HealthTech yani sağlık teknolojisi, çağımızın en önemli inovasyon alanlarından biri hiç kuşkusuz. Geçmişin sağlık konularının yorumları ve geleceğin uyumlu bir sentezini meydana getirmek bu alandaki şirketlerin öncelikli hedefi. Bu kapsamda ülkemizde de satışı gerçekleşen inovatif bir ürünü test etme imkanı bulduk. Diyabet hastaları (Daha çok Tip-1) için geliştirilen Abbott FreeStyle Libre 2, inceleme konuğumuz oldu.
Abbott FreeStyle Libre 2 İnceleme Detayları
FreeStyle Libre 2, arkasındaki köklü ilaç şirketi Abbott’ın sağlık teknolojileri alanındaki öncü adımlarından biri. İlk serisi birkaç yıl önce çıkan bir sensör sistemi özetle ve işlevi de diyabet hastaları için kritik öneme sahip ‘şeker takibini’ anlık, ‘kansız’ ve mobil cihaz uyumlu hale getirmesi.
Günümüzde yaygın olan şeker takibi yöntemi, şeker ölçüm cihazları ile gerçekleştirilir. Bu cihazlarda çalışma prensibi, parmağın özel bir iğne ile delinmesi ve kanın bir stribe (çubuğa) damlatılması ile başlar. Devamında çubuk, şeker ölçüm cihazına takılır ve ekranda o anki şeker (glukoz miktarı) görülür.
Bu sürecin zorlukları zahmetli oluşu ve parmakların delinmesini zorunlu kılmasıdır. Ek olarak işlem, örneğin evin dışındayken eğer cihaz yanınızda değilse gerçekleştirilemez, bu da günlük seyirlerin takibini zorlaştırıcı faktör oluşturur. FreeStyle Libre 2 ise bu bağlamda apayrı bir deneyim, pratiklik ve inovasyon.
FreeStyle Libre 2, kutu içeriğinde bir adet sensör ve aparat ile geliyor. Birkaç santim çapında yuvarlak, ince bir plastiğin içindeki küçük devrelerden oluşan ve ‘sensör’ denilen aygıt, sabit bir iğne ve güçlü yapışkan içeriyor.
Prensip, iğne içeren, içerisinde sensör bulunan yuvarlak ve ince bir plastik aygıtın, alt kolun arkasına yapıştırılması şeklinde. Evet bir iğne mevcut ve işlemde bunun cilde girmesi ve derinin altında kalması gerekiyor.
Aparata yerleştirilen sensör, 1 saniyeden kısa sürede iğneyi deri altında sabitlemeye yarıyor ve sensörün etrafındaki güçlü yapışkan malzeme de bunu sabit tutmaya yarıyor.
Üst kolunuzun alt kısmında, görünmeyen bir yerde konumlanan sensörün, akıllı telefona yüklenen uygulama ile Bluetooth üzerinden eşleştirilmesi ile sürecin aktif bölümü başlıyor. Artık 15 gün süreyle kolunuzdaki bir cihaz sayesinde akıllı telefonunuzdan glukoz miktarını görebiliyorsunuz.
Dahası da var, alarm sistemleri söz konusu ve şekeriniz örneğin 70’in altında ya da yine belirlediğiniz yüksek şeker miktarında (örneğin 170) olduğunda telefonunuzdan uyarı sesi geliyor.
Bu uyarıları almanızın şartı telefonun yakınınızda olması ve Bluetooth’un açık olması. Eğer alarm almama gerek yok, bazen şekerimi kontrol edeyim derseniz de akıllı telefonunuzu sensöre yaklaştırmanız yetiyor.
Pratiklik çok üst düzeyde, bununla birlikte, en nihayetinde vücudunuzda 15 gün boyunca (15 gün sonra çıkarılıp yenisi takılmalı) sabit kalması gereken bir sensör var. Bunun yerinden çıkmaması için giysileri çıkarıp giyerken dikkatli olmanız, kapı, dolap gibi eşyalara çarpmamanız önemli. Ayrıca uyurken kolunuza dikkat etmeli, mümkünse takılı olduğu kola baskı yaratmayacak pozisyon almaya özen göstermeniz gerek.
Bu arada duş alırken sorun yok, su geçirmiyor, ancak burada da temkinli olmalı ve etrafını temizleme konusunda hassas davranmalısınız. Tek dezavantajı ise takılı olduğu noktaya istemeden bir baskı uygulandığında çok az da olsa kanayabilmesi, bu nedenle kullanımında çok özenli olunmasında yarar var.
Son olarak Ekim ayı itibarıyla resmi satış kanalındaki fiyatı 2100-2200 TL aralığında, 15 gün süreyle kullanılıyor. Aylık 4 bin TL’nin üzerinde bir maliyetle tercih edilebiliyor. Fiyatı bir miktar yüksek, yine de “özellikle şeker kontrolünde sorunlar yaşayan diyabet hastaları için” mutlaka denenmesini öneririz.
Artılar
- Tasarım
- Performans
- Güvenilir
- Doğru ölçüm
- Hız ve kolaylık
- Mobil uygulaması basit
Eksiler
- Yerinden çıkma ihtimali var
- Kanama ihtimali var
- Fiyatı yüksek
Yorum Yap