Dünya Kupası’nı izlerken

Bu yaz, 21. FIFA Dünya Kupası Rusya’da gerçekleştirilecek ve 32 takım 2018 Dünya Kupası’nı kazanmak için mücadele edecekler.
Bir ay boyunca, Almanya’nın tacını korumak için Arjantin, Brezilya, Fransa ve İspanya ile kapışmasını izleyeceğiz. Kim bilir, belki bunlara İngiltere de katılır.
Önemli spor etkinliklerinde olduğu gibi, bu yılki Dünya Kupası TV yayınları, 4K yayınlarından gerçekçi seslere kadar teknik yeniliklerle bir patlama gerçekleştirecek ve ister evde olun ister dışarıda, dünyada Dünya Kupası’nı izlemenin birçok yolu olacak. Ancak ülkemizde sadece TV’den canlı olarak izleyip, diğer istatistiki bilgileri İnternette bulacağız.
Türkiye’de Dünya Kupası’nın yayın haklarına TRT sahip. Yani TRT’nin TV kanallarından maçları izleyebileceğiz. TRT yaptığı açıklamada maçların 4K (UHD) kalitesiyle TRT4K ve HD kalitesiyle de TRT1 ile TRTSPOR’dan yayınlanacağını bildirdi.

Dünya Kupası TV takvimi


2018 FIFA Dünya Kupası, Moskova’da Rusya – Suudi Arabistan karşılaşması ile 14 Haziran Perşembe günü saat 18.00’de başlayacak.
Son 16 maçları: 30 Haziran Cumartesi saat 17.00’de başlayacak.
Çeyrek finaller: 6 Temmuz Cuma günü, saat 17.00’de başlayıp ard arda iki maç ve 7 Temmuz Cumartesi günü de yine 17.00’de başlamak üzere iki maç oynanacak.
Yarı finaller: 10 Temmuz Salı ve 11 Temmuz Çarşamba günleri saat 21.00’de oynanacaklar.
Üçüncülük maçı: 14 Temmuz Cumartesi saat 17.00’de oynanacak.
Final: 15 Temmuz Pazar günü saat 18.00’de oynanacak.

 TV’de Dünya Kupası

Bu ilk gerçek 4K Ultra HD Dünya Kupası olacak. Brezilya 2014’te birkaç maç 4K olarak yayınlanmıştı, ancak 2018’de FIFA, 64 maçın hepsini doğal 4K HDR olarak sunmak için Sony ile işbirliği yapıyor.

Her stadyumda 37 kamera çekim yapacak, bunlardan sekiz tanesi UHD / HDR yayını yapacak, UHD yayını çevresel seslerden de faydalanıyor.
FIFA, bunun Dolby Atmos veya DTS: X olup olmayacağını doğrulamadı, ancak bunun eskisi gibi olacağını varsayalım. Dolby’nin nesne tabanlı surround sesi, PyeongChang’daki 2018 Kış Olimpiyatları’ndaki son kullanımıyla birlikte, yayıncılar için tercih edilen format oldu.
Bazı maçlar VR olarak 360 derece kaydedilecek. Hangi maçların VR olarak kaydedileceği bilinmezken, VR deneyimiyle maç keyfi yaşamak isteyenlerin özel üyeliklere sahip olmalarının gerekebileceğini söyleyebiliriz.

2018’de ilkler

Bu Dünya Kupası’nda yaşanacak ilkleri şöyle sıralayabiliriz:

 Video hakem uygulaması


Video hakem uygulaması, Dünya Kupası maçlarında ilk kez kullanılacak. Hakemler, tartışmalı pozisyonlarda kararlarını VAR sistemine başvurarak verecek. Böylece daha adil bir yönetim sergilemeye çalışacak olan hakemler ülkelerin kaderleriyle oynayamayacak.

İzlanda ilk kez Dünya Kupası’nda


Son yıllarda adından sıkça söz ettiren İzlanda Milli Takımı, ilk kez Dünya Kupası’na katılacak. 330 bin nüfuslu ada ülkesi, ilk kez katıldığı Fransa’daki 2016 Avrupa Şampiyonası’nda da grup aşamasını yenilgisiz bitirdikten sonra ikinci turda İngiltere’yi 2-1 yenerek tarih yazmıştı.

Ronaldo son kez Dünya Kupası’nda


Dünyanın en iyi futbolcularından biri olarak kabul edilen Portekizli Cristiano Ronaldo, muhtemelen son kez Dünya Kupası’nda oynayacak. Çünkü 2022 yılında 37 yaşında olacak. Yani dünyanın en iyi futbolcularından biri olarak görülen Arjantinli Lionel Messi ile Ronaldo, dünya şampiyonu olmak için son kez karşılaşacaklar. 30 yaşında olan Messi’nin 2022 yılındaki  şampiyonada yer alması bekleniyor.

