“Fotoğrafta renkler nasıl oluşur?” konusuyla ilgili Ferudun Arslan Photoline Dergisi’ne bir yazı yazdı:
Renk, ışığın değişik dalga boylarının göze ulaşarak ortaya çıkarttığı bir algılamadır. Işık maddeler üzerine çarpıp oradan göze yansıyarak çeşitli renkleri, tonları algılamamızı sağlar. Peki ışığın bütün dalga boyları birden aynı anda göze ulaşırsa ne olur? Bu beyaz olarak algılanır. Peki bunun tam tersi olursa? Göze hiç ışık ulaşmazsa, bu da siyah olarak algılanır. Araştırmalara göre göz 380 nm ile 780 nm arasında dalga boylarını algılayabiliyor. İşte bu sebepten elektromanyetik spektrumun bu bölümüne, görünen ışık deniyor.
Fotoğrafta renk konusundan bahsederken renk dengesi, tayf, armoni, kontrast, doygunluk, beyaz dengesi, Kelvin değerleri gibi bahsi çok geçen kavramları kısaca da olsa tarif etmeden olmaz.
İki ana renk karıştığı zaman ortaya çıkan ara renk ana rengin tamamlayıcısı olur. Ana renkler, ara renkler ve birbirlerine karşıt olan renkler birlikte kullandığında, fotoğrafta renk dengesi oluşur.
Koyulaştıkça karanlığı ve ışık değeri düşük olan renk, açıldıkça parlaklığı ve ışık değeri artan rengin parlaklık ve saflık derecesine tayf diyoruz. Gün içerisinde günün farklı saatleri arasında çekilen fotoğrafların renk tonları birbirinden çok farklı olur. Sabah erken saatlerde çekilen fotoğrafla aynı noktada, aynı kadrajda akşam gün batımında çok farklı bir fotoğraf çekebilirsiniz. İşte bu, gün içinde değişen parlaklık ve saflık derecesi, Işık değeri tayfı ortaya çıkarıyor.
Fotoğrafta renkler arasındaki ahenk ve uyumu ifade eden “armoni”ye dikkat etmek gerekir. Ortamdaki renkler dengeli, uyumlu bir şekilde fotoğrafa aktarıldığında, fotoğrafın ilgi çekiciliği, sanatsal boyutu artıyor.
Tayfa, armoniye dikkat ederek kadrajı buna göre oluşturmak yeterli değil. Unutmamamız gereken bir de kontrast var. Fotoğrafta kontrast fotoğraftaki lekeler, renkler arasındaki dengeyi sağlar. Fotoğrafta rengin parlaklık derecesi yani ton değerlerine dikkat etmek gerekiyor.
Bütün bu renk ile ilgili kuralları tutturduktan sonra doygunluğu da unutmamak gerekir. Doygunluk, zengin ışığı yeterince yansıtması ve parlaklığı ile ilgili olan kurallardan birisi. Hava şartlarına ve içinde bulunulan mekanın ışık şartlarına göre doygunluk, renklerin canlılığı azalabilir.
Fotoğraf makinesinin üzerindeki beyaz dengesi (white balance) ayarında günışığı, flash ampulü, normal elektrik ampulü, mum ışığı yani Kelvin değerleri bulunur. Beyaz dengesi, fotoğraf çekerken mekanın ışık kaynağı, renk sıcaklığı, çekilen fotoğraftaki renkler ve bu renklerin kalitesini belirler. Işığın Kelvin değeri düştükçe renk kırmızıya, Kelvin derecesi yükseldikçe maviye döner. Mavi ışık soğuk, kırmızı ışık ise fotoğrafta sıcak etki bırakır. Gün batımı fotoğraflarının diğer fotoğraflara oranla çok daha fazla dikkat çekmesinin sebebi de bu etki ile açıklanabilir.
