Yazı: Cem Kıvırcık
Fujifilm’in X-100 ürün serisinin beşinci sürümü olan X-100 V, ilk üründen bu yana geçen neredeyse on yıllık bu dönemde önemli gelişmeler kaydetti. Daha büyük bir sensör, prime lens, daha kompakt yapı derken yeni X-100 V, ilk bakışta bana daha önce deneyimlemiş olduğum X-Pro 3’ten ilham almış gibi göründü. Bu arada birçok kişi neden “F”den sonra “V” geldiğini soruyor. Aslında X-100 serisinde “S” (Second) yani ikinci, “T” (Third ya da Three) yani üçüncü, “F” ise (Fourth ya da Four) yani dördüncü nesli temsil ediyordu. Fujifilm yetkilileri muhtemelen “Five ya da Fifth” diyemeyecekleri için Romen rakamında beşi temsil eden “V” harfini kullanmışlar diye tahmin ediyorum. Şimdi hemen diğer detaylara geçelim.
Nostaljik ve pratik tasarım
Açıkçası Fujifilm’in hemen hemen tüm aynasız ürünlerinde analog günlerinden kalma kameralara göndermeler yapan tasarım konusundaki tutarlılığı ben de dahil birçok kişi tarafından çok beğeniliyor. Bu tasarımı daha çok gençlerin tutuyor olması da çok ilginç. Nitekim Fujifilm X-100 V’nin selefi X-100 F’den fiziksel anlamda çok da büyük bir farkı yok. Sadece derinlikten olmak üzere X-100 V’nin 1 mm daha büyük olduğunu söyleyebiliriz. Tabii bu durum ağırlığa da 9 gr’lık bir fazlalık olarak yansımış.
Aradan geçen üç yıllık sürede önemli geliştirmelere maruz kalan X-100 V’de de daha önceX-T3 ve X-Pro3’te karşımıza çıkan dördüncü nesil X-Trans yongalı ve arkadan aydınlatma özellikli 26.1 MP çözünürlükte APS-C sensör kullanılmış. Bu durumun görsel kaliteye yapmış olduğu katkı kendisini açıkça gösteriyor diyebilirim.
Her ne kadar 35 mm denkliğinde sabit 23 mm f/2 lens aynı gibi görünse de burada da önemli bir değişiklik yapılmış. Altı grupta sekiz elemandan oluşan lens yapısında elemanlardan ikincisi de asferik olarak değiştirilmiş. Bu da özellikle daha yakın mesafeden yapılan, düşük diyaframlı çekimlerde oluşan keskinlik zafiyetine bir nebze de olsa çözüm olmuş. Elbette lense bütünleşik olarak 4-stop ND filtrenin de bulunması ayrı bir keyif.
AF performansı iyileştirilmiş
AF performasında da önemli iyileştirmeler var. Odaklama motoru da elden geçirilmiş ama hala çok sessiz diyemeyiz. X-Pro3’ten alınan 425 noktalı odaklama özelliği vizörün yüzde 95’ini kaplıyor, AF takip, yüz ve göz algılama özellikleri başarıyla çalışıyor.
Çözünürlüğü 1,62M-dots’a yükseltilen 3” boyutundaki arka LCD ekran artık yatay olarak 90 derece, aşağıya doğru da yaklaşık 30 derece katlanabiliyor ve dokunmatik özellikli. Aslında bu özelliğin bana hitap ettiğini söyleyebilirim. Değişik açılarda fotoğraf çekerken eğilip kalkmak yerine ekranı katlamak hayatı kolaylaştırıyor.
Rangefinder tipi kameralara çok ısındığımı söyleyemem. Prizmatik yapıyı seviyorum ne yapayım. Aslında yerden tasarruf sağlayan bu tasarım özellikle Leica türü makinelerden hoşlananlar tarafından çok tutuluyor, saygı duyuyorum. Optik seçenekte vizörden bakarken hemen sağdan lensi görüyor olmam beni rahatsız ediyor, bir türlü alışamadım. Ancak EVF konusunda Fujifilm, önemli bir geliştirme yapmış ve Hibrit Optik OLED EVF + ERF gibi bir seçenekle karşımıza çıkmış. Bu OLED 3,69M-dots çözünürlükte. Bu da gözleri bayram ettiriyor. EVF seçimini yine makinenin ön tarafında, sağda yer alan nostaljik zamanlayıcı görünümlü mandalla yapabiliyorsunuz.
Kişisel görüşüm
Fujifilm X-100V, benim de çok sevdiğim bir tarz olan sokak ve seyahat fotoğrafçılığı için ideal özelliklere sahip. Çok önemli geliştirmeler ve değiştirmeler yapılmış ki, yazmaya kalksam sayfalar yetmez. Özellikle NP-W126S batarya ile X-100 F’e oranla çekim kapasitesinin arttırılmış olması dikkat çekici. Deklanşörü son derece sessiz ve yumuşak. Mekanik olarak saniyede 11 kare, elektronik olarak da 20 kare seri çekim olanağı kullanıcılara avantaj sağlıyor. Film benzetme modlarında ETERNA ve Classic Neg. de listeye eklenmiş. Özellikle Classic Neg.’in çok meraklısı olduğunu biliyorum. Tabii tüm kontrollere makinenin üzerinden manuel olarak ulaşabilmek artık bir Fujifilm geleneği ve bu özelliği kompakt diyebileceğimiz modellerde de koruyor olmaları çok güzel. Sonuç olarak X-100 V’yi sevdiğimi söyleyebilirim. Bence işini iyi yapıyor.
Yorum Yap