En fazla izlenecek Dünya Kupası

Şimdiye kadarki en fazla izlenen Dünya Kupası olması beklenen turnuvada yayıncı kuruluşlar, 3 milyardan fazla kişiye 100 bin saatten fazla yayın yapacak. Finali ise 1 milyardan fazla kişi canlı olarak izleyecek.

 Dünya Kupası’nın unutulmaz maçları

1930 yılından beri düzenlenen organizasyondan unutulmayan bazı maçlar var.

1986 Arjantin 2-1 İngiltere


Dünya Kupası’nın en unutulmaz maçı 1986’da Meksika’daki Arjantin ile İngiltere arasında oynanan maçtı. Arjantinli efsane oyuncu Maradona’nın ‘Tanrı’nın eli’ olarak yorumladığı golüyle Arjantin 1-0 üstünlüğü yakaladı.
Maçta dakikalar 51’i gösterirken İngiliz savunmasından seken topa kaleci Peter Shilton ile Maradona birlikte yükselmişler ve Maradona kafasıyla birlikte kaldırdığı eliyle topa dokunarak o unutulmaz gole imza atmıştı.
Maçın hakemi bir çok kimse gibi Maradona’nın elle müdahalesini görememiş ve golü vermişti.
Bu golden dört dakika sonra Maradona bir kez daha sahneye çıkar. Yarı sahasından aldığı topla, neredeyse tüm İngiliz oyuncuları çalımlayarak ceza sahasına kadar girer, son olarak da kaleci Shilton’ı geçerek topu ağlara gönderir.
Kalan dakikalarda Gary Lineker’in attığı gol ise Arjantin’i yarı finale çıkmasını engellememişti. Arjantin daha sonra yarı finalde Belçika’yı 2-0, finalde de Batı Almanya’yı 3-2 mağlup ederek kupayı kazandı.

1966  İngiltere 4-2 Batı Almanya


İngiltere, ev sahibi olduğu turnuvada finale yükselmeyi başarır. Wembley’deki finalde İngiltere’nin rakibi Batı Almanya’ydı. 65 yıldır Almanlar karşısında kaybetmeyen İngiltere maçın favorisi olarak gösteriliyordu.
Ancak beklendiği gibi kolay bir maç olmadı ve Almanların 89. dakikadaki golü ile 2-2’lik eşitlikle sona erdi. Uzatmalarda 100’üncü dakikaya gelindiğinde ise hala tartışılan bir pozisyonun sonrasında ev sahibi takım 3-2’lik üstünlüğü yakaladı.
Sağ kanattan gelişen atakta Ball’un yaptığı ortaya Geoff Hurst ön direkte vurdu, üst direğe çarpan top ardından yere sekerek oyun alanına geri dönmüştü. Maçın orta hakemi, yan hakemin yanına giderek yaptığı kısa görüşmenin ardından gol kararını vermişti. Bu pozisyonda topun çizgiyi geçip geçmediği hala netlik kazanamamıştır. İngiltere 120. dakikada 4. golünü atarak maçı noktalamıştır.
Kupayı ilk kez kazanan İngiltere, Uruguay ve İtalya’dan sonra kupayı müzesine götürmeyi başaran üçüncü ev sahibi ülke olarak tarihe geçmiştir.

1982 Batı Almanya 3-3 Fransa


İspanya’nın ev sahibi olduğu 82 Dünya Kupası yarı final mücadelesinde Platini önderliğindeki Fransa ile Batı Almanya eşleşirler.
Normal süresi 1-1, uzatma dakikaları da 3-3’lük eşitlikle sona eren maçı penaltılarla Batı Almanya kazanarak adını yarı finale yazdırmayı başarır.
Maçın unutulmaz kılan olay ise 57’nci dakikada yaşanır. Fransa’da oyuna yeni giren Patrick Battiston, hızlı gelişen atakta kaleci Toni Schumacher ile karşı karşıya kalır ve kalecinin yanından yaptığı vuruşun ardından hızla üzerine gelen Schumacher’in sert darbesiyle tehlikeli bir şekilde yere düşer.
Top yandan auta çıkarken, maçın Hollandalı hakemi Charles Corver, pozisyonda faul olmadığı yorumunu yapıp aut kararına hükmeder. Yüzüne darbe alan Battiston ise ambulansla kaldırıldığı hastanede haftalarca tedavi görür. Verilmeyen o faulün sonrasında ise penaltı atışlarında Schumacher iki penaltıyı kurtararak takımını finale taşımayı başarır.
Almanlar, finalde İtalya’ya kaybederler.

