Ubisoft imzalı Tom Clancy’s Ghost Recon Breakpoint, uzun süre beklendi. TPS, açık dünya ve tavan yapmış aksiyon eksenindeki yapımda vaatler, PC başında zamanın nasıl geçtiğini anlamamanıza endeksli gibi; fakat oyunda bazı eksi yönlerin olduğu da bir gerçek; sık sık bug’da kalıyor ve bu da performansınızı sekteye uğratıyor. Neyse detayları ele alacağız. Şimdi, kurgusuyla kendinizi esrarengiz bir adanın içinde bulacağınız oyunu daha yakından incelemeye ne dersiniz?
Kahramanımızın ismi Nomad. Teknoloji devlerinden Skell Teknolojisini barındıran Auroa, yanlış yollara girdiğinden bütün temaslar yitirilince, kendimizi kurtarıcı rolünün içinde buluyoruz. Tesadüf bu ya, eski bir dostumuzda karşımıza çıkınca işler daha da girift bir hâl alıyor. Breakpoint kurgusu sonu belli olan sıradan bir polisiye roman atmosferine sahip. Fakat Jon Bernthal (Cole D. Walker) sahnede yerini alınca, oyun tamamen farklı bir boyut kazanıyor.
Şayet oyunu yalnızca kurgu odaklı ve kolay modda oynamayı tercih ederseniz, 30 saatte bitirebilirsiniz. Bazıları bu zamanı 16 saate indirebiliyor. Fakat yalnızca hikâye kısmını oynamak sizi fazla tatmin etmeyecektir.
Zira, asıl görevimiz daha sonra başlayacaktır. Oyunun girişinde bizi bir karakter oluşturma alanı karşılıyor. Çok ayrıntı olmasa da aksesuar ya da renk katmanlarında karakterimizi süsleyebiliriz. Hatta başka modeller dahi satın alabiliriz. Microtransaction teması oyunun en çarpıcı yeri. Fakat bu özellik üzülerek vurguluyoruz ki Ubisoft tarafından kaldırıldı.
Bizi; önce Objectives, sonra Special Operations, ardından Faction Missions ve en son Missions olmak üzere 4 bölüm beklemekte. Objectives bölümünde XP veren, toplanabilir dosyalar, fotoğraflar, silahlar, silah parçaları ve bazı ipuçları yer alıyor. Burada hangi silah tarifini bulmak istiyorsanız onu haritada işaretleyip bu esnada asıl vazifenize de yönelebilirsiniz. Bilhassa oynayışınızı kolaylaştıracak silah parçalarının tariflerini de yakalamayı ihmal etmeyin. Bundan dolayı, kafasının üzerinde ünlem simgesi bulunan düşman askerlerini öldürmeyin, sorgulayın. İhtiyacınız olan bilgileri bu askerler söylüyor.
Onları iyi dinleyin çünkü silah tarifiyle, kamp alanıyla ve belki de yan görev ile ilgili kritik şeyler öğrenebilirsiniz. Şimdi geldik Special Operations bölümüne. Burası, oyunumuzun Ghost War, başka bir deyişle PvP bölümü.
Special Operations kısmında kendinize ait bir lobi inşa edebilir ya da klasik modu tercih edebilirsiniz. Bunun yanı sıra sizi farklı hediyelerle mükafatlandıran PvP görevlerinin de unutulmaması gerek.
Faction Missions; sizin Battle Rewards kazanmanızı sağlamakta ve 2 kısma ayrılıyor. Bu bölümde Outcasts (Haruhi Ito) ve Homesteaders’ın (Mads Schulz) kendi alanlarını elden kaçırmamak için bizden istedikleri şeylere uyuyoruz.
Yapmanız gereken şeyler çoğunlukla, adam kurtarmak, kamyonu kaçırmak, drone bulmak, drone kampını patlatmak, tehditi ortadan kaldırmak ve benzeri öğelerden meydana geliyor. Her biri ayrı bir aksiyona sahip.
Missions; iki kısma ayrılmakta: Hikaye ve yan görevler.
Farklı bir görevi yerine getirmeye gittiğiniz sırada bazen yan görevlerden biriyle karşılaşabiliyorsunuz. Örneğin, dağ başında tek başlarına kalmış iki bilim insanı ya da düşmanlar tarafından çepeçevre kuşatılmış bir vatandaş. Her bir yan görevin, kendilerine özgü kurguları var fakat çoğunlukla temaları hep sıradan şeyler. Sizin için hazırlanmış ve oynayışınıza renk katacak 4 ayrı yetenek ağacını da unutmayalım. Bunlar; Assault, Sharpshooter, Field Medic ve Panther. İsminden de anlaşıldığı gibi hepsinde çeşitli bonuslar var.
