Yazı: Cem Kıvırcık
Dört gözle beklediğim ürünlerden biriydi Fujifilm X-T4. Daha önce deneyimlemiş olduğum Fujifilm X-T3’ün performansından sıkı bir aynasız kullanıcısı olarak çok memnun kalmıştım zira. Aslında Fujifilm X-T3’te, neden H1 modelinde olduğu gibi bir gövdeye bütünleşik sabitleyici sistem kullanmadıklarını soruyordum binlerce kullanıcı gibi. Ancak, Fujifilm, bu sürprizi X-T4’e saklıyormuş anlaşılan.
Bu yıl yaşadığımız pandemi süreci nedeniyle X-T4 ile vuslatımız biraz geç oldu ama iyi de oldu. Bir iki hafta deneyimleme fırsatı buldum ve hemen başında söyleyeyim çok beğendim. Her ne kadar X-T3 kullananlar için, yalnızca fotoğraf çekiyorsanız makinenizi güncellemenize gerek yok deseler de, benim bir X-T3’üm olsa hemen yarın satar ve X-T4 alırdım. O derece yani… Daha makineye ilk dokunuşumda sanki yıllardır kullanıyormuşum gibi bir hisse kapıldım.
Öncelikle gelişmeleri anlatayım. Dış görünüşte klasik nostaljik Fujifilm çizgisi korunmuş ama muhtemelen gövdeye bütünleşik 5 eksenli sabitleyici ve büyüyen batarya ile gövde biraz büyümüş ve ağırlaşmış. Ancak öyle abartılı bir büyüme yok, merak etmeyin. Hatta bir iki milim büyüyen grip daha sağlam bir tutuş hissi veriyor. Bu arada gövdeye bütünleşik sabitleyici Fujifilm X-H1’de kullanılana oranla yüzde 30 daha küçük ve yüzde 20 daha hafif. Gövde içi sabitleyici sistem kullanıcıya 6,5 stop kadar bir destek sunuyor. (Fotoğrafçılar için stop ne anlama geliyor, bunu gelecek sayılarda anlatmayı planlıyorum.)
En sevdiğim değişikliklerden biri arka LCD panelinin yana tam olarak açılması ve ekranının 180 derece dönebilmesi oldu. Video özellikleri çok geliştirilen X-T4’ün bu özelliğinin video çekenler için yapıldığı aşikar ama biz fotoğrafçılara da, yerlerde sürünmeden değişik çekim açıları keşfetme olanağı sunuyor. Elbette LCD ekranın çözünürlüğü de arttırılmış ve X-T3’te de olduğu gibi dokunmatik.
Her ne kadar X-T3’teki 26.1MP APS-C X-Trans IV BSI (arkadan aydınlatmalı) CMOS algılayıcı aynen kullanılmış olsa da, yazılım vs. geliştirmesiyle gerek görsel kalite, gerekse otomatik odaklama vs. açısından X-T4 hissedilir şekilde çok daha iyi. Özellikle AF hızı, tutarlılığı, hareketli nesneleri takip etme, yüz tanıma, göz seçme gibi özellikleri beni etkiledi. Aklımdaki soru, acaba bir firmware güncellemesi ile X-T3’ün de bu özelliklerinde bir performans artışı olabilir mi?
Deklanşörü inanılmaz yumuşak, sessiz ve hızlı hale gelmiş. Perdeleyici mekanizması yenilenmiş ve geliştirilmiş. Bir iddiaya göre ömrünün 300 bin karenin üzerinde olduğu söyleniyor. AF/AE takip halinde saniyede 15 fps’ye bana mısın demiyor. Herhangi bir kareyi kaçırmanız olası değil. O kadar hızlı ki, basmanızla fotoğrafı çekmeniz arasında sadece 0.035 saniye var. Elbette X-T3’te gördüğümüz elektronik perdeleyici desteğiyle 1,25x kırpık modla 30 fps hıza da ulaşabilmeniz mümkün…
Eski küp şeklindeki batarya NP-W126, sonuna bir “S” alarak yenilenmiş. Yeni NP-W126S, dış görünüş olarak Nikon’larda kullanılan bataryaya benziyor. 1260 mAh’den 2360 mAh’e yükseltilmiş. Bu da aynasızların en çok eleştirilen batarya sorununa bir çözüm sunuyor. Bu batarya ile tek şarjda 500 kare çekebiliyorsunuz. Ben biraz daha ekonomik bir kullanımla 600 kareye kadar yaklaştım. Aslında makinenin hemen arkasındaki AF-ON düğmesine “back focusing” ayarlaması yaparak bataryayı daha ekonomik, fotoğraf makinenizi de daha pratik kullanabilirsiniz. Bunu da gelecek sayılardan birinde anlatayım, bana hatırlatın.
Her yeni modelde olduğu gibi X-T4 de Fujifilm’in yeni bir film benzetmesi özelliğiyle geliyor. Bu kez Eterna Bleach Bypass katılmış listeye. Aslında bu eskiden film banyosunda kullanılan bir ağartma tekniğinin dijitalleştirilmiş hali. Doygunluk seviyesi düşük, ama kontrastı yüksek görseller üretmenizi sağlıyor. Ana ben Acros’tan memnunum. LCD ekranda Acros’u bana yol göstermesi kullanıyorum ama her zaman RAW çekiyorum. Size de aynısını tavsiye ederim. Ama Fujifilm’in sizlere sunduğu film benzetmeleriyle denemeler yapmaktan da geri kalmayın.
Elbette, sevdiklerim yanında sevmediklerim de var. Ne yazık ki, X-T4’ün kutusundan pil için ayrı bir şarj cihazı çıkmıyor. Bunu ekstra bir aksesuar olarak satın almak zorundasınız. Bataryayı makine üzerindeyken şarj ediyorsunuz, gerekirse bir powerbank de işinizi görüyor ama yedek bataryaları vs. şarj etme konusunda ayrı bir cihaz gerekecek. Bunu başka markalar da yapıyor ama bir şarj cihazından tasarruf etmek konusu beni düşündürüyor. O da nazar boncuğu olsun.
Yorum Yap