1974 Batı Almanya 2-1 Hollanda


10.Dünya Kupası, Batı Almanya’da düzenlenir. Turnuvanın final maçı adına yakışır bir şekilde oynanır ve unutulmaz karşılaşmalar arasına girer.
Finalde, Franz Beckenbauer ile Johan Cruyff’un mücadelesi de merakla bekleniyordu. Maçın ilk düdüğüyle birlikte Hollanda’nın geliştirdiği ilk atakta Cruyff, Uli Hoeness’in müdahelesiyle ceza sahası içinde yerde kalınca, Almanlar evindeki finalde ne olduğunu anlamadan bir penaltı ile karşı karşıya kalırlar. Topun başına geçen Johan Neeskens penaltıyı gole çevirerek takımını 1-0’lık üstünlüğe taşır.
Dakikalar 25’i gösterdiğinde ise Almanya’nın Paul Breitner ile penaltıdan beraberlik golü gelir. İlk yarının bitimine iki dakika kala ise büyük golcü Gerd Müler, Batı Almanya’yı 2-1 öne geçiren golü atar. İkinci yarıda Hollanda baskısı işe yaramaz ve Batı Almanya evindeki finalde kupayı kazanmayı başarır . Almanlar 1954’ten sonra ikinci kez bu mutluluğu yaşarlar.
Bu final maçında iki dev oyuncu Franz Beckenbauer ile Johan Cruyff son kez bir finalde karşı karşıya gelirler.

1950 Brezilya 1-2 Uruguay

Brezilya, ev sahibi olduğu 1950 Dünya Kupası’nda tarihinin en büyük şokunu yaşar. Brezilyalıların ‘büyük felaket’ olarak adlandırdığı 16 Temmuz 1950’de, Uruguay, yaklaşık 200 bin taraftarın doldurduğu Maracana’da turnuvanın en büyük favorisi Brezilya’yı, geriye düştüğü maçta 2-1 mağlup ederek kupaya ikinci kez uzanır.
Final grubu son maçı öncesinde Brezilya 3, Uruguay 2 puandadır, ‘Sambacılar’a şampiyonluk için beraberlik bile yeter. Dünya Kupası için yapılan Maracana’da, ilk yarı Brezilya’nın yoğun baskısına rağmen 0-0’lık eşitlikle sonuçlanır.
47.dakikada Ademir, Brezilya’yı öne geçiren gole imza atar. Bu golle birlikte tribünler şampiyonluğu beklemeye başlarlar. 65. dakikada Schiaffino Uruguay’ın beraberlik golünü atar. Maçın bitimine 11 dakika kala ise Ghiggia’nın golü Uruguay’ı 2-1 öne geçirir ve Uruguay, Brezilya’da ikinci kez dünya şampiyonluğu sevinci yaşar.
1950 Dünya Kupası ayrıca Türkiye’nin ilk kez katılmaya hak kazandığı dünya kupasıdır, ancak Türk Milli Takımı, bu turnuvaya maddi yetersizlikler nedeniyle katılamamıştı.

Kupalardan ilginç olaylar

 İlk Dünya Kupası iki ayrı topla oynandı


1930’da final maçı Uruguay ile Arjantin arasında oynanmıştı. Bu finalden akılda kalan, maçın iki yarısının ayrı toplarla oynanmasıydı. O dönemde futbol topu konusunda bir standart yoktu ve her topun farklı karakteristikleri vardı. Bu sebeple her takıma da bir top seçme hakkı tanınıyordu. Arjantin’in topu ilk yarıda, Uruguay’ın topu ise ikinci yarıda kullanıldı. Nitekim 4-2 biten maçta Arjantin tüm gollerini ilk yarıda atarken, Uruguay da 4 golünden 3’ünü kendi topuyla oynanan ikinci yarıda atmıştı. Bu toplar halen saklanmaktadır.

İlk kupanın tasarımında Nike’tan esinlenildi


Kupa, Yunan mitolojisinde zafer tanrıçası olarak bilinen Nike’tan esinlenmişti. Altın kaplanmış gümüşten imal edilen kupa, kanatlarla desteklenmiş bir Nike figürünü simgeliyordu. Ünlü spor giyim markası Nike’ın logosu da bu mitolojik karakterden esinlenmiştir.

