Konsol sistemleri 1980’lerin başından beri hayatımızda. Atari ile başlayan konsol furyası, Nintendo ve Sega’nın ilk oyun konsollarını piyasaya sürmesiyle birlikte, vaktinin önemli oyun cihazları olan Commodore, Amiga, Amstrad gibi bilgisayarlara alternatif bir oyun keyfinin yaşanabileceği kanıtlanmış oldu.
Uzunca bir süre Nintendo ve Sega’nın liderliğinde ilerleyen oyun konsolu dünyası, Sony’nin PlayStation’ı piyasaya sürmesiyle birlikte kısa bir sürede yön değiştirdi; Sega yavaş yavaş konsol piyasasından çekilmeye zorlanırken Microsoft da konsol dünyasında kendine bir yer edinebileceğini görmüş oldu.
Günümüze geldiğimizde konsolların üç büyük firmadan çıktığını görüyoruz: Nintendo, Sony ve Microsoft. Nintendo Switch 2’yi yakında duyurmaya hazırlanıyor, Sony’den PS5 Pro hamlesi bekleniyor ve Microsoft da son dönemlerde satın aldığı irili ufaklı oyun firmalarıyla oyun portföyünü geliştiriyor.
Özel oyunlar
Yıllar boyunca konsol ve PC oyunculuğunu ayıran en büyük etmen, konsolların kendilerine özel oyunlara sahip olmasıydı. Herkesin tanıdığı Mario’nun en önemli maceralarında yer almak için Nintendo imzalı bir oyun cihazına ihtiyacınız oldu. Kratosun tanrılarla olan savaşında onun rolünü almak için bir PlayStation’a gereksinim vardı.
Microsoft ise işletim sistemi Windows’un sahibi olduğundan ötürü stratejisini Xbox konsolların PC’yle eş platformlar olması üzerine kurdu; Xbox’ta çıkacak bir oyun PC’de de yer alacaktı.
Bir hayli uzun bir zamandır Sony, PlayStation için hazırladığı oyunları sadece PlayStation platformunda tutuyordu. İşin kötüsü o kadar kaliteli oyunlar hazırlıyorlardı ki (Ve hala devam ediyorlar) bu oyunları oynamak için evde canavar gibi bir oyun bilgisayarınız olsa bile bir de PlayStation konsolu satın almak istiyordunuz.
Ne var ki Sony, son birkaç yılda stratejisini değiştirdi. Hideo Kojima’nın ünlü oyunu Death Stranding’in beklenmedik bir şekilde PC’ye de gelmesi işlerin Sony tarafında değişmekte olduğunun bir habercisi oldu.
Death Stranding’in 2020’de PC’ler için piyasaya sürülmesinin hemen ardından Horizon: Zero Dawn da PC’de çıkışını gerçekleştirdi. Daha sonra Days Gone, God of War, Marvel’s Spider-Man, Ratchet and Clank: Rift Apart ve daha birçok ünlü ve büyük oyunun PC’ye uyarlanmasıyla birlikte Sony’nin strateji değiştirdiği tamamıyla netlik kazandı; artık büyük Sony oyunlarını PC’de göreceğimizi biliyorduk.
Sony’nin son hamlesi ise Ghost of Tsushima ile ilgili oldu. Bu ünlü aksiyon macera oyunu yıllar sonra PC’ye uyarlanıyor ve ilk defa PlayStation Kupalarını da beraberinde getiriyor.
Steam ve Epic Games’de ayrıca başarımlara ev sahipliği yapacak olan oyunun PlayStation Kupası ve PlayStation arkadaşlarınızı görüntüleme özelliği, sadece bu oyun için geçerli olacak ama bu, önümüzdeki dönemde PlayStation’dan aktarılacak olan oyunlarda bu özelliklerin yer alacağının sinyalini veriyor.
Asıl soruya gelecek olursak; bu bilgilerin ışığında konsolların artık daha az tercih edileceğini düşünebilir miyiz?
Konsol devri kapanıyor mu?
