Yapay zekâ ve derin öğrenme gibi kavramlar özellikle son birkaç yıldır teknoloji dünyasında hiç olmadığı kadar sık bir şekilde dile getiriliyor ve bunun iyi bir nedeni var. Derin öğrenme nedir sorusunu yanıtlarken vereceğimiz örneklerde de görülecektir ki büyük teknoloji şirketlerinin önemli bir kısmı bu alana yoğunlaşmaya başladı.
Bu alandaki ilerlemeler sadece teknoloji ile içli dışlı olan kişiler için değil, normal kullanıcıların açısından da harika gelişmelerdir. Örneğin hiç bilmediğiniz bir dil düşünün. Almanca? Rusça? Korece? Bunları öğrenmek için artık size yardımcı olacak bir asistana sahipsiniz. Evet, doğru tahmin ediyorsunuz. Bu asistanın adı ChatGPT ve size dil öğrenme konusunda gerçekten çok başarılı olabilir.
Aslına bakarsanız yetenekleri bununla da sınırlı değil. Siz ondan ne isterseniz isteyin, neredeyse tamamını yerine getirebilecek kadar gelişmiştir.
Doğal dil işleme modeline dayanan sohbet botunun size verdiği yanıtların neredeyse aynısını bir insan da alabilirsiniz, bu da zaten bizi şaşırtan şeyin ta kendisidir. Doğal olarak şunu merak edebilirsiniz: Bu bot nasıl oluyor da insan gibi cevap verebiliyor?
ChatGPT veya başka bir botun size verdiği yanıtların nasıl gerçekçi yanıtlar verdiği ve inanılmaz yetenekli olduğunu sorgularken açmaya çalışacağınız tüm kapılar sizi derin öğrenme (deep learning) gibi kavramlara götürür. Bu terime aşina değilseniz konu hakkında bir soru işaretiniz kalmayacak şekilde terimi ele almamıza izin verin.
Derin Öğrenme Nedir?
Derin öğrenme, insanların açısından doğal olan bir işin nasıl yapılacağını örnekler üzerinden öğreten bir makine öğrenimi tekniğidir.
Bu teknik sayesinde herhangi bir görüntü, metin ya da ses tıpkı insanın yapabileceği şekilde sınıflandırılabilir. Örneğin bizim açımızdan tek çeşit müzik yoktur. Caz, elektronik, hip hop, blues, rock, klasik ve daha birçok müzik türü, sektörü standart kalıpların dışına çıkarır. Hatta kalıplara sığmayan alternatif müzikler de vardır.
Bütün bunları ayırt etmek için insan gibi düşünmek gerekir ama insan olmayan bir şeyin insan gibi düşünmesi mümkün müdür? Evet, derin öğrenme modelleri sayesinde insanın düşünme biçimi simüle edilebilir. Bazen insanın bile bilgi kapasitesinin çok üzerine çıkabilir ki bunu veri setine ve çok katmanlı sinir ağına borçludur.
Derin öğrenme, tanımlamada daha önce hiç olmadığı kadar yüksek bir başarı oranına sahip olmaya başlıyor. Bu, sürücüsüz arabalar gibi güvenliğin önemli bir öncelik olduğu teknolojiler için mükemmel bir gelişmedir. Kaydedilen ilerlemeler, görüntülerdeki nesneleri sınıflandırmak gibi bazı kritik görevlerde derin öğrenme modellerini bazen insanlardan bile daha başarılı olacak hâle getirdi.
Bu kavram aslında oldukça uzun bir zaman öncesine dayanıyor ancak yakın zamanda çok daha fazla duyulmaya başlandı. Bunun nedenini eğer teknoloji dünyasındaki son gelişmeleri yakından takip ediyorsanız zaten tahmin edebiliyorsunuzdur ama teknik konular hakkında fazla bilgili değilseniz aşağıdaki örnekleri inceleyebilirsiniz.
Derin Öğrenme Örnekleri Neler?
- Otomatik sürüş: Bu özellik sayesinde araç trafik ışıkları ve çevredeki diğer araçları algılayarak şoförün yerine kullanılıyor. Örneğin Tesla modellerinde mevcut otomatik pilot özelliğinin trafiğe uyumlu hareket etmesi, derin öğrenme ile sağlanıyor.
- Savunma sanayi ve havacılık: Bu alanda verilebilecek en iyi örneklerden biri, havadaki nesneleri tanımlamak için kullanılan sistemlerdir. Örneğin anti drone sistemlerinde tanımlama amacı ile derin öğrenmeden yararlanılır.
Derin öğrenme, elektrikli araçlardan tutun da savunma sanayi ve havacılığa kadar birçok alanda aktif olarak kullanılıyor.
Yorum Yap