Dünyanın en popüler flört uygulamalarından biri olan Tinder, yapay zekâ destekli yeni özelliğiyle kullanıcı deneyimini tamamen değiştirmeye hazırlanıyor. “Chemistry” adı verilen bu özellik, kullanıcının fotoğraf galerisine erişerek ilgi alanlarını ve kişilik özelliklerini analiz ediyor. Şirketin amacı, “swipe yorgunluğunu” azaltıp daha uyumlu eşleşmeler sağlamak. Şu anda Avustralya ve Yeni Zelanda’da test edilen sistem, önümüzdeki aylarda daha fazla ülkeye yayılacak.
Tinder’ın Yeni Özelliği Chemistry Nasıl Çalışıyor?
Match Group CEO’su Spencer Rascoff’un açıklamasına göre Chemistry, eğlenceli etkileşimli sorular ve kullanıcı izniyle erişilen fotoğraflar üzerinden kişisel bir profil çıkarıyor. Bu yapay zekâ, sadece fiziksel görünüşe değil, kullanıcının ilgi alanlarına ve yaşam tarzına da odaklanarak eşleşme önerileri sunuyor. Sistem, derin öğrenme algoritmalarıyla her etkileşimden yeni veriler öğreniyor.

Uygulama, kullanıcıyı tanımak için kısa sohbetler açıyor ve bu konuşmalar üzerinden kişilik analizi yapıyor. Tinder’a göre amaç, her gün yüzlerce kişiyi kaydırmak yerine, “birkaç gerçekten uygun profil” göstermek. Bu sayede daha anlamlı sohbetlerin ve uzun süreli etkileşimlerin önünün açılması hedefleniyor.
Gizlilik endişeleri konusunda Tinder özellikle hassas davranıyor. Şirket, fotoğraf analizinin tamamen isteğe bağlı olduğunu ve kamera rulosuna yalnızca kullanıcı izin verirse erişildiğini vurguluyor. Ayrıca verilerin üçüncü taraflarla paylaşılmadığı, yalnızca eşleşme önerileri için kullanıldığı belirtiliyor.
Chemistry özelliğinin yanı sıra Tinder, “Modes” adını verdiği yeni flört seçeneklerini de devreye soktu. College Mode ile kampüs arkadaşlarıyla tanışmak veya Double Date Mode ile çift olarak başka çiftlerle eşleşmek mümkün. Tinder ayrıca uygulamanın performansını da iyileştirdi; Android’de açılış süresi %38 hızlanırken, çökme oranı %32 azaldı.



Yorum Yap