Pentax K100D Super

Dış faktörlerden etkilenmeyecek sağlam ve görüntü kalitesi yüksek bir D-SLR”ye sahip olmak gibi bir niyetiniz varsa, PENTAX K100D Super tam size göre.

Ben fotoğrafçılığa Zenit 122 ile başladım… Zenit”in en bilindik özelliği dayanıklılığıdır. Sovyetler Birliği döneminde üretilen bu makinenin, bir savaş aracı olarak üretilme ihtimali üzerinde hep durmuşumdur. çünkü, ne şekilde olursa olsun darbelere karşı inanılmaz bir dayanıklılığı vardı. Sanki birine arkadan yaklaşıp kafasına indirilmek üzere üretilmiş bir makine idi Zenit. Zenit”ten sonra kullandığım makinelerde de ister istemez bu sağlamlığı aradım, ama nafile. Dağ, bayır sevdam olduğu için yanımda bu koşullara uyum sağlayabilecek bir makine olsun istedim. Lakin kullandığım “autofocus” makinelerin hiçbiri bu koşulları kaldırabilecek seviyede değildi. Dijital fotoğraf makineleri hayatımızın orta yerine oturduktan sonra işler daha bir zorlaştı. Dijital fotoğrafçılığın avantajları hep daha çekiciydi. Bunlardan tekrar tekrar söz etmeye gerek yok. Hep aklımdan şu dijital makinelerin birini de suya, toza, darbeye dayanıklı yapsalar da alsak diye geçiriyordum ki, geçtiğimiz sene Pentax, K10D ve K100D”yi piyasaya sürdü. K10D beni oldukça heyecanlandırsa da, almak için iki yakamı bir araya getiremedim. K100D, yukarıda bahsettiğim konuda K10D gibi özellikler sunmuyordu.

Oysa şimdi Pentax”tan şahane bir çıkış olarak görüyorum K100D Super”i. K10D”de yer alan (ki K10D profesyonellere ve ileri amatörlere yönelik üretilmiş bir makine idi) bu ve benzeri özelliklerin (benzeri mi? O da ne? Bahsedeceğiz, sakin!) K100D Super”de yer alması ve makinenin bu özellikleri ile beraber oldukça uygun bir fiyata piyasaya sürülmüş olması maça 1-0 önde başlamasını sağlıyor. ?imdi K100D”yi biraz daha kurcalayıp attığı ve yediği golleri görelim. Dıştan içe doğru ilk izlenim aşamasından, ileri kurcalama seviyesine doğru ilerleyelim.

Bir makine hakkında ilk izlenimi oluşturan şey elinize aldığınızda nasıl hissettirdiğidir. Zira bir makine elinizde yarım yamalak duruyorsa, başka bir deyişle tam oturmuyorsa elinize, fotoğrafın keyif alma kısmında sorun yaşayabilirsiniz. Lakin K100D Super”in bu konuda hiçbir sorunu yok. K100D Super, elinize aldığınızda sağlamlığını hissettiriyor. Sağ elinizle tuttuğunuz bölümün yumuşak bir maddeyle kaplanmış olması SLR makinelerde artık alıştığımız bir şey, fakat tuttuğunuz bölümün şekli her makinede farklılık gösteriyor. K100D Super”de Pentax en iyi şekli bulmuş gibi duruyor. Fotoğraf çekerken lazım olacak tüm kontroller elinizin altında. Lakin AE-Lock tuşunun makinenin arka yüzünün sağ üst köşesine yerleştirilip, enstantane ve diyaframa müdahale ettiğiniz çevirme halkasının vizöre yakın bir bölgeye yerleştirilmiş olması fotoğraf çekerken sol gözünü kullananlar için bir sorun teşkil ediyor. (bu sınıfa ben de giriyorum) Fotoğraf çekme telaşı içerisinde enstantane ve diyaframa müdahale ederken burnunuzda tırnak izleri yaratma ve hatta daha heyecanlıysanız sol gözünüzü çıkarma ihtimaliniz bile var. Fakat tüm bu telaş konusundan bağımsız olarak, Pentax”ın, sıkça kullandığımız AE-Lock tuşunu daha rahat kullanılabilir hale getirdiğini söyleyebiliriz. Onun dışında fotoğraf çekerken ortamdaki ışık şiddetine göre kullanmaya karar vermemiz gereken SR (Shake Reduction) özelliğine de vizörden gözümüzü ayırmamıza gerek kalmadan sağ elimizin başparmağı ile ulaşabiliyor olmamız iyi olmuş. Bu tuşun hemen yanında yer alan “Fn” tuşundan beyaz ayarı, ISO gibi temel değişkenlere ulaşılabilmesi fotoğrafçıya büyük bir kolaylık sağlıyor.

