Yakın Plan Geniş Açı (Close Focus Wide Angle) tekniği, su altı fotoğrafçılığında nesnelere daha fazla yaklaşarak renkleri, kontrastı ve perspektifi artıran etkili bir yöntemdir.
Balık gözü veya geniş açı lenslerle uygulanan bu teknik, kısa mesafede dramatik görüntüler oluşturur ve ön plan-arka plan dengesini flaş ve pozlama ayarlarıyla kontrol etmeyi gerektirir. İyi bir kompozisyon için ilginç bir ön plan ve güçlü bir arka plan seçmek, su altı fotoğraflarını daha çarpıcı hale getirir.
Makro veya yakın çekim (Close-up) fotoğrafçılık, su altı fotoğrafçılığının en popüler tekniklerinden biridir. Su altı dünyasına ilgisi olmasa bile, su altı canlılarını yakından gösteren, onların gizemli detaylarını ve renklerini ortaya çıkaran fotoğraflara herkes ilgi duyar.
Bu fotoğraflar, denizin gözlerden kaçan güzelliklerini keşfetmemizi sağlar ve bizi büyüler. Ancak çoğu zaman, bu görsel şölen yetersiz kalır. Canlıların renklerini ve detaylarını yakından görmekle birlikte, onların çevreleriyle uyumunu da görmek ve göstermek isteriz.
Bunun için mümkün olduğunca yaklaşmak ve geniş açılı bir perspektif kullanarak, yakın çekim objeleri geniş açı teknikleriyle fotoğraflamak gerekir. Su altı fotoğrafçılığında en özgün kategorilerden biri olan Yakın Plan Geniş Açı (Close Focus Wide Angle) tekniği, bu amaca ulaşmamızı sağlayan en etkili yöntemdir.
Adından da anlaşılacağı üzere, bu teknik geniş açı fotoğrafçılığının bir alt bölümüdür ve kamera ile nesne arasındaki mesafenin yaklaşık 60 cm’den daha az olduğu görüntülerden oluşur.
Bu yakın mesafe, aydınlatma ve kadrajda bazı zorluklar yaratır, ancak perspektifi zorlayarak etkileyici görüntüler oluşturur. Temel prensipler öğrenildikçe, su altı fotoğrafçılığındaki en kolay tekniklerden biri haline gelir.
Objeye yakınlaşmanın avantajları
Su altında objeye yakınlaşmak, suda daha fazla renk, kontrast ve ayrıntı yakalamamıza olanak tanır. Ayrıca, geniş açı lens ile yaklaştığımızda başka bir avantaj daha elde ederiz.
Kamera ile nesne arasındaki kısa mesafe, fotoğrafın perspektifini değiştirir; bu sayede obje, örneğin bir balık veya mercan, gerçekte olduğundan daha büyük görünür ve arka plandan fırlayarak neredeyse üç boyutlu bir etki yaratır. Bu teknik, özellikle ön planda renkli veya dikkat çekici bir canlı olduğunda yüksek bir görsel etki oluşturur.
Bu teknik, “balık gözü” lensler kullanılarak, hem SLR/Aynasız hem de kompakt kameralarla uygulanabilir. Balık gözü lensler, yakına odaklanarak eşsiz, ultra geniş açılarıyla dramatik görüntüler oluşturabilir.
Bunun dışında, 16-35 mm, 14-24 mm gibi doğrusal (balık gözü olmayan) geniş açı lensler de bu teknik için kullanılabilir. Ancak, örneğin Canon 15 mm, Nikon 10,5 mm veya Tokina 10-17 mm gibi balık gözü lenslerinin sağladığı perspektifi aynı derecede zorlayamazlar.
Sanılanın aksine, yakın plan geniş açı tekniğinde kamera ile nesne arasındaki kısa mesafe nedeniyle güçlü flaşlara gerek yoktur. Önemli olan, objenin eşit şekilde aydınlatılmasıyla güçlü renkler ve ayrıntılar elde ederek dikkat çekici, yüksek etkili çekimler oluşturmaktır. Yaratıcı bir etki oluşturmak veya objedeki dokuları vurgulamak için farklı ön plan aydınlatması kullanmak gerekebilir.
Bu açıdan bakıldığında, yakın plan geniş açı görüntülerini iki katman halinde düşünebiliriz: Flaşla aydınlatılmış bir ön plan (diyafram ve flaş gücüyle kontrol edilir) ve ortam ışığıyla aydınlatılmış bir arka plan (diyafram ve deklanşör hızıyla kontrol edilir). Diyafram her ikisini de etkilediğinden, bunu mümkün olduğunca az ayarlamak en pratik yoldur.
Kompakt bir makinede F5.6-F8, DX/APS-C SLR makinede F8-F11 ve tam kare SLR/Aynasız makinede F13-F16 diyafram açıklığı ile yeterli alan derinliği elde edilebilir. Bu şekilde diyafram açıklığını ayarladıktan sonra, ön plan pozlamasını flaş gücünü değiştirerek, arka plan pozlamasını ise deklanşör hızını ayarlayarak bağımsız bir şekilde kontrol edebiliriz.
Uzun pozlamanın gerektiği sularda
Derin veya karanlık sularda, gerekirse uzun pozlama kullanmak gerekebilir. Flaş sayesinde ön plan keskin kalacağından, en azından 1/10 saniye enstantane hızına kadar keskin görüntüler elde etmek kolaydır.
Uzun pozlama yaparken, hareketli nesneleri (örneğin yüzen balıkları) hoş bir şekilde işlemek için arka perde flaş senkronizasyonu (mümkünse) kullanmak faydalıdır.
