Akıllı telefonların kameraları, dijital tek lensli refleks (DSLR) fotoğraf makinelerine göre daha küçük sensörlere ve lenslere sahip olabilirler. Ancak ceplerimizdeki bu küçük cihazlar, donanımdaki eksiklerini yazılım ve bilgi işlem gücüyle fazlasıyla telafi ediyorlar. Portre modu artık çoğu akıllı telefonda standart bir özellik haline geldi, peki bu özellik tam olarak ne işe yarıyor? Sadece daha fazla para ödemeniz için kullanılan bir pazarlama sloganı mı, yoksa gerçekten daha iyi fotoğraflar çekmenizi mi sağlıyor?
Bu yazımda mobil fotoğrafçıların en çok tercih ettiği portre modunda son yıllarda nasıl gelişmeler yaşandığını, hangi teknolojilerin kullanıldığını, benim de uluslararası uzmanlarından biri olduğum bağımsız denetim kuruluşu DXOMARK’ın portre performansını değerlendirirken neleri dikkate aldığını, bizzat deneyimlediğim vivo V30, vivo V60, Xiaomi 14T Pro, Xiaomi 14 Ultra ve hem kamera, hem de portre modunda bugüne kadar en yüksek puanı alan Huawei Pura 80 Ultra ile çektiğim fotoğrafları da siz Photoline okurları ile paylaşacağım.
Portre Modu Nedir?
Bu kamera özelliğinin arkasındaki teknoloji akıllı telefonlar arasında farklılık gösterse de portre modu aslında hesaplamalı fotoğrafçılık adı verilen bir tekniğin bir parçasıdır. Bu teknik, akıllı telefonlarla çekilen anlık karelerin, üst düzey bir kameradan çıkmış gibi görünmesine yardımcı olur.
Portre modu, özellikle insanlar için daha iyi fotoğraflar çekmenize yardımcı olan bir özelliktir. Bu mod, odaklanılan yüzü keskinleştirirken, arka planı bulanıklaştırır. Adından da anlaşılacağı gibi, özellikle tek bir kişinin yakın çekim fotoğrafları için tasarlanmıştır (ancak nesneler için de kullanılabilir). Portre modu, ilk olarak dijital fotoğraf makinelerinde bulunan sahne modlarından biri olarak ortaya çıkmıştır, ancak şimdi akıllı telefon fotoğrafçılığına uyarlanmıştır. Dijital fotoğraf makinelerindeki ve akıllı telefonlardaki portre modları aynı adı taşısa da görüntüyü çekme biçimleri kökten farklıdır.

DSLR Makineler Portre Modunu Nasıl Kullanır?
Dijital fotoğraf makinelerinde portre modu, başlangıç seviyesindeki fotoğrafçıların daha iyi portreler çekmesine yardımcı olmak için kamera ayarlarını otomatik olarak düzenlerdi. Objektif içindeki açıklık olan diyafram, arka planı bulanıklaştırmak için genişler. Bulanık bir arka plan, gözü konuya çeker ve arka plandaki dikkat dağıtıcı unsurları ortadan kaldırır. Bu nedenle, geniş diyafram açıklıkları profesyonel çekimlerde sıklıkla tercih edilir. Zamanla, bu modun gelişmiş sürümleriyle, kırmızı gözü ortadan kaldırmak ve otomatik odaklamayı ayarlamak gibi ek optimizasyonlar da eklendi.
Akıllı Telefonlar Portre Modunu Nasıl Kullanır?
Ne yazık ki, bir akıllı telefon kamerası bu ayarları manuel olarak düzenleyemez. Her şeyden önce, çoğu akıllı telefon kamerasındaki diyafram sabittir ve değiştirilemez (Bazı akıllı telefon kameraları istisnalardandır). Ayarlanabilir diyafram açıklığına izin veren birkaç modelde bile, akıllı telefon kamerasının içindeki lens ve sensör, DSLR’ların veya aynasız kameraların yakalayabileceği bulanıklığı oluşturmak için çok küçüktür.
Akıllı telefon üreticileri, devasa bir DSLR sensörünü bir telefonun içine sığdırıp hala cebinize sığmasını sağlayamazlar, ancak akıllı telefonlar bir DSLR’dan daha fazla bilgi işlem gücüne sahiptir. İşte bu fark, bir akıllı telefonun portre moduna güç verir. Bir akıllı telefondaki portre modu, bir hesaplamalı fotoğrafçılık biçimidir ve yapay olarak arka plana bulanıklık uygulayarak bir DSLR’ın arka plan bulanıklığını taklit eder. Akıllı telefon portre modu, yazılım ve donanımın bir karışımına dayanır.
