Turkcell müşterilerinin hayatını kolaylaştırmak için yerli ve milli dijital servisler geliştirmeyi sürdürüyor. Tüm dünyayı etkisi altına alan pandemi döneminde de dijital servisleriyle müşterilerinin hayatında fark yaratan BiP, TV+, fizy ve Paycell uygulamaları ise bu sürecin en çok kullanılan uygulamaları oldu. Turkcell Genel Müdürü Murat Erkan ile Turkcell’in dijital dönüşüm yolculuğunu konuştuk.
BiP, TV+, fizy ve Paycell Uygulamaları
Yerli dijital servislerde rakipsiz olduklarının altını çizen Turkcell Genel Müdürü Murat Erkan şunları söyledi: “İletişim ve yaşam platformumuz BiP’te görüntülü görüşme süresi yüzde 90 artarak 29 milyon dakikalık görüşmeye ulaştı. Herkesin hayatına hızla giren grup görüntülü görüşme süresi ise yüzde 400 arttı ve 25 milyon dakikaya erişti. Ayrıca televizyon platformumuz TV+, altıncı yılını tamamlamak üzere ve şu anda mobil televizyon izleme alanında yüzde 47 ile pazar lideri konumunda. Başarıyla geçen altı yılın sonunda izleyiciler toplam 6,5 milyar saat TV+ izledi. Bol bol film ve dizinin izlendiği bu dönemde TV+’ın aktif kullanıcı sayısı yüzde 50 artarken, mobil uygulamasında geçirilen süre kişi başı ortalama 70 dakikaya ulaştı. Aynı zamanda binlerce dergi içeriğiyle Türkiye’nin en çok okunan dijital yayıncılık platformu Dergilik’te daha önceki aylarda 2,5 milyonu bulan makale okunma sayısı pandeminin yoğun olduğu dönemlerde iki katına çıkarak aylık 5 milyon makale okunma sayısına erişti. Yapay zeka teknolojisi sayesinde selfie çeken kullanıcılara modlarına göre şarkı listesi öneren dijital müzik uygulamamız fizy’de yayınlanan konserler ise yaklaşık 1,7 milyon kez izlendi.”
“Hayalimiz, Paycell’i Türkiye’nin yeni unicorn’u yapmak”
Temasın neredeyse sıfıra indiği bu dönemde ön plana çıkan bir diğer ürünün Paycell ödeme platformu olduğunu belirten Erkan, “Paycell platformumuz para gönderip alma gibi en temel bankacılık işlemlerinin temassız olarak her yerden yapılabilmesine izin veren kolay bir altyapıya sahip. Artık kimse yanında para taşımayacak. Türkiye ise bu alanda genç nüfusu ve potansiyeli ile büyük bir fırsat barındırıyor. Nitekim Paycell kullanımı bu dönemde büyük bir yükselişe geçti. Hala banka kullanmayan nüfusumuz yüzde 30’larda. Hem günlük yaşamda hem de e-ticaret tarafında ödeme sistemlerinin hızla dijitalleştiğini görüyoruz.
Pandemi techfin devrini en az 10 sene erkene çekti diyebilirim. Dünya çapında temassız ödemeler 2020 yılının ilk çeyreğinde küresel bazda yüzde 40 oranında artış gösterdi. Tüm bu veriler bize gösteriyor ki, Türkiye’nin bir sonraki unicorn’u fintech alanından çıkabilir. İşte tam bu noktada Paycell yatırımımız çok kıymetli bir yerde duruyor. Paycell ile hedefimiz banka hesabı olsun olmasın, herkesin finansal servislere erişimini sağlayarak, hayatı kolaylaştırmak ve Türkiye’nin en büyük ödeme platformu olmak.
Hatta şunu çok net söyleyebilirim; Türkiye’nin yeni unicorn adayı Paycell olacak. Paycell’in 2020 yılı ilk yarısında gerçekleşen toplam işlem hacmi 2,1 milyar TL’ye ulaştı. Ayrıca Paycell’in grup dışı gelir büyümesi yüzde 60 olurken, uygulamanın kullanıcı sayısı geçen senenin 2,5 katına ulaştı, Paycell Kart işlem hacmi ise yüzde 70 arttı. Bu rakamlar, Paycell’in bir dünya markası olması yönündeki hedefimize olan inancımızı daha da artırdı” dedi.