Bu teknikteki ana sorun, ön plandaki objenin kötü aydınlatılmasıdır. Pozlama doğru olsa bile, yanlış flaş konumlandırması düşük kaliteli aydınlatmaya neden olabilir. Bu sorunun kaynağı, çoğunlukla fotoğrafçının uzun ayarlanabilir (stroboskop) kolları doğru şekilde kullanmamasıdır.
Bunun yanında, geniş açı fotoğrafçılığında her zaman uzun stroboskop kollarının gerektiği yönünde yaygın bir yanlış kanı vardır. Ancak bu doğru değildir.
Eğer objemiz daha uzaktaysa, örneğin 1 metre mesafedeyse, uzun stroboskop kollarına ihtiyaç duyabiliriz. Ancak, yakın plan geniş açı tekniği için ideal mesafe olan 60 cm’de, yüksek kaliteli aydınlatma elde edebilmek için ayarlanabilir kolların daha kısa mesafeye, yani porta yakın konumlanması gerekir.
Ancak, flaşlar uzun kollarla konumlandırıldığında, objenin yanları aydınlanır ve ışık aşırı şekilde patlar, bu da objenin merkezinin gölgede kalmasına neden olur. Bu, yaygın bir sorundur ve genellikle flaşların birbirinden çok uzakta konumlandırılmasından kaynaklanır.
Kabin (housing) portunun kenarından 20 cm mesafede yerleştirilen kısa kollar ve flaşlar, objeyi doğru şekilde aydınlatır. Ancak, eğer yeterince yakınlaşılmazsa, bu da geri saçılmaya (backscatter) neden olabilir.
Genellikle flaşlar portun her iki tarafına yerleştirilir ve yanlardan fazla ışık almaması için flaşlar, portun biraz arkasında konumlandırılır.
Yatay kadrajda, çoğu durumda flaşlar lensle paralel konumda olur. Ancak, yakın plan geniş açı kompozisyonları genellikle dik kadraj formatına daha uygundur.
Kamera döndürüldüğünde, yatay kadrajda konumlanan flaşlar, bu kez portun üstünde ve altında yer alır. Ancak bu durumda da çoğunlukla doğal ışık yukarıdan geldiği için zaman zaman dik kadrajın üst kısmı fazla ışıklı olur.
Ayrıca, alttaki flaş, üstteki flaşa göre konuya daha yakındır; bu nedenle her iki flaş aynı güçte olduğunda, kadrajın alt kısmı çok daha parlak olacaktır. Bu sorunu çözmek için, alttaki flaşın gücünü üstteki flaşa göre en az iki stop azaltmak genellikle yeterli olacaktır.
Rahat çalışma ortamı iyi görüntü sunar
Su altında flaşlar ve ekipmanlarla çalışırken, bazı konular her zaman uygun konumda olmayabilir. En iyi görüntüler, rahat bir çalışma alanı sunan konumlardan elde edilir.
Bu şartlar oluştuğunda, kompozisyon için mükemmel açı yakalanabilir. Kameranın pozisyonundaki küçük değişiklikler, kadrajdaki ön plan ve arka planın göreceli pozisyonlarında büyük değişikliklere yol açar.
Sonuçta, yakın plan geniş açı çalışırken hem ilginç bir konu hem de çekici bir arka plan bulunmalıdır. Zor olan ise, bu ikisini aynı anda bir arada bulmaktır. Genellikle öncelik, ilginç bir arka planın bulunmasına verilir. Sonrasında, arka planla uyumlu çalışabilmek için doğru mesafede ve doğru açıda uygun bir ön plan aranır.
Arka plan oldukça önemlidir çünkü kadrajın dikkat çeken en güçlü öğesi genellikle görüntü derinliğidir. Sadece mavi suyun kapladığı bir arka plan, fotoğrafa pek bir şey katmaz. Arka plana biraz yüzey dokusu, güneş ışınları eklemek ve en önemlisi, siluet şeklinde bir konu kullanmak fotoğrafı geliştirir.
Arka plan, yalnızca ortam ışığıyla aydınlatılacağı için, en iyi seçimler güçlü kontrasta sahip ve bakana silüet olarak mantıklı gelen basit şekillerdir.
Örneğin, yüzeye karşı bir resif duvarı, bir model ya da dalgıçlar, bir iskelenin bacakları, bir mağara ya da mercan dalları gibi unsurlar kompozisyonun etkisini artırabilir. Biraz pratik yapılarak, bu unsurlar kadrajda doğru yerlere yerleştirilebilir.
Eğer dergi kapağı veya reklam amaçlı görseller üretilecekse, üzerine metin eklenebilmesi için boş mavi arka planlar tercih edilebilir.
Ön plandaki konuların seçilmesi ise nispeten daha kolaydır. Kolayca yaklaşılabilen, renkli, ilgi çekici ya da karizmatik konular bu iş için idealdir. Bu tür konular için sıcak renkler (kırmızı, turuncu, sarı gibi) tercih edilmelidir çünkü bu renkler su altı ortamıyla kontrast oluşturur, en fazla renk farkını sağlar ve en güçlü etkiyi yaratır.
Ancak, büyük su altı canlıları her zaman yakın plan geniş açı tekniği için uygun olmayabilir. Örneğin, köpekbalıkları balık gözü lensleriyle yakın fotoğraflandığında çarpık ya da doğasına aykırı bir görüntü oluşabilir (büyük kafa, küçük gövde gibi).
Bu konular, su altındaki “Yakın Plan Geniş Açı” çekimlerinin temelini oluşturur. Ancak su altında her durumun bir istisnası vardır ve her yapılması gerekenin farklı bir çözümü mutlaka bulunabilir. Bu çözüm yollarını keşfetmek ise fotoğrafçının deneyimine bağlıdır.
Yazı ve fotoğraflar: Ateş Evirgen
Yorum Yap