Yazar: Kerem Güleç
İngiltere’nin başkenti Londra’daki Saint Martin Sanat Okulu sınırları zorlayan tasarımcılar için bir merkez niteliği taşıyor, Yarının tasarımcıları burada geleceği şekillendirmeye aday buluşlara imza atıyorlar. Uzun yıllardır takip ettiğim merkezde son yıllarda ortaya konmuş endüstriyel tasarım ve sanat harikası buluşları sizler için sıraladım.
Trehalose Artefacts
Bu sıralar her yerde görmeye alışık olduğumuz bir alıntı var: “Önümüzdeki 100 yıl içerisinde su, petrolden daha değerli olacak…” Jaime Tai’nin konuyla ilgili projesi de tam olarak bu parabole odaklı. Ancak bu kişi diş fırçalarken musluğu kapatmanın biraz daha derinine inmiş; konu kafasında farklı bir etki uyandırmış.
Doğal şeker, hücrelerde su tutabiliyor; dehidrasyon denen bu durum, su kaybını engelleyen bir faktör meydana getiriyor. Trehalose Artefacts’in hikayesi ise aslında derinin yağla kaplanması ile başlıyor. Aslında bunu güneşe karşı krem kullanarak sürekli yapıyoruz. Trehalose Artefacts ise elektronik dövme işine girerek su kaybını izleyebiliyor; sistem oldukça tutarlı ve su kaybını en aza indiriyor. Karbon ayak izinin ilerlemesi baz alındığında gelecekte suya ve dolayısıyla bu tür buluşlara daha fazla ihtiyaç duyacağız gibi…
Terrawatch
Üretim maliyeti yalnızca 5 dolar olan Terrawatch, bir tür ‘kişisel’ erken uyarı sistemi. Herkes sürekli online değil, hatta dünya üzerinde birçok internet erişimi dahi büyük zorluklara gebe. Bu silikon bandın üzerindeki sensörün çok basit bir fonksiyonu var: Merkezi bir uyarı mesajı gönderdiğinde Terrawatch’ın üzerinde o uyarıyla ilgili sembol ışığı yanıyor. Örnek olarak deprem, sel, fırtına, tsunami, volkan veya yangın gibi durumlarda kullanıcısını bir şekilde bilgilendiriyor. Dumanla iletişimden çok daha iyi bir yöntem değil mi?
I.O.U.
Muhtemelen en pasif agresif not bırakma şekli bu olsa gerek. Bir öğrenci tarafından tasarlanan I.O.U., kelimenin tam anlamıyla tuhaf! Fiziksel varlığının dışında web tabanı bir servis ve ev arkadaşlarınız yaptıkları tüm harcamaları bu sanal hesaba girerek sanal faturaları tahtaya iğneleme gibi bir fonksiyonu var. Bu şekilde kimin kime borcu var görülebiliyor. Aynı evi paylaşan öğrenciler için daha az tartışma, daha mutlu yüzler…
Trunkr
Trunkr aslında bizim biraz daha karanlık tarafımıza bakıyor ve günlük telefon kullanımı sırasında farkında olmadan oluşturduğumuz tüm veriyi kaydediyor; ardından da analiz ederek bize geri sunuyor. Yaptığınız görüşmeler, kalp atışınız, vücut sıcaklığınız ve ses seviyenize kadar bir çok veriyi kaydedebiliyor. Bu da insan ilişkilerinde iyi yaptığınız şeyleri bulmanıza yardımcı oluyor.
Olay sizlere biraz garip gelse de özel durumlarda veya kısa dönemlerde terapi olarak kullanılabiliyor, evliliğe giden bir ilişkide karşınızdaki kişiyle yaptığınız görüşmelerde pozitif ve negatif kelimeleri size sırayalayabiliyor. Kim böylesine bir şey düşünebilirdi ki? Neyse ki tasarım dünyası harikulade bir şey…
Lens
Teenager dediğimiz 14-19 yaş arasındaki insanlar artık görüşmelerini dijital dünyada yapıyor. WhatsApp’ın kullanıcı sayısı yakında 2 milyara ulaşacak örneğin. Lens ise burada dijital dünyanın içerisine gerçek dünyayı biraz daha ekstradan sürüklemeye çalışıyor. Arkadaşlarınızın nerede olduğunun bir önemi yok, Lens’e baktığınızda aynı zamanda arka planı da takip edebiliyorsunuz, 3D haritalama yazılımıyla arkadaşlarınızı tıpkı yanınızdaymış gibi görebiliyorsunuz.
E-reflexo
Şu an giyilebilir markette Lumo Lift gibi vucut pozisyonunu takip eden girişimler mevcut. Ancak omuriliğinize baskı yapan plastik bir ürünü satmak kolay değil. Ji Hyun Oh’un diğerlerinden ayrışmayı hedefleyen fikri ise cihaza biraz feminem bir hava katarak Text Neck gibi fenomenlere alternatif olma yolunda…
Akıllı telefon ve tablet kullanımı sırasında insanların boyunlarını fazla eğmelerinden dolayı zamanla çeşitli kısımlarda ağrılar oluşabiliyor. E-reflexo kulağınızda çalışan mikro-elektro mekanik bir sensöre sahip. Yazması ve okuması biraz zor ancak yaptığı işlem basit. İşler tersine gitmeye başlayınca telefonunuza uyarı gönderiyor, aslında daha çok sağlık monitörü gibi çalışıyor ama çok daha spesifik bir konuda. Üzerinde ayrıca Bluetooth hoparlörü de var.
Alcuff
Bu cihaz aslında yeni bir teknoloji değil; daha çok Birleşik Krallık’taki içki kültürünün normal hale gelmesiyle ilgili. Alkolden dolayı ev hapsinde tutulan kişilerin deri altına yerleştirilen ve kandaki alkol oranını sürekli ölçerek bilgi veren bir sistem. Telefonunuzdaki uygulama üzerine bilgi göndererek alkol alımı sırasında belirlenen dozu geçtiğinizde uyarı da veriyor.
Alcuff’un bir artısı sizinle aynı mekanda olmasa da bilgileri bir arkadaşınıza gönderebiliyor, eğer riskli seviyelere çıkarsanız arkadaşınıza uyarı gidiyor. Çok gerekli gözülmese de yüksek dozda alkol alınması durumunda oluşabilecek kaybolma, düşme veya kişinin o durumundan yararlanan kimselerin bundan fayda sağlamasının önüne geçilmesi hedefleniyor. Uber ile birlikte çalışabiliyor ve evinize güvenli bir şekilde dönebiliyorsunuz.
Teknoloji dünyasına dair bu renkli ve modern tasarım örnekleri gerçekten baş döndürücü. Teknolojinin insanoğlu için nelere gebe olduğunun da son dönemdeki hoş örnekleri arasında. Gelecekte beklentilerin aksine çok daha sade bir hayat sürdürmeye devam edecek miyiz yoksa işler bilim kurgu filmi seviyesine mi varacak? Bu sorunun peşinden gitmeye devam edeceğim. Yeniden görüşünceye dek hoşçakalın.
Yorum Yap