Dünya Kupası ayakkabı kutusunda saklandı


İtalya, 1934 ve 1938’de Dünya Kupası’nı kazanınca unvanını korumuştu. Sonra araya 2. Dünya Savaşı girdi kupa İtalya’da kalmaya devam etti. İtalya, tam 16 yıl kupayı saklayarak bu alanda bir rekora imza atmıştı. O dönemde anlatılan en ilginç hikayelerden biri ise kupanın hangi şartlarda saklandığıydı. FIFA’da başkan yardımcısı olan İtalyan Dr. Ottorino Barassi, savaş süresince kupayı yatağının altındaki bir ayakkabı kutusunda sakladığını söylemişti. Böylece kupa, birçok yağmalama olayının yaşandığı savaş döneminde hırsızların eline düşmedi. Fakat kupa 1980’lerde çalındı.

Brezilya’da Uruguay yenilgisi sonrası futbolcular ve radyocular emekli oldu


1950 Dünya Kupası finalindeki mağlubiyet öylesine beklenmedik bir şeydi ki FIFA bile hazırlıksız yakalandı. FIFA başkanı Portekizce bir konuşma hazırlamıştı. Üzerinde Brezilyalı futbolcuların isimlerinin yazdığı madalyalar hazırlanmıştı ve “Şampiyon Brezilya” şeklinde bir şarkı bestelenmişti. Şarkı hiç çalınmadı, madalyalar hiç takılmadı ve maç sonrası törensiz şekilde kupa Uruguay’a verildi.
Final sonrası gazeteler mağlubiyeti reddetti ve sanki final maçı hiç oynanmamış gibi davrandı. Bazı spor radyocuları görevi bıraktığını açıkladı. Finalde forma giyen Brezilyalı oyunculardan bazıları futbolu, bazıları milli takımı bıraktı.
Bu travmanın ardından Brezilya’nın forma tasarımı da değiştirildi. O yıllarda beyaz renkli ve mavi yakalı forma giyen Brezilya, Uruguay’a yenildikten sonra bugün bildiğimiz sarı renkli, yeşil yakalı forma tasarımına geçiş yaptı.

ABD’nin topa vurmayı bilmeyen kalecisi


1950 yılında ABD’nin kalecisi Frank Borghi, İngiltere’yi sürpriz şekilde mağlup ettikleri maçta hiç kaleci vuruşu kullanmamıştı. Bunun sebebi kendisinin topa vurmayı bilmemesiydi. Çünkü kendisi aslında bir beyzbol oyuncusuydu ve geçimini sağlamak için yarı zamanla olarak cenaze arabası sürücülüğü yapıyordu.
Bu maçın skoruyla ilgili bilgi ABD’ye ulaştığında gazete editörleri haberi gazeteye yazmadı. Çünkü skorun bir aldatmaca olduğunu düşünmüşlerdi. ABD’nin İngiltere’yi yeneceğine inanmayan editörler bunun bir şaka olduğunu sanıyordu.

Türkiye ilk kez 1954’te ortaya çıktı


1954’te İsviçre’de düzenlenen Dünya Kupası’na Türk Milli Takımı tarihinde ilk kez katılma başarısı gösterdi.
Dünya Kupası’na katılma yolunda İspanya ile eşleşen Türkiye, ilk maçı 4-1 kaybederken, rövanşı ise 1-0 kazandı. Gol averajının geçerli olmadığı o dönemde üçüncü maç tarafsız bir saha olan Roma’da oynandı. Bu karşılaşma da 2-2 berabere sonuçlanınca, tribünden çağrılan Franco isminde bir çocuğun çektiği kura sonucunda A Milli Takım, kupaya katılma hakkı kazandı.
Milli takım, 1954 Dünya Kupası’nda Batı Almanya, Macaristan ve Güney Kore’nin yer aldığı grupta mücadele etti.
İlk maçında Batı Almanya’ya 4-1 mağlup olan milliler, ikinci maçında ise Güney Kore’yi 7-0 gibi farklı bir sonuçla mağlup etti. Bu sonuç, dünya kupaları tarihinin en farklı galibiyetleri arasında yer aldı.
Grupta Macaristan ile maç yapmayan milliler, aynı puana sahip oldukları için Batı Almanya ile bir kez daha karşı karşıya geldi. Türkiye, bu maçı 7-2 kaybedip, şampiyonadan elendi.

