2011, 2012, 2013… Bu yıllarda bir MacBook Air veya Pro aldığınızda sizi metalik gövde malzemesi karşılıyordu. Bu malzeme kenarlarda küçük sürtünmelerden etkilenip yıpranırdı evet, ancak renkler asla solmaz, izler belirmezdi. Dirsek yaslama veya elin üzerinde konumlandığı sol tarafın (sağ elini kullananlar için), renginin zamanla değişmeye başladığı ilk modeller yeni nesil Mac’lerdi.
Kullanılan malzemeden mi, yoksa boyadan mı kaynaklı henüz net bir bilgi yok. Ancak örneğin 2019’da bir MacBook Air satın aldıysanız 2 sene sonra renginde değişiklerle karşılaşma oranınız son derece yüksek olacaktı. Günümüz Mac’lerinin yeni renk paletleri, yani gold, gri, pembe gibi renklerle birlikte kullanılan malzemelerden kaynaklı olduğuna inandığım bu durumla sıklıkla karşılaşılıyor.
Dünyanın birçok ülkesindeki Mac kullanıcılarının buluştuğu forumlarda, web sitelerinin yorum kısımlarında, teknik servislerde alçak sesle de olsa dile getirilen bu ‘görsel’ sorun, açıkça söylemek gerekirse Apple’ın son dönem modellerindeki geri dönüşümlü malzeme ve türevlerini, yeterince güçlü ve gerekli inovasyonlarla ele alamadığına işaret ediyor. Burada görsel bir sorun yaşanırken kullanıcıların sorunun kaynağını ‘kendi ellerine ve terlerine’ bağlama eğilimleri de dikkat çekiyor. Oysa ki 2010’un ilk yarısındaki önceki MacBook’larda da kullanım şekli aynıydı, buna karşın renklerde değişim sorunlarıyla çok daha az karşılaşıyorduk.
Mac tarafından yeni modellerde donanım, başta ekran ve performans argümanları ekseninde durmaksızın geliştirilirken görsel anlamda, ‘yıllara karşı dayanıksızlık’ ve ‘kullanım süresi ile birlikte görülen negatif seyirdeki değişiklikler’ dikkat çekiyor. Bu kapsamda Apple, sanki bizlere iyi donanım veriyor ama bir yerden de kısıyor…
Performansta Çarpıcı Ama…
Son dönem Apple MacBook Pro, kelimenin tam anlamıyla muazzam bir performans canavarı. MacBook Air’in de yanında kalır tarafı yok. Yeni Apple işlemcilerinin yanı sıra geliştirilen ekranlar ön planda. Üstelik teknoloji şirketi, çok yüksek profilli ekranlar sunduğu MacBook Pro’yu, muadil modellere göre daha düşük fiyatlarla sundu (her ne kadar bir şeyleri araştırmaktan kaçınan sözüm ona teknoloji editörleri aksini söylese de). Günümüzde MacBook Pro’daki ekranı sunan bilgisayarlara 30-40 bin TL’den itibaren ulaşılıyor. Buradaki övgülerimiz açık ve net, Apple her ne kadar bazı eksik yönleri olsa da fiyat tarafında tatmin edici işler çıkarıyor.
Eksik yöne de hemen açıklık getirelim, günümüzde Pro’yu en çok tercih eden kesimlerden biri de yazılım geliştiriciler. Yazılım geliştiriciler açısından sunulan performans gerçek anlamda iş verimliliğine pozitif katkı, buna karşın ekranın ‘güçlü özellikleri’ son derece gereksiz kalıyor. İşte buradan hareketle Apple, performans odaklı ama ekranı daha düşük özellikte olan (önceki nesil ekranı gibi örneğin) ürün seçenekleri sunar. Böylelikle geliştiricilere daha ekonomik ve ‘nokta atışı’ alternatifler sunabilirdi.
Her neyse… Durum yazılım dünyasında ciddi ciddi ele alınsa da; yeni ‘Pro’ modellerinin yoğun talep gördüğüne şahit olduk. Konuya dönecek olursak Apple; tüm bu güçlü yönlere karşın malzeme kalitesinde bizi üzmeye devam edecek. Çünkü önceki nesil malzeme yapı taşlarıyla devam ediliyor ve tüketicilerin geri dönüşleri dikkate alınmıyor. Renk tarafındaki kayıplar en güncel Pro’lardan itibaren yeni nesil Mac’lerin adeta kaderi haline dönüşüyor.
Bir Kader Değil
Eğer MacBook Pro’nuzu kod yazmak için bolca kullanacaksanız; yazı yazdığınız elinizin altına denk gelen kısım zamanla orijinal rengini kaybedecek. Bu bir tarot falı ya da astroloğun tahmini değil, gerçek. Buna hazırlıklı olmanız gerekiyor. Peki ama ne yapabilirsiniz?
Apple madem bizi bu konuda düşünmüyor ya soluk renkle idare edeceğiz; ya da bazı önlemler alacağız. Başlıca önlem eldeki terleme durumlarına karşı daha hassas olmak.
Merak etmeyin terlemeyi durdurmak adına elinize botoks yaptırın gibi uçlarda önerilerle gelmeyeceğiz. Ama bulunulan ortamın iklimlendirmesi, kısa aralar üzerinden daha ‘az terlenilen’ çalışma ambiyansları elde edilmesi ilk aklımıza gelenler. Terleyen elinizi kolayca silebileceğiniz önlemler de söz konusu…
Diğer yöntem ise iyi bir mouse’a geçiş yapmak. Sorunu başlamadan bitiren bir adım olacağını belirtmeliyiz.
Ek olarak her ne kadar çok tercih edilmese de; yeni nesil mouse’ların performanslı çalışmayı da yoğun şekilde tetiklediği ortaya çıkıyor.
Apple Magic Mouse 2 ve Logitech Ürünleri
Apple Magic Mouse 2, bluetooth özellikli ve 3 buton, 3000 dpi gibi özelliklerle geliyor. Lazer tipi ürün, kompakt tasarımıyla çantanızda kendine kolayca yer bulabiliyor aynı zamanda.
MX Master 3, MX Ergo gibi seçenekleri ile Logitech de; Mac uyumlu Mouse dendiğinde akla gelen markalar arasında. Firmanın MX Vertical gibi sıra dışı tasarıma sahip modelleri de mevcut.
Yorum Yap