 

 

Pentax K100D Super”de makinenin arka tarafına yerleştirilen tüm tuşlara (SR tuşu hariç) iki ayrı fonksiyon yüklenmiş olması, kullanıcıyı tuş kalabalığından kurtarıyor. Bu şu anlama geliyor; makine çekime hazırken belli bir işe yarayan bir tuş playback(izleme) modunda başka bir işlem için kullanılıyor. Bununla beraber Pentax K100D Super”in ön tarafında netleme modunu değiştirmeye yarayan tuştan başka hiçbir kontrol bulunmuyor. Diğer makine çeşitlerinde ön yüzde kullanmaya alıştığımız flaş açma/kapama düğmesi ve net alan derinliği ön izleme tuşları K100D Super”de farklı bölgelere yerleştirilmiş. Flaş açma/kapama tuşu hemen vizörün yanındayken, net alan derinliği ön izleme tuşu deklanşörün etrafında yer alan On/Off halkasına iliştirilmiş. Makineniz açık konumdayken halkayı saat yönünde çevirdiğinizde net alan derinliği ön izleme devreye giriyor. Benim gibi elleri küçük olan biri için iyi bir dizayn olmuş zira diğer türlü net alan derinliği ön izleme tuşu fotoğraf çekme esnasında başka bir noktaya (net alan derinliği ön izleme tuşuna ulaşmaya çalışmaya) konsantre olmanızı gerektirebiliyordu. Bu nedenle daha ulaşılabilir olması ile zaman zaman kullanımı önemli hale gelen bu özelliğin atıl bir şekilde kalması önlenmiş.
 
Makinenin dış görüntüsünden bahsetmişken LCD ekrandan bahsetmemek olmaz. K100D Super”de 210 bin piksel çözünürlükte 2,5 ‹nçlik bir LCD ekran bulunuyor. Bu şu anlama geliyor, eğer LCD ekrandan maç izleme gibi bir kaygınız yoksa sizi fazlasıyla tatmin edecek büyüklükte ve çözünürlükte bir ekranı var “Super”in…   

Eldeki duruşu ve tuşların yerleşimi itibariyle yukarıda bahsettiğim bir-iki eksiklik dışında genel olarak geçer not alıyor. Makinenin dışında yaptığımız bu keşif gezisinden sonra biraz daha derinlere inmenin vakti geldi zannımca…
 

 

 

“SUPER”le gelen özellikler
Yukarıda bahsettiğim gibi daha önce K10D”de kullanılan fakat K100D”de kullanılmayan bazı özellikler bu makineyi “Super” yapmış. Bu özellikler, toz(pislik) giderme (dust removal) ve suya, toza ve darbeye dayanıklı hale getirilmiş kasa bu makinenin model adının hakkını veriyor. Zira bu iki özellik dijital SLR kullanıcılarının büyük bir sıkıntısına çare oluyor. Açıkçası bu iki özelliği de test etme şansım olmadı. Takdir edersiniz ki makinenin ne kadar sağlam olduğunu veya suya ne kadar dayanıklı olduğunu test etmek çok da akıllıca gelmedi, Zenit 122 kadar ucuz bir makine değil ne de olsa. Ama makinenin dayanıklılığını elinize aldığınızda hissedebiliyorsunuz. Dust Removal sistemi ise oldukça iddialı bir sistem olarak K10D”nin bir özelliği olarak geçen sene gün yüzüne çıkmıştı. Biliyorsunuz ki CCD sensörün üzerine yapışan maddeler fotoğrafçılar için büyük bir beladır. Sensörün üzerine yapışan tozlar fotoğrafımızda siyah lekelere neden olur. SLR makine kullanıcıları için bu tozlanma mevzusu neredeyse kaçınılmazdır çünkü lens değiştirirken aynı zamanda makinemizin sensörünü tozlarla buluşturuyoruz. Dust Removal sisteminin ise bırakın tozu, gres yağı(ki çok yoğun bir yağdır) lekesini dahi temizlediği iddia ediliyor. K10D”de bu sistemin tüketiciler tarafından denendiğine ve olumlu sonuçlar alındığına şahit olmuştum ama ben cesaret edemedim. Aslında evdeki zeytinyağını makineye dökmektense salataya koymayı tercih ederim. Sonuçta sensörümüzün üzerine gres yağının veya herhangi başka bir şeyin dökülme ihtimali oldukça düşük. En büyük düşmanımız tozun giderilmesi konusunda da “Dust Removal” sisteminin çalışma mantığının tozu giderme konusunda yeterli olabileceği kanısına vardım. CCD sensörü titreterek üzerinde ki tozların sensörün hemen altına yerleştirilmiş olan ve tozların geri kalkmasını önleyen bir madde ile kaplanmış bir yüzeye düşüren bu sistem daha önce de kullanıldığı için başarılı olduğu söylenebilir. Tüm bunlarla beraber pabucu dama atılacak gibi duran K100D”de de kullanılan “Shake Reduction”(sarsıntı azaltma) özelliğinden de bahsedecek olursak, fotoğrafçıya yaklaşık 1.5 ila 2 stopluk bir avantaj sağladığı söylenebilir. Bu şu anlama geliyor, bir görüntüyü en düşük 1/30 enstantanede ve SR özelliği kapalıyken titretmeden kaydedebiliyorsanız, SR özelliğini açtığınızda bu süreyi 1/10 veya 1/5″e kadar çıkarabilirsiniz. ‹ki stop bu aralıkta çok kritik olduğu için bence faydalı bir sistem. Her ne kadar makine üreticileri tarafından farklı isimlerle anılsa da bu sistem benzeri özellikler hemen hemen bütün ileri amatör makinelerde mevcut. Fakat K100D Super”i bu anlamda diğer makinelerden ayıran bir özellik var. O da sarsıntı azaltıcı sistemin bir gövde sistemi olarak sunulması. Bunun avantajı ise makinenize uyumlu hangi lensi takarsanız takın SR fonksiyonunu kullanabilmeniz. Benzer sistemleri destekleyen diğer markalarda bu sisteme uyumlu lensler kullanmanız gerekirken Pentax”ta böyle bir zorunluluk olmaması bu özelliği destekleyen lenslerin fiyatları göz önünde bulundurulduğunda cebinizde bir miktar daha para kalmasını sağlayacaktır.
 
