O dönemler, ülkemize ekipman getirtmenin, elektro gitar bile bulmanın ne kadar zor olduğunu ustalardan pek çok kez duyduk. Peki Barış Manço, albümlerindeki enstrüman zenginliği nasıl sağlıyordu? Batıkan, “Babam, müzik hayatının ilk yıllarında, Paris”te olduğundan o dönemin çeşitli müzik aletlerinden ve seslerinden yararlanabilmiş, sonrasında Türkiye’ye geldiğinde de henüz Türkiye’de bulunamayan müzik aletleri getirtebilmişti. Babamın 45″liklerini dinleyince belli oluyor zaten, sıradışı sesler bulunduran pek çok şarkısı var.”
Batıkan Manço’nun bir de hayali var. Barış Manço’nun anıldığı bir günde, onun birkaç şarkısını piyanoda çalmak… Batıkan, piyanoya ilkokulda baslamış Ama babasını kaybettikten sonra, Amerika’ya okumaya gittiğinde, zor gelmiş piyano çalmak. Şimdi kaldığı yerden devam etme çabasında.
Barış Manço’nun müzik endüstrisiyle ilgili sıkıntıları var mıydı diye sorduğumuzda Batıkan, “Ben doğduktan sonraki yıllarda herhangi bir sıkıntıı olduğunu görmedim,” diyor ama arkasından da ekliyor: “Fakat dedemin, halamın ve Ahmet Güvenç”in anlattıklarına bakılırsa 70″li yıllarda çok sıkıntı çekmiş. Henüz Türkiye’nin alışmadığı birisi olduğundan, bir taraftan o donemin sağcı/solcu düşünce etkenleri, öbür taraftan uzun saçıyla, yüzükleriyle farklı görünümü, bazı zorluklar getirmiş. Ama o, bunlara rağmen büyük kitlelerin kalbinde taht kurabilmişti.”
Şimdi Batıkan’ın en büyük hedefi bir sonraki kuşaklara babasının mirasını aktarabilmek, çünkü o, müziğin hayatlarımızdan eksik olmaması gerektiğine ve hayata dair pek çok şeyin de şarkılardan öğrenilebileceğine inanıyor.
|