SAE İstanbul”a Merhaba!

SAE 1976″da audio engineer ve prodüktör Tom Misner tarafından kurulmuş, ses teknolojisi için uygulamaya yönelik tek ve ilk eğitim kurumuydu.  Ses kayıt ve ses yayın teknolojileri alanında eğitim veren SAE, artık İstanbul”da

Dünyanın en köklü ve kaliteli özel eğitim kurumlarından SAE, çoğunlukla ses ve kayıt teknolojileri alanındaki başarılı eğitim yöntemleriyle ve yetiştirdiği kaliteli bireylerle bilinir. ?u anda SAE sadece Ses Teknolojisi değil, Dijital Film ve Animasyon, Web Tasarımı ve Geliştirimi ve Oyun Tasarımı alanlarında da eğitim veriyor.

İnsan bir işi en iyi kendisi yaparak öğrenir!

Uzun yılların getirdiği bir tecrübeye dayanan SAE, çok yönlü ve birey odaklı bir öğrenme programına sahip. Yani kuramsal dersler dışında öğrenciler, kendi öğrenme ve alıştırma zamanlarını kendi ihtiyaçlarına göre düzenleyebiliyorlar. Bu, büyük bir özgürlük alanı ve zamanlama anlamında rahatlık demek. Ayrıca, ülkemizde genellikle bol teori-az pratik olarak işleyen sistem burada tersine dönüyor ve stüdyoların kapıları sizlere sonuna kadar açılıyor; tabii tecrübeli eğitmenlerin denetimi altında.

öğrenim Yapısı

SAE, birbirini izleyen mezuniyet aşamaları sunuyor. Bu mezuniyet aşamaları sırasıyla, SAE Diploması, Bachelor of Arts derecesi ve Master. Bir öğrenim diliminin başarıyla bitirilmesi, öğrenime bir sonraki basamaktan devam etme olanağı sağlıyor. SAE”nin Bachelor aşaması bir yıl gibi çok kısa bir zamanda gerçekleştirilebiliyor. Yarım günlük öğrenimde aynı içerik 24 aya dağılıyor. Bachelor of Arts (Honours) unvanı Londra”da bir devlet üniversitesi olan Middlesex University işbirliği içinde veriliyor. »Honours« ile bir ek derece kastediliyor. öğrenciler bu ek unvanı yazılı bir bitirme tezi hazırlayarak elde edebiliyorlar. SAE yine Middlesex University ile işbirliği yaparak, 2003″ten beri »Master of Arts« (MA) akademik derecesini elde etme imkânını sunuyor. Master Programı SAE Graduate College tarafından koordine edilip her bir öğrenciye göre bireysel olarak biçimlendiriliyor.

 

MacBook Hediye
SAE”de bütün programlardaki öğrencilere öğrenim başlarken kişisel birer Apple MacBook veriliyor. MacBook bilgisayar SAE öğreniminin ayrılmaz parçası olarak, Logic Express’le donatılmış olarak veriliyor.

Audio Engineering Programı

Audio Engineering Programı, bireyleri işitsel endüstride bir meslek kariyerine hazırlıyor. Bu alan, müzik sektörünü olduğu kadar radyo, film ve televizyon, tiyatro ve müzikal sanatlar gibi işkollarını da içine alıyor. öğrenim programı, yaratıcı ve müziğe karşı özel bir duyarlık sahibi, stüdyo ve canlı yayın teknolojisiyle ilgilenen, ayrıca profesyonel olarak bizzat – kayıttan, mixden masteringe varıncaya kadar – müzik prodüksiyonuyla uğraşmak isteyen kişilere yönelik. Audio Engineering Programı”nın uygulama alıştırmaları, stüdyoda komple müzik prodüksiyonları, reklam spotu prodüksiyonu ve konserlerde canlı ses düzeni oluşturma gibi etkinlikleri de kapsıyor.

