Super AMOLED mi Retina ekran mı?

Ekranlar kapışıyor!
 

Akıllı telefonların egemenliğindeki mobil dünyada birçok yenilik olup bitiyor. Telefon geliştiricileri, birçok önemli kozunu pazarda daha büyük pay sahibi olmak için bir bir oynuyor. Firmaların ellerindeki bu kozların belki de en önemli koz, cihazların ekranları denilebilir. Kimi firma daha büyük ekran ile kullanıcıların karşısına çıkmayı avantaj olarak yorumlarken, kimisi boyutu orta düzeyde tutup parlaklık ve renk gibi kriterlere ağırlık veriyor. Popüler firmalar, tüm çözümleri bir arada sunan ürün gruplarıyla da kullanıcıları kendi tarafına çekmeyi deniyor. Kısacası ekran önemli. Zira bir telefonun dünya açılmasını sağlayan yapı, ekran üzerinden kullanıcıyla buluşuyor. Ekran üzerinden video oynatabiliyoruz, çektiğimiz fotoğrafları görüntüleyebiliyoruz. Kaliteli bir ekran ile internette daha rahat gezinebiliyor, kirap okuyabiliyor ve oyunları daha canlı ve güçlü bir şekilde görebiliyoruz.
 

 
Mobil pazarın mevcut yapısında telefonlar birçok farklı ekran barındırabiliyor. Bu ekranların ortak özelliği LCD temeline dayanmaları. Fakat pazarda önemli bir pay sahibi elde etmeyi amaçlayan neredeyse hiçbir akıllı telefon sadece LCD ekran barındırmıyor. Bu ekran üzerinde önemli geliştirmeler telefonlarda bizlerin karşısına çıkıyor. Bu alanda iki önemli ekran teknolojisinden bahsetmekte fayda var. Bunlar, Apple”ın ilk defa iPhone 4 ile bizlere tanıttığı Retina ekran ile renk ve canlılık konusundaki başarısıyla adını duyuran Super AMOLED ekran. Biz de bu yazımızda bu iki ekrandan hangisinin ne gibi avantajlar sunduğunun altını çizmeye karar verdik.

 
Ekran teknolojisi

Akıllı telefon ekranları birkaç farklı materyalin bir araya gelerek katmanlar oluşturması temeliyle çalışır. En alt katmanda görüntünün dolgu materyali haline getirildiği, yani sayısal verinin görsel veriye dönüştürülmeye başladığı alt katman yer alır. Bu katman ince, esnek bir katmandır. Hatırlarsanız kimi teknoloji şovlarında esnek ekranlar konsept olarak ortaya çıkmıştı. İşte o konseptler, bu alt katmanın güçlendirilmiş halini temel alır. Fakat henüz verimli olamadıkları için konseptten öteye gidememişlerdir. Bu alt katmanın esnek olması önemlidir. Zira sayısal verilerin fiziksel karşılık bulduğu bu katman, esnekliği sayesinde veri kaybını önlemektedir. Bu esnek katmanın üstünde ise aydınlatma katmanı bulunmaktadır. Alt katmanda görsel hale dönüştürülen veri, bu ikinci katmanda aydınlatılmaktadır. Bu katman LCD televizyonlardaki arka ışıklandırmaya benzetilebilir.
 


 
Aydınlatma katmanının üstünde ise TFT olarak adlandırılan katman bulunur. Bu tabaka ince bir transistör içerir ve görüntünün (görsel veri artık görüntü halini aldı) kullanıcı tarafından değiştirilene kadar voltaj desteği almasını sağlar. Bu sayede anlık oluşturulan görüntü uzun süreli ve stabil olarak ekranda yer almayı başarır. Geldik en üst katmana.

 
Bu katmanda dokunmaya duyarlı bir panel yer almakta ve çeşitli filtrelerle parlama ve yansıma gibi optik olayları defetmeyi amaçlamaktadır. Nihai katman bu olsa da, son dönemde firmalar çok ince bir filmi en üst katmana monte etmektedir ve bu katman sayesinde belli bir dereceye kadar ekrana gelen darbelerin kalıcı hasar vermelerini engellemeyi amaçlamaktadır. Bu son ince katmanın dünyadaki en önemli tedarikçisi hiç şüphesiz Gorilla Glass”tır ve Corning Gorilla Glass 2 teknolojisiyle pazarda yer almaktadır.
 

 
İki farklı ekran türünü karşılaştırırken, ekran teknolojilerini bilmekte fayda var. Zira AMOLED olsun Retina olsun hepsi temelde yukarıda anlatılan teknolojiye dayanmakta, fakat barındırdıkları fiziksel parçaların boyutları, kaliteleri ve bu temel teknoloji haricinde eklenilen diğer teknolojiler gibi kriterlerden dolayı farklılıklar içermektedir. Düşük kaliteli materyaller genellikle cihazın ekranının görülme açısını düşürür, renkleri bozar veya gözü yorar.

