COVID-19’un getirdiği seyahat kısıtlamaları konaklama ve ağırlama sektörünü büyük ölçüde etkilemeye devam ediyor. PwC, Avrupalı otellerin 2019 yılındaki iş hacmine geri dönmesinin, dört yılı bulabileceğini belirtiyor. Premier Inn’in sahibi Whitbread şirketi, 31 Ağustos 2020’de sona eren finansal yılın ilk yarısında, 725 milyon sterlin zarar etti.
Gelirleri 1,084 milyar sterlinden, 250,8 milyon sterline kadar düştü. Şirket, Ekim 2020’de tüm dünyada uygulanan bölgesel kapanmalar nedeniyle rezervasyonlarda büyük düşüş olduğunu belirtti. Yine de tünelin ucunda ışık var.
Uzmanlar Avrupalı otellerin 2024’te finansal açıdan tamamen iyileşeceklerini öngörüyor.
İngiltere, Fransa ve Almanya’da kısmi ve tam kapanma önlemleri yeniden devreye sokulurken, İspanya’da Mayıs 2021’e kadar sürmesi bekleniyor. Yunanistan, İtalya, Hollanda ve İsveç’in yanı sıra, ülkemizde de kısmi sokağa çıkma kısıtlamaları uygulanıyor. Konaklama ve ağırlama şirketleri buna karşılık insanları cezbetmek ve yeni gelir akışları sağlamak için çalışıyor.
COVID-19 kısıtlamalarının sona ermesiyle yeniden açılmaya hazırlanan oteller, evden tam zamanlı çalışamayanlar için çalışma alanları sağlayabilecekleri yeni bir pazar keşfetti. COVID-19 konaklama ve ağırlama sektörü için beklenmedik yeni bir misafir getirdi: Ev ofisinden uzaklaşmak isteyen uzaktan çalışan.
Uzaktan çalışanlara otel konforu
Avrupa’daki bazı otel zincirleri, halihazırda odalarını günlük olarak, sabah 6 ile akşam 8 arasında uzaktan çalışanlara kiralamaya başladı. Ev ofislerinde bunalan profesyoneller, otellerin sessiz ve sakin ortamının yanı sıra, yeme içme servisi, WiFi, spor salonu ve yüzme havuzu gibi imkanlardan faydalanabiliyor.
Uzaktan çalışanları ağırlarken otellerin kâr – zarar dengesini belirleyen başlıca faktör ise WiFi ağları olarak karşımıza çıkıyor. Evdeki bağlantılara kıyasla daha yüksek hızlar sunabilen ve bir iş bağlantısı için gereken güvenlik ve gizlilik özelliklerini sunan bu ağlar, uzaktan çalışanlar için de avantaj sağlıyor.
Yeni bir gelir kaynağı: WiFi hizmeti
Daha birkaç yıl öncesine kadar oteller iyi bir WiFi hizmetini “olsa da olur” şeklinde değerlendiriyordu. Bu algı, kişi başına düşen cihaz sayısının artmasıyla değişti. 2018 yılında kişi başına düşen cihaz sayısı 2,4 iken, 2023 yılında bunun kişi başına 3,6 cihaza yükselmesi bekleniyor. Güvenilir bir WiFi ağı artık olmazsa olmaz bir hizmet ve hem şu an hem de COVID sonrası dönemde otel işletmecileri için cankurtaran simidi olacak.
Uzaktan çalışanları WiFi kullanımı konusunda standart bir otel misafirinden ayıran ise kişisel akıllı telefonlar, şirket telefonları, bir veya birden çok dizüstü bilgisayar, tablet ve akıllı saat gibi daha fazla teknolojik cihaza sahip olmaları. Uzaktan çalışanlar özellikle COVID döneminde popüler olan Zoom ve Teams gibi iletişim araçlarını kullanırken yüksek bant genişliğine ihtiyaç duyuyorlar. Bu nedenle otellerin WiFi hizmetlerinin aşağıdaki gereklilikleri karşıladığından emin olmaları gerekiyor.
Otel işletmecileri için WiFi kontrol listesi
- Uzaktan izleme ve kontrol: Otel kompleksinde bant genişliği taleplerinin nerede ve ne zaman en yüksek seviyede olduğu duruma göre değişiyor. Oteller 7/24 çalışıyor ve bu nedenle günün her saatinde bir ağın sürekliliği zorunlu hale geliyor. Ağ kullanımına yönelik ihtiyaç, bulut tabanlı bir yönetim platformuyla anlaşılabiliyor ve bu sayede bant genişliği en çok ihtiyaç duyulan yerlere yönlendirilebiliyor. Otelin her köşesini kapsayan bir çözüm sayesinde otellerdeki geniş bant ihtiyacı yüksek bir finansal harcama yapmadan karşılanabiliyor. Küçük ve butik oteller, bulut tabanlı ağ yönetimi platformu kullanarak yüksek talep alan bölgeleri tanımlayabiliyor ve kurumsal seviyede WiFi bağlantısını, giriş seviyesi uygun fiyatlı cihazlarla sunarak, bu talebi karşılayabiliyorlar. Bulut tabanlı ağ yönetimi sayesinde, otel çalışanları ağ performansını uzaktan izleyebiliyor ve sorunları daha misafirleri etkilenmeden çözebiliyor.
