Hoş bir müzik eşliğinde bulutların üzerinde süzülüyorsunuz ve arkadan bir ses başlıyor anlatmaya, “Küçük bir gerçek, bir gün öleceksin, bütün çabalara rağmen kimse sonsuza dek yaşamaz, hayallerinizi yıkmak istemezdim benim tavsiyem zamanı gelince paniğe kapılmayın çünkü pek faydası olmuyor.” Sonra yavaş yavaş gökyüzünden aşağılara doğru iniyorsunuz, başına geleceklerden habersiz küçük bir kızın olduğu treni görüyorsunuz. Buz gibi bir havada karların arasından giden bu trenin içine giriyorsunuz. 12 yaşlarındaki bir kız çocuğu annesinin kucağında uyuyan kardeşine baktığında öldüğünü fark ediyor. Bu travmanın üzerine bir de komünist annesi onu iyiliği için bırakıyor. Küçük yaşında ailesinden kopan Liesel’in öyküsü başlamış oluyor böylece. Evlatlık olarak gittiği yerde, ona ‘leş gibi’ diyen aksi bir kadın, yeni annesi; ‘majesteleri’ diyerek sevecen bir şekilde elini tutan yaşlı bir adam da yeni babası olacak.
Kardeşini gömerken annesinin düşürdüğü kitabı yanına alan ve o andan itibaren okuma aşkıyla yanıp tutuşan Liesel’ın gözlerinden savaşın ve en çok da Hitler’in merhametsizliğini, acımasızlığını ve pisliğini son derece insani bir şekilde aktarıyor film.Kitap Hırsızı, Markus Zusak’ın eleştirmenlerden tam not alan ve çok satan, aynı adlı romanından uyarlanmış. Nedense film için, kitabı kadar büyük övgülerde bulunulmamış. Halbuki ara sıra melodramatik öğelerin ağırlığının artması dışında çok da göze batan bir kusuru yok bence. Bilakis, muhteşem set, dekor, kostüm tasarımı ve olağanüstü sinematografisiyle yılın en güzel seyirliklerinden biri olduğunu düşünüyorum. İşlediği konunun da önemiyle birlikte gayet kaliteli bir yapım Kitap Hırsızı. Hikayesi itibariyle biraz göz sulandırmaya hevesli olduğunu söyleyebiliriz ve uzun tutulmuş süresinin de verdiği etkiyle ara sıra filmden sıkılmanız doğal. Lakin, tüm bunları göz ardı ederseniz eğer, The Guardian gazetesinin kitap için söylediği gibi aslında merak uyandırıcı ve hayat dolu bir film olduğunu göreceksiniz.
Kardeşini gömerken annesinin düşürdüğü kitabı yanına alan ve o andan itibaren okuma aşkıyla yanıp tutuşan Liesel’ın gözlerinden savaşın ve en çok da Hitler’in merhametsizliğini, acımasızlığını ve pisliğini son derece insani bir şekilde aktarıyor film.Kitap Hırsızı, Markus Zusak’ın eleştirmenlerden tam not alan ve çok satan, aynı adlı romanından uyarlanmış. Nedense film için, kitabı kadar büyük övgülerde bulunulmamış. Halbuki ara sıra melodramatik öğelerin ağırlığının artması dışında çok da göze batan bir kusuru yok bence. Bilakis, muhteşem set, dekor, kostüm tasarımı ve olağanüstü sinematografisiyle yılın en güzel seyirliklerinden biri olduğunu düşünüyorum. İşlediği konunun da önemiyle birlikte gayet kaliteli bir yapım Kitap Hırsızı. Hikayesi itibariyle biraz göz sulandırmaya hevesli olduğunu söyleyebiliriz ve uzun tutulmuş süresinin de verdiği etkiyle ara sıra filmden sıkılmanız doğal. Lakin, tüm bunları göz ardı ederseniz eğer, The Guardian gazetesinin kitap için söylediği gibi aslında merak uyandırıcı ve hayat dolu bir film olduğunu göreceksiniz.