Bir fotoğrafın arka planını bulanıklaştırmak, kulağa geldiğinden daha zordur. Her şeyden önce, akıllı telefonun yüzün keskin kalması için neyin arka plan, neyin ön plan olduğunu ayırt etmesi gerekir. Farklı üreticiler, neyin bulanıklaştırılacağını ve neyin keskin kalacağını belirlemek için farklı yöntemler bulmuştur, bu da marka bazında akıllı telefon portre modlarının önemli ölçüde farklı görünebileceği anlamına gelir.
Modern akıllı telefonlarda portre modunun nasıl çalıştığını gerçekten anlamak istiyorsanız, telefon üreticilerinin bu özelliği etkinleştirmek için kullandıkları teknikleri bilmek önemlidir.
Üreticilerin Kullandığı Yöntemler
Apple, 2017’de iPhone 7 Plus’ta bu özelliği tanıttığında, portre modu trendini başlatan firma olarak geniş çapta tanındı. Özellik popüler oldu ve bir dizi başka üretici de kendi portre optimizasyonlarını içeren telefonları piyasaya sürmeye başladı. İşte o arka planı bulanıklaştırmak için kullanılan farklı yöntemler:
1. İki Lensli Derinlik Haritalaması
Orijinal akıllı telefon portre modu, çift lensli bir kamera gerektirir. Derinlik haritalaması, aynı görsel alanı incelemek ve karşılaştırmak için hem bir telefoto hem de bir geniş açılı lens kullanır. Bu iki farklı bakış açısı, çekimdeki nesnelerin ne kadar uzakta olduğuna dair bir tahmin oluşturan bir “derinlik haritası” oluşturmak için birlikte çalışabilir.
Derinlik haritasıyla, akıllı telefon neyin arka plan neyin ön plan olduğunu belirleyebilir. Yüz algılama teknolojisiyle birleştirilen telefon, görüntüyü, arka planı bulanıklaştırmayı ve yüzü vurgulamayı amaçlayan bir bulanıklaştırma algoritmasından geçirir.
2. Piksel Ayırma
İki lens gerektirmek yerine, piksel ayırma belirli bir kamera sensörü ve sadece bir lens gerektirir. İki farklı lens kullanarak bir derinlik haritası oluşturmak yerine, bu teknik aynı pikselin iki farklı tarafından bir derinlik haritası oluşturur. Google Pixel 2 gibi çift pikselli otomatik odaklamaya sahip akıllı telefonlarda, tek bir piksel aslında iki fotodiyota sahiptir. Tıpkı çift lensli bir kamerada olduğu gibi, yazılım, pikselin her iki tarafından gelen hafif farklı görüntüleri karşılaştırarak bir derinlik haritası oluşturabilir.
Kamera daha sonra ayrı bir lensten bir görüntüye bakmaya gerek kalmadan derinlik haritasını kullanabilir ve bulanıklık uygulayabilir. Bu yeteneğe sahip telefonlar, öz çekimleriniz için daha uygun olabilecek ön bakan kameradan da portre modu fotoğrafları çekebilir.
3. Sadece Yazılım Destekli Portre Modu
İdeal olarak, portre modu en iyi sonuçlar için donanım ve yazılımın bir karışımını kullanır. Ancak donanımı kontrol edemezseniz ne olur? Birden fazla cihazda çalışmak üzere tasarlanmış uygulamalar, kişinin nerede ve arka planın nerede olduğunu tahmin etmek için yapay zekâ ve yüz tanıma kullanır.
Sonuç hem donanım hem de yazılım kullanan yöntemler kadar doğru değildir çünkü bir derinlik haritası yoktur, ancak bu tür portre modu daha geniş bir akıllı telefon yelpazesinde mevcuttur. Örneğin Instagram’ın yerleşik kamerasında “Odaklanma” adını verdiği bir portre modu sürümü vardır.