 

 

 

Görüntü kalitesi
Dijital fotoğrafta, tüm üreticilerin, özellikle amatör kullanıcılar için, çözünürlük kavramında yeterli bir seviyeye ulaştığını düşünürsek, fotoğrafçılar olarak bizim bu kavramdan bağımsız diğer özelliklere bakmamız gerektiğini düşünüyorum. Zira Pentax K100D Super”in 6 megapiksellik algılayıcısının bir amatörü ve hatta birçok anlamda profesyonelleri de tatmin edecek bir çözünürlüğe sahip olduğunu söyleyebiliriz. Bunun dışında kaydedilen görüntünün kalitesi bakımından kurcalanması gereken başka şeyler var; görüntünün keskinliği ve renklerin doygunluğu gibi. Pentax K100D Super”in “Record” menüsünde, bu kavramlar üzerinde tam olarak hakimiyet sağlayabileceğiniz seçenekler var. Tabi bunları da usulünce kullanmakta fayda var. Keskinlik (sharpness) ve doygunluk (saturation) ayarları üzerinde -2 adım ve +2 adım olmak üzere 4 adımlık insiyatifinizin olması, çekim konunuza ve elde etmek istediğiniz görüntüye göre hareket etmenizi kolaylaştırıyor. Genel olarak keskin ve doygun renklere sahip fotoğrafların gözümüze güzel göründüğünü varsayarsak bu ayarları +2″ye getirelim öyle kalsın gibi bir düşünceye kapılmamak lazım, zira bu seçim bazı tehlikeleri de yanında getiriyor. Saturation (doygunluk) ayarını +2″ye getirdiğinizde, özellikle gece fotoğraflarında, renk sapmaları yaşanabiliyor ve ortaya yağlı boya tablo benzeri bir görüntü çıkıyor. Kendimizi fotoğrafçı olarak adlandırıyorsak, yağlı boya benzeri bir görüntünün çok da istenen bir sonuç olduğunu söyleyemem (tabi bu benim görüşüm). ?unu da belirtmekte fayda var; gün ışığında fotoğraf çekerken doygunluğu üst seviyeye getirdiğinizde çok ciddi kayıplar yaşanmıyor. Keskinlik (sharpness) ayarını ise +1″de kullanmakta fayda var. Zira +1″de dia-pozitif filmle elde ettiğimiz keskinliğe yakın keskinlikte görüntüler alabilirsiniz. Aç gözlü davranmaya mahal yok çünkü +2″de görüntü kalitesinde kayıplar yaşanabiliyor. Tüm bunlar dışında elde etmek istediğiniz görüntüler doygun ve keskin görüntüler ise tavsiyem bu iki ayarı da +1″de tutmanızdır. Hatta makineyi elinize aldığınızda yapacağınız ilk iş bu olabilir.

