Fransa’da Nasıl “Fotoğrafçı” Oldum? 

Yazı ve fotoğraflar: Masis Üşenmez www.masisusenmez.com 

Öncelikle bu yazı Türkiye’den Fransa’ya nasıl fotoğrafçı olarak çalışma vizesi alıp gidebileceğiniz ile ilgili değil. O bambaşka bir konu. Sanatçılara verilen özel bir vize var, ancak bunun için kendinizi kanıtlamış olmanız lazım. Ayrıca, pek çok evrak işi ile uğraşmanız gerekecektir. Bu yazıda Fransa’da halihazırda çalışma izni aldıysanız ya da öğrenci iseniz, oturuma izniniz var ise, nasıl “Fotoğrafçı” statüsü ile çalışabileceğinizi kendi deneyimlerim ile anlatmaya çalışacağım.  

Objectif Grégo Art II

“Fotoğrafçısın da, normalde ne iş yapıyorsun?” 

Fransa, bildiğiniz gibi fotoğrafın doğum yeri ve kendilerinden olan herşeye olduğu gibi fotoğrafa da büyük saygı ve sevgi duyuyorlar. Türkiye’de “fotoğrafçıyım” dediğinizde anlamayan bakışlar ile karşılaşıp “Tamam da normalde ne iş yapıyorsun?” gibi sorular ile çok karşılaşmışsınızdır. Gerçekten de Türkiye’de çoğumuz fotoğrafa amatör bir uğraş. Böylece ikinci bir ekmek kapısı gibi yaklaşıyoruz.  

Oysa burada fotoğrafçı olduğumu söylediğimde insanların bakışı  değişiyor. Öncelikle ne tarz fotoğraflar çektiğinizden, sergi açıp açmadığınıza, ya da kitabınız olup olmadığına kadar pek çok soruyla nasıl bir fotoğrafçı olduğunuzu anlamaya çalışıyorlar.  

Eşim ve çocuklarım ile 2017’den beri Fransa’dayız.Ben çalışma izni  için aile birleşimini bekledim ve sonunda çalışma hakkına kavuştum. Bunun için aile bireylerinden birinin en azından 18 ay boyunca Fransa’da çalışıyor olması gerekiyor. Tabii bürokrasi ve bir de pandemi nedeni ile tüm işlemler ağır aksak ilerlediği için bana da sıra ancak geldi.  

Hakkımı aldıktan sonra nasıl fotoğrafçı olabileceğim ile ilgili bilgi edinmek için öncelikle internette dolaşmaya başladım. Tek bildiğim freelance, yani serbest fotoğrafçı olarak çalışabilmek için “micro-entrepreneur” diye bir statü olduğu idi. Ancak işin içine girince olayın bu kadar basit olmadığını gördüm ve biraz da ne yapacağımı bilemeyip panikledim açıkçası… 

Aslına bakarsak fotoğrafçıların çalıştıkları sektöre göre ayrı ayrı pek çok statüleri var. Bunlara kısaca değinip hangisini neden seçtiğimi  açıklamaya çalışacağım. Bu ayrımların benzerlerinin diğer Avrupa ülkelerinde yapıldığını da öğrendiğim için, kafasında böyle bir düşüncesi olanlar için bu yazının yol gösterici olmasını umarım. 

 Fransa’daki Fotoğrafçı Statüleri 

Öncelikle farklı statüleri sıralayıp sizler için açıklayayım; 

 1. Artisan

Fransa’ya ilk geldiğimde artisan fırın, artisan kasap  gibi  her  yerde “artisan” yazıları görüp anlam veremiyordum. Aslında buradaki “art”ın sanattan çok zanaat ile ilgisi var. İşin zanaatkarlığında olan insanlar için “Artisan” tanımı kullanılıyor. Fotoğrafta ise Artisan statüsü aslında işin en ticari boyutunu oluşturuyor. Bu statü  ile  fotoğraf  ekipmanı alıp satmaktan, okullarda sınıfların fotoğrafını çekmeye, fotoğraf baskısı yapmaya kadar ticari fotoğrafçılığı da içine alan aklınıza gelebilecek pek çok konuyu içeriyor. 

Diğer statülerden en büyük farkı kâr hedefi güden bir işletme olarak çalışıyorsunuz. Ayrıca, bir ofisiniz ya da dükkanınız olmalı ve pek çok yasal sorumluluğun altına giriyorsunuz. Ülkeye ilk yerleşecek biri için çok kafa karıştıracak bir statü. Buna rağmen, böyle bir firmada iş bulup çalışmanızda bir mani yok. Yani normal bir çalışan olarak da böyle bir işletmede fotoğrafçılıktan para kazanabilirsiniz. 

 

2. Artist-Auteur

İkinci önemli ayrım fotoğraf sanatçısı statüsü ile yapılıyor. Türkiye’de “Fotoğraf Sanatçısı” denmesine karşı bir duruş olsa da, kimse kusura bakmasın ama böyle legal bir statü var. Bu statüde sanatçı  unvanı taşıdığınızdan kâr amacı güden bir kişiden ayrılıyorsunuz. Tüm sanat dallarının bir çatı altında; sigortasından çalışma şartlarına belli bir düzende tutulduğunu ve devletin sanatçılar için pek çok kolaylık sağladığını söyleyebilirim. Diğer sanatçıların durumlarını çok araştıramadıysam da, Fotoğrafçı olarak “auteur” olursanız kendinizi görece daha ufak çaplı bir alana kapamış oluyorsunuz.  