Bu arada 4 sınıf, 1 yetenek ağacı kullanmakta. Bu sınıflardan her birinin ayrı bir avantajı mevcut. İçlerinden birini tercih edip, onlara ait bonuslar ile mücadelenizi sürdürebiliyorsunuz. Örnek verecek olursak Panther ile sis içinde kaybolurken, Field Medic ile Medkit’e sahip olabiliyorsunuz. Yetenek puanı kutularına rastladığınızda ya da deneyim (XP) skorunuzu artırıp level’ları geçtiğinizde, bu ağaçlarda bulunan özellikler aktif olmaya başlıyor. Bu özelliklerin bir kısmı perk’leriniz yani pasif yetenekleriniz olup gücünüzü artırıyor, bazı özellikler ise yaptığınız alışverişleri daha hesaplı bir duruma getiriyor.
Bunun yanı sıra, kullanılan sınıftaki özel görevlerin yapılması da önemli.
Bunlar; patlayıcılardan herhangi biriyle birkaç düşmanı havaya uçurmak, LMG ile 3 düşman öldürmek ve benzeri temalara sahip. Ayrıca oyun haritası, kamp alanlarını da barındırıyor ve buralarda zaman zaman dinlenebiliyorsunuz, 1 saat süreyle kendinize ilave XP gibi bonuslar ve dayanıklılık kazandırabiliyorsunuz. Bu kamp bölgelerinde, kendi garajınıza girebilirsiniz, toplamış olduğunuz muhtelif parçalarla craft (mayın ilk yardım şırıngası, el bombası vs) ve alışveriş yapmanız da mümkün.
Eşya bölümünde zırh ve silah mekanizmasını görüyoruz. Zırh alanında çelik yelek, eldiven, pantolon tarzı öğeler var. Hangi model ve rengi kullanacağınızı kendiniz belirleyebiliyorsunuz. Silahlarda olduğu gibi zırh parçalarında da eşya düzeyleri mevcut. Ucu bucağı görünmeyen bir haritanın tam ortasındasınız ve yapmanız gerekenleri bir bir yerine getirdikçe, eşyaların daha iyilerini elde ediyor, bir süre sonra kendinizi, eşyalarınızın seviyeleriyle orantılı görevlerin içinde buluyorsunuz. Tabii örneğin, 150+ olarak gözüken bir göreve üstünüzdeki 100 eşya düzeyi ile girişmek, sizi biraz sıkıntıya sokacaktır. Başarmanızın imkânı yok denemez fakat sizi tek vuruş ile öldürebilirler de.
Oyundaki baş belası drone’ların vurulması da çok gereksiz ve can sıkıcı. Bu yüzden herkesin kendi seviyesinde takılmasını öneriyoruz. Gerçi oyun, belli bir yerden sonra oyuncuyu ikaz ediyor ve ihtiyaç duyulan yönlendirmeyi sağlıyor. Oyuna farklı bir atmosfer katan özelliklerin başında, co-op olması geliyor. Bu sayede en fazla 4 kişilik partiler kurarak, görev paylaşımları doğrultusunda roller yerine getirilebilir. Zorluk seviyesini yükseltsek bile yapay zekâ çok da bir farklılık göremiyoruz. Zorluk bölümü, yalnızca düşmanımızın bizi daha çok yaralanasına imkan veriyor, bunun haricinde çok da bir albenisi yok. Aslında sorun şurada; düşmanlar ara sıra amaçsız bir şekilde duvara doğru koşuyor, kahramanımız ağaçlardan birine tökezleyebiliyor, ara sinematiklerde birden bire saçımızı sakalımızı yitirebiliyoruz, sağ salim indirmeyi başardığımız helikopterimiz, ortada hiçbir sebep yokken patlayıveriyor…
Oyun bölümü, Wildlans’la birebir. Havaya bir drone yollanıyor, düşmanlar damgalanıyor ve ardından her biri teker teker tuzağa düşürülüyor. Bu defa gizlilik daha belirgin ve zilin sesini duyar duymaz bütün düşman askerleri başınıza üşüşebiliyor. Bu durumda uçak ya da helikopterden gizlenmek zorunda kalıyorsunuz. Oyun raid sistemini şimdilik deneyimleyemediğimizden dolayı, satın almanız gerektiğini kesin bir şekilde ifade edemiyoruz. Fakat yine de çok keyif alacağınızdan eminiz. Ghost Recon Breakpoint; nefis havası, heyecanlandıran müzikleri ve çarpıcı konseptiyle, bu tarza ilgi duyanlara hitap eden bir oyun.
NewTech Puanı: 86
Yorum Yap