WiFi 6 access point yerleşimi:
En iyi WiFi sinyal gücünü elde etmek için erişim noktalarının ideal konumlara yerleştirilmesi gerekiyor. Bu cihazların koridorlar yerine doğrudan odalarda bulunmaları, birbirlerine yakın erişim noktalarından meydana gelebilecek parazitleri önlemek için önemli. Cihazın oda içinde bulunması veri transfer hızını artırıyor ve uzaktan çalışanların üretken kalmalarını sağlıyor.
Ağ güvenliği:
Misafirlerden ve yeni kullanıcılardan ağa gelen yeni bağlantılar, bant genişliğinin ve kullanılabilirliğin yanı sıra, güvenliği de etkiliyor. Ağa bağlanan daha fazla cihaz demek, ağı tehlikeye atabilecek daha fazla nokta anlamına geliyor. Ağınızı zararlı yazılımlar, kurumsal ve kişisel fidye saldırılarından korumak en büyük öncelikler arasında yer alıyor. Kişisel verilerin korunmasına ilişkin yerel ve uluslararası yasalar, otellerin işledikleri ve depoladıkları verilerin güvenliğini sağlamalarını da gerektiriyor.
Yetersiz WiFi güvenliği nedeniyle yaşanabilecek herhangi bir veri ihlali, otel işletmecileri için itibar ve güven kaybının ötesinde, ciddi para cezalarına da sebep olabiliyor. Otel işletmecilerinin, ağlarını korumaya almak ve dışarıdan erişimi engellemek için güvenlik duvarları, Gelişmiş Tehdit Koruması (ATP), imza tabanlı Birleşik Tehdit Yönetimi (UTM), rol tabanlı erişim kontrolü, kullanıcı profilleme ve çok katmanlı güvenlik gibi çözümleri tercih etmeleri güvenlik risklerini en aza indiriyor.
Ağı segmentlere ayırmak:
Ağa birden fazla bağlantının getirdiği güvenlik zafiyetlerini gidermek ve ekstra bir güvenlik katmanına sahip olmak için misafirler, çalışanlar ve otel operasyonları tarafından kullanılacak ağların birbirlerinden ayrılması iyi bir yöntem. Her kategori için bağımsız bir ağa sahip olmak, ağa kimin eriştiğinin ve ne yaptıklarının görülmesini kolaylaştırıyor; uzun vadede beklenmedik saldırıların ve hassas veri kayıplarının yaşanmasını engelliyor.
- Ölçeklenebilir ve esneklik: Mevcut WiFi çözümünüz tüm bağlantılara istikrarlı bant genişliği sağlıyor mu, ağınızı verimli şekilde yönetmek için ihtiyaç duyduğunuz araçları size sunuyor mu? Yeni zorluklara yanıt verebilecek kadar esnek mi? Kolaylıkla ölçeklenebilen bir çözüme sahip olmak, talep artışları yaşandığı dönemlerde otel işletmecilerinin hayatlarını kolaylaştırıyor.
- Geleceğe bugünden hazır: Otel işletmecilerinin günlük zorlukları aşmalarını kolaylaştırmanın yanı sıra, gelecekte meydana gelebilecek talepleri de planlamaları önem kazanıyor. Bulut üzerinden yönetilen ağlar sayesinde işletmeler, lisansa ya da sözleşmeye ihtiyaç duymadan nerede olurlarsa olsunlar birkaç tıkla ağlarını yönetebiliyor, yıl boyunca gerçek anlamda esnek ve geleceğe hazır bir ağa sahip olabiliyorlar.
COVID salgını, kurumların ve otellerin zorlu dönemlere karşı çevik ve proaktif olmaları gerektiğini açıkça ortaya koydu. Otel işletmecileri artık sezonluk taleplere güvenemeyeceklerini gördü. “Normal” seyahatler başlayana kadar rekabetçi kalmak isteyen otellerin, yeni gelir akışları yaratabilecek fırsatları önceden fark etmeleri gerekiyor. Otel işletmecilerinin, bütçelerin kısıtlı olduğu yavaş geçen sezonları, yeni gelir kanalları yaratma potansiyeli taşıyan iş modelleri geliştirerek ve onlara makul yatırımlar yaparak değerlendirmeleri şart. Uzaktan çalışanları ve yerel ticareti kapılarına getiren “Bir hizmet olarak WiFi” gibi yeni modellerle rekabetçi kalmaya devam etmeleri gerekiyor.