Her ne kadar yıllar boyu konsollar ile PC’ler karşılaştırılmış olsa da ortada birbirinden farklı amaçlar için üretilmiş iki cihaz olduğunu düşünmemiz gerekiyor.
PC’lere bakalım… Piyasada yüzlerce çeşit farklı PC satılıyor. Dizüstü bilgisayarlar kendileri apayrı bir dünya olmuşken, masaüstü bilgisayarlar da her türlü farklı iş için kullanılabiliyor. Dolayısıyla bir mağazaya gidip, herhangi bir bilgisayar alarak oyun dünyasının tamamına erişim sağlayabileceğinizi düşünmek doğru olmaz. Ancak ve ancak “oyuncu bilgisayarı” olarak tabir ettiğimiz, işlemcisi ve ekran kartı çok iyi olan sistemler size tüm oyunların kapısını açabiliyor.
Peki iyi bir ekran kartı almak isteseniz, kaç lirayı gözden çıkarmanız gerekiyor? En az 30.000 lira ve düşünün ki bu sadece bilgisayarın tek bir parçası. İşlemci, bellek, depolama, kasa, klavye, fare derken banka hesabınızın sıfırlanması işten bile değil.
Konsol kısmında ise tek bir cihaz satın alıp herhangi bir performans sorunu düşünmeden, devasa bir oyun kütüphanesine ulaşmak mümkün. Üstelik Nintendo Switch gibi bir konsol alırsanız, oyunları el konsolunuzda oynamanız, harici bir ekrana bağlı kalmamanız bile olası.
Sağlam bir donanıma sahip PC’lerin konsollara karşı daha iyi bir görsel sunma konusundaki başarısı elbette tartışılmaz ama söylediğim gibi bu sistemleri kurmak, onlar için bir masa ve belki ayrı bir oda ayırmak, bir bilgisayar sandalyesi üzerinde uzunca vakit geçirecek olmanız işin pratikliği ve konforu açısından uzun vadede daha negatif bir tablo çizebilir.
Konsollar ise var olan salon veya oturma odanızdaki tek bir televizyonun yanına konuşlanarak eğlenmeniz için pratik ve rahat bir çözüm sunabiliyor.
Görünen o ki konsol oyunlarının tamamının PC’lere de uyarlanacağını bilsek bile konsolların sağladığı pratiklik ve bütçeye daha uygun olmalarından ötürü bu sistemler birer alternatif olarak var olmaya devam edecekler.
Belki güçlü bilgisayarlara sahip kişiler artık bir PlayStation veya bir Xbox sahibi olma ihtiyacında olmayacaklar ama bu kişilerin sayısı da konsolların rafa kaldırılacağı bir düzene geçiş için yeterli değil.
Ekonomi faktörünü unutmamak gerek
Birçok piyasa uzmanına göre konsollar, her ne kadar PC oyunları ile amansız rekabette önde olsa da son yıllarda öne çıkan kritik bir faktör var: Artan fiyatlar.
Türkiye’de artık en popüler futbol ve basketbol oyunlarını oynamak için 4 bin TL’lere varan akıl almaz harcamalar yapmanız gerekiyor. İşte bu durum, Türkiye’de konsol almadan önce oyun severlerin iki kez düşünmesine neden oluyor.
Artık konsol oyunları akıl almaz seviyelerde pahalı ve buna yakın vadede bir çözüm olmadığı gibi fiyatların daha da artması bekleniyor.
Fiyat konusunun konsol satışlarına etkisi sadece oyunlar için söz konusu değil, uzun yıllar önce çıkmalarına karşın son nesil konsolların fiyatları da günden güne değişkenlik gösteriyor. Bu zorluklar çerçevesinde PC oyunlarının nispeten daha mütevazı olması, konsol satışlarını etkiliyor.
Oyuncular, konsoldan büyük keyif alsa da tercih anında zorluk yaşadıkları aşikar. Bakalım konsol dünyasında önümüzdeki süreçte ne gibi faktörler karşımıza çıkacak, fiyatlarda düşüş ve trendin değişmesi gibi olumlu sonuçlar görebilecek miyiz?