Titanik filmi, tüm dünyada en çok izlenen yapımlar arasında yer alıyor. 1997 yapımı olan bu film, dünyanın en trajedik olaylarından birini içeriyor. Peki, Titanik gerçek mi yoksa kurgusal noktaları da var mı?
Bu yazıda film ve gerçek hayat arasındaki bağlantı üzerinden hareket ederek Titanik’in hikâyesine dair merak edebileceğiniz tüm noktalara değineceğiz.
Titanik Gerçek mi? Gerçekle Ne Kadar Bağlantılı?
Titanik filmi, gerçek olaylara dayansa da büyük bir çoğunlukla kurgusaldı. Örneğin Jack Dawson ve Rose DeWitt karakterlerinin tam olarak gerçeğe dayandığı söylenemez. Bununla birlikte yine de karakterlerin arkasında bazı gerçekler vardı.
Rose’un gerçek Titanik’le hiçbir bağlantısı olmamasına rağmen bir dereceye kadar gerçek hayattaki bazı insanlardan esinlenerek oluşturuldu.
Cameron tarafından açıklandığı gibi, Rose, Beatrice Wood’a dayanıyordu. Cameron, Titanik için çalışılırken onun otobiyografisini okuyor. Wood, varlıklı bir aileden gelen ressam, yazar ve oyuncuydu. Wood’un otobiyografisini okurken kitabın neredeyse tamamen Rose karakterinin bir yansıması olduğunu fark ediyor. Titanik’in gerçek hikayesinde ise Rose diye biri yoktur.
Jack’e gelinecek olursa, o karakter için kimseden esinlenilmedi fakat ismi, Titanik’te bulunan J. Dawson olarak imza atan bir adamın ismine benzetiliyor. Buradaki J harfi, Joseph’i temsil ediyordu ve o, Dublin’de doğmuştu. Mürettebatın bir parçasıydı. Cameron senaryo bitene kadar gerçek hayatta Joseph Dawson’ın varlığından haberdar değildi, bu yüzden bu tamamen bir tesadüftü.
Gerçek Hayattan Karakterler de Var
Margaret Brown, gerçek hayatta Titanik’te bulunan insanlara dayanan birkaç karakterden biriydi. Amerikalı bir hayırseverdi. Varlıklı bir aileden gelmiyordu. Margaret, zengin bir adam olmayan J. J. Brown evlendi. 1909’da ayrıldılar ama birbirlerine yakın kalmaya devam ettiler.
Gerçek Titanik buzdağına çarpıp batmaya başladığında Margaret diğer yolcuların filikalara binmesine yardım etti. Daha fazla insanı kurtarmak için filikanın geri dönmesi için ısrar etti ama mürettebatın buna karşı çıktığı ve bunun üzerine onun da mürettebatı suya atmakla tehdit ettiği söylenir. Geri dönüp dönmedikleri konusunda ise farklı söylentiler söz konusudur.
Titanik’ten kurtulanlar RMS Carpathia gemisine bindikten sonra Margaret, kazazedelerin ihtiyaçlarını karşılamak için özel bir görev üstlendi.