Bu başlık altında makinenin ISO performansından da bahsetmek lazım gelir. K100D Super”de 200 ISO”dan 3200 ISO”ya kadar 5 tane ISO değeri seçeneği bulunuyor. Her ne kadar, en kaliteli görüntüyü 200 ISO”da elde ettiğimiz bir gerçek olsa da, bu makinenin ISO performansı kullanıcısını fazlasıyla tatmin edecek seviyede. Yüksek ISO seviyelerinde dahi noise etkisi beklediğimden çok daha az görülüyor. Bu da az ışıklı ortamlarda da daha keskin fotoğraflar elde etmenizi sağlıyor.
 

 

 

Beyaz ayarı
K100D Super de alıştığımız tungsten, gün ışığı, floresan gibi hazır modlarla birlikte manuel olarak beyaz yarı yapma imkanı da mevcut. Fakat diğer üreticilerin kullandığı hazır modların etkisini ayarlamaya yarayan eksiden artıya doğru giden sistem, K100D”de bulunmuyor. Sadece floresan ayarında üç farklı seçenek sunulmuş: Gün ışığı renklerine göre beyaz ayarı (D) gün ışığı beyazına göre (N) ve beyaz ışığa göre (W). Bu seçenekler arasından en doğru renkler beyaz ışığa göre elde ediliyor. Onun dışında diğer modlarda bizi tatmin edecek renkleri elde edeceğimizi söyleyebilirim.

Renk uzayı
Renk uzayı başlığı altında iki seçenek sunulmuş. RGB (kırmızı, yeşil ve mavi) ve Adobe RGB. Fotoğraflarımızı kaydettikten sonra Photoshop programında işleyeceğimizi düşünürsek, bu seçenekler arasından Adobe RGB”yi kullanmak daha faydalı olacaktır.

Auto Picture modu
Amatör SLR makinelerin çekim modları arasında portre, manzara, hareketli obje gibi modları görmeye zaten alışkınız, ki bu modlar K100D Super”de de mevcut. Lakin Auto Picture modu bu konuda bir yenilik olarak addedilebilir. Auto Picture modunda makinenizi neye doğrultursanız ona göre seçim yaparak, makineyi o modda çekim yapmak üzere hazırlıyor. örneğin Auto Picture modunda 55mm odak uzunluğunda netlemeyi 1,5-2 metrelik bir mesafeye yaptığınızda, makine otomatik olarak portre moduna geçiyor, ikinci adımda netlemeyi 30mm uzaklıktaki bir cisme yaptığınızda bu sefer makro moduna geçiş yapıyor. Biz eğitimlerimizde hiçbir şekilde bu hazır modların kullanılmasını tavsiye etmesek de, bir yenilik olarak sunulduğu için bahsetmekte fayda olduğunu düşündüm.
 

Pil kullanımı
K100D Super, bu konuda da beni etkileyen bir özelliğe sahip. K100D Super”de iki çeşit pil kullanılabiliyor. Makine 2 Adet CR-V3 Lityum pil veya dört adet AA boyutunda(alkalin veya şarj edilebilir pille çalışıyor. Bence K100D Super kalem pil kullanması itibariyle dağı, bayırı sevenler için bir avantaj daha getiriyor sağlamlığının yanında…

Işık ölçüm sistemleri
K100D Super”de üç adet ışık ölçüm sistemi bulunuyor. Matrix, merkezi ağırlıklı ve spot ölçüm sistemi. Record menüsünde biraz aşağı sıralarda olması ve başka kısa yolunun olmaması acil durumlarda zaman kaybettirse de sunulan seçenekler yeterli.

Genel özellikler
11 noktadan autofocus; benim çok fazla kullanmadığım bir özellik olsa da farklı noktalardan netlik sistemini kullananlar için daha hassas netlik yapmaya yarayan bir sistem. Lens uyumluluğu; Pentax K100D Super Pentax”ın SDM (Super Drive Motor) lensleriyle tam uyumlu şekilde çalışıyor.

Dosya çekim seçenekleri
K100D Super ile JPEG ve RAW formatında çekim yapabilirken, bu ikisini bir arada kullanmamızı sağlayan bir seçenek olmaması bir dezavantaj. Burada araya K100D Super”in SD kart kullandığını da sıkıştıralım.

Sonuç
Pentax K100D Super, birçok açıdan amatör ve ileri amatör fotoğrafçıları tatmin edecek bir makine. Yaklaşık 590 Euro”luk fiyatıyla da sınıfında iyi bir yere sahip. Dış faktörlerden etkilenmeyecek sağlam ve görüntü kalitesi yüksek bir dijital SLR”ye sahip olmak gibi bir niyetiniz varsa PENTAX, K100D Super”i avucunuza bırakıyor.

 

Exit mobile version