 
LCD ve AMOLED ekran

LCD ekranlar her daim ekranın arkasından gelen bir ışıkla aydınlatılırlar. Böyle bir teknoloji siyah için ayrı, beyaz için ayrı ve renkler için ayrı bir ışığın ekrana yansıtılmasını gerektiriyor. Ne kadar düzgün aydınlatma kullanılırsa, siyah, beyaz ve renkler o kadar doğru ve hatasız aktarılıyor. öte yandan açılımı Active-Matrix Organic Light-Emitting Diodes olan AMOLED teknolojisi, LED”lerin organik yapıda aktif matriks teknolojisiyle harmanlanmış hali olarak düşünülebilir. LCD”lerden en önemli farkları, teknolojilerini daha hızlı tüketmeleri. Parlaklık ve renk dengeleri arasındaki denge, LCD”yi daha stabil ve uzun süreli çalışmaya itiyor. Diğer bir deyişle, OLED”ler, LCD”lere kıyasla daha kısa ömürlü. Tabii ki bu ömür öyle 1-2 sene gibi kısa bir süre düşünülmemeli.
 


 
OLED”ler ise ekran üzerindeki siyahı oluşturmak için herhangi bir aydınlatmaya ihtiyaç duymazlar. Beyaz ve diğer renkleri oluşturmakla yetinirler. Bu sayede barındığı cihazın şarjını LCD”lere kıyasla daha verimli kullanırlar. Peki OLED”ler siyah görüntü üretmiyor mu? Tabii ki üretiyor, fakat bunu yayma tekniğiyle yapıyor. OLED”lerin siyah üretme algoritmasını bir kağıda mürekkep damlatma gibi düşünebilirsiniz. OLED (ve dolayısıyla AMOLED) ekranların bu renk ve görüntü oluşturma algoritmaları, LCD”den daha parlak görüntü oluşturmalarına sebep olmaktadır.

Anlayacağınız üzere OLED ekranlar, üretilmeleri daha komplike ekranlardır. Dolayısıyla maliyetleri daha fazladır. Bu da bulundukları cihazın fiyatını LCD ekrana kıyasla biraz daha arttırmaktadır. Retina ekran da LCD teknolojisine dayandığı için, Retina ekranlı iPhone”lar ile Super AMOLED”li Android”ler arasındaki fiyat farklarının bir tanesinin ekranlardan ileri geldiğini söyleyebiliriz.

 
Retina ekran vs Super AMOLED

LCD ve AMOLED ekranların aralarındaki farkları temel düzeyde anlattıktan sonra, dosya konumuzun ana konusu olan Retina ekran ve Super AMOLED karşılaştırmasına başlayabiliriz. Retina ekran barındıran iPhone”ların ekranı IPS LCD”den (LED arka ışıklandırmalı IPS TFT) oluşuyor. Yüksek piksel yoğunluğuna sahip, soğuk tonların hakimiyetindeki bir ekran olan IPS LCD, Super AMOLED karşısında daha net ve keskin görüntüler elde edebiliyor. İki teknolojiden de birer örnek alalım. Retina ekran için iPhone 4S, Super AMOLED için de Galaxy Nexus”u göz önünde bulunduralım. Daha küçük ekranlı iPhone 4S 330 ppi piksel yoğunluğuna sahipken, daha büyük ekranlı Nexus 316 ppi piksel yoğunluğuna sahip. Dolayısıyla Retina ekranın daha küçük ekranda meydana getirdiği büyük piksel yoğunluğu daha net anlaşılabilmektedir. Ne var ki iPhone 4S”in ekran çözünürlüğü 640×960. Galaxy Nexus”un ise 1280×720. Buna rağmen başa baş giden bir kalite farkı, Retina”nın gücünü ortaya koyuyor.
 


 
Ne var ki Super AMOLED bu kadar kolay pes etmiyor. Samsung”un kendi adına patentli PenTile ekran teknolojisi, Super AMOLED ile birlikte önemli bir atağa kalkıyor ve teknolojiye daha zengin renkler ve daha net görüntüler katıyor. Diğer bir deyişle çözünürlük farkının vurgulanmasını sağlıyor. Super AMOLED ekranlarda siyahlar kayıpsız görüntülenebiliyor, üstelik bunu yaparken yukarıda da dediğimiz gibi pil ömrünü tüketmiyor. Bu renk zenginliğinin ve doygunluğunun hiç mi dezavantajı yok? Tabii ki var. Super AMOLED”lerdeki bu ekstra doygunluk, kimi zaman görüntülerin gerçek dışıymış gibi hissedilmesini sağlıyor. iPhone 4S ise soğuk tonların da desteği sayesinde gerçekçiliğini hiçbir zaman kaybetmiyor.

Sonuç olarak anlayacağınız üzere iki ekranın da avantajları ve dezavantajları bulunuyor. Mevcut şartlar altında hangi ekranın ne gibi avantajlar sunduğunu iyi özümseyip, dezavantajları da göz önünde bulundurarak hangi ekranı kullanan telefonu almaya karar verebilirsiniz.

 

Exit mobile version