“Yerli 5G altyapısı kurmadan 5G’ye geçemeyiz”
5G’ye de değinen Erkan, “5G’ye geçiş konusunda Türkiye’nin en hazır şirketiyiz. Güçlü altyapımız sayesinde 5G’ye geçişimizin de kolay olacağına inanıyorum. Ancak burada önemli olan Cumhurbaşkanımızın da ‘Yerli 5G teknolojisi altyapısını kurmadan 5G’ye geçemeyiz’ şeklindeki açıklamasında da belirttiği gibi 5G ile ilgili yerli teknolojileri geliştirmemiz gerekiyor. Türkiye’de yerli ve milli ekosistemi en fazla destekleyen şirketlerin başında geliyoruz. 5G’de de bunu bir misyon olarak kabul edip TÜBİTAK başta olmak üzere yerli ve milli 5G teknolojileri konusunda çalışan gerek üniversitelerimiz gerekse şirketlerimizle birlikte çalışarak Türkiye’de yerli ve milli bir 5G çözüm ekosisteminin oluşturulmasına destek veriyoruz.
Hatta yerli ve milli baz istasyonu ULAK için toplam verilen 3 bin 400 siparişin 2 bin 900’ünü Turkcell olarak biz verdik. Bugüne kadar yerli ve milli teknolojilere verdiğimiz desteğin bir sonucu olarak Türkiye’nin en yüksek yerlilik oranına sahip operatörüz. Bir diğer önemli konu ise veri güvenliği. Her ülke doğal olarak kendi verisini kendi tutmak istiyor. Biz de Turkcell olarak yıllardır bunun önemini vurguluyor ve ‘Türkiye’nin verisi Türkiye’de kalsın’ diyerek veri merkezi yatırımlarımızı hız kesmeden devam ettirdik.
Ankara’da Türkiye’nin en büyük veri merkezini açarak toplamda 33 bin 500 metrekare beyaz alana ulaştık. Yakın zamanda da Çorlu’daki veri merkezimizi devre alacağız ve toplam beyaz alan kapasitemiz 39 bin 500 metrekareye çıkacak. Böylece yeni nesil veri merkezlerine yaptığımız yatırımlar 2 milyar lirayı aşmış olacak. Yaptığımız tüm by yatırımlar sayesinde bugün Türkiye’nin en büyük veri işletmecisi konumundayız. Ülkemizin verisi bizim için son derece önemli ve bu yüzden de yerli ve milli tesislerde en yüksek güvenlik standartlarını sağlayarak verileri koruyoruz. Yine siber güvenlik operasyon merkezimizde görev yapan 100’den fazla siber güvenlik uzmanımızla hem müşterilerimize koruma sağlıyor hem kurumlara özel koruma çözümleri sunuyoruz” diye konuştu.
“Daha akıllı bir gelecek sandığımızdan yakın”
Turkcell Genel Müdürü Murat Erkan son olarak yapay zeka ile daha akıllı bir geleceğin sandığımızdan da yakın olduğunu söyleyerek, “Cihazların da insanlar gibi öğrenmesini sağlayan, nesnelerin interneti ve yapay zeka teknolojisi önümüzde hayal bile edemediğimiz bir gelecek vaat ediyor. 5G teknolojisinin de gücüyle IoT bağlantılı cihazlar, tüm bilgileri tıpkı birer canlı gibi birbirlerine gerçek zamanlı izleme hızıyla aktarabiliyor. Büyük veri (big data) aracılığıyla da bağlantılı cihazlar çok sayıdaki kaynaktan bilgi edinebiliyor. Bu teknolojiler, tüm yaşamımızda veya iş yerindeki gündelik etkileşim şeklimizi de tamamen değiştirecek. Günümüz yeni teknolojileriyle üretimden madenciliğe kadar tüm endüstriler daha akıllı hale geliyor. Bu sayede verimlilik artarken insan hatası da azaltılıyor. 2022 yılına kadar kurumsal IoT projelerinin yüzde 80’inden fazlasının yapay zeka içerikli olacağı öngörülüyor” diye konuştu.