Ders konuları şöyle sıralanıyor:

• Bir etkinliğin canlı ses düzeni planını ve tasarımını oluşturmak
• Radyo oyunu, sesli kitap ve podcast prodüksiyonları
• Reklam spotlarının profesyonelce kaydı ve montajı
• Filmlerin belli başlı surround formatlarında seslendirilmesi
• Karmaşık müzik prodüksiyonlarının planlanması ve uygulanması
• Enstrümanlara, vokale ve konuşmaya yönelik kayıt ve mikrofon düzeni
• Ses prodüksiyonunda efekt kullanımı
• Müzik prodüksiyonlarında mix ve mastering
• Profesyonel DAW (ses işleme ünitesi) kullanımı
• Sinyal dolaşımı ve büyük stüdyo tekniği • Stüdyo ve canlı yayın ortamında çeşitli ses konsollarının çalışma prensipleri
• Kayıt için çalgıların ses yayma ve üretme özellikleri
• Görüntü çekimi esnasında ses kayıt
• Radyo yapımları için yayın akışı ve yayın yönetimi
• Interaktif DVD için menü tasarımı
• Remix yapımlarda teknik özellikler ve işlem akışı
• Psiko akustiğe giriş ve olguları

SAE İstanbul”da, Audio Engineering programının Head Instructor’ı, yani eğitmenliğin yanı sıra eğitimin koordinasyonunu ve stüdyoların yönetimini de sağlamakla sorumlu olan Tolga Tolun’la SAE’yi konuştuk:


Sound: Sizin gözünüzden SAE’yi tanıyabilir miyiz?

Tolga Tolun: SAE”nin en çok öne çıkan özelliği sunduğu uygulamalı eğitim olanağı. öğrenciler endüstri standartı ekipmanlarla donatılmış stüdyolarda, ileride kariyerlerinde karşılaşacakları ekipmanları yoğun bir şekilde kullanma ve tanıma olanağı elde ediyorlar. Bunun haricinde eğitim kadrosu, oluşturduğu uluslararası standart ve iletişim ağı da SAE”yi öne çıkaran diğer unsurlar.

S: Stüdyo ve ekipman detaylarını öğrenebilir miyiz?
T.T: SAE Istanbul”da farklı boy ve kurulumda üç stüdyomuz var. Bu stüdyoları bulundurdukları mixerlere göre adlandırıyoruz, Genesys, Icon ve Tascam. Stüdyolar haricinde ise 15 adet Workstation adını verdiğimiz iş istasyonları var. Bunlar Protool ve Logic yazılımları, sinyal akışı, mix ve MIDI çalışmaları için düşünülmüş. öncelikle söylemek isterim ki, dünyadaki tüm SAE stüdyoları aynı kriterlere göre tasarlanır ve seçilen ekipman aşağı yukarı aynıdır. Bu da eğitime uluslararası bir standart getirir. SAE İstanbul da dünya üzerindeki diğer SAE stüdyolarına benzer kriterlerle kuruldu. Bu kriterlerden bir tanesi öğrencinin değişik çalışma anlayışlarını tanıması. Bu nedenle stüdyolarımızın her birinde sektörde yaygınlaşmış değişik bir mixer türü bulunuyor; analog: Neve Genesys, dijital: Tascam DM4800 ve DAW: Digidesign Icon. Diğer önemli bir kriter ise kullanılan ekipmanın sektördeki yaygınlığı. Stüdyolarımızda kullandığımız Digidesign Icon ve HD3 sistemi, Genelec 1037 ve 8040 monitörler ve tabii ki Neve Genesys mixer gibi ekipmanların her biri kendi alanlarında sektör standardı haline gelmiş  marka ve modeller. Benim önemsediğim bir başka kriter ise stüdyolarımızda aynı işi yapan bazı ekipmanlardan birkaç tane olması. örneğin Icon ve Genesys stüdyolarında hem transistörlü, hem de tüplü preamp”ler kullanılabiliyor. Ayrıca yine Icon stüdyosunda, emülasyon teknolojisini kullanan (Dynamic Convolution) ve 1960″lardan beri üretilen, API, Manley, Neve, SSL gibi efsanevi ekipmanları emüle eden Focusrite Liquid Channnel”in yanı sıra, bu ekipmanın emüle ettiği markalardan biri, Neve preamp da bulunuyor. Aynı şekilde Genesys stüdyosunda ise düşük bütçeli bir Alesis Midiverb efekt ünitesinin yanı sıra oldukça gelişkin ve yüksek bütçeli bir TC Electronics System 6000 efekt ünitesi de bulunuyor. Böylece öğrenciler bu aynı görevi yerine getiren farklı ekipmanları kullanarak ve karşılaştırarak, kendileri birebir ekipmanlar hakkında fikir sahibi oluyorlar.

S: Stüdyoların kurulumu ve akustiği nasıl gerçekleşti?