DXOMARK: Portre Fotoğrafçılığında Avrupa Kullanıcı Tercihleri
DXOMARK, akıllı telefon portre fotoğrafçılığında kullanıcı beklentilerini anlamak için yaptığı kapsamlı araştırmanın sonuçlarını paylaştı. Bu çalışma, Avrupa’daki kullanıcıların portre fotoğraflarında hangi özelliklere öncelik verdiğini ortaya koyuyor. Araştırma, kullanıcıların, profesyonel kalitede cihazların sunduğu performansı artık giriş seviyesi ve amiral gemisi olmayan telefonlardan da beklediğini gösteriyor.
Avrupalı Kullanıcılar için Temel Beklentiler:
- Doğal Cilt Tonları: Kullanıcılar, fotoğraflarda doğal ve gerçekçi cilt tonları görmek istiyor. Renk tonlarındaki en ufak sapmalar bile (örneğin yeşilimsi veya morumsu renkler) memnuniyeti önemli ölçüde azaltıyor.
- Yüzde Doğru Pozlama: Fotoğraftaki kişinin yüzünün doğru şekilde pozlanması, yani ne çok parlak ne de çok karanlık olması, kullanıcılar için olmazsa olmaz bir kriter. Yüzün, fotoğrafın geri kalanına göre ön planda ve net olması büyük önem taşıyor.
- Doğru Beyaz Dengesi: Kullanıcılar, fotoğrafın genel atmosferine uygun, nötr bir beyaz dengesi arıyor. Ortam ışığının etkisine rağmen renklerin doğal kalması, fotoğrafın algılanan kalitesini artırıyor.
- Düşük Işıkta Performans: Düşük ışık koşullarında çekilen iç mekân fotoğrafları, teknik olarak kabul edilebilir olsa bile, çoğu zaman kullanıcıların beklentilerinin altında kalıyor. Kullanıcılar, bu tür sahnelerin daha iyi performans sergilemesini bekliyor ve düşük memnuniyet puanları veriyor.
Araştırmanın Ana Bulguları:
- Parlak Gün Işığı Koşulları: Bu koşullarda kullanıcı beklentileri oldukça yüksek ve kolay sahnelerde bile kalite konusunda daha talepkâr hale geliyorlar.
- Tutarlı Performans: Avrupa pazarında amiral gemisi cihazlar, farklı aydınlatma koşullarında (gün ışığından düşük ışığa) tutarlı bir performans sergileyerek yüksek puanlar alıyor.
- Evrensel Tercihler: DXOMARK’ın Çin gibi diğer pazarlarda yaptığı araştırmalarla birlikte, kullanıcıların portre fotoğrafçılığındaki temel beklentilerinin (doğru pozlama, doğal cilt tonları ve beyaz dengesi) küresel olarak benzer olduğu görülüyor.
Sonuç olarak, akıllı telefon üreticilerinin portre fotoğrafçılığında başarıya ulaşmak için öncelikle bu temel kullanıcı beklentilerini karşılamaları gerekiyor. Kullanıcılar, cihazın teknik özelliklerinden bağımsız olarak, doğal ve iyi pozlanmış portreler çekebilmeyi talep ediyor.
DXOMARK: Akıllı Telefonlarda Cilt Tonu Değerlendirme Metodolojisi
DXOMARK, akıllı telefon kameralarının portre fotoğraflarındaki cilt tonu performansını değerlendirmek için kapsamlı ve bilimsel bir metodoloji geliştirdi. Bu yöntem, hem laboratuvar ortamında yapılan titiz teknik analizleri hem de gerçek dünya kullanım senaryolarında kullanıcı algısını ölçen anketleri bir araya getiriyor.
Değerlendirme Neden Önemli?
- Kullanıcı Odağı: Bir YouGov anketi, insanların en çok arkadaş ve aile portreleri çektiğini gösteriyor. Bu nedenle, doğru pozlama ve doğal cilt tonu yakalama, kullanıcı memnuniyeti için hayati önem taşıyor.
- Teknik Zorluklar: Farklı cilt tonları, doğru pozlama ve renk dengesi için çeşitli teknik zorluklar sunar. Tek bir kamera, tüm cilt tonlarını aynı kalitede işleyemeyebilir.
- Önyargı Sorunu: Yapay zeka algoritmalarının eğitiminde kullanılan veri setlerindeki önyargılar, özellikle daha koyu tenli bireylerin fotoğraflarında düşük kaliteye yol açabilir.