Çivili kramponlar ve Bern Mucizesi


1954 finali, Macarlar ile Batı Almanya’yı karşı karşıya getirdi. Macarlar 32 maçtır yenilmiyordu ve kadroda Ferenc Puskas da vardı. Herkes Macarların rahat bir galibiyet almasını bekliyordu. Nitekim 2-0 öne geçmeyi de başardılar. Fakat maç esnasında yağmur yağmaya başladı. Almanların kaptanı Fritz Walter’in ayağında daha sonra Adidas’ı kuracak olan Adolf Dassler’in geliştirdiği değiştirilebilir çivili krampon vardı. Walter önderliğinde Alman takımı ilk yarı bitmeden skoru 2-2 yaptı ve son dakikalarda 2-3 öne geçerek maçı kazandı.

1970’te ilk oyuncu değişikliği


1970 Dünya Kupası, hakemlerin ilk kez sarı ve kırmızı kart gösterebildiği ve takımların ilk kez oyuncu değişikliği yapabildiği turnuva olarak tarihe geçti. Meksika’da düzenlenen turnuva, bu sayede sakatlıkların daha az olduğu bir turnuva oldu. Ayrıca bu turnuva ilk kez renkli olarak yayınlanan Dünya Kupası olarak da tarihe geçmiştir.

Türkiye’nin ilk başarısı

Türkiye, 2002’de ilk kez sahneye çıktı. Tarihinde ilk kez finallere katılma başarısı gösteren A Milli Takım, üçüncülüğe ulaşarak büyük bir başarı elde etti. Türkiye’yi finale giden yoldan eden Brezilya ve Ronaldo olmuştu. İki kez Brezilya ile karşılaşan Türkiye, iki maçı da kaybetti. Çeyrek finalde İlhan Mansız’ın altın golü hafızalara kazınacaktı. Üçüncülük maçında ise Güney Kore ve Türkiye arasında güzel görüntüler vardı. Bu maçta Hakan Şükür’ün 11. Saniyede attığı gol halen Dünya Kupası tarihinin en hızlı golü olarak kayıtlarda yer almaktadır.

Zidane’ın Kafası


2002’de hayal kırıklığı yaratan son şampiyon Fransa, 2006’ya da çok kötü durumda geldi. Kimse Fransa’nın gruptan çıkmasına bile ihtimal vermiyordu. Fakat Fransızlar Zidane önderliğinde kısır maçlardan galibiyetler çıkartarak finale kadar gelmeyi başardı.
Finalde rakip İtalyan’lardı. Normal süre 1-1 bitti. Uzatmalarda da gol olmayınca maç penaltılara gidiyordu. Fakat maçın son anlarında Zidane, Materazzi’ye kafa atarak kırmızı kart gördü. En etkili kozunu kaybeden Fransa, kupayı penaltılar  sonucu İtalyanlara bırakmak zorunda kaldı.

Dünya Kupalarının efsaneleri

Pele (Brezilya)


Dünya’nın gelmiş geçmiş en iyi futbolcularından biri olarak kabul görmektedir. 3 kere, FIFA Dünya Kupası’nı kazanan takımda yer almıştır. İlk dünya şampiyonluğunu 1958 yılında yaşadı. Futbol kariyerinde 1281 gol atarak kırılması çok zor olan bir rekora imza atmıştır. Bununla beraber Pele, kariyeri boyunca 6 defa bir maçta 5’er gol kaydederek ayrı bir başarıya daha imza atmıştır. 30 defa da bir maçta 4’er gol kaydeden Pele tam 92 maçta da hat-trick yapmıştır.
Nijerya Pelé’nin maçını izlemek için Biafra ile yaptığı savaşta 2 günlük ateşkes ilan edilmiştir.
Bir başka olayda Brezilya Ligi‘nde oynanan bir maçta Pelé’nin oyundan atılması sonrası taraftarlar isyan etmiş ve hakemi zor durumda bırakmıştır. Bunun üzerine Pelé 15 dakika sonra oyuna tekrar dönmüştür. Bu olayda en dikkat çeken şey ise hakem hakkında hiçbir cezai işlem uygulanmaması hatta hakemin takdir edilmesidir.
 

