajandası’yla daha iyi bir gelecek oluşturmaya kararlıdır. Daha fazla bilgi için: https://www.vmware.com/company.html
Yorum Yap