Metodolojinin Temel Unsurları:
- Hibrit Yaklaşım:
- Laboratuvar Testleri: Kontrollü aydınlatma koşullarında objektif ölçümler yapılır. Bu testler, detayın korunumu, renk tonu ve gürültü gibi teknik unsurları değerlendirir.
- Doğal Sahne Testleri: Uzman fotoğrafçılar tarafından farklı aydınlatma koşullarında (kapalı alan, açık alan, gece, gündüz) ve çeşitli cilt tonlarına sahip modellerle gerçek hayat senaryoları oluşturulur.
- Çeşitli Katılımcı Paneli:
- Değerlendirme sürecine dahil edilen insanlar, kültürel arka plan, yaş, cinsiyet ve en önemlisi Fitzpatrick ölçeğine göre belirlenen geniş bir cilt tonu yelpazesini temsil eder. Bu, kamera performansının farklı cilt tonlarında nasıl değiştiğini anlamak için kritik öneme sahiptir.
- Anketler, katılımcıların fotoğrafları kör karşılaştırma yöntemiyle değerlendirmesine dayanır.
- Ölçüm ve Puanlama:
- Just Objectionable Difference (JOD): İki fotoğraf arasındaki kalite farkını algısal olarak ölçmek için JOD ölçeği kullanılır.
- DXOMARK Memnuniyet Endeksi: Kullanıcı anketlerinden elde edilen verilerle oluşturulan bu endeks, kullanıcının bir fotoğraftan duyduğu memnuniyeti nicel olarak gösterir.
- Araştırmalar, açık ten tonlarının genellikle tutarlı bir şekilde iyi işlendiğini, ancak “açık olmayan” cilt tonlarında daha fazla zorluk yaşandığını ortaya koymaktadır.
Sonuç olarak, DXOMARK’ın metodolojisi, bir akıllı telefon kamerasının cilt tonlarını ne kadar doğal ve doğru bir şekilde yakaladığını hem teknik hem de kullanıcı algısı açısından değerlendirerek, üreticilere gelecekteki ürünlerini geliştirmeleri için önemli geri bildirimler sunmaktadır.
Huawei Pura 80 Ultra: Portre Çekiminde Mükemmellik
Gelelim, DXOMARK’tan toplamda 175 portre konusunda ise 168 puan alarak en iyi akıllı kameraya sahip olan Huawei Pura 80 Ultra’nın portre performansına. Dubai’de yapılan uluslararası lansmanında da bulunduğum ve hala keyifle deneyimlemeye devam ettiğim Pura 80 Ultra, portre çekimlerinde de üstün bir performans sergileyerek hem estetik açıdan hoş hem de görsel olarak zengin görüntüler sunuyor. Değişken diyafram açıklığı ve derinlik algılama teknolojilerini kullanarak, doğal görünen bir arka plan bulanıklığı ve mükemmel bir konu ayrımı sağlıyor.
Bokeh kalitesi pürüzsüz ve göz alıcı… Konu etrafındaki arka plan geçişleri doğal görünür ve derinlik tahmini oldukça başarılı. Yeni çok spektrumlu sensör sayesinde cilt tonu oluşturma genellikle doğru ve hoş bir şekilde gerçekleşiyor; bu sensör, yüzleri etkilemeden yerel renk ayarlamalarına olanak tanıyor. Böylece, portre çekimleri son derece canlı ve gerçekçi oluyor. Ayrıca, yapay zekâ desteği, kullanıcılara kompozisyon konusunda rehberlik ederek çekim kalitesini artırır.
Mükemmel Netlik ve Renk Yönetimi
Pura 80 Ultra’da beyaz dengesi ve renkler, karışık ışık koşullarında bile genellikle başarılı bir şekilde yönetiliyor. Cihazın sunduğu dört farklı stilden birini uygulayarak renkleri değiştirebiliyorsunuz. Her stil, pozlama ve renk açısından kişisel tercihlerinize göre daha da özelleştirilebilir.
Geniş alan derinliği ve güvenilir otomatik odaklama sistemi, konunun gözlerinin her zaman keskin kalmasına yardımcı oluyor. Yüz özelliklerindeki doku tutma mükemmel ve aşırı keskinleştirme olmadan, doğal ve zarif bir estetik sunuyor. Tüm bu faktörlerin birleşimi sayesinde Pura 80 Ultra hem günlük hem de sanatsal portreler çekmek için harika bir akıllı telefon olarak öne çıkıyor.
Yazı ve fotoğraflar: Cem Kıvırcık