2012′nin en muazzam görsel efektlerini sunan Pi’nin Yaşamı’nı bize getiren stüdyonun elinden çıktığını düşününce filmin ne derece harika bir atmosferi olduğunu gözünüzün önünde canlandırabiliyor musunuz? Arabalar, evler, sokaklar ve dönemin ruhunu yansıtan diğer tüm unsurlardan temiz çekimlerine kadar işçiliğiyle her bakımdan teknik anlamda kusursuz olmayı başarıyor. Alt metninde ‘daima fikirlerinizin ve kararlarınızın arkasında durun’ gibi pek çok güzel mesaj veren, şiirsel bir anlatıma ve felsefi sözlere sahip, dramatik bir aile filmi olarak da nitelendirebiliriz Kitap Hırsızı’nı. Arabadan iner inmez gözlerini Liesel’dan alamayan küçük Rudy’nin (Rosa’nın ‘kızım için yeterince iyi olduğun kanısına nereden vardın’ sorusuna ‘neredeyse 12 oldum’ şeklinde ağırbaşlı bir cevap veren sarışın bir ufaklıktan bahsediyoruz) sevimliliği ve muzurluğu olsun; ciddi ve asabi karısına rağmen pozitifliğinden ödün vermeyen, çocukları ve çocuk olmayı seven baba Hans’ın tontonluğu olsun, zaman zaman savaşın yarattığı karanlığı aydınlatmak adına yüzünüzde hoş bir tebessümün belirmesini sağlayan doğal ve naif, birçok güldürü malzemesi de barındırıyor. Bir sahnede gözleriniz dolmuşken diğer sahnede kendinizi gülerken buluyorsunuz.
Belediye başkanının evine annesinin ütülediği çamaşırları götüren Liesel, orada da başkanın karısı Frau Hermann’ın sempatisini kazanıyor. Önceki akşam nazilerin yaktığı kitaplar arasından bir tanesini araklarken Liesel’ı gören Ilsa Hermann ona kendi evindeki devasa kütüphaneyi gezdiriyor. Kitap hırsızı lakabını da böyle edinen Liesel’ı cesaretiyle övüyor Ilsa. Öyle ki ‘kelimelerle anlatılmayacak kadar büyük bir cesaret’ onunki!Bir de evlerine sığınan Max var. Aynı Liesel gibi onun da annesini komünist olduğu için almışlar ve Max de okumayı çok seviyor. En yakın arkadaşı Rudy’den bile saklamak zorunda kaldığı Max’i abisi gibi seviyor Liesel. Max’in gitme zamanı geldiğinde ise kendini yapayalnız kalacakmış gibi hissediyor, zaten en sonunda da tekrar en başa sarıyor Liesel’ın hayatı…
Filmin müzikleri belki muhteşem besteler değil ama albümün uyumlu ve hoş parçalardan oluştuğunu kabul etmek lazım. Tabii en önemli noktalardan birini atlamamalıyız, karakterlerini çok iyi benimseyerek hayat veren oyuncuların hepsi kendilerinden bekleneni layıkıyla karşılıyorlar. Çocuk oyunculardan başlarsak ilk önce, başroldeki Sophie Nélisse’in şaşırtıcı derecedeki iyi oyunculuğuna bir de Nico Liersch’in sempatisi eklenince o kadar ısınıyorsunuz ki filmi zaten sevmek zorunda kalıyorsunuz. Ayrıca Geoffrey Rush’ın iyimser ve sevecen baba karakteri de bunda etkili oluyor. Katı ve kaba gözüken anne modeliyle karşımıza çıkan Emily Watson ise harikalar yaratmıyor ama gayet iyi bir performansa imza atıyor. Genellikle abartıya kaçmadan bu zor rolün üstesinden geliyor deneyimli aktris.Son olarak The New York Times’ın manşetini anımsayıp “Bu unutulmaz hikâye kalbinizi çalacak!” diyerek noktayı koyalım.
Kitap Hırsızı / The Book Thief
Yapımı: 2013 – ABD
Tür: Dram, Savaş
Süre: 125 Dak.
Yönetmen: Brian Percival
Oyuncular: Geoffrey Rush, Emily Watson, Sophie Nélisse, Joachim Paul Assböck, Kirsten Block
Senaryo: Michael Petroni
Yapımcı: Karen Rosenfelt
Son Sözler
İYİ
Çok satan ve büyük övgüler alan aynı adlı kitabın uyarlaması Kitap Hırsızı, beklentileri karşılayan bir yapım. En çok temiz ve harikulade görüntüleriyle seyirciyi içine çekiyor . Arabalar, evler, sokaklar ve dönemin ruhunu yansıtan diğer tüm unsurlardan temiz çekimlerine kadar işçiliğiyle her bakımdan teknik anlamda kusursuz olmayı başarıyor. Bunun yanında sempatik çocuk karakterleri ve baba figürüyle de yüzünüzde hoş bir tebessüm oluşturuyor. Yalnız kimi zaman melodramatik unsurları abartmasını göz ardı ederek izlemeniz lazım.
-
Yönetmen
-
Oyuncular
-
Teknik
-
Müzik
-
Senaryo
Yorum Yap