T.T.: SAE İstanbul binasının yanı sıra, stüdyoların kurulumu da Hakan Kurşun tarafından yapıldı. Stüdyolarda, SAE kurucusu Tom Misner tarafından tasarlanmış olan duvar, köşe ve tavan akustik panelleri kullanıldı. Duvarlarda kullanılan paneller daha çok mid ve tiz frekanslar için etkili olurken, köşedekiler ise derinlikleri ve pozisyonları sayesinde bas frekanslarda oldukça etkili.  Tavan ve zemin hariç hiçbir duvar birbirine paralel inşa edilmediği için, yansıma sorunları azaldı, tavanlarda ise parke zeminde oluşabilecek yansımaları engellemek için askılı paneller kullanıldı.

S: Girdiğiniz derslerin konu ve yapılış şekline anlatabilir misiniz?
T.T.: Girdiğim derslerden biri olan “Sinyal Akışı” dersinden örnek vermem gerekirse, bu dersin teori kısmında öğrenciler, sektörde kullanılan mixer türleri, bir mixer kanalının yapısı, bağlantıları gibi konuları örnek ve şemalar eşliğinde tanıyorlar, daha sonra dersin Seminer adını verdiğimiz kısmında ise stüdyoda eğitmenler uygulamalı örneklerle bu bilgileri pekiştiriyor. Bu aşamadan sonra öğrenciler, Workstation ve stüdyolardaki mixerleri kendileri kullanarak ve ödevler hazırlayarak, bilgi ve pratiklerini derinleştiriyorlar. Sinyal akışı dersi her stüdyo ve mixer türü için eğitim boyunca tekrarlanıyor. Girdiğim bir başka ders olan Edit Yazılımı”nda ise Protools kullanılıyor ve teori derslerinde yazılımın ana fikri, özellikleri, kullanma şekilleri ve kısa yolları gibi konular öğretiliyor. Daha sonra öğrencilere iMac, Mbox ve Novation MIDI keyboard’dan oluşan Protools Workstation”larında pratik yapma amaçlı ödevler veriliyor.

Dersin ilerleyen aşamalarında ise Protools LE sistemleri yerine HD sistemlerine geçiliyor ve öğrenci yazılımı ve özellikleri tanıdıktan bir süre sonra Icon stüdyosunda Protools HD sistemini ve 32 kanallı D-Control ünitesini kullanarak 5.1 surround mix yapmak gibi daha ileri görevleri yerine getirebilmesi bekleniyor.

Müzisyenlik, prodüktörlük ve eğitmenlik gibi pek çok vasfının yanı sıra SAE Türkiye kurucu temsilcisi olan Hakan Kurşun anlatıyor:

 

Sound: SAE’yi Türkiye’de gerçekleştirme fikri nasıl oluştu?
Hakan Kurşun: İstanbul”da bir SAE okulu açmak uzun yıllardır konuştuğumuz bir konuydu. 2007 yılı sonunda SAE Başkanı Tom Misner ve SAE Group CEO Rudiger Grieme İstanbul”da bir okul kurmayı kararlaştırdı. Kurucu temsilcisi olarak o tarihten itibaren gerekli resmi işlemleri başlattım. Uygun bir bina seçimi için onlarca yapı inceledik. Yapının statiği en öncelikli konumuzdu. Mevcut binamızı tüm incelemeleri yaptıktan sonra kaba inşaat seklinde devir aldık ve yapının içini ihtiyaçlarımıza ve ilgili yönetmeliklere göre tasarladık. Bu nedenle  yapının iç tasarımı işlevi ile örtüşüyor.

S: SAE, Türkiye’de nasıl bir boşluğu dolduracak?
H.K.: SAE uygulamalı eğitim konusunda uzmanlaşmış bir özel eğitim kurumu. Avrupa Birliği üye ülkelerinde çeşitli programlar için BA ve MA derecelerine veriyor. Sayısal görsel ve sayısal işitsel iletişim teknolojileri konularında uzmanlaşmak isteyenler için SAE doğru eğitim kurumu olacaktır. Eğitmen kadrosunu da ses kayıt ve ses yayın teknolojilerinde uzmanlaşmış ve sektörde önemli konumlarda bulunan kişilerden seçtik.
 
S: öğrencilerinizi nasıl bir eğitim bekliyor?
H.K.: SAE uluslararası bir eğitim ağı. öğrenciler sayısal ortamda iletişim kurabilir ve projelerini paylaşabilirler. Uygulamalı eğitim, projelerini gerçekleştirebilmeleri için hazırlandı. Bu nedenle önemli olan, öğrencilerin yaratıcılıklarını tetikleyecek ortamı sağlayabilmektir. Bu konuda SAE kurumu köklü bir deneyime sahiptir.

 

 

Exit mobile version