Diego Maradona (Arjantin)

MEXICO CITY, MEXICO – JUNE 29: Portrait of Argentinian midfielder Diego Maradona taken 29 June 1986 in Mexico City before the start of the World Cup final between Argentina and West Germany. AFP PHOTO (Photo credit should read STAFF/AFP/Getty Images)

Tüm zamanların en iyi futbolcularından biri olarak görülmektedir. Ayrıca Pele ile beraber FIFA 20. Yüzyılın Oyuncusu ödülünü almıştır. Dört FIFA Dünya Kupası turnuvasında oynamıştır ve Arjantin adına kaptanlık yaptığı 1986 Dünya Kupası’nda, Batı Almanya’yı finalde 3-2 yenip kupaya uzanmışlardır. O maçtan sonra Altın Top ödülü almıştır. Aynı turnuvada çeyrek finalde İngiltere’ye iki gol atarak 2-1’lik galibiyeti sağlamıştır ve iki gol de tarihe geçmiştir. İlk golü eliyle atmıştır ve ceza verilmemiştir, o gole “Tanrı’nın eli” denmiştir. İkinci golü ise topu 60 metre sürerken beş oyuncuyu geçerek atmıştır. Bu gol 2002 yılında FIFA.com tarafından “Yüzyılın Golü” seçilmiştir.

Franz Beckenbauer (Batı Almanya)


Avrupa’nın en iyi futbolcuları arasında gösterildi. Futbola modern libero kavramını getirdi. 103 kez ulusal takımda yer aldı, 50 kez Alman millî takımının başında kaptan olarak sahaya çıktı. 1966 ve 1968’de Almanya’da, 1976’da Avrupa’da Yılın Futbolcusu seçildi.

Ronaldo (Brezilya)


 
Tüm zamanların en iyileri arasında gösterilir. 3 kez FIFA yılın futbolcusu ödülü ve 2 kez de Altın Top ödülü sahibi olan Ronaldo, topla yaptığı hızlı koşular, topla dans edercesine attığı çalımları ve bitirici gol vuruşlarıyla 90’lı yılların sonu ve 2000’li yılların başlarına damga vurmuştur. FIFA 100 listesinde yer almıştır.

Zinedine Zidane (Fransa)


2004 yılında, Pele’nin hazırladığı FIFA 100 adı altında gelmiş geçmiş yaşayan en iyi 125 futbolcu arasında yer aldı. 2006 yılında, Fransa’da en sevilen sporcu seçilmiştir; 1998, 2000 ve 2003 yıllarında FIFA tarafından yılın oyuncusu seçildi. Brezilya’nın efsanevi oyuncusu Ronaldo’dan sonra bu ödülü 3 kez kazanan dünyadaki 2. futbolcudur. Ayrıca 1998 yılında Ballon d’or ödülünü kazanmıştır. France Football dergisi tarafından iki kez dünya tarihinin ikinci en iyi Fransız futbolcusu seçilmiştir.

Johan Cruyff (Hollanda)


Cruyff genç yaşlarda AFC Ajax altyapısından yetişip A takıma çıkmıştır. 1973 yılında FC Barcelona takımına transfer olmuştur. Birçok maçta Hollanda millî takımının kaptanlığını yapmıştır. 1974 FIFA Dünya Kupası’nda ülkesinin finale çıkmasında önemli rol oynamıştır.
Cruyff 3 kez Avrupa’da Yılın Futbolcusu Ödülünü alan 3 futbolcudan birincisidir (Marco van Basten, Michel Platini Avrupa yılın futbolcusu ödülünü 3 kez alan diğer isimlerdir), Cruyff Dönüşü adı verilen harekete adını veren futbolcudur.

Lothar Matthäus (Batı Almanya / Almanya)


 
Avrupa’nın önde gelen iki kulübü Bayern ve İnter’de geçirdiği sezonlarda çok sayıda başarı elde etmiştir. Şampiyonlar ligi şampiyonluğu dışında bütün şampiyonlukları yaşamıştır. 5 Dünya Kupasında forma giyen bir oyuncu olarak ulaşılması güç bir rekora imza atmıştır.Bu durum nedeniyle Almanya millî futbol takımı ve oynadığı kulüplerde yoğun bir ilgi görmüştür. Almanya millî futbol takımında 150 maçla en çok maça çıkan futbolcudur.

Gerd Müller (Almanya)


Batı Almanya millî takımı formasını 62 kere giymiş 68 gol atmıştır. Futbol yaşamına 1963 yılında TSV 1861 Nördlingen takımında başlamıştır. 427 kez Bayern Münih takımının formasını giymiş ve bu maçlarda toplam olarak 365 gol atmıştır. Daha sonra 1979 yılında Florida Strikers takımına transfer olmuş ve orada da 71 maçta forma giyip 38 gol atmıştır. 1981 yılında futbol hayatına nokta koymuştur.