Aynı noktadan hem sıcak renk tonlarıyla kırmızı sarı, hem de soğuk renk tonlarıyla mavi grimsi, birbirinden farklı renk tonlarına sahip fotoğraflar elde edilebilir. Sıcak renkler her zaman konuyu ön plana çıkarır. Soğuk renklerse her zaman konuyu uzaklaştırır. Gün ışığını sabah erken saatlerde sarıdır. Akşama doğru kırmızılaşır. Kışın gün ışığında yaza göre daha çok mavi vardır. Ölçümlere göre deniz seviyesinden yükseldikçe mavilik etkisini arttırır.
Fotoğrafın etkisini arttırmak için renklerle oynamayı bilmek gerekir. Eğer fotoğrafta dinamizm ve hareket izlenimini arttırılmak istenirse, tamamlayıcı renkler kullanmak gerekir. Çünkü tamamlayıcı renkler tahrik edicidir. Öyle bir kare hayal edin ki, masmavi, berrak bir gökyüzü, önünde sonsuza uzanan bir bahçe, yemyeşil ağaçlar ve mor renkli bir kamp çadırı… Huzur veren bir görüntü değil mi? Peki oradaki mor kamp çadırı turuncu ya da kırmızı olmuş olsaydı, nasıl bir etki yaratırdı?
Renkler kullanılarak fotoğrafta verilmek istenen mesajın etkisi arttırılabilir, ya da azaltılabilir. Okullarda reklam ve tanıtım bölümlerinde okuyan, fotoğrafa meraklı arkadaşlar bu söylediğimi daha iyi anlayacaklardır. Renkler doğru kullanılarak mesajın en etkili verilmesi amaçlanır. Sanat fotoğrafçılığı farklı, doğa fotoğrafçılığı daha farklı, basın fotoğrafçılığı çok daha farklıdır. Hangi alanda fotoğrafçılığı tercih ederseniz edin, rengin sırrını bilen fotoğrafçı her zaman fotoğrafları ile ön planda olur. Mesela küçük bir ipucu; sanatsal fotoğraflarla uğraşanlar gerektiğinde kadrajda heyecanı arttırmak için modellerinde kullanılmak üzere çantalarında kırmızı bir şemsiye ya da kırmızı bir yelek bulundurabilir.
Fotoğraf çekerken birkaç tavsiyem olacak
- İddialı olmadığınız sürece, herhangi bir tercihiniz yoksa, iki güçlü rengi aynı karede kullanmayın.
- Renklerin insan üzerindeki psikolojik etkilerini mutlaka ama mutlaka göz önünde bulundurun.
- Renkler hakkında fotoğraflarınızı paylaştığınız kişilerden fikirler alın. Olmazsa olmaz tamamlayıcı renkler kullanmaya özen gösterin.
- Fotoğraf çekmek için dışarıya çıktığınızda günün hangi saati olduğuna, mevsimde ne tür renklerin ortaya çıktığına dikkat edin.
- Birbirine zıt olan renkleri aynı karede fotoğraflayıp değerlendirmeyi önce kendiniz yapın.
- Fotoğrafınızda vermek istediğiniz mesajı renkler arasında uyum oluşturarak vermeye çalışın.
- Romantik bir sahneyi fotoğraflıyorsanız mutlaka ve mutlaka pastel renkleri kullanın.
- Bir rengin farklı tonlarını değerlendirerek fotoğraflarınızın etkisini arttırmayı deneyin.
- Fotoğraf eğitimi almaya gittiğinizde, hocanıza mutlaka beyaz dengesi, Kelvin değerlerini sorun ve bunu öğrenmeye çalışın.
- Makinelerinizi karıştırmaktan asla korkmayın.
- Fotoğrafınızda doğru rengi elde etmek için doğru ışığı beklemekten asla vazgeçmeyin. Daha sonra Photoshop ile düzenleme yaparım diye bu işi daha sonraya, bilgisayar başına bırakırsanız o an çekmiş olduğumuz fotoğraftan pek keyif almazsınız. Makine ayarları ile oynayarak doğru fotoğrafı o anda çekmeye çalışın.
Fotoğrafta renkler konusuna kısaca değindik. O zaman ne diyelim; renkli karelerde hayallerinizi renklensin, deklanşörünüz mutlulukla dolsun. Kadrajlarınız gönlünüzce olsun.
Yorum Yap