Bu statü aslında iki konuya odaklanıyor. Birincisi kısıtlı sayıda fotoğraf basıp sanatseverlere satışını yapmak. Her fotoğrafın  imzalı maksimum 30 adette numaralanmış olarak satışını yapabiliyorsunuz. Ayrıca, %5.5 gibi ufak bir KDV ödüyorsunuz. Bu işten ne para kazanabilirsiniz  ki diye düşünebilirsiniz  elbette… Ancak böyle bir statü olduğuna göre, böyle bir talebin olduğunu da anlamamız gerek.  

İkinci önemli konu da şirketlere çalışmak. Bu çok büyük bir sektör ve sadece şirket ürünlerinin çekimi yapılmıyor. Aynı zamanda, örneğin kitabını çıkaracak bir yazarın portresini çekmek de bu konu altında değerlendiriliyor. Üstelik, fatura keserken belli bir zaman ve belli bir ortam ile kısıtlı kalarak fotoğrafların kullanım hakkını vermiş oluyorsunuz. 

Bu iki ana konunun dışında ders vermek, konuşmalara katılmak, sergiler düzenlemek, fotoğraflarınız ile ilgili kitaplar basıp satmak da “Artist-Auteur” statüsünün  diğer yan üretim biçimleri.  Dikkat  edilmesi gereken bir konu ise “auteur” statüsü olan bir kişi özel kişilere kesinlikle ücretli olarak çekim yapamadığı. Bunun için  üçüncü  statümüze bakmamız gerekiyor. 

 

3. Micro-Entrepreneur 

Genel olarak en çok kullanılan statü ise bizde serbest ya da freelance fotoğrafçı ile yakın olan küçük işletme ya da “Micro-Entrepreneur” statüsü. Özellikle öğrencilerin ve fotoğrafçılığa yeni başlayanların tercih ettiği statü. Yasal zorunluluklar konusunda pek çok kolaylık sağlanıyor. Ayrıca, çok basit bir Excel tablosu ile gelirleri gösterip vergi ödemek mümkün. Yapabilecekleriniz için de çok geniş bir hareket alanı sağlıyor.

Fransa’da  “Photographie sociale”  olarak adlandırılan düğün, doğum, etkinlik v.b. her şeyin yanında model, portre çekimi yapabilir, şirketlere de kişilere de çalışabilirsiniz. Negatif yanı ise kazancınızın üzerinden %22 gibi yüksek bir vergi alınıyor. Ayrıca, giderlerinizi vergiden düşürme şansınız hiç yok. Yine de özellikle ilk üç yıl bu vergi düşük tutulup zamanla arttırılarak bir kolaylık sağlanmış. 

 

4. Gazetecilik/Haberfotoğrafçılığı

Bir diğer ayrı statü ise “Photo-Journalist”  olarak geçen  haber fotoğrafçılığı. Bu gazeteciliğin  altında konumlandığı için çok fazla araştırmadım. Ancak zaten belli bir gazetede maaşlı çalışacaksanız böyle bir statüye gereksiniminiz yok. Eğer serbest olarak istediğiniz olayları fotoğraflayıp ajanslara satıyorsanız bu statü ile haber fotoğrafçılığı yapabilirsiniz.  

Bana ayrılan karakter sınırının sonuna yaklaşırken kısaca ben hangistatüyü, neden seçtiğimi anlatayım. Artık “Artist-Auteur” olarak Fransa’da çalışacağım. Bunun önemli nedeni zaten sergilere katılıp, Le Collectif du Hérisson’un düzenlediği Paris Photo 2020  gibi önemli bir yarışmada büyük ödülü almamdan sonra, sanatçı statüsü ile çalışmanın daha uygun olacağını düşündüm.

Fransa’da sürekli önemli Fotoğraf Festivalleri gerçekleşiyor. Ayrıca,  bunların çoğunda profesyonel fotoğrafçılara ayrılan özel bir bölüm var. Galerilere fotoğraflarınızı sunmak için de bu statünün kolaylık sağlayacağını öngörüyorum. Bir diğer nedeni de yeni ekipman yatırımlarında veya her tür fotoğrafçılık harcamanızda bunları gider olarak gösterebilmeniz. Bence Micro-Entrepreneur’e göre en büyük avantajı da bu. 

Son olarak şunu da eklemem gerekir. Sadece bir statü ile çalışmak gibi bir zorunluluğunuz yok. Hem “Artist” hem de “Micro- Entrepreneur” statülerine kayıt olabilirsiniz. Ancak burada iki kere evrak işi çıktığını ve gelir-gider tablolarının iyi tutulması gerektiğini unutmayalım.  

Umarım yazım bir kısım sorularınıza cevap vermiştir. Çok daha ayrıntılı bilgiler için Eric Delamarre’in “Profession Photographe Indépendant” kitabını önerebilirim. Aklınıza takılanlar için ise bana @masisus Instagram adresinden ulaşabilirsiniz. 

Exit mobile version