Garrincha (Brezilya)


Garrincha, Brezilya millî futbol takımı kariyerinde birçok başarı elde etti. İlk millî maçını 1955 yılında Maracanã Stadyumu’nda Şili’ye karşı oynadı. 1958 FIFA Dünya Kupası’nda İsveç’i yenerek kupaya uzanan takımın bir parçası olan Garrincha, 1962 FIFA Dünya Kupası’nda da takımıyla zafere ulaştı. Son millî maçını ise 1966 FIFA Dünya Kupası’nda Macaristan millî takımına 3-1 yenildikleri maçta oynadı. Brezilya, Garrincha’nın oynadığı 60 maçın 52’sini kazanmış 7’sinde de berabere kalmıştır.

Michel Platini (Fransa)


Futbol tarihinin en büyük futbolcularından biri olarak gösterilen Platini, olağanüstü gol atma kabiliyetlerine sahipti. Avrupa’da yılın futbolcusu ödülünü art arda 3 kez kazanan ilk futbolcudur. IFFHS tarafından 20. yüzyılın en iyi 7. futbolcusu seçildi. Birçok kişi tarafından döneminin en şık oyuncularından biri ve gelmiş geçmiş en büyük Fransız futbolcusu olarak gösterilmektedir.

2018 Dünya Kupası’nın Gözdeleri

En değerli takım Fransa


2018 Dünya Kupası’na katılan 32 takım içerisinde, ilk 11’lerin değerleri açısından en pahalı takım Fransa olarak ön plana çıktı. UEFA, FIFA ve transfermarkt’ın verileri esas alınarak yapılan inceleme kapsamında Fransa Milli Takımı’nın ilk 11’inin değeri 463 milyon euro olarak hesaplandı.
Fransa Milli Takımı’nı, 427 milyon euro ile Brezilya takip ederken, İspanya 424 milyon euro ile üçüncü sırayı aldı. Brezilya’da düzenlenen organizasyonda şampiyonluğa ulaşan Almanya ise 407 milyon euro ile dördüncü sıraya yerleşti.

A Grubunun yıldızları


Muhtemelen Uruguay’dan Suarez ve Cavanni turnuvada çıkış yapması beklenen oyuncular arasındalar. Suarez Barcelona’da Cavanni’de PSG’de bu sene iyi bir sezon geçirdiler. Bu grubun en önemli ismi ise Mısırlı Salah olacaktır. Bu sene Liverpool’u Premier Lig’de taşıyan ve inanılmaz bir performans sergileyen oyuncu, bu kupada da tüm dikkatleri üzerine çekebilir. Rusya’da da grup maçlarına damga vurması beklenen oyuncu ise Smolov’dur.

B Grubu


Bu grupta favori olarak gösterilen iki takım olduğu için, ön plana çıkacak oyuncular da, Portekiz’den Ronaldo, İspanya’dan da David Silva olacaktır.

C Grubu


Bu grupta Fransa dikkati çekerken, Danimarka forması giyen Eriksen’e dikkat etmek gerekir. Bu sene Tottenham formasıyla ekstra bir performans sergileyen oyuncu, turnuvanın gizli yıldızlarından biri olabilir.

D Grubu


Bu grupta da Arjantin forması giyecek olan Messi ve Higuain gruba damgalarını vurabilirer. Hırvatistan’da ise Mandzukic’in adını sık sık duyabiliriz.

E Grubu


Grubun favorisi Brezilya iken, evinde düzenlenen 2014 Dünya Kupası’nda erken sakatlanarak turnuvaya veda eden yıldız Neymar, bu kez çok daha güçlü.

F Grubu


Grubun favorileri Almanya ve Meksika. Gözler Almanya’nın yeni lideri, Real Madrid’de oynayan Toni Kroos’da olacak. Meksika’nın yıldızı ise West Ham’da oynayan Hernandez.

G Grubu


İngiliz golcü Harry Kane, ülkesinin büyük turnuvalardaki şanssızlığını kırmak isteyecek. Premier Lig ve Şampiyonlar Ligi’ndeki muhteşem oyununu bu yaz sahaya koyup koyamayacağı en büyük merak konularından.

H Grubu


Bu grubun net bir favorisi yok. Ama Polonya bir adım önde görünüyor. Grupta izlenecek yıldız isim ise Bayern Münih’de oynayan Polonyalı Lewandowski.

Maçları mutlaka 4K bir TV’de seyredin

Dünya Kupası’nı yayınlayacak olan TRT, özel bir 4K kanalından da yayın yapacak. O nedenle turnuvanın keyfini çıkarmak için mutlaka bir 4K TV’de izleyin. İşte piyasada bulabileceğimiz birkaç alternatif.

Vestel 55UD8400 55″ 140 Ekran 4K LED TV

Fiyatı: 2,619 ₺

Dahili HD dijital uydu alıcı sayesinde uydu yayınlarını ekstra cihaza ihtiyaç duymadan doğrudan alabilirsiniz. Böylelikle ekstra kutu, kumanda ve kablo kullanımına ihtiyaç kalmaz. Standart bir televizyonun ötesinde, birbirinden farklı içerik alternatifleri sunan Vestel Smart TV evde geçirdiğiniz zamanı daha eğlenceli hale getiriyor. Vestel patentli görüntü iyileştirme teknolojisi Pixellence ile görüntüler standart ekran teknolojilerinden çok daha canlı ve daha net. Üstün panel yenileme hızı ve arka plan aydınlatmasını gelişmiş Pixellence teknolojisi ile birleştiren Super Motion Rate (SMR 1000 Hertz), hareketli görüntü performansında mükemmel iyileştirme sağlıyor. PC girişi sayesinde televizyonunuzu aynı zamanda bilgisayar monitörü olarak da kullanabilirsiniz.
 

Samsung UE50MU7000 Ultra HD 50″ 127 cm Smart LED TV

Fiyatı: 2,749 ₺

3840×2160 piksel (4K-Ultra HD) çözünürlükte görüntüler oluşturan 8-bit (6-bit/FRC) panelli ekrana sahip ürün, yenileme hızı ile dikkat çekiyor. 50 Hz değerindeki gerçek ve 1300 Hz değerindeki yazılım destekli yenileme hızıyla akıcı görüntülere imza atan televizyon, Mega Dynamic Contrast teknolojisi sayesinde, görüntülerdeki aydınlık-karanlık dengesini başarıyla sağlıyor. Blu-ray içeriklerde, Stream servislerinde ve yeni nesil oyun konsollarında boy göstermeye başlayan HDR formundaki dijital içeriklerin de takip edilebilmesine olanak veren televizyon, gerçek anlamda göz alıcı görüntülere hayat veriyor. 1000 nit değerinde parlaklık oranına sahip panel, HDR10 ve HLG teknolojileriyle günceli yakalıyor.
 

LG 43UJ630V 43″ 108 Ekran 4K Uydu Alıcılı Smart Wi-Fi LED TV


 

Fiyatı: 2,159 ₺

Ultra HD-4K çözünürlüklü görüntülere imza atan ekran, yenileme hızını 1600 Hz değerine varan oranlara taşıyabiliyor. Gerçek yenileme hızı 50 Hz olan ve 4K çözünürlüklü içeriklerde, bu yenileme hızını 60 Hz’e yükselten LG 43UJ630V 43″ 108 ekran, Direct LED aydınlatma teknolojisiyle gerçeğe yakın görüntüler oluşturuyor. %80 DCI-P3 renk uzayı ve Color Master Engine ile renk canlılığı ve doğruluğu alanında da iddia sahibi olan model, IPS panelli olmasıyla da tercih edilebiliyor. HDR10, Active HDR, HDR Effect ve HLG (Hybrid Log-Gamma) ile yeni nesil dijital içeriklerdeki; güneş, aydınlatma, patlama gibi sahneleri yüksek parlaklık değerleriyle hazırlayan televizyon, mükemmel bir sinema ve oyun deneyimi yaşatıyor.
 

Sony KD-55XE8096 55″ 140 Ekran 4K LED TV

Fiyatı: 3,999 ₺

Daha fazla renk, daha fazla gerçeklik demektir. Özel geliştirilmiş arka ışığa sahip Triluminos ekran, renkleri daha geniş bir gam aralığında seçimli olarak eşleyerek renklerin aşırı doygun ve yapay olmasını engelliyor. Her sahnede duyguları açığa çıkaran canlı, gerçekçi görüntülerin keyfini yaşarsınız. Her biri güzelce güçlendirilmiş piksellerle heyecan verici, olağanüstü bir dünyayı keşfedin. Her bir sahnenin parçaları tek tek analiz edilir ve doku,  kontrast, renk ve kenarları birbirlerinden bağımsız olarak tanımlayan özel bir görüntü veritabanıyla eşleştirilir. İzlediğiniz her şeyde üstün gerçekçi ayrıntılarla farkı hissedersiniz. Yüksek Dinamik Aralık (HDR) uyumlu bir TV, TV’ye bakış açınızı değiştirecektir. 4K Ultra HD çözünürlükle bir araya geldiğinde HDR video içeriği, diğer video formatlarına göre çok daha yüksek parlaklık aralığında olağanüstü ayrıntı, renk ve kontrast sunar.


Bu haber, Newtech dergisinin Haziran sayısında yayınlanmıştır.

Exit mobile version